Sosyalleşme ve Kimlik Problemleri Bilgi sosyolojisi açısından göz önünde bulundurulması ihtiyaç duyulan konulardan birisi ...
Sosyalleşme ve Kimlik Problemleri
Bilgi sosyolojisi açısından göz önünde bulundurulması ihtiyaç duyulan konulardan birisi de toplumsal yapının ya da toplumun sosyalleşme esnasında toplumsal problemleri iyi mi yarattığıdır. Günümüzün merkezi problemleri, esasta sosyalleşme hatalarından lanmaktadır. Bu tür şeyler sosyalleşme problemleri olarak da ele alınabilir. Bazıları bilgi sosyolojisi yaklaşımıyla özetlemek gerekirse çözümleme edilebilir. Bilhassa temel eğitim kurumlarındaki başka eğitim konularının yanı sıra, uzun dönemde işsizlik, refah devletinden toplumsal programlara kadar, geniş bir alanda toplumun her tür problemiyle koordineli olarak ele alınabilir.[1]
Toplumsal problemlerin en önemlilerinden birisi suçluluk kimliğidir. Toplumdaki kabahat ve suçluluk kimliği mevzusunda bir fikir olarak çoğu zaman iki yaklaşım mevcuttur. İlki, insanoğlunun doğuştan barışçı olduğu, zulme ve suça bozuk toplumsal çevrenin sebep olduğuna dair teoridir. Bu fikir suçlu kesim ile ilgili vakalarda suça bir perspektif olarak kullanılmaktadır. Suçlar, zulme ve adaletsizliğe karşı bir isyan şeklinde görülmekte, bozuk yapı öğelerinin ve yanlış fikir sistemlerinin giderilmesine çalışılmaktadır. Başka yaklaşımda ise, insanoğlunun içgüdüsel olarak saldırgan olduğu ve toplumun temel amacının onların zorbalıklarını gidermek bulunduğunu işleyen geleneksel siyasal felsefenin ışığında kabahat, değişik bir biçimde gözükmektedir. Polis, egemen ve mahkumlar caydırıcı kimselerdir, fakat nihaî olan en kuvvetli engel kültürel olarak yüklenilmiş dahili mekanizmalardır.[2] Kısaca inanç ya da ahlâk sistemleri şeklinde tüm toplumsal değerler.
Netice itibariyle günümüzdeki kabahat hareketleri toplumsal zulümden, baskıdan dolayı değildir, alt sınıfların zayıf aile yapısının bir tezahürü olarak ferdin yetersiz sosyalleşmesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Başka bir deyişle toplumsal yapı kabahat vakıasını ve bundan dolayı da suçlu kimliğini üretmektedir.
Bir başka toplumsal sorun de işsizlik neticesinde yaratılan işi olmayan kimliğidir. İşsizlik karamsar, sorumluluktan kaçan, içe kapanık bir ruhsal hale sebep olmaktadır. Çalışmayan kesim olarak ele alındığında iş bulamayanlar, çabalama çağının haricinde olanlar ve bunların ailelerinden oluşan oldukça büyük bir kitleyi etkilemektedir. İşsizlik gelir düzeyini düşürmekte, eğitimi engellemekte, aile düzenini sarsmakta ve toplumsal ilişkileri bozmaktadır. Bu şekilde bir çevrede sıhhatli sosyalleşme beklentisi oldukça zor olsa gerek. Bununla birlikte, Garp dünyasında çalışabilir nüfusun genel nüfus içindeki oranı hızla düşmekte ve artan yaşlılar kitlesi büyük bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumsal yardımlaşma, toplumsal borçtan ortaya çıkan vazife duygusu dikkatsizlik edilmektedir. Toplumsal dayanışma sistemi bu yönde bir sosyalleşme ile kurulabilir.[3] Bununla birlikte, bu şekilde bir borcun inkârı karşılıklılık sürecini sekteye uğratmaktadır .[4] İşsiz ve malî yönden zor durumdaki ebeveynin ailelerinde de evlatların sosyalleşmesi büyük problemlerle karşılaşmaktadır. Her şeyden ilkin ekonomik zorluklar ebeveynin evlatları yetiştirmekteki tutumlarını negatif etkilemektedir.[5]
Yukarıda özetlemek gerekirse değinilen problemler, yanlış sosyalleşmiş ve bunalımlı bir kesimin tekrardan sosyalleşmesini gerektirmektedir. Tekrardan sosyalleşme ya da gurup sosyalleşmesi, kendine özgü metotlarla hataların çözümlendiği programların yaygın eğitim kanalıyla aktarılmasını sağlamaktadır. Belli başlı problemler etrafında benzeri niteliklere haiz bir gurup insanoğlunun bir araya gelmiş olarak ortak bir gaye ışığında sosyalleşmeleri gurup sosyalleşmesidir. Gurup içindeki üyeler, problemin çözümü ışığında rol yüklenmektedirler.
