YANITLAMAK g. f. 1. Bir kimseyi, bir suali yanıtlamak, istenen yanıtı ya da yanıtları üretmek: Bir anketi, bir soruşturmayı yanıtla...
YANITLAMAK g. f.
1. Bir kimseyi, bir suali yanıtlamak, istenen yanıtı ya da yanıtları üretmek: Bir anketi, bir soruşturmayı yanıtlamak. Bakan, gazetecileri yanıtlamak istemedi.
2. Bir suali yanıtlamak, yanıtın kendisinden söz ederken, soruya uygun olmak: Açıklamalarınız sorumuzu yanıtlamıyor.
3. Bir kimsenin mektubunu, bir yazıyı yanıtlamak, ona karşılık olabilecek bir mektup, bir yazı göndermek.
♦ yanıtlanmak edilg. f. Bir soruya karşılık verilmek, sual mevzusu olan herhangi bir mevzuda bir açıklamada bulunulmak: Sorular başkanımızca yanıtlanacak. Bu yazı daha ilkin yanıtlanmıştı.
♦ yanıtlaşmak işt. f. Müz. Birden çok çalgı ya da sesten söz ederken, art arda ve bakışımlı bir halde duyulmak ya da çalınmak: Orkestrada yanıtlaşan çalgılar.
1. Bir kimseyi, bir suali yanıtlamak, istenen yanıtı ya da yanıtları üretmek: Bir anketi, bir soruşturmayı yanıtlamak. Bakan, gazetecileri yanıtlamak istemedi.
2. Bir suali yanıtlamak, yanıtın kendisinden söz ederken, soruya uygun olmak: Açıklamalarınız sorumuzu yanıtlamıyor.
3. Bir kimsenin mektubunu, bir yazıyı yanıtlamak, ona karşılık olabilecek bir mektup, bir yazı göndermek.
♦ yanıtlanmak edilg. f. Bir soruya karşılık verilmek, sual mevzusu olan herhangi bir mevzuda bir açıklamada bulunulmak: Sorular başkanımızca yanıtlanacak. Bu yazı daha ilkin yanıtlanmıştı.
♦ yanıtlaşmak işt. f. Müz. Birden çok çalgı ya da sesten söz ederken, art arda ve bakışımlı bir halde duyulmak ya da çalınmak: Orkestrada yanıtlaşan çalgılar.
Kaynak: Büyük Larousse
yanıtlamak ingilizcesi
- to answer, to reply
YORUMLAR