ZORUNLU sıf. 1. Kesinlikle gereksinim duyulan, olmazsa olmaz olan bir şey için kullanılır; elzem: Hava ve su yaşam için zorunludur....
ZORUNLU sıf.
1. Kesinlikle gereksinim duyulan, olmazsa olmaz olan bir şey için kullanılır; elzem: Hava ve su yaşam için zorunludur.
2. Yasanın, yönetmeliklerin ya da toplumsal uzlaşmaların gerektirdiği, yapılması, uyulması, yerine getirilmesi kaçınılmaz olan bir şey için kullanılır; mecburi: Bu ülkede askerlik zorunludur. Mecburi giyim.
3. Koşulların gerektirdiği ya da kaçınılmaz, önüne geçilmez bir şey için kullanılır: O karlı günlerde mecburi dinlence yaptık. Bu eylemin mecburi sonucu.
4. Mecburi kılmak, olmasını lüzumlu bir şart olarak öne sürmek: Alışverişlerde yasa satmaca istemeyi mecburi kılıyor. || Mecburi olarak, isteği haricinde, olması ihtiyaç duyulan halde: Başkan hastalanınca mecburi olarak yerine ben geçtim.
—Fels. KOŞULSUZ'un eşanlamlısı.
—İkt. Mecburi dolaşım, devlet parasının yasa gücüyle geçerliliğinin sağlanması. (Sadece, bir paranın piyasada kendisini tam olarak kabul ettirebilmesi için yasa gücü tek başına kafi olmamakta, kullanıcılarda o paraya karşı itimat duygusu, alışkanlık vb. etkenlerin de bulunması gerekmektedir.)
—işi. ikt. Mecburi ürün, bir malın üretim ya da değişiklik süreci esnasında kaçınılmaz bir halde ortaya çıkan değerlendirileli*
ya da değerlendirilemez alt ürün ve artık. (Mesela, sodyum klorür, potas üretimi işlemleri sonucunun mecburi bir ürünüdür.)
—Kamu mal. Mecburi borçlar, kamu kesiminin finansman açıklarının kapatılması amacıyla, devletin, gömü tahvillerini şahıs ve kurumlara zorla satması. (Bk. ansikl. böl.)
—Mant. Olmaması olanaksız olan şeye denir. (Karşt. OLUMSAL.) || Fizik ve / ya da mantık yasaları gereği kayıtsız şartsız ve kaçınılmaz bir halde mevcud şey.
—Sig. Mecburi sigorta, yaptırılması yasal olarak mecburi tutulan sigorta (trafik sigortaları şeklinde).
—Spor. Mecburi hareketler, mecburi figürler, artistik patinaj, jimnastik vb. yarışlarda yapılması mecburi olan hareket ve figürler.
—ANSİKL. Kamu mal. Devletin bazı istisnai durumlarda, gömü tahvillerini şahıs ve kurumlara zorla satması ve bu tahvillerden kimlerin ne kadar alacağını tek taraflı olarak belirlemesi şeklinde nedenlerle mecburi borçlarda vergiye benzer bir durum vardır. Sadece, mecburi borçları vergiden ayıran nokta, bu tahvilleri alanların belirtilen tarihte ödenmek suretiyle tahvil üstündeki yazılı kıymet kadar Gömü'den alacaklı olmalarıdır. Türkiye'de, 1960'ların başlarında uygulanmış olan tutum bonoları mecburi borçlanmaya bir örnektir. (Karşt. GÖNüLLü* BORÇLAR.)
1. Kesinlikle gereksinim duyulan, olmazsa olmaz olan bir şey için kullanılır; elzem: Hava ve su yaşam için zorunludur.
2. Yasanın, yönetmeliklerin ya da toplumsal uzlaşmaların gerektirdiği, yapılması, uyulması, yerine getirilmesi kaçınılmaz olan bir şey için kullanılır; mecburi: Bu ülkede askerlik zorunludur. Mecburi giyim.
3. Koşulların gerektirdiği ya da kaçınılmaz, önüne geçilmez bir şey için kullanılır: O karlı günlerde mecburi dinlence yaptık. Bu eylemin mecburi sonucu.
