Türkçülüğü Turancılığı ile meşhur Mustafa Kemal Atatürk’ü dahi etkiliyebilmiş bir düşünce adamımız olan Ziya Gökalp yaşamı ve düşünceleri il...
Türkçülüğü Turancılığı ile meşhur Mustafa Kemal Atatürk’ü dahi etkiliyebilmiş bir düşünce adamımız olan Ziya Gökalp yaşamı ve düşünceleri ile ilgili bilgiler.
Ziya Gökalp (1875 – 25 Ekim 1924) büyük sosyolog ve Türkçü yazarımızdır. Diyarbakır’da hayata merhaba dedi. Babası Tevfik Efendi de yazardı. Ziya Gökalp daha ufak yaştayken babasının telkinleriyle halk şiirine karşı ilgi duydu. İlk ve orta öğrenimini Diyarbakır’da yapmış oldu. Babasını erken yitirdi. Amcası Hasip Efendi, Ziya’nın hususi öğrenimiyle yakından ilgilendi. Arapça ve Farsça’yı öğrenmesine yol açtı. Gazalî, Farabî, Ibni Rüşt, İbni Sînâ şeklinde düşünce adamlarını okuttu. Çok ufak yaşta karşılaşmış olduğu bu eserler, Ziya’da bir buhrana yol açtı. Doktorken tabiat bilgisi okutan çok bilgili bir öğretmenin teşvikleri de Ziya’yı düşünce hayatına yöneltmiştir. Kişisel sebeplerin de zoru ile bigün beynine ateş ederek kendini öldürmeye kalktı. Bunu çok hafifçe atlattı. Yaşamı kurtulduktan sonrasında kendisine bir yön bulmak istedi. İstanbul’a gelip Baytar Okulu’na girdi. Hürriyetçi düşüncelerinden dolayı hapse atıldı. Dokuz ay yattıktan sönra Diyarbakır’a sürgün edildi. Orada, ölmüş bulunan amcasının kızı ile evliliğe ilk adımını attı.
1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanı üstüne İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Diyarbakır şubesini kuran Ziya, İstanbul’a, hemen sonra Selânik’e gitti. Orada Ali Canip’le Ömer Seyfettin «Genç Kalemler» dergisini çıkarıyor, -dilde sadeleşme, millileşme amacını güdüyorlardı. O sırada Osmanlıcılıkla İslam birliği şeklinde iki zıt düşünce yüzünden aydınlar ne yanı tutacaklarını şaşırmış durumdaydılar.
Ziya, «Gökalp» takma adı ile, «Genç Kalemler» de «Turan» adlı manzumesini yayınladı. Bu, hem onun Gökalp diye tanınmasına, hem de Türkçülük, dilde millileşme akımlarının derlenip toparlanmasına yol açtı. Yeni Lisan’cıların düşünce yönünü hazırlayıp beslemeye başladı.
Ziya Gökalp İttihat ve Terakki genel merkezinde parti genel sekreteri olarak siyasal çalışmalara katılıyor, sosyoloji ve dil alanında da ülküsünü açıklayan eserler veriyordu. Dilde bağlandığı esaslar, Arapça ve Farsça’nın dil-bilgisine ilişkin kuralları uygulama etmemek, halk diline girmiş kelimeleri Türkçe saymak, yeni fikirler için dilimizin türetim kurallarına bakılırsa kelime türetmekti.
Birinci Dünya Savaşı kaybedilip de, İstanbul işgal olununca, Ziya Gökalp da, yakıcı milliyetçilerle beraber, İngilizler tarafınca bir gemiye bindirilip Akdeniz’deki Malta adasına sürgüne gönderildi. O sırada, «Yeni Dergi»’ yı çıkarmaktaydı, bu mecmua, memleket gençlerine her mânada ışık tutuyordu.
Malta’dan İstanbul’a gelen Ziya Gökalp, sonrasında da Samsun’a geçti. Ailesini yanına aldırdı. Bir ay kadar Ankara’da kaldılar. Sonrasında Diyarbakır’a gittiler. 1922’de Maarif Vekâleti Telif ve Çeviri Heyeti başkanlığına tâyin edildi. İkinci devrede B.M.M.’ne Diyarbakır milletvekili seçildi. Eski bir mide rahatsızlığı şiddetle teptiğinden İstanbul’a geldi. Büyükada’da, tedavi görmekte ve «Türk Uygarlığı Zamanı» adlı büyük eserini hazırlamaktayken, 24 Kasım 1924’te öldü.
Ziya Gökalp, «Yeni Dergi», .«Minik Dergi» şeklinde birkaç mecmua çıkarmış, çeşitli gazete ve dergilerde birçok yazı yayınlamıştır. Hakkında bir çok gösterim yapılmakla birlikte eserlerinin tamamı, tam bir ekip halinde basılmış değildir. Üniversite’deki hocalığı esnasında hazırlanmış notlarını sonradan çeşitli eserlerinde kendisi araç-gereç olarak kullanmıştı. Gökalp, Fransız sosyologu Emile Durkheim’in fikirlerini cemiyetimizin yapısını araştırmada rehber saymakla tanınmıştı.
Başlıca eserleri şunlardır: Kızıl Elma (şiirler, 1913), Yeni Yaşam (şiirler, 1918), Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak (1918), Altın Işık (nazım ve düzyazı karışık, 1920), Türkçülüğün Esasları (1923), Türk Uygarlığı Zamanı ( 1925).
ZİYA GÖKALP’TEN BİR HİKAYE (ÜLKER İLE AYDIN)
ÜLKER İLE AYDIN
Ziya Gökalp, 1915’te şiirlerini «Kızıl Elma» adî altında topladı. Bu onun ilk şiir kitabıydı. Bu eserde, siyasal gayesini bazı çocuk hikâyelerine serpiştirerek veriyordu. «Ülker ile Aydın», konusunu bir halk masalından almakla birlikte, sonunda Gökalp’ın Turancılık fikrini aşılamak maksa-diyle yazdığı belli olan, en uzun hikâyesidir. Buraya, masalın konusunu, içinden bir parçayı aynen alarak, özetliyoruz.
YORUMLAR