Bir takım yazarlar bu şekilde gurupların zararı olan bulunduğunu, bir tür beynimiz yıkama formuna dönüştüğünü belirtmektedirler.[6] Fakat, benzeri programlar toplumun bir çok kesiminde uygulanmaktadır. Meselâ, zenci kesiminin halihazırdaki sosyalleşme tarzları neticede problemli kitleler ve büyük toplumsal patlamalar yaratmaktadır. Los Angeles ayaklanması bir kesimin , değişik yaşama şartlarının neticesidir. Bu kesimleri etken ve yeni bir kimlikle yine sosyalleştirmek için belirgin bir unsurun ya da koordineli olarak bir çok unsurdan teşkil ettirilmiş merkezi temaların esas olduğu sosyalleşme programları düşünülmektedir. Eğitim programları, direkt ferdî kaynaşma, ırk bilinci eğitimleri, ve siyaset guruplarının yapılanmaları şeklinde unsurları amaçlayan sosyalleştirmeler kanalıyla bu kitleler tekrardan düzenlenmeye çalışılmaktadır .[7]
Yetişkinler ve evlatların beraber oluşturdukları guruplar, bir çok toplumsal problemin düzenlenmesi için, eğitim kurumlarının yanı sıra, tertipli ve yaygın eğitim programları uygulamaktadırlar. Bu problemler yeni nesillerin fizikî olarak deformasyona uğramış olmasından, televizyonun sebep olduğu aktivite bozukluğuna, yüksek boşanma oranlarından suçluluğa kadar mevcut tüm problemler alanına yayılmış gözükmektedir. Bu sınıflarda uygun eğiticiler, çocuklar ve yetişkinler için probleme yönelik sosyalleştirme faaliyetleri yapmaktadırlar.[8]
[1]J. Marzollo, “How they learn best (four year olds).â€, Parents. v. 63, Jan. 1988, s. 102-6.
[2]Magnet-Myron. “Rebels with a cause (blaming society for inner city crime).â€, National Review. v. 45, Mar. 15, 1993, s. 46-50.
[3]M. H. Cantor, “Families: a Basic Source of Long-Term Care for the Elderly.â€, Aging. no.349, 1985, s. 8-13.
[4]E. A. Wynne, “Will the Young Support the Old?â€, Society. v. 23, Sept./Oct. 1986, s. 40-7.
[5]R. Goldsmith, The Effects of Parental Employment Status, Dissertation (pH.D.) The University of Michigan, 1986, s.31.
[6]D. Hurley, “Getting help from helping.â€, Psychology Today. v. 22, Jan. 1988, s. 62-4.
[7]R. Majors ve J. Mancini, “Rescuing the black male.†The Futurist. v. 26, Sept./Oct. 1992, s. 50-1.
[8]M. Bloom, “Shake, Rattle, and Roll .†New York. v. 20, Nov. 23 1987, s. 72-87.
