Yüce Önder Mustafa Kemal Mustafa kemal atatürk ebedi istirahat yeri olan Anıtkabir’in mimari ve genel özellikleri hakkında bilgi. Anıtkabir...
Yüce Önder Mustafa Kemal Mustafa kemal atatürk ebedi istirahat yeri olan Anıtkabir’in mimari ve genel özellikleri hakkında bilgi.
Anıtkabir, Türk ulusunun kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Mustafa kemal atatürk’ün Ankara Rasattepe’de bulunan anıtsal mezarına verilen isimdir. 10 Kasım 1938’de İstanbul’da ölen Mustafa kemal atatürk’ün naaşı, Ankara’ya getirilerek geçici olarak Etnografya Müzesi’ne kondu. Bir süre sonra Mustafa kemal atatürk’ün kişiliğine uygun, ulusunun ona armağanı olacak bir anıtkabirin hazırlık oluşumlarına başlandı.
Bu aşamada en mühim problem, anıtkabirin kurulacağı alanın yeriydi. Mustafa kemal atatürk’ün bu mevzuda bir vasiyeti olmadığı için, uzun araştırma ve tartışmalardan sonrasında abide alanı olarak Ankara’nın güneyine düşen Rasattepe seçildi. Bu mevzuda daha evvel Prof. Dr. Herman Jansen, Prof. Dr. Clemens Holzmeister, Prof. Dr. Bruno Taut ile Prof. Dr. Belling başta olmak suretiyle bir çok şahıs ve kuruluşun görüşü alındı. Bu görüşlerin sonucunda saptanan bölgeler şunlardı: Çankaya, Etnografya Müzesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin arkasındaki Karatepe, Ankara Kalesi, şimdiki Ulusal Eğitim Bakanlığı’ nın bulunmuş olduğu alan, eski Ziraat Mektebi, Gençlik Parkı, Altındağ’daki Hıdırlık Tepe, Gazi Orman Çiftliği. İlk aşamada belirlenen bölgeler içinde Rasattepe’nin ismi yoktu.
Fakat Mustafa kemal atatürk’ün mezarının yeri basında, Büyük Millet Meclisi’nde, aydın çevreler ve halk içinde derin bir ilgi uyandırdı. Bir süre sonra Aydın Milletvekili Mithat Aydın’ın Büyük Millet Meclisi’nde Rasattepe’yi önermesi dikkat çekti, uygun konumu kadar Mustafa kemal atatürk’ün sağlığında burası için “Bu tepe ne güzel bir abide yeri” ve “Ankara Kalesi buradan ne kadar güzel görünüyor” sözleri de anımsanarak kati karara varıldı. Anıtkabir’in yeri saptandıktan sonrasında internasyonal bir proje yarışması düzenlendi. Bu yarışmanın internasyonal jürisinde şu ünlü kişiler yer aldı: Alman Prof. Dr. Paul Bonatz, İsviçreli Prof. Dr. İvan Tenghom, Macar Prof. Dr. Karoly Wikinger, Türk Prof. Dr. Arif Hikmet Holtay, Imar Bakanlığı’ndan Yüksek İmar Müdürü Yüksek Mimar Muhlis Sertel. “Mustafa kemal atatürk Anıtkabir Proje Yarışması” umulandan fazla ilgi görmüş oldu, yarışmaya 20’si Türkiye’den olmak suretiyle toplam 47 yaratı katıldı. Jüri, Anıtkabir proje yarışmasına gönderilen 3 eseri ödüle kıymet bulundu. Bu eserler Alman Mimar Prof. Dr. Johannes Kruger, İtalyan Mimar Prof. Dr. Arnoldo Foschini ve Türk mimarları Prof. Dr. Güvenilir Onat ve Doç. Dr. Orhan Arda’nın projeleriydi. Kati sonucu belirleyecek olan hükümet, 7 Mayıs 1942’de Prof. Dr. Güvenilir Onat ile Doç. Dr. Orhan Arda‘nın projesini uygulamaya karar verdi.
15.000 m2‘lik bir alana yayılan Anıtkabir’in temel atma töreni 9 Ekim 1944’te yapılmış oldu; yapımı dokuz yıl sürdü ve 20 milyon TL harcandı. Yapı için lüzumlu araç-gereç Türkiye’nin türlü yörelerinden getirildi. Bilhassa step ortasındaki Ankara’ya uygun düşen sarı taş Çankırı yöresinden, mermerler Bilecik ve Osmaniye’den sağlandı. Tek parçadan oluşan ve Osmaniye’den taşman lahit mermerinin ağırlığı 42 ton, uzunluğu 4.20 m, genişliği ise, 1.60 m’dir. Anıtkabir’in kapsadığı geniş alana Tandoğan Meydanı’ndan başlamış olan hafifçe eğimli asfalt bir yoldan girilir. Eğimin başındaki ağaçlık, Sulh Parkı ismini alır ve bu alandaki ağaçların fidanları barışı simgelemek suretiyle türlü ülkelerden gönderilmiştir. Asfalt yolu bir süre sonra geniş bir düzlük izler ve bu düzlükten 26 basamaklı yayvan bir merdivenle ana yapının bulunmuş olduğu yüksek alana çıkılır. Merdivenin başlangıcında, sağda ve solda 11×13 m boyutunda iki kule vardır. Sağdaki İstiklal Kulesi’nin içinde ve kapının solundaki duvarda, elinde yalın kılıç tutan bir gençle kartaldan oluşan Heykelci Zühtü Müridoğlu’nun kabartma kompozisyonu yer alır.
