YEL a. 1. Esinti; rüzgâr. 2. Tkz. Romatizma ağrısı. 3. Tkz. Bağırsakta oluşan gaz. 4. Yel ese eyyam ola, işlerin yoluna girmesi için...
YEL a.
1. Esinti; rüzgâr.
2. Tkz. Romatizma ağrısı.
3. Tkz. Bağırsakta oluşan gaz.
4. Yel ese eyyam ola, işlerin yoluna girmesi için uygun koşulların ortaya çıkmasının beklendiğini anlatır. || Yel şeklinde, büyük bir hızla: Yel şeklinde geçti yanımızdan. || Yel üfürdü sel götürdü, hiçten nedenlerle yok olup giden mal için kullanılır. || Yel yeperek ya da yepelek (yelken kürek), telaş ve aceleyle. || Yele vermek, boşuna harcamak, savurup telef etmek.
YEL a. (fars. yet). Esk. Pehlivan, yiğit.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Esinti; rüzgâr.
2. Tkz. Romatizma ağrısı.
3. Tkz. Bağırsakta oluşan gaz.
4. Yel ese eyyam ola, işlerin yoluna girmesi için uygun koşulların ortaya çıkmasının beklendiğini anlatır. || Yel şeklinde, büyük bir hızla: Yel şeklinde geçti yanımızdan. || Yel üfürdü sel götürdü, hiçten nedenlerle yok olup giden mal için kullanılır. || Yel yeperek ya da yepelek (yelken kürek), telaş ve aceleyle. || Yele vermek, boşuna harcamak, savurup telef etmek.
YEL a. (fars. yet). Esk. Pehlivan, yiğit.
Kaynak: Büyük Larousse
Rüyada Yel Değirmeni Görmek
YEL DÖNüMü a. Meteorol. ve Denize. Rüzgârın, yönünü de değiştirerek hızını ansızın çoğaltması. (Rüzgâr hızındaki bu artış saniyede 8 ile 10 m/sn içinde değişmiş olur; rüzgârın yönünde 45° ile 90°'lik bir değişim gözlemlenirken tazyik ve ısı da hissedilir bir şekilde ve ansızın değişmiş olur, yağmur ve dolu adım atar. Geçici bir vaka olan yeldönümü, soğuk bir cephenin geçmesine bağlıdır.)
Kaynak: Büyük Larousse
yelli
ödat
1 . Yeli çok olan, rüzgârlı.
2 . Çok yellenen.
3 . mecaz İşveli, fıkırdak.
ödat
1 . Yeli çok olan, rüzgârlı.
2 . Çok yellenen.
3 . mecaz İşveli, fıkırdak.
YELLİ sıf.
1. Rüzgârlı, çok rüzgâr tutan bir yer için kullanılır:
2. Çok yellenen, bağırsaklarında çok gaz oluşan kimse için kullanılır: Yelli bir bebek.
3. Çoğu zaman romatizma sızıları çeken kimse için kullanılır.
4. işveli, oynak, hafifmeşrep hanım için kullanılır.
—Müz. Yelli düdük, türk müziğinde XVII. yy.'da kullanılmış kamış düdüğe verilen ad.
1. Rüzgârlı, çok rüzgâr tutan bir yer için kullanılır:
2. Çok yellenen, bağırsaklarında çok gaz oluşan kimse için kullanılır: Yelli bir bebek.
3. Çoğu zaman romatizma sızıları çeken kimse için kullanılır.
4. işveli, oynak, hafifmeşrep hanım için kullanılır.
—Müz. Yelli düdük, türk müziğinde XVII. yy.'da kullanılmış kamış düdüğe verilen ad.
Kaynak: Büyük Larousse
yel
isim
1 . Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, rüzgâr:
"Yel şeklinde gelen sel şeklinde gider."- Atasözü.
2 . halk ağzında Romatizma ağrısı.
3 . halk ağzında Bağırsaklardaki gaz.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yele vermek
yel şeklinde
yel üfürdü, sel (ya da su) götürdü
yel vermek
Birleşik Sözler
yel değirmeni
yelkesen
yelkıran
yelkovan
yelölçer
yel yepelek
yel yeperek
yelyutan
Ağır yongayı yel kaldırmaz
kendine güvenenler dış tesirlere kolay kapılmazlar.
isim
1 . Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, rüzgâr:
"Yel şeklinde gelen sel şeklinde gider."- Atasözü.
2 . halk ağzında Romatizma ağrısı.
3 . halk ağzında Bağırsaklardaki gaz.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yele vermek
yel şeklinde
yel üfürdü, sel (ya da su) götürdü
yel vermek
Birleşik Sözler
yel değirmeni
yelkesen
yelkıran
yelkovan
yelölçer
yel yepelek
yel yeperek
yelyutan
Ağır yongayı yel kaldırmaz
kendine güvenenler dış tesirlere kolay kapılmazlar.
yel ingilizcesi
1. wind.
2. wind, gas, flatus.
3. rheumatic pain.
- alsýn! /ý/ May (what I´ve just said) not come to pass!
- şeklinde very swiftly, like lightning.
- üfürdü, sel götürdü. It seems to have vanished into thin air (said of something which özgü disappeared suddenly or mysteriously).
-e vermek /ý/ to waste, throw (something) away.
- yeperek/yepelek yelken kürek (going somewhere) flustered and in a hurry
1. wind.
2. wind, gas, flatus.
3. rheumatic pain.
- alsýn! /ý/ May (what I´ve just said) not come to pass!
- şeklinde very swiftly, like lightning.
- üfürdü, sel götürdü. It seems to have vanished into thin air (said of something which özgü disappeared suddenly or mysteriously).
-e vermek /ý/ to waste, throw (something) away.
- yeperek/yepelek yelken kürek (going somewhere) flustered and in a hurry
YELKESEN a. Rüzgârlık.
Kaynak: Büyük Larousse
yelli ingilizcesi
1. windy (place).
2. windy, flatulent.
1. windy (place).
2. windy, flatulent.
yelkesen
ödat, spor
ödat, spor
- Yarışlarda, rüzgârın etkisinden korunmak için öne takılan siperlik, rüzgârlık.
yelkesen ingilizcesi
- windbreak.
Rüyada Yel Değirmeni Görmek
YORUMLAR