Bilgi sosyolojisi açısından göz önünde bulundurulması ihtiyaç duyulan konulardan birisi de toplumsal yapının ya da toplumun sosyalleşme esnasında toplumsal problemleri iyi mi yarattığıdır. Günümüzün merkezi problemleri, esasta sosyalleşme hatalarından lanmaktadır. Bu tür şeyler sosyalleşme problemleri olarak da ele alınabilir. Bazıları bilgi sosyolojisi yaklaşımıyla özetlemek gerekirse çözümleme edilebilir. Bilhassa temel eğitim kurumlarındaki başka eğitim konularının yanı sıra, uzun dönemde işsizlik, refah devletinden toplumsal programlara kadar, geniş bir alanda toplumun her tür problemiyle koordineli olarak ele alınabilir.[1]
Toplumsal problemlerin en önemlilerinden birisi suçluluk kimliğidir. Toplumdaki kabahat ve suçluluk kimliği mevzusunda bir fikir olarak çoğu zaman iki yaklaşım mevcuttur. İlki, insanoğlunun doğuştan barışçı olduğu, zulme ve suça bozuk toplumsal çevrenin sebep olduğuna dair teoridir. Bu fikir suçlu kesim ile ilgili vakalarda suça bir perspektif olarak kullanılmaktadır. Suçlar, zulme ve adaletsizliğe karşı bir isyan şeklinde görülmekte, bozuk yapı öğelerinin ve yanlış fikir sistemlerinin giderilmesine çalışılmaktadır. Başka yaklaşımda ise, insanoğlunun içgüdüsel olarak saldırgan olduğu ve toplumun temel amacının onların zorbalıklarını gidermek bulunduğunu işleyen geleneksel siyasal felsefenin ışığında kabahat, değişik bir biçimde gözükmektedir. Polis, egemen ve mahkumlar caydırıcı kimselerdir, fakat nihaî olan en kuvvetli engel kültürel olarak yüklenilmiş dahili mekanizmalardır.[2] Kısaca inanç ya da ahlâk sistemleri şeklinde tüm toplumsal değerler.
Netice itibariyle günümüzdeki kabahat hareketleri toplumsal zulümden, baskıdan dolayı değildir, alt sınıfların zayıf aile yapısının bir tezahürü olarak ferdin yetersiz sosyalleşmesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Başka bir deyişle toplumsal yapı kabahat vakıasını ve bundan dolayı da suçlu kimliğini üretmektedir.
Bir başka toplumsal sorun de işsizlik neticesinde yaratılan işi olmayan kimliğidir. İşsizlik karamsar, sorumluluktan kaçan, içe kapanık bir ruhsal hale sebep olmaktadır. Çalışmayan kesim olarak ele alındığında iş bulamayanlar, çabalama çağının haricinde olanlar ve bunların ailelerinden oluşan oldukça büyük bir kitleyi etkilemektedir. İşsizlik gelir düzeyini düşürmekte, eğitimi engellemekte, aile düzenini sarsmakta ve toplumsal ilişkileri bozmaktadır. Bu şekilde bir çevrede sıhhatli sosyalleşme beklentisi oldukça zor olsa gerek. Bununla birlikte, Garp dünyasında çalışabilir nüfusun genel nüfus içindeki oranı hızla düşmekte ve artan yaşlılar kitlesi büyük bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumsal yardımlaşma, toplumsal borçtan ortaya çıkan vazife duygusu dikkatsizlik edilmektedir. Toplumsal dayanışma sistemi bu yönde bir sosyalleşme ile kurulabilir.[3] Bununla birlikte, bu şekilde bir borcun inkârı karşılıklılık sürecini sekteye uğratmaktadır .[4] İşsiz ve malî yönden zor durumdaki ebeveynin ailelerinde de evlatların sosyalleşmesi büyük problemlerle karşılaşmaktadır. Her şeyden ilkin ekonomik zorluklar ebeveynin evlatları yetiştirmekteki tutumlarını negatif etkilemektedir.[5]
Yukarıda özetlemek gerekirse değinilen problemler, yanlış sosyalleşmiş ve bunalımlı bir kesimin tekrardan sosyalleşmesini gerektirmektedir. Tekrardan sosyalleşme ya da gurup sosyalleşmesi, kendine özgü metotlarla hataların çözümlendiği programların yaygın eğitim kanalıyla aktarılmasını sağlamaktadır. Belli başlı problemler etrafında benzeri niteliklere haiz bir gurup insanoğlunun bir araya gelmiş olarak ortak bir gaye ışığında sosyalleşmeleri gurup sosyalleşmesidir. Gurup içindeki üyeler, problemin çözümü ışığında rol yüklenmektedirler.
