YAYLI sıf. Yayı olan: Yaylı koltuk —Arabac. Yaylı otomobil, askı donanımlı otomobil. —Müz. Yaylı çalgılar, senfonik orkestrad...
YAYLI sıf. Yayı olan: Yaylı koltuk
—Arabac. Yaylı otomobil, askı donanımlı otomobil.
—Nalbantl. Yaylı nal, ayakta kemikleşmeyi tedavi etmekte kullanılan, tırnaklaşma bulunan yere denk gelen kolu geniş ve uzun, içten dışa doğru eğimli ve ince olan, böylece at yürürken esneyebilen nal.
—Patol. Yaylı parmak, bir ya da birkaç parmağı germekte güçlük çekilmesiyle belirgin hastalık. (Duyulan direnç, atma ya da tetik çekmeye benzer bir duyu ile ortadan kalkar. Hanımda daha sık görülen bu hastalık, tarakkemiği ile parmakkemi- ği arasındaki eklemin ön yüzünde bulunan bir kiriş düğümcüğünden ileri gelir. Düğümcük, bükücü kirişin kaymasına engel olur. Tedavi, ya mahalli olarak kortizon verilmesini ya da ameliyatı gerektirir.)
—Teknol. Yaylı halka, zıt şekil değiştirmeli çiftler halinde, üst üste konarak kullanılan, hafifçe konik ya da helisel, kesik halka biçiminde sıkıştırma yayı.
—Ziraat mak. Yaylı kültivatör, çalışırken titreşimleri karşılayan ve engellere karşı güvenlik elde eden sarmal bir zemberekle beraber bir çatıya eklemli olan ve yüzeysel sürmede kullanılan kültivatör tipi.
♦ sıf. ve a. üstü ve yanları kapalı, gövdesi yaylar üstüne oturtulmuş, atla çeki len binek otomobili: Yaylıyla talibi dolaşmak.
—ANSİKL. Müz. Mızraplı tambur yatay tutulurken, yaylı tambur dizler üstünde (bazı sanatçılar bacakları arasına alır) dikey tutularak viyolonsel, keman ya da kemençe yayı ile çalınır. Sadece en geçerli yay, viyolonsel yayıdır. Abdülkadir Meragi'ye gore XV. yy.'da tambur yay ile çalınmış, sonraları terk edilmiştir. Tanburi Cemil Bey tamburu yayla çalarak bu sazın tutulup sevilmesine önder oldu. XX. yy.'ın ikinci yarısında Ercüment Batanay, yaylı tamburu muhteşem geliştirip muhteşem bir teknikle çaldı. Yaylı tambur önceleri ağaçtan yapılırken, sonraları metal bir gövdenin üstüne deri bir göğüs geçirilerek kullanıldı. Sadece tınısı oldukça yüksek olduğundan yalnızca piyasada tutuldu, radyo ve klasik konserlerde pek yeri olmadı Ercüment Batanay'ın uğraşıları ile sazın gövdesi gene ağaca dönüştürüldü; göğsündeki deri bölüm bırakıldı; beden içine can direği takıldı. Yaylı tamburda perdelere basılan bir çift çelik tel, sap üstündeki baş eşik ten göğüs üstündeki eşiğe kadar biroir feriyle birleştirilir ve eşik üstünde diğeri tellerden birazcık daha yükseltilerek gösterim öteki tellere sürtülmeden emek harcaması sağlanır.
Kaynak: Büyük Larousse
Yaylı Çalgılar - Kemençe
Yaylı Çalgılar - Viyolonsel
Yaylı Çalgılar - Yaylı Tambur
yaylı
ödat
1 . Yayı olan:
"Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor."- T. Buğra.
2 . Ok ve yayla silâhlanmış.
3 . isim üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek otomobili:
"Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda."- F. N. Çamlıbel.
"Şehirde ne kadar fayton ve yaylı otomobil var ise hepsini karşılayıcılar tutmuşlardı.."- F. R. Atay.
Birleşik Sözler
yaylı otomobil
yaylı çalgılar
yaylı sazlar
yaylı tambur
yaylı terazi
ödat
1 . Yayı olan:
"Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor."- T. Buğra.
2 . Ok ve yayla silâhlanmış.
3 . isim üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek otomobili:
"Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda."- F. N. Çamlıbel.
"Şehirde ne kadar fayton ve yaylı otomobil var ise hepsini karşılayıcılar tutmuşlardı.."- F. R. Atay.
Birleşik Sözler
yaylı otomobil
yaylı çalgılar
yaylı sazlar
yaylı tambur
yaylı terazi
yaylı ingilizcesi
- springy, with springs; stringed
Yaylı Çalgılar - Kemençe
Yaylı Çalgılar - Viyolonsel
Yaylı Çalgılar - Yaylı Tambur
YORUMLAR