Atletizmde yürüyüş nedir? Yürüyüşlerin özellikleri, kuralları nedir? Yürüyüş yarışmaları hakkında bilgi. ATLETİZMDE YÜRÜYÜŞ Bir spor dalı ol...
Atletizmde yürüyüş nedir? Yürüyüşlerin özellikleri, kuralları nedir? Yürüyüş yarışmaları hakkında bilgi.
ATLETİZMDE YÜRÜYÜŞ
Bir spor dalı olarak yürüyüş; adımların zeminle temasını kaybetmeden hızla ilerlemeye dayanan, olimpiyat oyunlarında yer edinen, hafifçe atletizm branşında bir spordur. Yürümek ile yürüyüşü birbirine karıştırmamak gerekir.
Yürüyüş başlı başına bir spor olup kuralları tekniği ve taktiği olan karın adalelerinin yardımıyla ayaklar ve bacaklarla meydana getirilen, kollarla dengelenen bir ilerleme hareketidir. Bir koşu türü olmasına karşın adımlama esnasında ayaklardan birinin yerde olması kuralı sebebiyle yürüyüş olarak adlandırılır. Bu spor ilk kez 1867 senesinde İngiltere’de yapılmış, 1908 senesinde 16090 metre olan mesafe bir süre sonra 10 km’ye inmiştir. 1948 senesinde ise pistte 10 km, yolda 50 km olarak belirlenmiştir. 1956 yılından bu yana yarışmalar bu mesafelerde yapılmaktadır. Türkiye’de 1940 senesinde Robert Koleji’nde meydana getirilen atletizm yarışmalarında, 1500 metre yürüyüş yarışması yer almasına karşın, ilk resmi yarışmalar 1952 senesinde İstanbul’da yapılmıştır, ilk yürüyüş yarışması Fenerbahçe Stadı’nda 10 km koşularak yapılmıştır. Bu yarışmalara katılan ilk Türk atletleri Selâhattin Yıldız, Vartan Avukyan ve Isak Franco’dur.
Gerek pistte, gerekse yollarda meydana getirilen yürüyüş sporunda ayaklar zeminle temasını kaybetmemeli, öne doğru atılan ayak topuğu, başka ayak yerden kalkmadan yere temas etmelidir. Zemine ilkin ayak topuğu, sonrasında taban, sonrasında da parmaklar kıymet. Bu da ayakların kalçadan hareket ettirilmesi ile mümkün olur. Yürüyüş sporu yapanların giyindikleri ayakkabılar, zorlanmaya dayanıklı ve hafifçe olmalıdır. Pabuç bantlarının mafsalları koruyacak şekilde ve ökçeye doğru kama şeklinde bir artırımı vardır. Taban kalınlığı 13 mm’yi geçemez. Topuk ise tabandan 13 mm daha yüksek olabilir. Yürüyüşçüler çoğu zaman ak güneş şapkaları ve güneş ışınlarını yansıtan açık giysileri kullanır, kalınca çorap giyerler. Yürüyüş yapanların bacak ve baldır kasları çok gelişir. Bu spor kan dolaşımını hızlandırır, adaleleri geliştirip iç organların çalışmasını düzene sokar.
Yürüyüş yarışmalarında, koşularda olduğu benzer biçimde adım uzunluğu ve saniyedeki adım sayısı çok önemlidir. Başka mühim noktalar; ayakların düz bir hat üstünde hareket etmesi ve bacakların temposudur. Yürüyüşte iki yoldam vardır: Birincisi Avrupa Stili olup atletler çok güçlü kol hareketi içeren bir yoldam uygularlar, ikincisi de Meksika Stili olup atlet kafa, omuz ve gövdesini sallayarak yürür. Yol üstünde meydana getirilen yürüyüş yarışmalarında yarışmacıların güvenliği sağlanmalıdır. Yarışmalarda 5 km aralıklarla içecek istasyonları vardır. Organizatörlerin ya da atletlerin kendilerinin sağladıkları bu yiyecek ve içecekler atletlerin kolayca bulabileceği ve ellerine verilecek şekilde yerleştirilir. 20 km’den sonrasında yalnız su elde eden istasyonlar vardır. Yürüyüş yarışları hem pistte, hem de yolda yapılabilir. Olimpiyat oyunlarında yer edinen yürüyüş yarışmaları 20 ile 50 km üstünden yapılır. 50 km olan yarış maratondan 8 km daha uzun olup en uzun mesafe yarışıdır. Bayanlar arası yürüyüş yarışmaları 10 km uzunluğundadır.
Dünya Kupası için IAAF’ın belirlediği yürüyüş yarışması erkekler için “Lugono Kupası”, bayanlar için “Lochboin Kupası”dır. Yarışmalarda yarışmacının yürüyüş biçimini, yarışın herhangi bir hemen kurallara uyup uymadığını denetim etmekle göreve getirilmiş, her atlet için biri önder olmak suretiyle üç yargıcı vardır.
YORUMLAR