YILDIZ 1. Kendi kendine ışık saçan ve aydınlık bir nokta şeklinde görülebilen gökcismi. (Bk. ansikl. böl. Astrol. ve Gökbil.) 2. Bir...
YILDIZ
1. Kendi kendine ışık saçan ve aydınlık bir nokta şeklinde görülebilen gökcismi. (Bk. ansikl. böl. Astrol. ve Gökbil.)
2. Bir odak noktasından çıkan kısa çizgilerden, üçgenlerden oluşan biçim: Beş ışınlı bir yıldız.
3. Bir toplulukta, bir meslekte, bir etkinlik faaliyetinde vb. üstün başarı gösteren ya da halk tarafınca tutulan ve ayrı bir konumu olan kimse: Sınıfın yıldızı. Futbol sahalarının yıldızı. Tv programlarının yıldızları.
4. Geniş bir halk kitlesi tarafınca tanınan ünlü oyuncu ya da müzisyen; yıldız: Beyazperde yıldızı. Müzikhol yıldızı.
5. Bir beyazperde yıldızı şeklinde ünlenmeyi sağlayabilecek bir gosteri branşının kafa sanatçısı: Bu revünün yıldızı kim?
6. Ed. Bir kimsenin ününün, başarısının göstergesi ya da bahtı, talihi: Yıldızı yavaş yavaş sönüyordu. Yıldızına inanmak, güvenmek.
7. Değişik uzlaşımsal değerleri olabilen yıldız biçimindeki (★ ya da *) basım işareti: Yıldızlar, noksan sözcükleri belirtiyor. (Bk. ansikl. böl. Matbaac.)
8.
- Yıldız akmak, kaymak, uçmak, gökyüzünde hızla yer değişiklik yapmak, akanyıldız görünmek.
- Yıldız banşıklığı, birbiriyle iyi anlaşma ve hoş geçinme şartları.
- Yıldız falcılığı, yıldızların etkilerine bakarak insanların yazgısını ve huylarını belirleme işi; müneccimlik.
- Yıldızı dişi, herkesçe sempatik, cana yakın bulunan.
- Yıldızı az, talihsiz, fena bahtlı, gözden düşmüş.
- Yıldızı parlamak, başarılarıyla her insanın dikkatini çekmek, ünlenmek, talihi açılmak.
- Yıldızı sönmek, ününü yitirmek, gözden düşmek.
- Yıldızları barışmak, birbirleriyle her yönden iyi anlaşır ve geçinir olmak.
- Yıldızları saymak, geceleri asla uyuyamamak.
—Bilş. Pek çok programlama dilinde çarpma işareti olarak kullanılan dizgi işareti. (A = 3 ' B 3 ün B ile çarpılıp sonucun A'ya atanmasını ifade eder)
—Denize. Pusulada şimal yönü.
—Dilbil. Filolojide, yıldız varsayımsal bir biçimin ya da dildeki bir sözcüğün kökeni sayılan tekrardan oluşturulmuş bir biçimin önüne konur. Dilbilimde yıldız, dilbilgisi dışı bir cümlenin önüne konur (‘Ali görmek onu).
—Gök. mekan. Yıldız dolanım süresi, bir gezegenin ya da bir uydunun, uzak yıldızlara bakılırsa belirlenmiş bir doğrultudaki kendi yörüngesinin bir noktasından art arda iki geçişi arasındaki vakit aralığı.
—Koregr. Yıldız dansı, ilkel halklarda yıldızların (Güneş ya da Ay) devinimini yansılamak etmeye yönelik (dinsel ya da dindışı) dans. (Bu uygulamalar [Güneş ya da Ay dansları] tanrı şeklinde kabul edilen yıldızlara duyulan minneti belirtirdi ya da meteorolojik ya da fizyolojik bir dileğe bağlı olurdu.)
—Masonl. Alevli yıldız, kökeni hermesçiliğe dayanan beş kollu yıldız; uçları arasındaki boşluklarda ışınlar, ortasındaysa G harfi vardır.
—Mat. Türlü gösterilişlerde kullanılan yıldız işaretinin kısa ismi.
—Matbaac. Açığa vurulmak istenmeyen bir adın yerine konulmuş olan işaret ya da işaretler (çoğu zaman üç) bütünü.
—Müc. Bir mücevher taşınırı, bilhassa de bir pırlantanın tablasının sınırlarını belirleyen üçgen biçimindeki sekiz fâçetadan her birisi.
