KAYIT 122 Profesör Doktor Münir Derman Bey’in 18 Haziran 1967 Pazar günü Tekk...

KAYIT 122 Profesör Doktor Münir Derman Bey’in 18 Haziran 1967 Pazar günü Tekke Câmiinde yapmış olduğu derstir. Aziz Cemâat, Hâfız Efendi yin...


KAYIT 122

Profesör Doktor Münir Derman Bey’in 18 Haziran 1967 Pazar günü Tekke Câmiinde yapmış olduğu derstir.

Aziz Cemâat,

Hâfız Efendi yine güzel bir Sûre okudu.
Namazdan sonra.
Bizim Hâfızımız ALLAH râzı Olsun, sesini nur Etsin güzel âyetler okuyor.
Âyetlerin hepisi güzel ama içinden bulup bu andaki bize hitab edecek âyet.
Bu Âyet, yalınız mü’minler için başını secdeye koyanlar için başka hiç kimse için değil.

Başını secdeye “lâ ilâhe illâllah” nanda olmuyor bu iş. Başını secdeye koyanlara Cenâb-ı ALLAH, Resûlullah’ın İlâhî Radyo olan kalbine ilham ederek mubârek ağızları hoparlör İlâhî Haporlörle bize bildiriyor Cenâb-ı ALLAH: “Bu söylediklerimi diyor bütün kâinat hiç bir şey, kimse bilmez!” diyor ALLAH.
“Yalınız Secde-yi RAHMÂN’a başını koyanlar bilir” diyor.
“Kendi hakîki kalbi ile bana inananlar, böyle inanıp da îman edenler…”
Îman iki türlüdür oğlum, bir inanarak edilir, bir zorla edilir, bir de dededen görme ile edilir. Hepimizin nüfus kağıdında dededen görme İslâm. Tart bakalım kılanlarla kalbnen îman edenleri.
“Hakîki kalbinden inanıp da îman edenler yok mu, onlar isteseler de istemeseler de Bana ve Resûlume itaat ederler” Diyor.
“Ben onlara kolaylık veririm.” Diyor
“Aha bu Âyet-i Kerime’nin secdeye başını mü'min koyanlara müjdesi olduktan sonra, ondan sonra Efendim son nefeste ne yapacağım?”
Ne yapacaksın işte bunu yapacaksın.
ALLAH sana “Lâ İlâhe İlALLAH”ı çözdürecek ya.
Edebsizlik yapma! Fazîletten çıkma! Doğruluktan ayrılma!
Adâletten ayrılma! Yetim malı yeme! Kimseye fenâlık etme! Namazını kıl!
Gâyet tabi söylemesen bile boğazını Cebrâil yanaşır o zaman Azrâilnen berâber sıkarak böyle körüknen söyletir sana “Lâ İlâhe İllALLAH!”ı
Ne zannettin sen! Bu kadar kıl kıl da sonunda: “Efendim ah!”
Yok öyle delilik, o sapık insanların korkusundandır, aha Âyet-i Kerîme diyor.
“Hakîki kalblen bana inananlar ve îman edenlere, Resûlune ve Bana emirlerime itaatı ben onlara kolaylıkla yaptırtırım.” “Ne olur?
Ne olacak uçacak değilim ya!.
Yalan söylemiyoruz! Kimsenin ırzında değiliz!
Kimsenin parasında değiliz!. Mîdene haram girmiyor!.
Gusülsüz abdestsiz gezmiyorsun! Kimseye fenâlık yapmıyorsun!.
Şuuu, daha ne Cebrâil mi olacağız?
İnsan hakîkatı, Cebrâilden de büyüktür daha sen ne konuşuyorsun.
“Bir adım öteye gidemem Yâ Resûlullah yanarım!” diyor.

Oraya giden insan, insanların en güzelinin güzeli en büyüklerinin büyüğü, ama İNSAN!
“Ben bütün kâinatıma sığmam!” diyor Cenâb-ı ALLAH, “Mü’min kulumun kalbine sığarım!” Meleğin kalbi demiyor. Mü’minin kalbi.
Peki gavurun kalbi yok mu?" Ulan var hepisi insan kalbi.
“Mü’minin kalbine sığarım.” demek “Aha ben onlara kolaylık gösteririm” şu Âyette dediği gibi “ona inandırırım!” demek.
Burnunun ucundadır da görmezsin. Burnunun ucunu görebiliyor musun ağam?
Daha kendi elinle tuttuğun burnunu göremiyorsun, kalbinin içindeki ALLAH'ı görmek kolay değil oğlum!
Zâten kolay olsa herkes çıldırır yanar!

