Asit yağmuru nedir, kısaca özetler misiniz? Asit Yağmurları Kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar ile mazot ve benzin gibi petrol t...
Asit yağmuru nedir, kısaca özetler misiniz?
Asit Yağmurları
Kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar ile mazot ve benzin gibi petrol türevÂleri yandığında, bol miktarda kükürt dioksit ve bir miktar azot oksitleri içeren dumanlar çıkar. Havaya yükselen bu dumanların zaÂmanla bulutlardaki su damlacıkları ve havaÂdaki su buhanyla birleşmesiyle sülfürik ve nitrik asitler oluşur. Yakıt dumanlarının içinÂde ayrıca bu tepkimeyi hazırlayan ve katalizör lenen bazı kimyasal maddeler vardır (bak. Cataüzör). En sonunda sülfürik ve nitrik asit nıharları ile damlacıkları yoğunlaşarak "asit ağmuru" halinde yeryüzüne iner.
Asit olarak nitelenen kimyasal maddelerin )ir özelliği de, metallerle birleştiklerinde yaÂnlarındaki hidrojen atomlarının artı elektrik 'üklü iyonlar halinde açığa çıkmasıdır. Bu ıedenle bir çözeltinin asitlik derecesi, o çözelÂtin bir metre küpündeki hidrojen iyonlarıÂnın yoğunluğuyla ölçülür. "pH" simgesiyle gösterilen bu değer sıfıra yaklaştıkça çözeltiÂnin asitliği artar. Aslında normal bir yağmur da bir ölçüde asit özelliği taşır (pH 5-5,6). Asit yağmurlarında ise pH değeri bazen sirkenin (asetik asidin) asitliğine yaklaşarak 3'e, hatta daha altına düşer. Asit yağmurlarıÂnın yeryüzüne inerek topraktaki, akarsu ve göllerdeki sulara karışmasıyla bu suların asitÂliği artar. Böylece doğadaki denge bozulur ve canlıların yaşamı tehlikeye düşer. Ağaçlar sağlığını yitirir, kararır, hatta kuruyarak ölür. Bunun sonucunda ağaçlarda barınan, yaprak ve meyveleriyle beslenen hayvanlar giderek azalır. Topraktaki besleyici maddeler kimyaÂsal değişikliğe uğrar. Suların asitliği arttığı için bu çevre kirliliğinden en çok etkilenen su bitkileri, balıklar ve öbür su hayvanları olur. Bu kadar asitli bir suda hiçbir canlı yaşayamayacağı için, göllere yeşil ya da mavi rengini veren yosunlar da ölünce göllerin suyu bir kristal gibi renksiz ve duru hale gelebilir.
Asit yağmurundan etkilenen yalnızca doğaÂdaki canlılar değildir. İçme suları da kirleneÂbilir ve asit zamanla yapıların dış yüzeyindeki taşları ve metalleri yiyerek aşındırabilir. Asit yağmuruna bağlı çevre kirliliğinin gözÂle görülür etkileri ilk kez Almanya'da, 1970'lerin başında gözlendi. Bugün bütün dünya ülkelerinde kaygı verici boyutlara ulaÂşan bu sorunun en önemli yanı, rüzgârların asitli dumanları yüzlerce kilometre öteye sü-rükleyebilmesidir. Bu yüzden çevre kirliliği çoğu kez asit yağmurlarının düştüğü bölgede değil, rüzgâra açık başka yerlerde görülür. Örneğin İngiltere'nin sanayi merkezlerinden yükselen dumanlar, bu bölgede sürekli olarak kuzeydoğu yönünde esen rüzgârların etkisiyle İskoçya ve İskandinavya'ya sürüklenerek buÂralardaki ormanlara büyük zarar verir. Aynı nedenle, ABD'nin yakıt tüketimi arttıkça yalnız bu ülkede değil, Avrupa'nın birçok yerinde, Güney Amerika ve Avustralya'da çevre kirliliğinden etkilenen alanlar giderek genişleyecektir.
Kimyasal tepkimelerin karmaşıklığı nedeÂniyle, asit yağmurlarının nasıl oluştuğunu tam olarak açıklamak güçtür. Dumanların nereÂden geldiğini, dolayısıyla kimin sorumlu olduÂğunu kanıtlamak daha da güçtür. Ama çevre kirliliğinin başlıca kaynağı olan enerji santral-larının ve fabrikaların bacalarından çıkan dumanlar özel filtrelerden geçirilerek tehlikeÂli kimyasal maddelerden temizlenebilir. Ne var ki bu pahalı bir önlemdir ve sanayicilerin çoğu bu dumanların çevre kirliliğinden soÂrumlu olduğu kesinlikle kanıtlanmadıkça bu filtreleri taktırmaya yanaşmam,aktadır. SoruÂnun can alıcı noktası ise, bu tartışmalar sürüp giderken ormanların, geniş tarım alanlarının ve doğadaki canlıların giderek daha büyük zarara uğramasıdır. Kısa zamanda gerekli önlemler alınmazsa, asit yağmurlarının doğaÂdaki yıkıcı etkileri bu yüzyılın sonunda belki 10 kat artacaktır.
Devamı için:
Sebep: Soru ve yazı stili düzenlendi.
