Mustafa Kemal Atatürk’ün Katıldığı Savaşlar ve Cepheler

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlik hayatı boyunca katıldığı savaşlar ve yer aldığı cepheler ile ilgili bilgiler. Cepheden ceph...



Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlik hayatı boyunca katıldığı savaşlar ve yer aldığı cepheler ile ilgili bilgiler. Cepheden cepheye Mustafa Kemal Atatürk.






Mustafa Kemal, kurmay yüzbaşı olarak öğrenimini tamamladıktan sonra ilk görev bölgesi olan Şam’a atandı. Burada gizli siyasi faaliyetlerini başlatmanın yollarını aradı. Kendisi gibi memleketin durumuna üzülen arkadaşlarıyla beraber Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu ve bu cemiyetin Beyrut, Yafa ve Kudüs’te örgütlenmesi için çalışmalar yaptı. Kısa süre sonra Fransız ihtilali’nin getirdiği yenilikçi düşüncelerin daha etkili olduğu Makedonya’da örgütlenmenin daha doğru olacağını düşündü. Bu nedenle, cemiyetin merkezini Selanik’e taşıdı.



Selanik’te kaldığı dört aydan sonra Şam’a döndü ve topçu stajını tamamladı. Bu görevin sonunda da kolağası rütbesine yükseltildi. Aynı yıl, önce Şam’daki Ordu Kurmay Heyeti’ne daha sonra merkezi Manastır’da bulunan 3. Ordu’ya atandı. Bu sıralarda, Selanik’teki Vatan ve Hürriyet Cemiyeti üyelerini de içine almış olan İttihat ve Terakki Cemiyeti faaliyet halinde idi. Mustafa Kemal de Selânik’e geldikten sonra bu cemiyete dahil olarak hizmet görmeye başladı. Memleketin istibdat idaresinden kurtarılması ve yapılacak yenilikler onun da temel düşüncesiydi. Selanik’e gelişini takiben kısa bir süre sonra 22 Haziran 1908’de Üsküp-Selanik arasındaki demiryolu müfettişliği de 3. Ordu Karargâhındaki görevine ek olarak kendisine verildi. Bu dönemde Rumeli’de faaliyet gösteren İttihat ve Terakki Cemiyeti II. Abdülhamit’i, 1876 Anayasası’nı yeniden yürürlüğe koymaya ve kapatılan Meclis-i Mebusan’ı tekrar toplantıya çağırmaya zorlamaktaydı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bu girişimleri adım adım II. Meşrutiyetin ilânını hazırladı.



23 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyet ilân edildiği zaman Mustafa Kemal, kolağası rütbesiyle Selanik’te askerî görevini sürdürmekte, bir yandan da İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde çalışarak İstanbul’daki siyasi gelişmeleri yakından izlemekteydi. Mustafa Kemal II. Meşrutiyet gibi büyük bir inkılâbı takiben yapılanları yeterli görmüyor; memlekette daha büyük ve daha köklü değişikliklerin gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyordu. Onun görüşleri İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenlerinin görüş ve düşünceleriyle uyuşmuyordu. Buna rağmen fikirleriyle zamanın söz sahibi kişilerini uyarmaktan da çekinmiyordu. II. Meşrutiyet’in ilânının üzerinden henüz bir yıl geçmemişti ki İstanbul’da 13 Nisan 1909’da bu harekete karşı, gerici çevrelerce desteklenen büyük bir isyan gelişti. Mustafa Kemal, 31 Mart Olayı olarak bilinen bu isyanı bastırmak üzere Rumeli’de oluşturulan Hareket Ordusu’nun Kurmay Başkanlığı’na getirildi ve bu ordu ile 19 Nisan 1909 tarihinde istanbul’a geldi.



Hareket Ordusu’nun gerek yoldaki gerekse İstanbul’daki sevk ve idaresinde Kurmay Başkanı olarak önemli hizmetler yaptı. Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girdiği gün halka hitaben yayınladığı bildiriyi de kendisi yazmıştı. Hareket Ordusu’nun duruma hâkim olmasından sonra II. Abdülhamit tahttan indirildi, yerine Sultan Mehmet Reşat getirildi.



Mustafa Kemal, bu gerici olayın bastırılmasından sonra istanbul’da çok kalmayarak 16 Mayıs 1909’da tekrar Selanik’e döndü. Bu sıralarda Selanik ve çevresinde yapılan manevralarda, tatbikatlarda düşünce ve görüşlerini cesaretle savunuyor, bu ise bazı üstlerinin dikkatini çekerken bazılarının da tahammülsüzlüğüne sebep oluyordu. Kendisi, bir yandan da askerî eğitim konuları üzerinde telif ve tercüme eserler hazırlıyordu.



