KAYIT 119 Onun için böyle yapmak ALLAH’a hamd etmektir. ALLAH’a hamd etmeye...

KAYIT 119 Onun için böyle yapmak ALLAH’a hamd etmektir. ALLAH’a hamd etmeyen kıbleyi tanıma kabiliyetini kaybetmiş insandır. ALLAH’a hamd et...


KAYIT 119

Onun için böyle yapmak ALLAH’a hamd etmektir.
ALLAH’a hamd etmeyen kıbleyi tanıma kabiliyetini kaybetmiş insandır.
ALLAH’a hamd etmeyen insan kıbleyi tanımak kabiliyetini kaybetmiş heriftir, bilmez o anlamaz onu.

Arapça’da bir darb-ı mesel vardır.
“Edeb öğrenmek istiyor musun? Kargadan öğren derler kargadan.”
“Gaaak! Gaaak!” diye kara karga var ya aha ondan. “Ulan nesi bu?”
Dünyânın en edebli mahlûku olarak ALLAH kargayı yaratmıştır, insandan da daha edeblidir.
“ALLAH! ALLAH!”
Yaa… ALLAH! ALLAH! 15 defa “ALLAH! ALLAH!” de.
Karga bu edebinden dolayı 1000 sene yaşar karga bir kazâya gelmezse.
En çok ömrü olan kargadır, 1000 sene yaşar karga.
“Nedir o?”
Hiç kargayı siz çiftleşirken gördünüz mü oğlum? Hayvanat Âlimi bile görmemiştir.

Ama yumurtlar yavru çıkarır, aha bu edebinden dolayı karga bin sene yaşar.
Onun için kahvede tavla oynayacağına, Gönül Tavlası oynayın, zarı atın, gönül zarı…

386 târihlerinde zannedersem, hicrî, ölen büyük bir zât vardır işitmişsinizdir.
Ebû Tâlibi Mekkî isminde bir zât. Bunun Kut'e’l-Kulûb diye bir kitabı vardır Kute'l-Kulûb. Neyimiş Kûtel-kulûb?

Kalb Dağı, Kalb Dağı, Kalb Dağı, Tepesi.
Bu işleri ilk defa yazan Zât-ı muhteremdir bu.
Ebû Tâlibi Mekkî…, büyük bir tasavvuf kitabıdır.
Bunun kapağının üzerinde, kitab başlamadan kapağının üzerinde Resûlullah Efendimizin bir hadisi yazılıdır. Nedir o?
“Topluluk rahmettir” der.
Kâh baş diliyle, kâh hal diliyle, kâh gönül diliyle, sırlarını birbirlerine anlatmak topluluktur.

“Nasıl efendim?”

Birbirinize sırrını anlatırsın, birbirine bâzen böyle güler yüzle güzel lakırdıyla, bu topluluk budur.
Güneş bak aha vuruyor oraya, oraya kızartır.
Aradan kalan pislikleri de kurutur, bu pislikler düz olur.
Küçük parçalar olur, onlardan otlar biter.

İşte Cenâb-ı ALLAH da, kötülükleri iyiliklere böyle çevirir oğlum.
Güneş nasıl bir kemre yığınını kurutuyor, toz hâline getiriyor, toprak ediyor, ondan buğday çıkarıyor, kuvvet veriyor.

Aha insanın kötülüklerini de Cenâb-ı ALLAH böyle cüz’i sûrette yok eder iyilik sûretinde de cem’idir.
“Ama efendim!”
“Ama efendim!” i yok oğlum!
Denizin suyu korkunçtur amma, balıklar için değil, ne kadar köpürse balıklar içinde yüzerler.
Senin içindir, edebsizliğin varısa kelimeden korkuyorsun.
Güneş en kötü şeye, pisliklere bunu yaparsa; pisliği, insan pisliğini kurutup onu toz hâline getirir de gübre yapıp ordan bir nebat çıkarmasına vesîle olursa, güneş pisliğe yapıyor bunu, ya güllere nergislere ne yapmaz!.

Gönlü insanın, aslâ yalan söylemez aziz cemâat!
Aziz secdeye başını koyan mü’minler!.
Çünkü gönül, Aşk Nûrundan nurlanmıştır, ordan gelir.

