1 Kaplıcalar ve Tedavi Etmiş olduğu Rahatsızlıklar 3 Karaciğer ve Safra Kesesi Hastalıklarında Kaplıca Tedavisi Kaplıcalar ve Tedavi Etmi...
1 Kaplıcalar ve Tedavi Etmiş olduğu Rahatsızlıklar
3 Karaciğer ve Safra Kesesi Hastalıklarında Kaplıca Tedavisi
Kaplıcalar ve Tedavi Etmiş olduğu Rahatsızlıklar
Romatizma Hastalıklarında Kaplıca Tedavisi
Romatizma denince akla her ne kadar yaşlılık gelse de romatizmaların aniden fazla türü vardır. Bu tür şeyler çocuklarda ve yetişkinlerde görülen itihap romatizması, yaşlılık romatizması, hastalık sonrası ortaya çıkan romatizma, damar sertliği ve şişmanlık sonucu ortaya çıkan romatizma, ameliyat sonrası ortaya çıkan romatizma. Tüm bu romatizma hastalıkları çeşitlerinde kaplıcaların büyük bir faydası vardır. Kaplıca sonrası romatizma hastası olan hastalarda;
ÖNEMLİ; Kemik tümörü olduğu teşhis edilen hastalar kesinlikle kaplıcaya gidemezler. Bununla birlikte, romatizma ile ilgisi olmayan, mikrobik kemik ve mafsal hastalıklarında da kaplıca tedavisi uygulanmamalıdır.
Karaciğer ve Safra Kesesi Hastalıklarında Kaplıca Tedavisi
Siroz başlangıcında, karaciğer iltihabı (hepatit) tedavisinden sonrasında, ailev” sarılıklarda, safra kesesi taşlarının tedavisinden sonrasında yeni taş teşekkülünü önlemek için kaplıca kürleri tavsiye edilmektedir. Safra kesesi tenbelliğinde, safra kesesi ameliyatlarından sonrasında ortaya çıkan hazımsızlıkların tedavisinde maden suları çok iyi neticeler vermektedir. Karaciğer ve safrakesesi hastalıklarında sodalı ve sulfatlı sular kullanılmaktadır. Dikkat: İlerlemiş siroz ve hepatit hastalıklarında kaplıcaya gidilmemelidir. Kanama ve akıntıyı artıracağından tehlikeli sonuçlar doğurması kuvvetle muhtemeldir.
Halk içinde, “tansiyonu olanlar sıcak suya girmemelidir” benzer biçimde yanlış bir inanç vardır. İster yüksek tansiyonunuz, ister az tansiyonunuz olsun sıcak su kaplıcalarına gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz. Zira, sıcak maden sularının tansiyonu düzgüsel seviyeye getirici büyülü bir tesiri vardır. Kalp çarpıntısı ve asab” tansiyonu olanlar da aynı şekilde çekinmeden kaplıcadan istifade edebilirler. Damar sertliğine bağlı tansiyonlarda maden suları çok iyi netice vermekte, kalbin ve dokuların solunumunu artırarak damarları genişletmektedir. Bu şekilde kan dolaşımını düzgüsel seviyeye getirmektedir. Dikkat: Eğer tansiyonun sebebi iç salgı bezlerindeki bir tümör ise, hastanın ilk olarak ilaçla tedavisi şarttır. Tedavi iyi netice verdikten sonrasında, damarların bozulan dengesini düzeltmek için kaplıcaya gidilebilir. Kalp yetersizliğinden muzdarip olan hastalar ama hekim kontrolünde kaplıcadan faydalanmalıdırlar. Toplar damar hastalıklarında kaplıcanın son aşama etkili olduğu ve varis teşekkülünü önleyici bir rol oynadığı bilinmektedir. İçme şeklinde uygulama edilen sülfatlı ve bikarbonatlı maden suları böbrek hastalıklarına iyi gelmekte ve vücuttan bolca oranda su atılmasını sağlamaktadır. Karbondioksitli sıcak sular, gerilim düşürücüdür. Kan dolaşımını hızlandırır. Tuzlu ve iyotlu sıcak sular, irin kuruturken; radyoaktif sıcak sular da ağrı-sancı dindirici ve sinirleri teskin edici özelliğe haizdir. Bunların ne kadar müddetle ne oranda alınacağı kesinlikle doktora danışılmalıdır.
Banyo ve içme kürleri şeklinde uygulama edilen ve halk içinde “ıstırap su” diye malum sülfatlı sular, vücutta depolanmış yağları yakarak fazla kiloları attırır. Böbreğin faaliyetini hızlandırarak vücuttan su ve tuzun bolca oranda boşalmasını temin eder. Bununla birlikte karaciğeri tembih ederek kandaki zararı dokunan partikülleri temizler.
Maden sularının vücuttaki inselin ifrazatını artırdığı tespit edilmiştir. İnselin ise vücudun şeker kullanmasını sağlar. Ensülinin tesiri iki yönlüdür: 1. Şekerin kandan dokulara geçiş hızını artırır. 2. Karaciğerin kana şeker verme hızını azaltır. Şeker hastaları sodalı suları, içme ve banyo kürleri olarak alır. Kükürtlü suları ise yalnız banyo şeklinde alır.
YORUMLAR