—Niş. mad. Yıldız nişanları, simgesi yıldız olan pek çok şövalyelik nişanına verilen isim.
—Sine Yıldız sistemi, film sanatçılannı reklam yöntemiyle ünlendirmeye ve onlara duyulan hayranlığı körüklemeye dayanan film yapım ve dağıtım sistemi.
—Spor. Yaşı, spor dalına bakılırsa değişmekle beraber çoğu zaman 13-16 içinde bulunan genç sporcu.
—Süslem. sant.
- Yıldız geçme beş, altı köşeli yıldızların, birbirine bağlantılı olarak düzenlenmesinden oluşan motif.
- Beş kollu yıldız ya da beşli yıldız, türk süsleme sanatında kullanılan bir motif. (Mührü Süleyman şeklinde bu süsleme de tılsım olarak kullanılıyordu.)
—Tekst. Yıldız boyama makinesi, kumaş parçalarının, yatay eksenli iki koşut çerçeveye kenarlarından sarmal şekilde asıldıkları boyama aygıtı; çerçeveler bu yatay eksen çevresinde dönerek, kumaşı, içinde boyarmadde bulunan yarı silindir biçimindeki tekneye daldırırlar. (Bu boyama makinesi, duyarlı kumaşları boyamada kullanılır.)
—Yahudi. Davut'un yıldızı, altı kollu bir yıldızdan oluşan yahudilik simgesi
—Zootekn. Bir takım atların ve sığırların alınlannda bulunan ve yaldızı çağrıştıran ak kir.
♦ sıf. Yıldız şeklinde olana denir.
—Al. tak. Başlangıcında haç şeklinde bir iz bulunan bir vida İçin kullanılır; yıldız başlı vidaları sökmeye ya da sıkıştırmaya yarayan bir tornavida için kullanılır.
—Elektrotekn. Yıldız bağlama, çokfazlı sistemlerde kullanılan ve her faza müsavi düşen türlü sargıların ya da düzeneklerin birer ucunu ortak bir noktaya ve diğer uçlarını şebekenin değişik tellerine bağlamaya dayanan gruplandırma şekli. (Ortak noktaya etkisiz nokta ismi verilir. Dengelenmiş üçfazlı sistemler sözkonusu olduğunda, herhangi iki tel arasındaki U gerilimi [bileşik gerilim] W3'e eşittir; burada V herhangi bir tel ile etkisiz nokta arasındaki gerilimdir [yıldız gerilim].)
—Geom.
- Yıldız çokgen, YILDIZ'ın eşanlamlısı.
- Yıldız çokyüzlü, yüzleri yıldız çokgenler olan çokyüzlü. (Mesela yıldız onikiyüzlü.)
- Bir noktadaki yıldız parça, bir afin uzayın bir A noktasındaki E parçası, öyleki ki E ye ait olan M noktası ne olursa olsun [AM] doğru parçası E içindedir. (Bir dışbükey küme kendi noktalarının her birinde bir yıldız parçadır.)
—Koregr. Yıldız dansçı, bir takım bale topluluklarındaki hiyerarşide en üstün aşama (Paris operası). [Eskiden yalnızca kadın dansçılara verilen yıldız sanı günümüzde erkek dansçılara da verilmektedir.] (Hanım dansçılar için PRİMA BALLERİNA da denir.) ll Internasyonal nitelikteki hanım dansçı.
—Nöroanat. Yıldız gangtiyon, boyun sempatiğinin alt gangliyonu.
—Ted. Yıldız gangtiyon enfiltrasyonu, türlü ağrı-sancı ı sendromlarda yıldız gangliyona uygulanan enfiltrasyon.
—ANSIKL. Astrol. Durağan yıldızlar gezici gökcisimlerinden değişik oldukları şeklinde, takımyıldızlar da burç sistemlerinden değişik bir referans sistemi oluştururlar. Astrolojide durağan yıldızlardan zamanı ölçmede ve gök ekvatorunu belirlemede yararlanılır; başka gökcisimleri ise tutulumu, burçlar kuşağını ve uzayı ölçmede kullanılır.
