Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, hekim uyarısı ya da uzman önerisi değildir. Astım tanısı nispete...
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, hekim uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Astım tanısı nispeten kolay olmasına rağmen tedavi ve izlenmesinde problemler yaşanmış olan ve toplumda en sık görülen kronik(müzmin) karakterli hastalıktan birisidir. Hastalık her yaş grubundan kişileri etkileyebilir.Tedavinin en mühim kısmını oluşturan hasta eğitimi büyük bölümü kez kalabalık poliklinik şartlarında yeterince verilememektedir. Bundan dolayı hususi kullanım sistemleri,metotları gerektiren ilaçları, hastaların bir kısımı kullanamamaktadır.
Astma, hava yollarınm kronik inflamatuar(iltihabi tepki) bir hastalığıdır. Hassas kişilerde, nöbetler halinde gelen:
* Nefes darlığı
* Göğüste sıkışma hissi
* Hırıltı (hışıltı, ıslık sesi)
* Öksürük
yakınmaları ile ortaya çıkmaktadır. Yakınmalar, bilhassa gece ve/ya da sabaha karşı görülür.
Hastalığın dünya üstündeki dağılımı, ülkeden ülkeye ve kimi zaman bir ülke içinde mıntıkadan mıntıkaya değişiklik göstermektedir. vatanımızda ortalama olarak astmanın rastlanma oranı erişkinlerde % 2-4, çocuklarda % 6-8 civarındadır. Çevresel allerjen miktarı, ev içi ve dış ortamdaki hava kirliliği, rastlanma oranlarındaki artış sebepleri içinde mevcuttur.
Astım Türleri
1-Allerjik Astım
*Genetik Yatkınlığı Olanlarda Gelişen Astım
*Genetik Yatkınlık Zemini Olmaksızın Gelişen Astım (Mesela; Mesleksel allerjenlerle gelişen astım)
2-Allerjik Olmayan Astım (İnfeksiyonlar, bir takım ilaçlar, besin ve katkı maddeleri şeklinde etkenler ile gelişen astım.)
Genetik faktörlerin Tesiri
Genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel allerjenlere (ev akarları, polen, küf mantarlan şeklinde) karşı gelişen astım. Ev tozu akarları, ev hayvanları kedi, köpek, kemiriciler ve hamam böceklerinin salgıları, idrar, dışkı ve tüylerindeki antijenlerin, polenler, küf mantarları sporlarının ortamda fazla oranda bulunması genetik yatkınlığı olan kişilerde astmaya niçin olur.
Genetik yatkınlık olmadığı halde bir takım meslek gruplarında ya da çevresel allerjenlere yüksek dozda ve uzun soluklu maruz kalanlarda da, astma gelişebilir.(Mesela un, enzimler şeklinde mesleksel, soya fasulyesi şeklinde çevresel allerjenler)
Allerjik Olmayan Astım
Bir takım mesleksel kimyasal ajanlar, ilaçlar tam olarak bilinmeyen bir mekanizma ile astım oluşumuna yol açmaktadır.
Astımın Ortaya Çıkmasında Katkısı Olan Faktörler
Allerjenlerle karşılaşan kişide duyarlaşmayı kolaylaştıran ve astmanın ortaya çıkışında rol oynayan faktörlerdir. Bu tür durumlar sigara (etken ve edilgen içicilik), ev içi ve dış ortam hava kirliliği, viral solunum yolu infeksiyonlarıdır.
Tetik Çeken Faktörler
Akciğerlerin en minik fonksiyonel üniteleri olan bronş düz kaslarında kasılma, ödem (şişme), inflamasyon ve hücre yıkımı, mukus (salgı) artmasına niçin olur. Artan mukus, hücre yıkımı, bronş duvarında şişme ve inflamasyon, hepsi aniden bronş lümeninde tıkanmaya niçin olarak astım nöbetini başlatır. İşte bu nöbeti başlatan faktörlere tetik çeken faktörler deniyor.