Sen zannediyorsun ki havalara çıkacaksın, çıkacaksın miyonlarca kilometre gidecek yazacak burası Sidre’dir, melekler geçiyor orada falan Cebrâil, İsrâfil hepisi orda var, nereye gidiyor?
Sidre-yi Arş’a gideceğim!
Öyle böyle düşünürken sen hiçbir yere gidemezsin, aha buradan gidilir.
Çorap nasıl tersine çevrilir ya, aha öyle içine çevrileceksin, çevrildi mi cadde açılır oğlum!.
Arş da görünür, Kâbe de görünür, Cebrâil de görünür, Cemâlullah'da gark olursun hepisi görünür! İş çorabı tersine çevirmek!
“Eee nasıl çevrilir bu canım bu, bir usûlu yok mu?”
Var usûlü, yalan söylememek, şakadan bile olsun yalan yok,
“Kedi kaçtı da” deliye kedi hikâyesi dersin, aha o da yalan.
“Efendim felanca bilmem ne” O yalan değil, o yalan sınıfına bile girmez oğlum o, o edebsizliğin ötesinde o, öyle yalan olmaz, yalan, İslâm’ın yalanı budur.
Kediyi bile kandırmayacaksın, “Kedi kaç, git!” öyle yalan aha işte yalan bu, yalan bu..
Yoksa öyle “Efendim falanca senin aleyhinde söyledi aldım senden otuz lira..”
“yok Efendim ben senden almadım!” bunlar yalan değil!
Bunlar cehennemin altındaki ızgaraların yalanıdır bu oğlum, ızgara yalanı!
Onlarla işimiz yok bizim! Böyle yalan değil!. Gıybet yok!.
“Nasıl gıybet?”
“Efendim felancayı biliyor musun?”
"Haa şöyleydi."
O gıybet değil oğlum, hased.
“Efendim felancanın işte apartmanı var da bilmem neyi var da, otomobilleri var, parası yok!” bu da hased değil.
Hased ne biliyor musun? Gıybet ne biliyor musun?
Şöyle küçük bir şeyden bunalıp da “yavv ne yapacağım?”
Aha gıybet o, hased de o, ALLAH'ınan irtibatını kesmektir.
“Yâhu benim borcum var ne yapacağım?”
Sen ALLAH'a inanmıyorsun.
“Vayy şurama bir şey çıktı?”
“Ne dediler?”
“Kanser dediler," evet kanser.
"Ne olacak?"
"Ameliyat olacağım"
Ne olur insan, "acaba ameliyat olayım mı, olmayım mı?"
“Ağrın var, Ol!”
“Ya ölürsem!”
Yok îman yok! Yok îman!.
Aha dün gece ben hastânede nöbetçiydim, sabaha kadar uyumadım. Getirdiler bir kadıncağız burnu şakır şakır kanıyor, yaşlı bir kadın 60 yaşlarında, kızları evlâdları yanında.
“Otur!” Burnuna baktık, kanını dindirmeyecek dedik,
Tansiyonu çok yüksek, 24 çok yüksek tansiyon.
Durdurursak kurtulur, felçten kurutulur kan tazyikinden, ilaç da yazmayacağım dedim, istersen yatırıyım.
“Tehlike var mı?” dedi kadının bir tânesi..
Tamam … canını insanın ALLAH alır oğlum, hastalık arada vesîledir.
ALLAH’tan korkmuyor da hastalıktan korkuyor
Ama tedâvi olacaksın, hepimiz öleceğiz, korku yok!
“Acaba efendim ameliyata dayanabilir miyim?”
ALLAH!. ALLAH!.
Bu da küfürdür oğlum. Şekk u şüpheye düştü mü ha bu Âyetten istifâde edemez. Hiçbir şeyden Şekk u şüphe etme!
Yaz gelir efendim “Yandım aman ALLAH!" Kış gelir “donduk ya RABBi ne yapacağız biz?”
Başın ağrır “aman efendim ne yapsam ben!” Dişin ağrır, "ölsem de kurtulsam!”
Bunlar hastalık değil. Her şeye îtiraz haa!
Bunu içinde tamah da var hased de var bilmem ne de!. İstediğin kadar namaz kıl onun faydası yok!
Ama bir de neme lâzımcılık var eee, o da eşşeklik, bunun eşşeklik tarafı. Paranın bir yazı tarafı var bir tura tarafı.
Her şeyin tedbirini alacaksın!
“Tedbir almamak var mıdır?”
Vardır ama o mertebeye gel oğlum.
Evimizi akşam şey ederken kapatırız evimizi değil mi?
Reisicumhur odasını kapamaz, kapıcısı var, var, muhafız alayı var, var oğlu var. Var oğlu var var oğlu…
Sende öyle oldu mu tedbire lüzum yok.
Akşama yemek yok ne yapacağız?.
Düşünmeyeceksin sen düşünmedikçe senin ağzının içine getirirler yemeği, o raddeye gelmek lâzım…

