KAYIT 152 … (MD Hocamız Fransızca uzunca bir menkıbe anlatmakta) Dinleyici: “Sağ olun Hocam!..” Muhterem Hocam bu Fransızca olarak anlatmış ...
KAYIT 152
…
(MD Hocamız Fransızca uzunca bir menkıbe anlatmakta)
Dinleyici: “Sağ olun Hocam!..”
Muhterem Hocam bu Fransızca olarak anlatmış olduğunuz menkıbenin bir de özet olarak Türkçesini ricâ edeceğiz ki bizler de anlayalım.
Ee peki anlamadığın şeyi bana ne diye Fransızca anlattırdınız oğlum!
Öyle beni yor yor n’olacak evvelde de ben size anlatmıştım.
Eleşkirt’te 27 sene evvel hükümet tabibi olarak çalışıyordum orada böyle ALLAH’ın sevgili kulları çoktur.
Bir gün hükümette oturuyordum mal müdürü Rıfkı Bey geldi yanında da tanımadığım bir adam takdim etti bana.
Rahmi Bey maliye müfettişiymiş hoş geldin kahve ısmarladık falan.
Rahmi Bey böyle dindâr bir adam namazını kılan bi zât.
Rıfkı Bey dedi ki: “Rahmi Bey hal sahibi insanları görmek istiyor sen burda bilirsin burada kimi görelim?”
Ben onlara benim yaşımda o zaman Hasan vardı kasap, onunla bir de manifaturacı Hacı Ömer Efendi vardı.
“Onları gidin görün” dedim.
Bunlar kalkmış gitmişler öğleden sonra Hasan'ın dükkanına gitmişler, o maliye müfettişi: “Bana bir kilo kıyma ver!” demiş.
“Peki efendim!” demiş Hasan kesmiş kıymayı, makinasında öğütmüş vermiş, Rahmi Bey böyle işleri bildiği için, Hasan oralı değil tabi.
Demiş ki: “Bu yağlı oldu Efendi!” demiş istemiyorum.
“Peki efendim!” başka vereyim demiş başka kesmiş, onu beğenmemişler.
“Biftek veriyim, şunu veriyim bunu vereyim”
Hasan'ı ölçüyorlar hep bitmiş zaten, bir koyun kesiliyor küçük bir kasaba orada.
Hasan bir hoş olmuş ağlamağa başlamış: “Efendi seni memnun edemedim!” demiş.
“Yarın gel de yarın keseceğim koyundan alırsın!” demiş.
Bunlar çıkmışlar dışarı, ben de o sırada Hacı Ömer Amcanın orada oturuyorum, mağazası büyük, Süleyman isminde bi oğlu var benden bir iki yaş … kuvvetli, semaveri kurmuş orada biz Hacı Ömer Amcayla oturduk çay içiyoruz.
Bunlara dedi: “Oo buyurun!” dedi. Rıfkı Bey’i tanıyor Hacı Ömer Efendi.
Bizim yeni Müfettiş Bey geldi, … basma alacak.
Hacı Ömer Amca karşıda gösterdi: “Karşıki rafta Sümerbank’ın şeyleri (kumaşları) vardır. Solmaz dedi. 90 cm eni vardır, 67 kuruştur beğendiğini alsın
” Bir tanesi mavi dallı bir şey, şunu isterim dedi.
“Bir görüyüm ” dedi.
Hacı Ömer Efendi dedi ki: “Efendi alacaksan indirsin bizde yalan yok, solmaz, şunu bunu işte anlattı.."
Yok müfettiş dedi ki: “İllâ göreceğim!" dedi.
“Efendi alacaksan indirsin, Süleyman, indir-çıkar! Yoruluyor oğlum” dedi.
“Yok dedi illâ göreceğim!”
Hacı Ömer Efendi birden kızdı: “Efendi alacaksan al, almayacaksan çek git!” dedi. “Ben öyle eşşek Hasan gibi değilim!” dedi.
Bunlar mosmor oldu çıktılar dışarı...
Ben bir şey anlamadım: “Ne oldu Amca! Müşteriye böyle yapılır mı?” dedim
“Ulan sen de bilmeden söyleme be oğlum!” dedi.
“O Hasan eşşeğin biridir!” dedi.
“Ne olmuş?” dedim.
Arada aşağı yukarı 1 km lik yol var Hasanın dükkanıyla.
“Ulan Bunlar gittiler oraya, o koyun senin, bu koyun benim, Hasanın koyununun altından girdiler üstünden çıktılar güya imtihan ediyorlar herifleri dedi, paramparça ettiler, almadılar dedi. O burada da aynısını… ben indireceğim beni imtihan…ben hasan gibi eşşek değilim, parçalarım adamı, defolsun gitsinler!” dedi.
İşte bunu televizyondan gördü bunu.
Hadise bu işte…
Dinleyen bir zât: “ALLAH razı olsun sağ olun Hocam sağ olun!”[fb_vid id="10153541848989751"]
YORUMLAR