4. Mecburi kılmak, olmasını lüzumlu bir şart olarak öne sürmek: Alışverişlerde yasa satmaca istemeyi mecburi kılıyor. || Mecburi olarak, isteği haricinde, olması ihtiyaç duyulan halde: Başkan hastalanınca mecburi olarak yerine ben geçtim.
—Fels. KOŞULSUZ'un eşanlamlısı.
—İkt. Mecburi dolaşım, devlet parasının yasa gücüyle geçerliliğinin sağlanması. (Sadece, bir paranın piyasada kendisini tam olarak kabul ettirebilmesi için yasa gücü tek başına kafi olmamakta, kullanıcılarda o paraya karşı itimat duygusu, alışkanlık vb. etkenlerin de bulunması gerekmektedir.)
—işi. ikt. Mecburi ürün, bir malın üretim ya da değişiklik süreci esnasında kaçınılmaz bir halde ortaya çıkan değerlendirileli*
ya da değerlendirilemez alt ürün ve artık. (Mesela, sodyum klorür, potas üretimi işlemleri sonucunun mecburi bir ürünüdür.)
—Kamu mal. Mecburi borçlar, kamu kesiminin finansman açıklarının kapatılması amacıyla, devletin, gömü tahvillerini şahıs ve kurumlara zorla satması. (Bk. ansikl. böl.)
—Mant. Olmaması olanaksız olan şeye denir. (Karşt. OLUMSAL.) || Fizik ve / ya da mantık yasaları gereği kayıtsız şartsız ve kaçınılmaz bir halde mevcud şey.
—Sig. Mecburi sigorta, yaptırılması yasal olarak mecburi tutulan sigorta (trafik sigortaları şeklinde).
—Spor. Mecburi hareketler, mecburi figürler, artistik patinaj, jimnastik vb. yarışlarda yapılması mecburi olan hareket ve figürler.
—ANSİKL. Kamu mal. Devletin bazı istisnai durumlarda, gömü tahvillerini şahıs ve kurumlara zorla satması ve bu tahvillerden kimlerin ne kadar alacağını tek taraflı olarak belirlemesi şeklinde nedenlerle mecburi borçlarda vergiye benzer bir durum vardır. Sadece, mecburi borçları vergiden ayıran nokta, bu tahvilleri alanların belirtilen tarihte ödenmek suretiyle tahvil üstündeki yazılı kıymet kadar Gömü'den alacaklı olmalarıdır. Türkiye'de, 1960'ların başlarında uygulanmış olan tutum bonoları mecburi borçlanmaya bir örnektir. (Karşt. GÖNüLLü* BORÇLAR.)
Kaynak: Büyük Larousse
Mecburi Messenger Güncellemeleriyle İlgili
Mecburi trafik sigorta tutarları nedir?
Siteye üye olmak mecburi mu?
mecburi
ödat
1 . Kati olarak gereksinim duyulan, zarurî, mecburî, ıstırarî:
"Tanzimat, gecikmiş de olsa, mecburi, kaçınılmaz bir atılımdı."- N. Cumalı.
2 . Organik olarak kaçınılması imkânsız olan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
mecburi kılmak
mecburi olarak
Birleşik Sözler
mecburi emeklilik
mecburi tahsil
mecburi sigorta
mecburi tutum
ödat
1 . Kati olarak gereksinim duyulan, zarurî, mecburî, ıstırarî:
"Tanzimat, gecikmiş de olsa, mecburi, kaçınılmaz bir atılımdı."- N. Cumalı.
2 . Organik olarak kaçınılması imkânsız olan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
mecburi kılmak
mecburi olarak
Birleşik Sözler
mecburi emeklilik
mecburi tahsil
mecburi sigorta
mecburi tutum
mecburi ingilizcesi
1. obligatory, absolutely necessary; indispensable.
2. compulsory; imperative; mandatory.
3. unavoidable.
4. phil. apodictic, apodictical, apodeictic.
- koþul phil. condition sine qua non, indispensable condition.
1. obligatory, absolutely necessary; indispensable.
2. compulsory; imperative; mandatory.
3. unavoidable.
4. phil. apodictic, apodictical, apodeictic.
- koþul phil. condition sine qua non, indispensable condition.
Mecburi Messenger Güncellemeleriyle İlgili
Mecburi trafik sigorta tutarları nedir?
Siteye üye olmak mecburi mu?
YORUMLAR