Onun için aziz cemâat, adamakıllı inanacaksın!. Yobazca değil haaaa!..
Bir gün Hastânede nöbetçiyim sabah namazına durdum, uyumuyoruz zâten nöbette sabah namazı vaktinde.
Gittim, aldım abdest ameliyathânenin o girişine serdim bir şey kıldım.
Ben erken kılarım, öyle güneş doğacaktı da kızıllık olduydu da falanı yok oğlum.
Müezzin “ALLAHU Ekber!” dedi mi bende peşine “ALLAHu Ekber!”
Efendim işte kuşluğu….
Rahmetli anam öyle derdi: “Ezanı duydun mu oğlum gidebilirsen câmiye git, evde kıl!”
“Efendim işte cemâat gelir!”
Gelirse gelsin ben cemâati mı bekleyeceğim.
Kıldık namazı falan ettik. Orda bir hasta da vardı yatıyordu sakallı bir adamcağızdı, geldi. Yıkan babam yıkan, işte abdesti.
“Güneş dedi aha böyle oldu!”
“Yav amca dedim vakit geldi yâhu sen vakti kaçırıyorsun kuşluk namazı mı kılıyorsun sen” dedim.
“Yok dedi vakit geçmedi.”
“Senin vaktin geçmedi belki” dedim.
Haydi bir münakaşa heriflen, İmâmı Âzam “böyle” dedi “şu” dedi “böyle” dedi.
“Sen İmâmı Azamı amcacığım bırak da, sabah namazı gitti senin” dedim “İyice geçirme kuşluk namazını hiç olmazsa kıl!”
Herif bir kızsın... neyse ben bir şey söylemedim bana ne.
Zeytinyağıyla su birbirine karışmaz ki oğlum biri aşağı çıkar biri yukarı çıkar.
Hattâ kandile bile Zeytinyağının içine su koysan “Cızzz!” diye kandil bile yanmaz.
Şimdi ben onunla münâkaşa edip birbirimizi yakacak değiliz, neme gerek.
Bir hışımla kıldı falan gitti odaya falan ondan sonra: “İşte dedi cevab verecektim ama dedi bunlar dedi böyle işte!” dedi.
“Bilmezler dini dedi, dinsiz heriflerdir!” dedi
“Nereden bilecekler benim namazımı kıldığımı!” şöyledir böyledir.
Oradakiler de dinliyor kıs kıs içinden.
“Ne dedi Hoca Efendi?” dedi.
“İşte böyle böyle” dedi. “Daha erken vakit kılınmaz”
“Ee peki dedi sen niye cevab vermedin ona dedi mademki biliyorsun?” orda bir sivil komiser yatıyor o odada beş altı kişi.
“Eee dedi Söyleyim de dedi günaha mı gireyim” dedi
“Ne günahı Efendi!” dedi
“Öyle dedi bilmeyenlere dedi, dinsizlere dedi öyle söylemek günahtır!” dedi
Ben de kapıda dinliyorum girdim içeri “Sabahlar hayr olsun!” falan dedim. Ondan sonra epey zaman geçti şeyde vaaz ediyorum.. yok efendim o Büyük Câmide, Çarşı Câmi'sinde Ramazan'da.
O benim önümde herif oturmuş bu.
Ondan sonra çıktık şeye, şöyle bir baktı herif.
Vaaz ettik falan indik çıkıyoruz o da önden çıktı merdivenlerden aşağıya indik.
“Amuca niye baktın?” dedim
“Hani hastânede yatmıştın sen.”
O ramazandan da 2 ay evvel yatmıştı.
“Yattıydık ya dedim senle.”
Böyle ağzı açık kaldı:“Ben ondan sonra dedim İslâm oldum yeni İslâm'ım ben!” dedim ona.
“Yeni İslâm oldum" dedim. "Hem öyle bir yıldırım sûretiyle gittim ki vaazlık, vaiz bile 2 ayda oldum ben!” dedim.
Hâlâ inad ediyor.
Dedim “senin kıldığın yanlıştı.”
“Iı!.” diyor!..

Oğlum tren, yolda gitmez rayda gider.
Onun için eşşek yaratılış bakımından otu sever oğlum, baklava yemez eşşek. Pirzola da yemez, köfte kızartma a-ah.
Onun için Kurân-ı Kerîm’de bir âyet var “onların ağızlarını mühürledik” diyor.
Aha buna benzer. Eşşeğin ağzı da ete mühürlü.

(Devamı sonraki kayıttadır…)[fb_vid id="10152889027544751"]

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: KAYIT 122 Profesör Doktor Münir Derman Bey’in 18 Haziran 1967 Pazar günü Tekk...
KAYIT 122 Profesör Doktor Münir Derman Bey’in 18 Haziran 1967 Pazar günü Tekk...
https://scontent.xx.fbcdn.net/v/t15.0-10/p180x540/10897495_10152889032974751_1550153542_n.jpg?oh=e3ab1c368005d61d7efe4656407b3a7b&oe=5A56C2AA
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/09/kayit-122-profesor-doktor-munir-derman.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/09/kayit-122-profesor-doktor-munir-derman.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content