Ahmet Hamdi Tanpınar kimdir? Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yaşamı edebi kişiliği ve eserleri (kısa özetleri ile) hakkında bilgilerin yer almış old...
Ahmet Hamdi Tanpınar kimdir? Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yaşamı edebi kişiliği ve eserleri (kısa özetleri ile) hakkında bilgilerin yer almış olduğu yazımız.
Ahmet Hamdi Tanpınar (İstanbul 23 Haziran 1901- 24 Ocak 1962). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki yüksek öğrenimini tamamladı (1923); sanatçı kişiliği, bu zamanda hocası olan Yahya Kemal Beyatlı‘nın (1884-1958) tesirinde zenginleşti. Lise edebiyat öğretmeni olarak çalışmış olduğu yılların (1923-1932) ve Ankara’daki GEE görevinin derin izlenimleri ona Anadolu kültür bileşiminin en güzel eserini kazandırdı: Beş Kent (1946).
İstanbul’a dönünce lise öğretmenliği yanı sıra yüksekokullarda da vazife aldı (1933-1939). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne Yeni Türk Edebiyatı branşında öğretim görevlisi olarak atandı (1939), aradaki milletvekilliği yıllarından sonrasında da (1942-1946) bu daldaki profesörlüğünü sürdürdü (1949-1962).
Şiire ilk gençliğinde başlamış olan, ‘yüzyılın kapısında doğanlar‘ kuşağından Tanpınar, ‘mısra haysiyetimdir‘ diyen hocası Yahya Kemal Beyatlı‘nın titiz tutumunda, hece ölçüsüyle yazdığı ürünlerinin hiç kimseye benzemez inceliğinde, sabırlı ve devamlı bir çabalama içinde görünür. 1920’de piyasaya çıkan ilk örneklerinden sonrasında tüm emeği 60 kadar şiire verilmişse de tek şiir kitabını gene çok titiz bir ayıklamayla fakat 1961’de çıkardı: Şiirler (37 parça). Bu ürünlerde yeni imgeler, Türkçe özeni, hece ölçüsüyle erişilmiş varlıklı bir uyum, bireysel his ve ruh çözümlemeleri dikkat çeker. Öykü ve romanlarında da ruhsal çözümlemelerle kişinin iç dünyası öne çıkar, bilinçaltı araştırmalarla beslenir.
Öykü derlemeleri: Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943), Yaz Yağmuru (1955). Romanları: Refah (1949), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962), Sahnenin Dışındakiler (öl.s. 1973). Mahur Beste (öl.s. 1975). Yukarıda anılan Beş Kent’den başka tecrübe etme durumunda varlıklı fikir eserleri: Yahya Kemal (öl.s. 1957), Edebiyat Üstüne Makaleler (öl.s. 1969), Yaşadığım Benzer biçimde (öl.s. 1970).
Bilimsel çalışmalarının ürünü olan tek eseri tamamlanamadı: 19. Asır Türk Edebiyatı Zamanı (1949, türlü baskılarda).
Başlıca eserlerinin özetleri:
Beş Kent, “hayatımın tesadüfleridir” söylediği beş şehir, Tanpınar’ın ilk lise öğretmenlikleriyle bulunmuş olduğu Erzurum ve Konya, milletvekilliği ve öğretim üyeliğiyle çalışmış olduğu Ankara, uygarlık toplamını ve tabii özelliklerini bir sevgi ilişkisiyle beraber yaşamış olduğu Bursa, ömrünün bir sürü sürecini dolduran İstanbul’dur. “Beş Kent’in aslolan mevzusu hayatımızda kaybolan şeylerin arkasından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır” diyen Tanpınar, gittiği her yeri tabii, tarihsel, toplumsal, sanat içerikli özellikleriyle tanıma uğraşını yaşamış, o yörenin önde gelen kişilerinin nüktelerini dahi bir ifade öğesi olarak değerlendirmiştir.
Refah, yazarın ilk romanı. Geniş Özeti İçin Mevzusu İstanbul’da, 1937-1938 yıllarında geçen roman, kahramanı olan dört kişinin adlarını taşıyan dört bölüm halindedir: İhsan (tarih öğretmeni), Nuran (evli), Suat (Nuran’a âşık), Mümtaz (Edebiyat Fakültesi’nde asistan, Nuran’ın sevgilisi): Bununla birlikte tüm kitaba egemen olan İstanbul vardır: Zamanı, kültür birikimi, tabiat özellikleri, güzellik tesirleri, sevgi ve çocukluk anılarıyla. Eski ve yeni yaşama şekilleri içinde tedirgin ve dengesiz aydınlar her vesilesiyle bu konuların tartışmasını sürdürürlerse de hiçbirinde hiçbir fiil kıpırtısı yoktur. Oysa hepsinin aramış olduğu, bulamadığı; tarihte, müzikte, İstanbul güzelliklerinde görmeye çalışmış oldukları gönül dirliği, Refah’dur. İstanbul’u ve onunla özdeşleştirdiği Nuran’ı seven Mümtaz, onun boşanma fırsatını beklerken yazar özyaşamöyküsünden öğeler kullanır: İkinci bölümde bu güzel aşkın mutlu yazı yaşamr. Umutsuz bir umutla Nuran’a tutuluş olan Suat, Mümtaz’m evinde kendisini asarak canına kıymca Nuran ile Mümtaz’ın birleşme umutlan da bu kötülükle kararır, savaşı korkuyla bekleyen yalnız Mümtaz sevlisini, evlilik umudunu, huzuru yitirince dengesi de sarsılır, çıldırır.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, ikinci romanı. (Geniş Özeti İçin) Şiirlerinde de başlıca tema olarak işlediği süre sorununu, toplumumuzun yaşamış olduğu uygarlık-kültür değişimine tatbik eden sanatçının en garip emek harcaması sayılır. Roman kahramanı (Hayri İrdal), usta ve bilge bir saatçinin yanında çıraklıkla yetişmiş, savaşlara katılmış, ilk eşinin ölümünden sonrasında ikinci kez evlenmiş (Pakize), bir ruh hekiminin (Ramiz) düzenlemiş olduğu ruh çözümlemeleri toplantılarını izlemiş, kendini arayan dengesiz ve gerçek dışı dünyalara dönük bir insandır. Bir arkadaşının girişimiyle (Halit Ayarcı) kurduklan enstitüde (Saatleri Ayarlama Enstitüsü) çalışmakla mutluluk duyar, eşinin kendisini arkadaşıyla aldattığını dahi öğrenemeden yaşam dışı bir rüya dünyasında oyalanır. Gerçekte ona karşıt rüya dünyası arasındaki bu macera bizlere roman kahramanı anlatır; bu yöntem ozan yazarının biçem olgunluğuyla ifade ustalığma uygun düşer. Roman, baştan sona gerçeğin haricinde yaşayan insanların gereksiz (saçma) yaşamını anlatır.”
YORUMLAR