İslamiyette hulul, hulul etmek nedir? Hulul inancının temeli, özellikleri, kaynağı hakkında bilgi. Hulûl Hulûl, İslam düşüncesinde, genellik...
İslamiyette hulul, hulul etmek nedir? Hulul inancının temeli, özellikleri, kaynağı hakkında bilgi.
Hulûl
Hulûl, İslam düşüncesinde, genellikle Tanrı ruhunun insan bedeniyle birleşmesini belirten ve dine aykırı sayılan kavramdır. Daha geniş anlamda, bir varlık ile yerinin (mahal), cevher (töz) ile arazın (ilinek), ruh ile bedenin, faal akıl ile insanın vb birleşmelerini belirtir. Kelam bilginlerince özellikle ruh ile bedenin birleşmesi anlamında kullanılır.
Bazı Şii fırkalarında Hristiyanlıktaki Tanrı’nın Hz. İsa’nın kişiliğinde bedenleştiği dogmasına benzer bir hulûl inancı görülür. Bazı fırkalar imamlarının tanrılığına inanırken, bazıları Tanrı’dan bir parçanın imamlara hulûl ettiğini ve onların bedenine bürün-düğünü kabul ederler. Mezhep tarihçilerine göre bu inanç ilk kez Sebeiye fırkasınca ortaya atılmıştır. Abdullah bin Seb’a’nın Hz. Ali’nin Tanrı olduğunu öne sürdüğü söylenir. Şurayiye fırkasına göre Tanrı beş kişiye; Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e hulûl etmiştir. Cenahiyeye göre Tanrı’nın ruhu peygamberlere ve imamlara hulûl eder. Beyaniye fırkası Hz. Muhammed ve imamlara hulûl eden Tanrı ruhunun son olarak fırkanın önderi Beyan’a geçtiğini öne sürer. Hattabiye’ye göre imamlar Tanrı’dır; Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in çocukları Tanrı’ nın oğullarıdır, Cafer Sadık da Tanrı’dır. Aşırı fırkalardan Rezzamiye, Kâmiliye, Mukannaiye, Harbiye ve Azafire de benzer inançları benimsemişlerdir.
Mutasavvıflar arasında hulûl inancı, Ebu Hulman Dimaşki’ye ve Hallac-ı Mansur’a bağlılık iddiasındaki gruplar arasında da görülür. Hulmanilerin, Tanrı ruhunun hulûl ettiğine inandıkları güzel yüzlü insanlara secde ettikleri söylenir; bunların bütün yasaklan helal kabul ettikleri de aktarılır. Kelam bilginlerinin bu nedenle Ebu Hul-man’ı suçlamalarına karşılık sufiler onu “gönül ehli” bir pir sayarlar.
Hulûl inancı, “lâhutun nâsûta hulûlü” (tanrısal olanın insani olanla birleşmesi) konusundaki düşünceleri ve “ene’l-Hak” benzeri sözleri nedeniyle Hallac-ı Mansur’a da yakıştırılır. Hallacı olarak anılan mutasavvıflar arasında hulûl inancı görülür. Faris adlı bir mutasavvıf bu inancı gene Hallac’a bağlar, ama Faris’in iddiası mutasavvıfların büyük çoğunluğunca yalanlanır.
Muhyiddin Arabi’nin sistemleştirdiği vahdet-i vücud (varlığın birliği) inancı da bazı kelam ve fıkıh bilginlerince hulûl inancını içerdiği öne sürülerek eleştirilmiştir.
YORUMLAR