Tetik çeken faktörler şunlardır:
* Allerjenler
* Solunum yolu infeksiyonları
* Ev içi hava kirliliği (edilgen sigara içiciliği, kızartma kokuları, cila, parfüm, saç spreyi, insektisidler, deterjan, çamaşır suyu, temizlik malzemeleri, deodorant, sprey kokuları)
* Dış ortam hava kirliliği (kükürt dioksit, tozlar, ozon, egzoz gazları, polen, mantar sporları)
* Bir takım hava koşulları (rüzgar, fırtına)
* Egzersiz ve hipervantilasyon
* Bir takım gıdalar ve katkı maddeleri
* Bir takım ilaçlar
* Emosyonel faktörler (ağlamak vs.)
Her hastada tetik çeken faktörler değişiktir. Bir hastada aniden fazla unsur bulunabilir.
Astım Iyi mi Anlaşılır ?
Astımın teşhis edilmesinde alt tarafta sıralamış olduğumuz hastanın yakınmaları çok önemlidir.
* Nefes darlığı
* Hırıltılı solunum (Wheezing, hışıltı, ıslık sesi olarak da ifade edilebilir. Ters kanıtlanıncaya kadar her hırıltılı solunum astma olarak kabul edilmelidir).
* Gögüste sıkışma hissi
* Öksürük
Hasta koyu kıvamlı bir balgam çıkarınca rahatlar. Soğuk algınlığı sebebiyle ortaya çıkan öksürükler on günden daha uzun sürerse ve hasta "her üşütmenin göğsüne indiğini" söylerse astımdan şüphelenilmelidir. Astmada yakınmaların başka hastalıklardan şu özelliklerle ayrılabilir.
* Tekrarlayıcı karakterdedir.
* Nöbetler halinde gelişir.
* Gece ve/ya da sabaha karşı ortaya çıkar.
* Kendiliğinden ya da ilaçlarla hafifler ya da kaybolur.
* Bir takım faktörler (allerjenler, irritanlar, egzersiz, virus infeksiyonları) ile alevlenmeler olur.
* Mevsimsel değişkenlik gösterirler.
Her hastanın ilk muayenesinde, başka hastalıkları ekarte etmek amacıyla akciğer grafisi çekilmelidir.
Astımdan kurtulmanın temel ilkelerinden biri, tetik çeken faktörlerin eliminasyonudur. Bundan dolayı de kişide astımın hangi türünün bulunduğunun öncesinden tespiti şarttır. Doğrusu genetik yatkınlığı olan kişideki astım ile mesleki faaliyetler sonucu gelişmiş olan astımın tedavisindeki temel prensipler de bir takım farklılıklar taşımaktadır.
* Aşağıdakilerin hastanın konusunda bulunması genetik yatkınlığı düşündürmelidir: Çocukluk Çağlarında Başlangıç
* Allerjik rinit (burunda akma ya da tıkanma, genizde, kulakta kaşınma hissi, hapşırık nöbetleri), konjonktivit, ürtiker, egzema, gıda ve ilaç allerjisi emarelerinden birisi ya da birkaçının bulunması
* Yakın kan akrabalarında astım.
Mesleksel astım, işyeri koşullarındaki bir etkene maruz kalma sebebiyle oluşan astım olarak tanımlanır. Bu vaziyet ya daha evvel varolan astımda ağırlaşma ya da astımın işe girdikten sonrasında ortaya çıkması şeklinde görülür. Mesleksel astım için 200'ü aşkın etken tanımlanmıştır.
Belirtilerin işyerine girdikten sonrasında başlaması ya da ağırlaşması. Dinlence günlerinde şikayetlerinin hafiflemesi ya da kaybolması. Aynı işyerinde çalışan aniden fazla kişide benzer şikayetlerin görülmesi mesleki astım düşündürmelidir.
Astımın tanı ve tedavisin de izlenecek yolun hasta ve ilgili branş doktoru ile planlanması çok önemlidir. Tanıda Prick, RAST ve ELİSA şeklinde laboratuvar tetkikleri uygulanmaktadır. Bununla birlikte vatanımızda en fazlaca rastlanan antijenlere duyarlılık testi CLA-TOP bir takım klinikler tarafınca duyarlılık ve güvenli bir biçimde yapılmaktadır.