Soldaki Özgürlük Kulesi’nin içinde ve sağdaki duvarında ise gene aynı heykelcinin eseri olan bir atla elinde kağıt tutan bir meslek kompozisyonu vardır. Bununla birlikte Özgürlük Kulesinin önünde ve Giriş Yolu’nun (Altın Yol) ilk başlarda üç erkekten oluşan ve Türk Erkekleri ismini alan bir heykel grubu mevcuttur. Heykelci Hüseyin Özkan’ın yapmış olduğu bu heykeller; asker, köylü ve aydın tiplerini temsil etmektedir. İstiklal Kulesi’nin önünde ise gene aynı heykelcinin üç hanımdan oluşmuş Türk Bayanları adlı eseri yer alır. Her iki heykel grubunda da Türk toplumunun Mustafa kemal atatürk’ün ölümünden duydukları derin üzüntü dile getirilmiştir.
Giriş yerinden başlayarak, ortadaki büyük meydana kadar uzanan yola Giriş Yolu/Altın Yol/Aile ismi verilir. 30 m eninde ve 260 m uzunluğundaki bu yolun iki yanında Hüseyin Özkan’ın yapmış olduğu, Hitit heykelleri üslubunda 24 arslan heykeli vardır. Giriş Yolu’nun büyük toplantı meydanı olan Zafer Alanı’na ulaşmış olduğu yerin solunda Savunma-i Hukuk Kulesi mevcuttur. Kule duvarının dış yüzüne Heykelci Nusret Suman’ın; bir eliyle kılıç tutan, diğeri eliyle de “dur” işareti icra eden çıplak bir genç adam figürü işlenmiştir.
Savunma-i Hukuk Kulesi’nin karşısında Mehmetçik Kulesi vardır. Kulenin dış yüzüne Heykelci Zühtü Müritoğlu’nca cepheye gitmekte olan Mehmetçik’in evinden ayrılışı işlenmiştir. Genişliği 80 m, uzunluğu ise 130 m olan Zafer Alanı’nı diğeri kulelerle beraber 10 kule çevirir. Zafer Kulesi ve Cumhuriyet Kulesi ismini alan kuleler, içlerindeki yazılar haricinde, mütevazı bırakılmıştır. Sulh Kulesinde, Nusret Suman Mustafa kemal atatürk’ ün “yurtta sulh, bütün ülkelerce sulh” özdeyişini simgelemek amacıyla, Türk Ordusu’nu rütbesiz bir asker olarak temsil etmiştir. 23 Nisan Kulesi’nde ise elinde anahtar ve kâğıt tutan, Hakkı Atamulu’nun işlediği genç hanım figürü, Büyük Millet Meclisi’nin açılışını simgeler. Tabanca üzerine el konularak vatanın kurtuluşu ve yücelişi için edilen yemin içime kompozisyonu, Misaki Ulusal Kulesindedir. İnkilap Kulesi’nin zayıf el-zayıf meşale ve kuvvetli el-güçlü meşale kompozisyonu göçen bir devletle yeni parlayan bir devleti (Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti) simgeler. Her iki kulenin kabartmaları da Nusret Suman’ındır.
Zafer Alanı 33 basamaklı bir merdiven ve Onur Holü’ne bağlanır. Bu merdivenin iki yanında Zafer Kabartmaları olarak tanınan iki büyük kabartma kompozisyonu vardır. İlhan Koman’ın sağdaki Sakarya Meydan Savaşı Kabartması’da Zühtü Müritoğlu’nun soldaki Başkomutanlık Meydan Savaşı Kabartması’nda ise savaşın kendisi değildir de zaferi getiren ulusal güç yansıtılmıştır. Anıtkabir’in en mühim kısımı Onur Holü’dür. Bu bölüm, anıtın tasarımında ağırlık merkezi olmuştur. Onur Holü uzunca bir dikdörtgen plan üstüne kurulmuş ve iki katlıdır. Alt katın duvarları kesik piramit şeklinde, masif bir kitle durumundadır. Mustafa kemal atatürk bu katta ve direkt doğruya toprağa kazılmış mütevazı bir mezarda yatmaktadır. Aslolan Onur Holü ise bu katın üzerindedir. Yüksekliği 20 m, genişliği 32 m, uzunluğu 60 m’dir. Halı motifleriyle bezeli tavanı altın mozaikle, duvarları ve zemini ise Bilecik’ten getirtilen renkli mermerlerle kaplıdır.
Holün dört yanı, dışı taş kaplanmış köşeli sütunlarla çevrilidir. Mustafa kemal atatürk’ün Lahdi giriş kısmının karşısındaki duvara açılan geniş pencerenin önündedir. Tek parçalı renkli mermerden yapılmış olan lahdin üstünde hiçbir bezeme yoktur. Ankara Kalesi’ne bakan geniş pencerenin altına Mustafa kemal atatürk’ün ünlü “Bana ait naçiz vücudum elbet bigün toprak olacaktır, fakat Türk Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” özdeyişi ile “Ne mutlu Türküm diyene” cümlesi yazılıdır. Mustafa kemal atatürk’ten sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ile 2. Cumhurbaşkanı ve Mustafa kemal atatürk’ün en yakın tabanca dostu İsmet İnönü de Anıtkabir’in ayrı bölümlerine gömüldü. Bununla birlikte 28 Nisan 1960, 27 Mayıs 1960 ve 21 Mayıs 1963 vakalarında yaşamlarını yitirenlerin mezarları da, Anıtkabir dağılış merdiveninin karşısındaki Devrim Şehitliği’nde bulunuyordu. 1989’da meydana getirilen bir törenle İsmet İnönü’nün dışındaki mezarlar, Devlet Mezarlığı’na taşındı.
YORUMLAR