Bâzı insanın, mü’minin, gönlü burkuluverir bir şeye. Bu gönül burkulması, yaptığı işinde bir kötülük olduğundan dolayıdır bu mü’min habercisidir.
“Ama efendim geldi bu kötülük başıma!”
Gâyet tabi kazâ ve kaderden kaçmağa imkân yoktur.
İnsanın gözünü ALLAH nasıl dilerse öyle bağlar, ALLAH bağladı mı...


Hani eskiden Kadı’lar vardı. Mahallede kavga çıkmış, otuz kişi gidiyor oooooo “oğlumu dövdü bu davacıyız, davacıyız!” 25 kişi. Zavallı bir adam da oraya gidiyor, tutmuşlar çeke sürükleye Kadı’nın önüne.
Kadı: “Nedir?” diyor.

“Efendim bu, işte bize şöyle yaptı böyle yaptı.” “Kadı Efendi bunu dövdür astır mastır!” 30 kişi konuşuyor. Kadı bu davâcıların hiç birine kulak vermez, şâhide kulak verir oğlum, değil mi, şâhidin sözü, göz yerine geçer.
Lafa dikkat buyurun, boş ve basit bir lakırdı değildir bu Müslümanlar.
Kadı davâcıların gürültüsünü dinlemez, şâhidin sözü, göz yerinedir ona.
Söz söyledi mi, yâni o davânın o hadiseyi görmüş demektir söz, söz, fotoğrafını...
“Muttalib’de öldürmüş herifi ben gördüm!”diye sözle söylüyor.
Dikkat buyurun bu lakırdıya.

Şâhid, garazsız olarak sırrı gören demektir değil mi?
Kızmadan hakîkî olan bu davânın sırrını görendir. Davâcı da görmüştür ama garazla görmüştür değil mi?
Çekti bıçağı herifin koluna vurdu!.
Davâcı Hasan: “Benim koluma bıçak vurdu!. Vurdu bıçağı, çekti vurdu!” diyor.
Şâhid de: “Efendim ben orda oturuyordum, çekti bıçağı Hasan vurdu oraya!”
Bak birinin söylemesi başka birinin söylemesi başkadır.
Şâhid, gararsız olarak sırrı görendir.
Davâcı da görmüştür ama garazla görmüştür.
O halde garaz, kızmak, hiddet gönül gözüne perdedir.

İnsan rûhu da gizlidir. Dikkat edin bir vâdiye giriyoruz bu lakırdılarla. İnsan rûhu da gizlidir, zıddı da yoktur.
Ruh için Cenâb-ı ALLAH “o benim işimdir” diyor.
Errûhu min emri rabbî”
“Bu benim emrimdendir yâni benim işimdir bu.”
Mühürledi gizledi rûhu.
Kim ki rûhu görür, en büyük şâhid olur.

ALLAH adâlet sâhibidir, şâhid de o halde onun adamıdır.
O halde şâhidliğin ehemmiyetini düşün oğlum.
Yalancı şâhid muhakkak cehennemdedir ahaa.

Anladın mı şimdi.
“Efendim anlayamadım bunu.”

Şeytan bile, toprağı anlayamadı oğlum, öküz nereden anlasın.
Topraktaki cevherler, öbür toprağın da sırrını haykırmaktadır, öbür toprağın sırrını.
Tanısaydı toprağın kıymetini, secde ederdi şeye, Âdeme, âlim olduğu halde.

“Hamd ve cömertlik dünyâya uzanmış cennet dallarıdır” diyor Cenâb-ı Peygamber bir Hadisinde.

Hamd etmek “Elhamdulillâh” demek ve başkasına bütün malını cömerd olarak veren, bunlar cennet dallarıdır. Cennet dallarından bu halde tuttu mu bitti.
Bulutla arkadaş oldu mu, sakalar artık selâm vermez insan oğlum.
Bulutla arkadaş olduktan sonra evdeki sarnıca: “Hadi ağam!” dersin doldurur, sakaya ne lüzum var.

Milyonlarca yıldız var. Milyonlarca yıldız tek güneşe ne yapıyorlar, hiçbir şey yapamıyorlar, nurlarını ondan alıyorlar.
Onun için sakayla arkadaşlık kesilmesini istersen, bulutla arkadaş olursun.
Bulutla arkadaş oldu mu sakalar zâten kendileri giderler.

