ZEBUN sıf. (fars. zebun). Esk. 1. Kuvvetsiz, zayıf, aciz: “O dakikadan itibaren o gözler ümitsiz, zebun, meyus bir aşkın âlâmını ...
ZEBUN sıf. (fars. zebun). Esk.
1. Kuvvetsiz, zayıf, aciz: “O dakikadan itibaren o gözler ümitsiz, zebun, meyus bir aşkın âlâmını bana hıçkırıklarla anlatmış..." (H. E. Adıvar).
2. Zebun etmek, aciz bırakmak, çaresiz kılmak: "Yârân-ı vefâkân zebun etti ecel" (Y. K. Beyatlı).
3. (Birinin) zebunu olmak, birine zebun olmak, bir hiç kimseye aşırı düşkün olmak, onu çok sevmek.
4. Zebunküş -> ZEBUNKüŞ.
1. Kuvvetsiz, zayıf, aciz: “O dakikadan itibaren o gözler ümitsiz, zebun, meyus bir aşkın âlâmını bana hıçkırıklarla anlatmış..." (H. E. Adıvar).
2. Zebun etmek, aciz bırakmak, çaresiz kılmak: "Yârân-ı vefâkân zebun etti ecel" (Y. K. Beyatlı).
3. (Birinin) zebunu olmak, birine zebun olmak, bir hiç kimseye aşırı düşkün olmak, onu çok sevmek.
4. Zebunküş -> ZEBUNKüŞ.
Kaynak: Büyük Larousse
ZEBUNİ a. (fars. zebun ve -/ 'den zebani). Esk. Zayıflık, güçsüzlük.
Kaynak: Büyük Larousse
ZEBUNKüŞ sıf. (fars. zebun ve küş ten zebûn-küş). Esk. Düşkünü, acizi ezen.
Kaynak: Büyük Larousse
ZEBUNKüŞLüK a. Esk. Zebunküş olma durumu, niteliği.
Kaynak: Büyük Larousse
Kaynak: Büyük Larousse
ZEBUNLAŞMAK gçz. f. Kuvvetsiz, zayıf, aciz duruma gelmek.
Kaynak: Büyük Larousse
zebun
ödat, eskimiş (zebu:n) Farsça
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
zebun etmek
zebun kalmak
zebun olmak
(birinin) zebunu olmak
Birleşik Sözler
zebunküş
ödat, eskimiş (zebu:n) Farsça
- Kuvvetsiz, zayıf, âciz:
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
zebun etmek
zebun kalmak
zebun olmak
(birinin) zebunu olmak
Birleşik Sözler
zebunküş
zebun ingilizcesi
- weak, helpless, powerless.
- -u olmak /ýn/
- 1. to become the victim of, become the prey of.
- 2. (for someone madly in love) to be the toy of (the person he´s/she´s in love with).
- 3. to be hopelessly in love with.
YORUMLAR