Büyük L. AĞRI a. t. Bedenin herhangi bir yerinde kendini duyuran, rahatsız edici, hoş olmayan duyum: Kafa, diş ağrısı-sancısı. Romat...
Büyük L.
AĞRI a. t. Bedenin herhangi bir yerinde kendini duyuran, rahatsız edici, hoş olmayan duyum: Kafa, diş ağrısı-sancısı. Romatizma ağrıları-sancıları. (Bk. ansıkl. böl. Nörobiyol.) —2. Ağrı-sancı kesme, ağrı-sancı duyumunu ilaçla yok etme, jj Ağrısı-sancısı tutmak, sözkonusu doğumu yakın bir bayan ise, doğum sancıları adım atmak: Ağrısı-sancısı tutunca doğumevine götürdüler; bir organ ise, tekrardan ağrımaya adım atmak: Midemin ağrısı-sancısı tuttu.
—Sesbilg. ve tıp. Ağrı-sancı eşiği, işitilmesi çekilmez hale gelen şeşin sertliği. —ANSİKL. Nörobiyol. iki tür ağrı-sancı vardır: gerçek ağrı-sancı, sanal ağrı-sancı.
*Gerçek ağrı-sancı. Normalde bedenin belirgin bir bölgesindeki sinirler vasıtasıyla sinir sistemine gelen değişik ve rahatsız edici bir uyaranın ortaya çıkardığı duyumdur. Türlü uyaranlar ağrı-sancı meydana getirebilir ve tüm bu uyaranlara ağrı-sancı ya da ıstırap verici uyaran ismi verilir: batma, yanık, ezik, iç organlarda gerilme (kolik şartları), kan akımının azalması ya da kesilmesi (mıyo- kard enfarktüsü ağrısı-sancısı), vücutta bir takım kimyasal maddelerin açığa çıkması, bir takım kimyasal maddelerin yapılarında değişiklikcl- ması, vb. Tüm bu değişimler, çoğu zaman özgür sinir uçlarından oluşan ağrı-sancı ya da ıstırap alıcılarında algılanır. Sinirsel uyartılar omuriliğe iki yoldan iletilir: yavaş ağrı-sancı'dan görevli miyelinsiz ince lifler ve süratli ağrı-sancı' dan görevli süratli iletken miyelinli lifler. Bu çift ağrı-sancı sürecine, parmağımızı çok sıcak bir maddenin üstüne koyduğumuz süre duyduğumuz yanma duyusu örnek gösterilebilir: ilkin yeri belirgin ve kısa süreli bir ağrı-sancı, sonrasında yeri pek belirgin olmayan ve uzun devam eden daha rahatsız edici bir ağrı-sancı duyulur. Sinirsel uyartılar omuriliğe ulaştıktan sonra çok değişik türden sinir hücrelerine aktarılır. Bunların çoğu omuriliğin arka boynuzunda yer edinen nöronlardır. Bu nöronlar omurilikte derinlemesine l'den X'a kadar derecelenmiş değişik bölümlerde ya da tabakalarda yer alır. Başka uyartıların yanı sıra, ağrı-sancı ya da ıstırap verici uyartıları alan sinir hücreleri I, II, V ve VIII. tabakalarda mevcuttur. Birinci tabakadaki hücreler özgüdür, kısaca ağrı-sancı ya da ıstırap verici uyartıları alabilirler. Beşinci tabakadaki hücreler çokyönlü alıcıdır; kısaca hem do- kunsal uyartıları, hem ağrı-sancı ya da ıstırap uyartılarını alırlar. Mesela, bir takım hücreler hem yürekten, hem sol koldan gelen uyartıları alırlar. Bu vaziyet bir iç organ ağrısının (göğüs ağrısı-sancısı) bir kolda duyulmasını açıklayıcı niteliktedir: buna yansıyan ağrı-sancı denir.
Sözkonusu uyartılar bir süre sonra üst merkezlere gönderilir. Bu merkezler, beynimiz sapındaki ağsı oluşum, talamus, hipo- talamus ve son olarak beynimiz kabuğudur. Şematik olarak iki sinir yolu sözkonusu- dur; birisi yalnızca ağrıya özgü olan yoldur, dokunma duyumu ile eklemlerden gelen duyumları beraber alır. Bu yol ağrının landığı bölgenin yerini kesinlikle belirler; diğeri yol toplayıcıdır ve ağrının sertliğini algılamaya yarar. Bu şekilde bu ikinci yol çoğu zaman ağrının duyulması ile beraber ona ilişkin vejetatif, emosyonel ve motor tepkilerin başlatılmasını sağlar.