O, II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra ordunun İttihat ve Terakki ile sıkı ilişkisinin ve siyasete karışmasının tehlikelerini sezinlemeye başlamış, bu görüşlerini 22 Eylül 1909’da Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Büyük Kongresi’nde açıkça dile getirmişti. Fakat cemiyetin önde gelenleri onun bu görüşlerini paylaşmadılar.



Mustafa Kemal de kendisini cemiyetten uzak tutarak doğrudan doğruya askeri görevler verdi. İttihat ve Terakki ile anlaşmazlığı ve aralarının açılması böyle başladı. Mustafa Kemal, Selanik’teki görevini başarı ile yürütürken 1910 yılı eylül ayında askeri manevraları izleme amacıyla Fransa’ya gönderildi. Burada Fransız ordusunu ve komutanlarını yakından tanıdı.



Selanik’e dönüşünden kısa süre sonra Mart 1911’de Arnavutluk’ta bir isyan çıktı. Bu isyanı bastırmak üzere düzenlenen, harekâtta Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın yanında görev aldı.



Mustafa Kemal, 15 Ocak 1911’de 3. Ordu Karargâhı’ndaki görevinden alınarak önce 5. Kolordu Karargâhı’nda, daha sonra yine Selanik’te bulunan 38. Piyade Alayı’nda görevlendirildi. Bu atamadaki amaç, kendisine kıta hizmeti gördürerek onu başarısızlığa sürüklemek, bu suretle şevk ve hevesini bir ölçüde kırmaktı. Ama O, bu görevde de büyük başarılar gösterdi; ^skiden olduğu gibi yine komutanlarının, arkadaşlarının sevgi ve saygısını kazandı.



Selanik garnizonundaki subaylar gittikçe onun etrafında toplanıyordu. Bu durum 3. Ordu Müfettişliğinin hoşuna gitmedi. Onu Selanik’teki görevinden alarak 27 Eylül 1911 tarihinde İstanbul’da Genelkurmay Başkanlığı’nda bir göreve tayin ettiler. İstanbul’a gelerek bir süre Genelkurmay Başkanlığı’nda çalıştı.



5 Ekim 1911’de İtalyanlar Trablusgarp’a hücum ederek istilâ hareketlerine başlamışlardı. Mustafa Kemal, bu bölgede görev almak üzere 15 Ekim 1911’de istanbul’dan ayrıldı. Trablusgarp’a geldikten sonra bir süre Tobruk ve Derne bölgelerinde gönüllülerden oluşan mahalli kuvvetlerin başında bulundu ve başarılı bir mücadele verilmesini sağladı. 12 Mart 1912’de Derne Komutanlığı’na getirildi. Bu sıralarda 27 Kasım 1912 tarihinde binbaşılığa terfi etti.



1912 yılı Ekim ayında Balkan Savaşları başlamıştı. Mustafa Kemal, 24 Ekim 1912’de Trablusgarp’tan hareket ederek İstanbul’a geldi. 21 Kasım 1912’de Gelibolu’da bulunan Bahr-i Sefid Boğazı Ku-vay-ı Mürettebesi Komutanlığı Harekât Şubesi Müdürlüğü’ne atandı. Gelibolu’ya geldi.



Olaylar süratle gelişmiş, baba memleketi Selanik düşmüş, Bulgar Ordusu ilerleyerek Çatalca’ya kadar gelmişti. Bu kötü vaziyet kendisini çok üzdü. Bu cephede bir süre sonra Bolayır Kolordusu Kurmay Başkanlığı’na getirildi. Bu görevde iken, Dimetoka ve Edirne’nin düşmandan geri alınışında önemli bir rol üstlendi.



Mustafa Kemal, Balkan Savaşları’ndan sonra, 27 Ekim 1913 tarihinde Sofya Askeri Ataşeliği’ne atandı. 11 Ocak 1914 tarihinden itibaren Belgrat ve Çetine Ataşemiliterliklerini yürütme görevi de kendisine verildi. Sofya Ataşemiliterli-ği’ne atandığı günlerde yakın arkadaşı Ali Fuat(Cebesoy) da Sofya Elçiliği’ne atanmıştı. Mustafa Kemal, Sofya Ataşemi-literliği esnasında, 1 Mart 1914 tarihinde yarbaylık rütbesine terfi etti.



