AKTARMAK, 1. Bir şeyi (bir yerden) bir yere aktarmak, onu (bir yerden) başka bir yere geçirmek, taşımak; bir suyun gidiş yönünü değ...
AKTARMAK, 1. Bir şeyi (bir yerden) bir yere aktarmak, onu (bir yerden) başka bir yere geçirmek, taşımak; bir suyun gidiş yönünü değiştirmek: Şarabı fıçılara aktarmak. Arabası bozulunca yükü başka bir arabaya aktardı. Suyu kendi tarlasına aktarmak.
2. Bir şeyi bir kimseye aktarmak, onu o kimseye geçirmek, öğretmek. vermek: Deneyimlerini torunlarına aktarmak. Ustanın çırağına aktardığı bilgi.
3. Bir bilgiyi, bir haberi (bir kimseye. bir topluluğa) aktarmak, onu (onlara) iletmek, anlatmak, duyurmak, nakletmek: Gezi izlenimlerini aktarmak Onun aktardığına göre benden pek hoşlanmı- yormuşsun.
4. Bir parayı, hesabı bir başka hesaba aktarmak, onu bir tan ötekine geçirmek: Vadesiz hesabınızı vadeliye aktaralım mı?
5. Bir şeyi (soyut) bir şeye aktarmak, onu sanat aracılığıyla ortaya koymak: Acılarını şiirine aktarmak Duygularını müziğe aktarmak.
6. Bir şeyi (somut) bir şeye aktarmak. başka bir tekniğe uyacak biçimde değiştirmek; uyarlamak: Bir romanı, tiyatroya, sinemaya aktarmak
7. Bir şeyi (bir kimseden. bir yapıttan) aktarmak, onu kendi yazısında, yapıtında kullanmak: Bu düşünceyi nerden, kimden aktardınız? *
8. Bir şeyi (bir dilden) bir dile aktarmak. onu başka bir dile çevirmek: incıl'i türk- çeye aktarmak Bir romanı türkçeden İngilizceye aktarmak.
9. Dam. çatı kiremit aktarmak. kırık kiremitleri yenileyerek onarmak.
10. Toprağı, harcı vb. aktarmak. onları havalandırmak, karıştırmak için altüst etmek.
11. Esk. Bir kimseyi aktarmak, onu yenmek, yere sermek, alt etmek
2. Bir şeyi bir kimseye aktarmak, onu o kimseye geçirmek, öğretmek. vermek: Deneyimlerini torunlarına aktarmak. Ustanın çırağına aktardığı bilgi.
3. Bir bilgiyi, bir haberi (bir kimseye. bir topluluğa) aktarmak, onu (onlara) iletmek, anlatmak, duyurmak, nakletmek: Gezi izlenimlerini aktarmak Onun aktardığına göre benden pek hoşlanmı- yormuşsun.
5. Bir şeyi (soyut) bir şeye aktarmak, onu sanat aracılığıyla ortaya koymak: Acılarını şiirine aktarmak Duygularını müziğe aktarmak.
6. Bir şeyi (somut) bir şeye aktarmak. başka bir tekniğe uyacak biçimde değiştirmek; uyarlamak: Bir romanı, tiyatroya, sinemaya aktarmak
7. Bir şeyi (bir kimseden. bir yapıttan) aktarmak, onu kendi yazısında, yapıtında kullanmak: Bu düşünceyi nerden, kimden aktardınız? *
8. Bir şeyi (bir dilden) bir dile aktarmak. onu başka bir dile çevirmek: incıl'i türk- çeye aktarmak Bir romanı türkçeden İngilizceye aktarmak.
9. Dam. çatı kiremit aktarmak. kırık kiremitleri yenileyerek onarmak.
10. Toprağı, harcı vb. aktarmak. onları havalandırmak, karıştırmak için altüst etmek.
11. Esk. Bir kimseyi aktarmak, onu yenmek, yere sermek, alt etmek
Kaynak: Büyük Larousse
MSN 8.1'deki sesleri yeni sürüm MSN'e aktarmak için nereden bulabilirim?
YORUMLAR