Nörokimya, ağn vakasının daha iyi tanınmasına büyük katkılarda bulunmuştur. Nitekim çevresel sinir sistemini oluşturan lifler sözkonusu olduğunda, polipeptit yapısındaki P maddesinin ağrı-sancı iletiminde mühim rol oynayan bir molekül olduğu bundan böyle kati olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, ağrının denetimiyle ilgili pek çok sistemin varlığı gösterilmiştir. Bu da bizlere normalde çok ağrılı olması ihtiyaç duyulan bir takım lezyonlar- da kişinin, bir süre için de olsa, kayıtsız kalabilmesini açıklar. Nitekim harp esnasında bir takım yaralanmalarda ağrı-sancı duyumu derhal algılanmaz, ama bir süre sonra dayanılmaz seviyede ıstırap verebilir.
Alıcılar bölgesinde, ağrıların algılanmasını kolaylaştıran bir takım kimyasal maddeler, duyarlılığı ayarlayabilmektedir: P maddesinin, bradikininin, vb. omurilik bölgesinde, dokunma duyusunun, aynı vücut kısmından gelen ağrı-sancı duyumlarını "silebildiği†kanıtlanmıştır. Bu gözlem, derinin elektrikle uyarılmasının (elektrostimü- lasyon) ağrı-sancı tedavisinde kullanılmasına yol açmıştır. Bilhassa, omurilikteki bir takım hücrelerin, morfinin biyolojik etkisine benzer etkisinde bırakır gösteren maddeler ihtiva ettiği anlaşılmıştır: bu maddeler ankelalinler'dir. Bu tür durumlar, gerektiğinde ağrı-sancı uyartılarını “süz- me"ye yarar. Bu maddelerin etkinliğini beynimiz sapındaki bir takım merkezler serotonin vasıtasıyla denetler. Bu merkezler tıpkı hi- potalamusun endorfirıler'i ihtiva ettiği benzer biçimde, bununla birlikte ankefalinleri de ihtiva eder. Ağrının denetiminde beynimiz kabuğu da rol oynar: nitekim frontal kodeksin bir takım lezyonları (mesela lobotomiler) süreğen ağrılara karşı bir tür kayıtsızlık yaratabilir.
*Sanal ağrı-sancı. Ya kendiliğinden ya da, aslen ağrı-sancı yaratıcı olmayan uyaranlarla ortaya çıkan bir ağrıdır. Burada anormal olan, sinir sisteminin kendisidir. Bu şekilde ağrı-sancı algılanmasına örnek olarak, kol ya da bacağını yitirmiş olanların duydukları “sanal ağrılar†gösterilebilir. Bir kolun kesilmesinden sonrasında pek çok şahıs hâlâ o kolunun var olduğu ve hareket etmiş olduğu duyusuna kapılabilir. Bunların bir bölümü ise bu sanal kolda dayanılmaz ağrılar-sancılar duyar, hatta bir takım hastajar bundan dolayı intihara dahi kalkışabilirler. Bunun açıklaması, kesilen kolun sinir merkezlerindeki yerinde meydana gelen değişikliklerde aranmalıdır: getirici bağlantılarını yitirmiş olan hücreler bu bölümde daha bir duyarlılık kazanır ve önlenemez çok fazla bir etkinlik edinebilirler. Sinir sistemini ilgilendiren pek çok başka hastalık da sanal ağrılardan görevli olabilir: ortak nokta, bir duyum yolunun kesintiye uğraması ya da duyumla ilgili bir sinir sistemi merkezinin bozulmasıdır. suna kapılabilir. Bunların bir bölümü ise bu sanal kolda dayanılmaz ağrılar-sancılar duyar, hatta bir takım hastajar bundan dolayı intihara dahi kalkışabilirler. Bunun açıklaması, kesilen kolun sinir merkezlerindeki yerinde meydana gelen değişikliklerde aranmalıdır: getirici bağlantılarını yitirmiş olan hücreler bu bölümde daha bir duyarlılık kazanır ve önlenemez çok fazla bir etkinlik edinebilirler. Sinir sistemini ilgilendiren pek çok başka hastalık da sanal ağrılardan görevli olabilir: ortak nokta, bir duyum yolunun kesintiye uğraması ya da duyumla ilgili bir sinir sistemi merkezinin bozulmasıdır.
Ağrı-sancı Dağı türküsünün öyküsü nedir?
Kasıklarda yoğun ağrı-sancı ve sancının sebepleri nedir?
Ağrı-sancı Nedir? Ağrı-sancı Hastalıkları ve Tedavisi Hakkında
YORUMLAR