Binlerce fâreyi doldur bir odaya, bir kedinin önüne çıkacak yürekleri yoktur fârelerin yavvv. Hepsi kaçmağa başlar. Fâreler topluluk içinde yürek olsaydı kediyi param parça ederlerdi. Toplulukları yok!. Aha “topluluk rahmettir” dedik.

Eskiden çakmaklar vardı ihtiyarlar bilir şöyle bir meşin açar onu. Sigarayı da getirir taşın üzerine kavı kor, vurur böyle. Kav önce alıştırılır, sonra da ateş alır kav haaa!. Kavı bir defa ateşten geçireceksin ki bunu vurduğun zaman alır. Kavı evvela alıştırmak lâzım.

Sana ekmek veriyor diye kimseye boyun eğme “benim patronumdur” diye boyun eğme, ekmek ALLAH’ındır oğlum. O bağışlar, cömertliği veren de ALLAH’tır.

“Efendim ben çoluk çocuğum aç kalacak! Efendi benim rızkımla oynama!”
“Ulan sen nesin ki benim rızkımla oynayacaksın!”

Ama “Sen nesin benim rızkımla oynayacaksın!” deyip de herife küfretmek, boğazına sarılmak da doğru değildir, edeb lâzım!

Efendim “Seni buradan çıkaracağım!”
“Peki efendim, bir cezâm varsa çıkarırsın.”

Yok Efendim ötekine, felancaya söyle de beni asmasın, çocuklarım aç kalacak!”
Ne, kim bu oğlum, kim? Sen nesin?
Ekmek ALLAH’ındır, cömertliği veren de ALLAH’tır.

Irmak suyuna baktığın zaman ay nasıl akseder oraya, ırmakta görünür, insanda ne görürsen onun aksi gibdir haa! Hep ALLAHtan aksetmiştir. Aha gördün dilimin altından çıktı.
İnsanlar dünya kuyusuna düşmüşlerdir oğlum, dünya kuyusunun içine düşmüşlerdir. Kuyuda ne görürse kendi akisleridir. Hani kuyuya baktığın zaman şöyle kendini görürsün ya aha o!
İnsanlar dünya kuyusuna düşmüşlerdir ne görüyorsak bizim kendi aksimizdir.
Kuyuda ne görürsen bil ki dışarıdadır, kuyunun içinde değiiil!
Burada ne görürsen Mekansızlık Âleminin akisleridir.

O halde gönlü Mekansızlık Makamına bağlamak gerek değil mi?
O Makam da aha bu secdeye başını koyup sürmeyle olur oğlum!
Takla atacak adam başını yere koyarak Takla atar, havada atamaz!
Havada da takla atan var, ona çifte derle oğlum, Takla değiiil o!
ALLAH bir insana ihsanda bulundu mu, onlara ihsan ettiği şeylerle beraber uzuuun bir ömür bağışlar, bunu unutma!

Kim ki uzun ömürlüdür, kim olursa olsun, iter dinsiz-imansız Cenâb-ı ALLAH ona bir ihsanda bulunmuştur. O ihsanın kıymetini bilebilsin diye uzun ömür vermiştir. Uzun ömür, ALLAH’ın ihsanına mazhar olan insanda olur.

ALLAH bir lütfederse insana, o lütuf insana canı gibi karışır, içine karışır, âdeta sen o olursun, o da sen olur. Ekmeğe suya iştahın yoksa, bu ikisi olmaksızın da sana tertemiz bir rızık bir yerden gelir, onun için ALLAHtan başka kimseye boyun eğme!

(Devamı sonraki kayıttadır…)[fb_vid id="10152814258134751"]

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: KAYIT 119 Onun için böyle yapmak ALLAH’a hamd etmektir. ALLAH’a hamd etmeye...
KAYIT 119 Onun için böyle yapmak ALLAH’a hamd etmektir. ALLAH’a hamd etmeye...
https://scontent.xx.fbcdn.net/v/t15.0-10/p180x540/632714_10152814265494751_10152814258134751_35774_392_b.jpg?oh=fe788bc599abd8866be7e6a383a7460e&oe=5A5DD119
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/09/kayit-119-onun-icin-boyle-yapmak-allaha.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/09/kayit-119-onun-icin-boyle-yapmak-allaha.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content