Bir takım yazarlar bu şekilde gurupların zararı olan bulunduğunu, bir tür beynimiz yıkama formuna dönüştüğünü belirtmektedirler.[6] Fakat, benzeri programlar toplumun bir çok kesiminde uygulanmaktadır. Meselâ, zenci kesiminin halihazırdaki sosyalleşme tarzları neticede problemli kitleler ve büyük toplumsal patlamalar yaratmaktadır. Los Angeles ayaklanması bir kesimin , değişik yaşama şartlarının neticesidir. Bu kesimleri etken ve yeni bir kimlikle yine sosyalleştirmek için belirgin bir unsurun ya da koordineli olarak bir çok unsurdan teşkil ettirilmiş merkezi temaların esas olduğu sosyalleşme programları düşünülmektedir. Eğitim programları, direkt ferdî kaynaşma, ırk bilinci eğitimleri, ve siyaset guruplarının yapılanmaları şeklinde unsurları amaçlayan sosyalleştirmeler kanalıyla bu kitleler tekrardan düzenlenmeye çalışılmaktadır .[7]
Yetişkinler ve evlatların beraber oluşturdukları guruplar, bir çok toplumsal problemin düzenlenmesi için, eğitim kurumlarının yanı sıra, tertipli ve yaygın eğitim programları uygulamaktadırlar. Bu problemler yeni nesillerin fizikî olarak deformasyona uğramış olmasından, televizyonun sebep olduğu aktivite bozukluğuna, yüksek boşanma oranlarından suçluluğa kadar mevcut tüm problemler alanına yayılmış gözükmektedir. Bu sınıflarda uygun eğiticiler, çocuklar ve yetişkinler için probleme yönelik sosyalleştirme faaliyetleri yapmaktadırlar.[8]
[1]J. Marzollo, “How they learn best (four year olds).â€, Parents. v. 63, Jan. 1988, s. 102-6.
[2]Magnet-Myron. “Rebels with a cause (blaming society for inner city crime).â€, National Review. v. 45, Mar. 15, 1993, s. 46-50.
[3]M. H. Cantor, “Families: a Basic Source of Long-Term Care for the Elderly.â€, Aging. no.349, 1985, s. 8-13.
[4]E. A. Wynne, “Will the Young Support the Old?â€, Society. v. 23, Sept./Oct. 1986, s. 40-7.
[5]R. Goldsmith, The Effects of Parental Employment Status, Dissertation (pH.D.) The University of Michigan, 1986, s.31.
[6]D. Hurley, “Getting help from helping.â€, Psychology Today. v. 22, Jan. 1988, s. 62-4.
[7]R. Majors ve J. Mancini, “Rescuing the black male.†The Futurist. v. 26, Sept./Oct. 1992, s. 50-1.
[8]M. Bloom, “Shake, Rattle, and Roll .†New York. v. 20, Nov. 23 1987, s. 72-87.
Ekran Problemleri
Gelişim Problemleri
Kimlik Problemleri
YORUMLAR