—Gökbil. Yıldızlar ile Güneş'in değişik türden gökcisimleri oldukları yolunda genel ve yaygın bir kanı vardır, fakat Güneş tüm ayırtedicl özellikleriyle (boyutları, hacmi, yoğunluğu, yüzey ve iç sıcaklığı, dolanım hızı, etkinliği vb.) "düzgüsel" bir yıldızdır. Buna karşılık, Güneş ile Güneş sistemi'nde bulunan başka gökcisimleri (gezegenler ve uyduları, göktaşları, kuyrukluyıldızlar) içinde temel bir fark daha vardır: bu cisimler yalnızca Güneş' ten aldıkları ışınımı yansıtırlar, kendileri ışınım membaı değildirler; bunun yanı sıra bu cisimlerin ayırt edilebilir bir görünür çapları da vardır. Çıplak gözle ya da orta gü#e bir optik aygıtla gözlemlenebilen yıldızlar da Güneş şeklinde, Gökada denilen sınırı olan bir evrene aittir. Yassı bir disk biçimindeki Gökada, içinden bakıldığında milyonlarca yıldızdan oluşmuş bir ışık kuşağı (Samanyolu) şeklinde görünür. Daha kuvvetli optik aygıtlar, kimileri bizim Gökada'mıza benzer ayırtedici özellikler gösteren, değişik gökadaları da gözlemlemeyi sağlar.
—Matbaac. Bir metinde bir sözcüğün bitiminde konulmuş olan yıldız, o sözcük ya da mevzuyla ilgili bir nota, bir açıklamaya, bir sözlükteyse başka bir sözcüğe gönderme yapıldığını belirtir
—Tat San yıldız, Fransa'da üstünde az çok İbrani harflerini çağrıştıran büyük siyah harflerle “Yahudi†sözcüğü yazılı olan san kumaştan bir Magen Davit (altı köşeli yıldız) yıldızı biçimindeydi. Sol göğüs hizasına, yerinden çıkmayacak şekilde dikilmesi gerekiyordu; yokluğu ya da üstünün örtülmesi cezalara yol açıyordu, işgalin başlangıcından itibaren polis karakotlanna kaydolmak zorunda olan Yahudiler'e dağıtılmış. 6 yaşından itibaren tüm Yahudiler san yıldız takmak zorundaydılar Bu konuyu takanlann belirgin saatlerde belirgin bölgelere girmeleri yasaktı. San yıldız ilkin 1939'dan başlayarak, Polonya'da mecburi duruma geldi, 1941 ekimindeyse Reich ve Çekoslovakya'da yıldız takma emri verildi, 1942 haziranında Belçika, Hollanda VB Fransa'da mecburi oldu. Bu uygulamanın kökeni, "yuvarlak parçaâ€yt mecburi kılan Ortaçağ hıristiyan kilise yasalarındaki hükümlerdedir (Laterano konsili, 1215). Aynı tedbir, alman düzenlemesini alaya ile birlikte yıldızlar diken transız halkının bir bölümü tarafınca Yahudiler lehine büyük seviyede ve sık sık meydana getirilen sempati gösterilerine yol açtı. Hollanda'da aynı şey oldu. Danimarka'da kral Christian X, Fransa'da yalnızca “işgal edilmişâ€ denilen bölümde takılması mecburi olan yıldızın takılmasına karşı çıktı.
Kaynak: Büyük Larousse
BAKINIZ
Kuyruklu Yıldız Nedir?
Yıldız Nedir? (Uzay)
Yıldız sisteminde yaşamak zorunda kalsak hangi yıldız sistemlerine gidebiliriz?
YILDIZ
Kökeni: Türkçe
Cinsiyeti: Kız
Anlamı: Geceleri gökte çıplak gözle ışıklı bir nokta olarak görülen gök cismi. Bir noktadan çevreye beş ya da daha çok çıkıntısı olan köşeli. Baht, şans. Mesleğinde çok parlamış kimse ve daha çok parlamış kimse, beyazperde sanatçısı.
Kökeni: Türkçe
Cinsiyeti: Kız
yıldız ingilizcesi
- yıldız; asterisk; ace; astral, sidereal, stellar
YILDIZLI sıt.
1. Yıldızların görünmüş olduğu bulutsuz, berrak, açık bir sema, gece için kullanılır.
2. üstünde yıldız motifleri olan bir şey için kullanılır: Yıldızlı bayrak. Yıldızlı bir kumaş.
—Zool. Yıldızlı düğüm, kafadanbacaklı yumuşakçaların örteneğinde bulunan iri sinir düğümü. (Tepki sonucu hayvan kaçtığı sırada yan kasların kasılmasını sağlar.)
1. Yıldızların görünmüş olduğu bulutsuz, berrak, açık bir sema, gece için kullanılır.
2. üstünde yıldız motifleri olan bir şey için kullanılır: Yıldızlı bayrak. Yıldızlı bir kumaş.