1915 yılı ocak sonlarına kadar Sofya’da kaldı. Bu sıralarda 1 Ağustos 1914’te Almanya’nın Rusya’ya savaş ilan etmesiyle I. Dünya Savaşı başlamıştı. Mustafa Kemal gelişen siyasi ve askeri olayları büyük bir dikkatle izlemekte; bir taraftan da görüş ve düşüncelerini Harbiye Nezareti’ne bildirmekteydi. Ona göre, katılma zorunlu hale gelmedikçe Osmanlı Devleti bu büyük savaşın dışında kalmalıydı. Ancak hızla gelişen olaylar, 29 Ekim 1914’te Osmanlı Devleti’ni de ister istemez ittifak Devletlerinin yanında savaşa girmek zorunda bıraktı. Mustafa Kemal, bu gelişmeler üzerine Başkomutanlıktan kendisine savaşta aktif bir hizmet istediyse de uzun süre bu isteği yerine getirilmedi. Nihayet ısrarı üzerine, kendisini 20 Ocak 1915 tarihinde, Tekirdağ’da oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığı’na tayin ettiler.





Mustafa Kemal, bu tayin üzerine Sofya’dan ayrılarak istanbul’a döndü, derhal yeni görev yerine hareket ederek tümenini kurdu. Bu tümen kısa süre sonra görülen lüzum üzerine 25 Şubat 1915’te Tekirdağ’dan Maydos (Eceabat)’a nakledildi. Mustafa Kemal burada, 19. Tümen’e ek olarak 9,’Tümen’in iki Piyade Alayı ve bazı topçu birlikleri de emrine verilerek Maydos Mıntıkası Komutanı olarak görev yaptı.



Gelibolu Yarımadası’nda önemli olaylar oluyordu, ingiliz donanması 18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazı’nı geçmeye teşebbüs ettiyse de kıyı topçusunun başarılı savunması karşısında ağır kayıplar verdi. Donanmasıyla boğazı geçemeyen düşman, bu defa Gelibolu Yarımadası’nı bir çıkarma ile zorlamaya karar verdi. Olaylar bu şekilde gelişirken, Genelkurmay Başkanlığı da 23 Mart 1915 tarihinde Gelibolu’da 5. Ordu’nun kurulmasına karar vermiş, komutanlığına da Alman Generali Liman Von Sanders’i atamıştı.



Liman Von Sanders, muhtemel düşman taarruzuna karşı kuvvetlerini üç gruba ayırarak planını yapmıştı. Mustafa Kemal bu plan gereğince 18 Nisan 1915 günü tümeniyle Bigalı’ya geçti. Düşman birlikleri 25 Nisan 1915 günü Seddülbahir ve Arıburnu bölgesinden ilk çıkarma harekâtına başladı. Ancak çıkarma harekatının ilk günü, karşılarında Mustafa Kemal’i gördüler.



Mustafa Kemal, çıkarmanın başladığını görür görmez, kuvvetlerini hızla Bigalı’dan Conkbayırı’na sevk etti. Arıbur-nu’ndan Conkbayırı’na ilerleyen ingiliz kuvvetleri, o gün, Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19. Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekilmek zorunda kaldı.



Conkbayırı taarruzunda Türk askeri görülmemiş bir inanç ve cesaretle savaşıyor, tarihin en büyük kahramanlık sahneleri sergileniyordu. Dâhi komutan, kumandanlara verdiği emre şu tarihi cümleleri de eklemişti: “Ben, size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir!



Düşman kuvvetlerinin 25 Nisan 1915 günü başlattığı çıkarma harekâtı, 26 ve 27 Nisan 1915 günleri de devam etti. İlerlemek isteyen ingilizlerle yer yer şiddetli çarpışmalar oldu; ancak her taarruz Türk askerinin kahramanca savunması karşısında başarısız kaldı.



Mustafa Kemal, Çanakkale Cephesi’ndeki bu üstün başarıları üzerine 1 Haziran 1915’de albaylık rütbesine terfi etti. Düşman, Çanakkale’de başarı sağlayamamasına, ilerleme gösterememesine rağmen, yeni bir çıkarma yapmakta kararlıydı. Düşünülen çıkarmanın gerçekleşebilmesi için, her şeyden önce ilk direnç hatlarını oluşturan Arıburnu ve Seddülba-hir’deki Türk kuvvetlerinin yerlerinden sökülmesi gerekiyordu, ingilizler bu amaçla 6 ve 7 Ağustos 1915 tarihlerinde, takviyeli kuvvetlerle yeni bir taarruz daha denediler; düşman kuvvetleriyle, kuvvetlerimiz arasında şiddetli muharebeler oldu. Ancak, Mustafa Kemal’in aldığı önlemler sayesinde düşmanın bu taarruzu da başarısız oldu.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Mustafa Kemal Atatürk’ün Katıldığı Savaşlar ve Cepheler
Mustafa Kemal Atatürk’ün Katıldığı Savaşlar ve Cepheler
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/07/Mustafa-Kemalin-KatC4B1ldC4B1C49FC4B1-ve-SavaC59FtC4B1C49FC4B1-Cepheler.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/08/mustafa-kemal-ataturkun-katldg-savaslar.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/08/mustafa-kemal-ataturkun-katldg-savaslar.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content