Yıldırım TDK,Türk Dil Kurumu hususi, isim (yı'ldırım) Bursa iline bağlı ilçelerden biri. Aziz Yıldırım Binali Yıldırım ...
Yıldırım
TDK,Türk Dil Kurumu
Bursa iline bağlı ilçelerden biri.
Aziz Yıldırım
Binali Yıldırım
Yıldırım Demirören
yıldırım (II)
TDK
1 . Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika.
2 . ödat Çok süratli meydana getirilen, olan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yıldırım çarpmışa dönmek
- yıldırım benzer biçimde
- yıldırımları üzerine çekmek
- yıldırımla vurulmuşa dönmek
Birleşik Sözler
- yıldırım aşkı
- yıldırımkıran
- ıldırım nikâhı
- yıldırımsavar
- yıldırım siperi
- yıldırım takla
- yıldırım telgraf
Yıldırım
Bulutla yer içinde gerçekleşen elektrik boşalımı için kullanılan terim. Yıldırımın şimşekten en büyük farkı, yerde gerçekleştiği alanda hasara niçin olmasıdır. Bu hasar çoğu zaman, canlıların bulunmuş olduğu yerlerde ölüm, ormanlık alanlarda da orman yangınları şeklinde olur.
Bulutla yer içinde gerçekleşen elektrik boşalımı için kullanılan terim. Yıldırımın şimşekten en büyük farkı, yerde gerçekleştiği alanda hasara niçin olmasıdır. Bu hasar çoğu zaman, canlıların bulunmuş olduğu yerlerde ölüm, ormanlık alanlarda da orman yangınları şeklinde olur.
YILDIRIM a.
1. Şimşek ve gökgürültüsü ile kendini gösteren ve havada iki bulut içinde ya da bulutlarla yer içinde meydana gelen elektrik boşalması.
2. Tamlayan olarak, tamlananın çok acele, süratli yapıldığını belirtir: Yıldırım nikâhı. Yıldırım harekâtı.
3. Yıldırım aşkı, bir hiç kimseye karşı ansızın duyulan kuvvetli aşk duygusu: Yıldırım aşkına tutulup evlenmeye karar vermek. || Yıldırım benzer biçimde, çok süratli bir şekilde: Yerinden fırlayıp yıldırım benzer biçimde köye doğru koşmaya başladı. || Yıldırım nikâhı, işlemleri hızlıca meydana gelen nikâh. || Yıldırımla vurulmuşa dönmek, ansızın almış olduğu fena bir haberle ya da karşılaşmış olduğu fena bir durumla sarsılıp, bitkin ve şaşkın bir duruma gelmek. || Yıldırımları, şimşekleri üzerine çekmek, başkalarının kızıp öfkelenmesine yol açacak davranışlarda bulunarak onların saldırılarına, eleştirilerine yol açmak: Vazgeç bu tür yazılardan, yıldırımları üstüne çekme.
—Antik. Etrüskler'in ve Romalılar'ın yıldırımı gözlemleyerek ve Libri fulgurales'in yardımıyla uyguladıkları bir kehanet yöntemi.
—Mit. iupiter'i simgeleyen zikzak biçiminde mızrak demeti.
♦ sıf. Hızlıca meydana gelen bir şey için kullanılır.
—Marangl. Yıldınm birleştirme, çatı elemanlarının eklenmesinde uygulanan boy birleştirme. (Bk. ansikl. böl.)
—Oy. Yıldırım parti, satrançta hamle sayısına sınır konmadan oynanan çok kısa süreli (her oyuncu için birkaç dakikadan en fazla 10 dakikaya kadar) oyun. (Bu süre içinde mat olan ya da kendine tanınmış olan süreyi aşan oyuncu yenilmiş sayıiır)
—ANSİKL. Marangl. Tek ve çift olmak suretiyle iki tür yıldırım birleştirme ayırt edilir. Her ikisinde de, eklenen parçaların uçlarına zikzaklı ağız açılır ve bu ağız kırlangıç kuyruğu ya da düz kertikle donatılır. Tek yıldırım birleştirme çivi, kavela, kelepçe ve saplamalarla, çift yıldınm birleştirme kamalarla desteklenir.