—Zool. Yıldızlı düğüm, kafadanbacaklı yumuşakçaların örteneğinde bulunan iri sinir düğümü. (Tepki sonucu hayvan kaçtığı sırada yan kasların kasılmasını sağlar.)
Kaynak: Büyük Larousse
yıldızlı
ödat
1 . üstünde yıldız bulunan:
"Bayrağı, şekli kanunda belirtilen ak ay yıldızlı bayraktır."- Anayasa.
2 . Bulutsuz, berrak, açık:
"Bir yaz gecesi, bir cumartesi akşamı, bir sayfiye yeri, ılık mı ılık, yıldızlı mı yıldızlı, durgun mu durgun."- S. F. Abasıyanık.
ödat
1 . üstünde yıldız bulunan:
"Bayrağı, şekli kanunda belirtilen ak ay yıldızlı bayraktır."- Anayasa.
2 . Bulutsuz, berrak, açık:
"Bir yaz gecesi, bir cumartesi akşamı, bir sayfiye yeri, ılık mı ılık, yıldızlı mı yıldızlı, durgun mu durgun."- S. F. Abasıyanık.
YILDIZSIZ sıt. Açık olmayan, bulutlu sema, gece için kullanılır: Yıldızsız bir gece.
Kaynak: Büyük Larousse
yıldızsız
ödat
ödat
- Bulutlu, kapalı, açık olmayan:
YILDIZSI sıt. Astrotiz.
1. Bir fotoğraf klişesi üstündeki görüntüsü yıldızınki şeklinde noktasal olan, ama yapısı yıldıza benzemeyen bir gökcismi için kullanılır.
2. Yıldızsı cisim (OSO), bir optik cisimler örneğinin incelenmesiyle keşfedilmiş kuazar. || Yıldızsı (OSS). bir radyolar örneğinin incelenmesiyle keşfedilmiş kuazar.
—ANSİkl. Yıldızsı cisimler ve lar, tayf çizgilerinin kırmızıya doğru büyük bir kayma göstermesiyle yıldızlardan ayrılır. Bunların yıldızsı meydana getirilen tamamen görelidir, çünkü çözme gücü devasa yükseklikte aygıtlarla optik ve radyo faaliyetinde meydana getirilen gözlemler, bu cisimlerden kimilerinin daha karmaşık yapılarda bulunduğunu ortaya çıkarmıştır: mesela, bir haleyle çevrili parlak çekirdek, optik alanda bir "fışkırmaâ€yla beraber görülen tıkız çekirdek; radyo faaliyetinde çift ve hatta daha karmaşık lar.
1. Bir fotoğraf klişesi üstündeki görüntüsü yıldızınki şeklinde noktasal olan, ama yapısı yıldıza benzemeyen bir gökcismi için kullanılır.
2. Yıldızsı cisim (OSO), bir optik cisimler örneğinin incelenmesiyle keşfedilmiş kuazar. || Yıldızsı (OSS). bir radyolar örneğinin incelenmesiyle keşfedilmiş kuazar.
—ANSİkl. Yıldızsı cisimler ve lar, tayf çizgilerinin kırmızıya doğru büyük bir kayma göstermesiyle yıldızlardan ayrılır. Bunların yıldızsı meydana getirilen tamamen görelidir, çünkü çözme gücü devasa yükseklikte aygıtlarla optik ve radyo faaliyetinde meydana getirilen gözlemler, bu cisimlerden kimilerinin daha karmaşık yapılarda bulunduğunu ortaya çıkarmıştır: mesela, bir haleyle çevrili parlak çekirdek, optik alanda bir "fışkırmaâ€yla beraber görülen tıkız çekirdek; radyo faaliyetinde çift ve hatta daha karmaşık lar.
Kaynak: Büyük Larousse
yıldızsı
ödat
ödat
- Yıldızı çağrıştıran, yıldıza çok benzeyen.
YILDIZLAMAK gçz. f.
1. Rüzgârdan söz ederken, kuzeyden esmeye adım atmak.
2. Bulutlar dağılıp yıldızlar görünür olmak.
1. Rüzgârdan söz ederken, kuzeyden esmeye adım atmak.
2. Bulutlar dağılıp yıldızlar görünür olmak.
Kaynak: Büyük Larousse
Kuyruklu Yıldız Nedir?
Yıldız Nedir? (Uzay)
Yıldız sisteminde yaşamak zorunda kalsak hangi yıldız sistemlerine gidebiliriz?
YORUMLAR