Asit Nedir? Asit Türleri ve Özellikleri Hakkında
Bütün bölgelerdeki asit yağmuru oranı nedir?
Yaz Yağmuru Nedir?
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar ile mazot ve benzin gibi petrol türevÂleri yandığında, bol miktarda kükürt dioksit ve bir miktar azot oksitleri içeren dumanlar çıkar. Havaya yükselen bu dumanların zaÂmanla bulutlardaki su damlacıkları ve havaÂdaki su buhanyla birleşmesiyle sülfürik ve nitrik asitler oluşur. Yakıt dumanlarının içinÂde ayrıca bu tepkimeyi hazırlayan ve katalizör lenen bazı kimyasal maddeler vardır (bak. Cataüzör). En sonunda sülfürik ve nitrik asit nıharları ile damlacıkları yoğunlaşarak "asit ağmuru" halinde yeryüzüne iner.
Asit olarak nitelenen kimyasal maddelerin )ir özelliği de, metallerle birleştiklerinde yaÂnlarındaki hidrojen atomlarının artı elektrik 'üklü iyonlar halinde açığa çıkmasıdır. Bu ıedenle bir çözeltinin asitlik derecesi, o çözelÂtin bir metre küpündeki hidrojen iyonlarıÂnın yoğunluğuyla ölçülür. "pH" simgesiyle gösterilen bu değer sıfıra yaklaştıkça çözeltiÂnin asitliği artar. Aslında normal bir yağmur da bir ölçüde asit özelliği taşır (pH 5-5,6). Asit yağmurlarında ise pH değeri bazen sirkenin (asetik asidin) asitliğine yaklaşarak 3'e, hatta daha altına düşer. Asit yağmurlarıÂnın yeryüzüne inerek topraktaki, akarsu ve göllerdeki sulara karışmasıyla bu suların asitÂliği artar. Böylece doğadaki denge bozulur ve canlıların yaşamı tehlikeye düşer. Ağaçlar sağlığını yitirir, kararır, hatta kuruyarak ölür. Bunun sonucunda ağaçlarda barınan, yaprak ve meyveleriyle beslenen hayvanlar giderek azalır. Topraktaki besleyici maddeler kimyaÂsal değişikliğe uğrar. Suların asitliği arttığı için bu çevre kirliliğinden en çok etkilenen su bitkileri, balıklar ve öbür su hayvanları olur. Bu kadar asitli bir suda hiçbir canlı yaşayamayacağı için, göllere yeşil ya da mavi rengini veren yosunlar da ölünce göllerin suyu bir kristal gibi renksiz ve duru hale gelebilir.
Asit yağmurundan etkilenen yalnızca doğaÂdaki canlılar değildir. İçme suları da kirleneÂbilir ve asit zamanla yapıların dış yüzeyindeki taşları ve metalleri yiyerek aşındırabilir. Asit yağmuruna bağlı çevre kirliliğinin gözÂle görülür etkileri ilk kez Almanya'da, 1970'lerin başında gözlendi. Bugün bütün dünya ülkelerinde kaygı verici boyutlara ulaÂşan bu sorunun en önemli yanı, rüzgârların asitli dumanları yüzlerce kilometre öteye sü-rükleyebilmesidir. Bu yüzden çevre kirliliği çoğu kez asit yağmurlarının düştüğü bölgede değil, rüzgâra açık başka yerlerde görülür. Örneğin İngiltere'nin sanayi merkezlerinden yükselen dumanlar, bu bölgede sürekli olarak kuzeydoğu yönünde esen rüzgârların etkisiyle İskoçya ve İskandinavya'ya sürüklenerek buÂralardaki ormanlara büyük zarar verir. Aynı nedenle, ABD'nin yakıt tüketimi arttıkça yalnız bu ülkede değil, Avrupa'nın birçok yerinde, Güney Amerika ve Avustralya'da çevre kirliliğinden etkilenen alanlar giderek genişleyecektir.
Kimyasal tepkimelerin karmaşıklığı nedeÂniyle, asit yağmurlarının nasıl oluştuğunu tam olarak açıklamak güçtür. Dumanların nereÂden geldiğini, dolayısıyla kimin sorumlu olduÂğunu kanıtlamak daha da güçtür. Ama çevre kirliliğinin başlıca kaynağı olan enerji santral-larının ve fabrikaların bacalarından çıkan dumanlar özel filtrelerden geçirilerek tehlikeÂli kimyasal maddelerden temizlenebilir. Ne var ki bu pahalı bir önlemdir ve sanayicilerin çoğu bu dumanların çevre kirliliğinden soÂrumlu olduğu kesinlikle kanıtlanmadıkça bu filtreleri taktırmaya yanaşmam,aktadır. SoruÂnun can alıcı noktası ise, bu tartışmalar sürüp giderken ormanların, geniş tarım alanlarının ve doğadaki canlıların giderek daha büyük zarara uğramasıdır. Kısa zamanda gerekli önlemler alınmazsa, asit yağmurlarının doğaÂdaki yıkıcı etkileri bu yüzyılın sonunda belki 10 kat artacaktır.
Devamı için:
Sebep: Düzenlendi.
YORUMLAR