—Mit. Yıldırım tanrısı Yunanlılarda Zeus, Romalılarda iupiter ve Summanus, İskandinavyalIlarda Thor, Slavlar'da Perun, taocularda da Lei Gong'du.
Eski Yunanlılar ve Romalılar yaygın bir kehanet aracı haline gelen yıldırım vakalarına büyük ehemmiyet verirdi. Yıldırım bazı brahmacı ve buddhacı hint tanrılarının da simgesidir.
1. Şimşek ve gökgürültüsü ile kendini gösteren ve havada iki bulut içinde ya da bulutlarla yer içinde meydana gelen elektrik boşalması.
2. Tamlayan olarak, tamlananın çok acele, süratli yapıldığını belirtir: Yıldırım nikâhı. Yıldırım harekâtı.
3. Yıldırım aşkı, bir hiç kimseye karşı ansızın duyulan kuvvetli aşk duygusu: Yıldırım aşkına tutulup evlenmeye karar vermek. || Yıldırım benzer biçimde, çok süratli bir şekilde: Yerinden fırlayıp yıldırım benzer biçimde köye doğru koşmaya başladı. || Yıldırım nikâhı, işlemleri hızlıca meydana gelen nikâh. || Yıldırımla vurulmuşa dönmek, ansızın almış olduğu fena bir haberle ya da karşılaşmış olduğu fena bir durumla sarsılıp, bitkin ve şaşkın bir duruma gelmek. || Yıldırımları, şimşekleri üzerine çekmek, başkalarının kızıp öfkelenmesine yol açacak davranışlarda bulunarak onların saldırılarına, eleştirilerine yol açmak: Vazgeç bu tür yazılardan, yıldırımları üstüne çekme.
—Antik. Etrüskler'in ve Romalılar'ın yıldırımı gözlemleyerek ve Libri fulgurales'in yardımıyla uyguladıkları bir kehanet yöntemi.
—Mit. iupiter'i simgeleyen zikzak biçiminde mızrak demeti.
♦ sıf. Hızlıca meydana gelen bir şey için kullanılır.
—Marangl. Yıldınm birleştirme, çatı elemanlarının eklenmesinde uygulanan boy birleştirme. (Bk. ansikl. böl.)
—Oy. Yıldırım parti, satrançta hamle sayısına sınır konmadan oynanan çok kısa süreli (her oyuncu için birkaç dakikadan en fazla 10 dakikaya kadar) oyun. (Bu süre içinde mat olan ya da kendine tanınmış olan süreyi aşan oyuncu yenilmiş sayıiır)
—ANSİKL. Marangl. Tek ve çift olmak suretiyle iki tür yıldırım birleştirme ayırt edilir. Her ikisinde de, eklenen parçaların uçlarına zikzaklı ağız açılır ve bu ağız kırlangıç kuyruğu ya da düz kertikle donatılır. Tek yıldırım birleştirme çivi, kavela, kelepçe ve saplamalarla, çift yıldınm birleştirme kamalarla desteklenir.
—Mit. Yıldırım tanrısı Yunanlılarda Zeus, Romalılarda iupiter ve Summanus, İskandinavyalIlarda Thor, Slavlar'da Perun, taocularda da Lei Gong'du.
Eski Yunanlılar ve Romalılar yaygın bir kehanet aracı haline gelen yıldırım vakalarına büyük ehemmiyet verirdi. Yıldırım bazı brahmacı ve buddhacı hint tanrılarının da simgesidir.
Kaynak: Büyük Larousse
yıldırım ingilizcesi
- bolt, flash, lightning, streak of lightning, thunderbolt
YILDIRAK sıf. Parıldayıcı, parıldayan.
—a. Şimşek.
—a. Şimşek.
Kaynak: Büyük Larousse
YILDIRAMAK gçz. f. Esk.
1. Parıldamak.
2. Şimşek çakmak.
1. Parıldamak.
2. Şimşek çakmak.
Kaynak: Büyük Larousse
yıldıramak
(nesne almayan eylem), halk ağzında
(nesne almayan eylem), halk ağzında
- Parıldamak:
yıldırım aşkı
isim
isim
- Ansızın oluşan aşk.
Aziz Yıldırım
Binali Yıldırım
Yıldırım Demirören
YORUMLAR