Tedaviden en verimli bir biçimde yararlanabilmeniz için astım mevzusunda bilmenizde fayda olacak ana prensipler;
* Hastanın Eğitimi
* Hastanın Tertipli Takip edeni
* Hastalığın Ağırlığının Saptanması
* Tetik Çeken Etkenlerin Uzaklaştırılması
* Girişken Tedavisi İçin Hastaya Özgü Tedavi Planı
* Uzun Süreli Tedavi Planı
Astma, hava yollarınm kronik inflamatuar(iltihabi tepki) bir hastalığıdır. Hassas kişilerde, nöbetler halinde gelen:
* Nefes darlığı
* Göğüste sıkışma hissi
* Hırıltı (hışıltı, ıslık sesi)
* Öksürük
yakınmaları ile ortaya çıkmaktadır. Yakınmalar, bilhassa gece ve/ya da sabaha karşı görülür.
Hastalığın dünya üstündeki dağılımı, ülkeden ülkeye ve kimi zaman bir ülke içinde mıntıkadan mıntıkaya değişiklik göstermektedir. vatanımızda ortalama olarak astmanın rastlanma oranı erişkinlerde % 2-4, çocuklarda % 6-8 civarındadır. Çevresel allerjen miktarı, ev içi ve dış ortamdaki hava kirliliği, rastlanma oranlarındaki artış sebepleri içinde mevcuttur.
Astım Türleri
1-Allerjik Astım
*Genetik Yatkınlığı Olanlarda Gelişen Astım
*Genetik Yatkınlık Zemini Olmaksızın Gelişen Astım (Mesela; Mesleksel allerjenlerle gelişen astım)
2-Allerjik Olmayan Astım (İnfeksiyonlar, bir takım ilaçlar, besin ve katkı maddeleri şeklinde etkenler ile gelişen astım.)
Genetik faktörlerin Tesiri
Genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel allerjenlere (ev akarları, polen, küf mantarlan şeklinde) karşı gelişen astım. Ev tozu akarları, ev hayvanları kedi, köpek, kemiriciler ve hamam böceklerinin salgıları, idrar, dışkı ve tüylerindeki antijenlerin, polenler, küf mantarları sporlarının ortamda fazla oranda bulunması genetik yatkınlığı olan kişilerde astmaya niçin olur.
Genetik yatkınlık olmadığı halde bir takım meslek gruplarında ya da çevresel allerjenlere yüksek dozda ve uzun soluklu maruz kalanlarda da, astma gelişebilir.(Mesela un, enzimler şeklinde mesleksel, soya fasulyesi şeklinde çevresel allerjenler)
Allerjik Olmayan Astım
Bir takım mesleksel kimyasal ajanlar, ilaçlar tam olarak bilinmeyen bir mekanizma ile astım oluşumuna yol açmaktadır.
Astımın Ortaya Çıkmasında Katkısı Olan Faktörler
Allerjenlerle karşılaşan kişide duyarlaşmayı kolaylaştıran ve astmanın ortaya çıkışında rol oynayan faktörlerdir. Bu tür durumlar sigara (etken ve edilgen içicilik), ev içi ve dış ortam hava kirliliği, viral solunum yolu infeksiyonlarıdır.
Tetik Çeken Faktörler
Akciğerlerin en minik fonksiyonel üniteleri olan bronş düz kaslarında kasılma, ödem (şişme), inflamasyon ve hücre yıkımı, mukus (salgı) artmasına niçin olur. Artan mukus, hücre yıkımı, bronş duvarında şişme ve inflamasyon, hepsi aniden bronş lümeninde tıkanmaya niçin olarak astım nöbetini başlatır. İşte bu nöbeti başlatan faktörlere tetik çeken faktörler deniyor.
Tetik çeken faktörler şunlardır:
* Allerjenler
* Solunum yolu infeksiyonları
* Ev içi hava kirliliği (edilgen sigara içiciliği, kızartma kokuları, cila, parfüm, saç spreyi, insektisidler, deterjan, çamaşır suyu, temizlik malzemeleri, deodorant, sprey kokuları)
* Dış ortam hava kirliliği (kükürt dioksit, tozlar, ozon, egzoz gazları, polen, mantar sporları)
* Bir takım hava koşulları (rüzgar, fırtına)
* Egzersiz ve hipervantilasyon
* Bir takım gıdalar ve katkı maddeleri
* Bir takım ilaçlar
* Emosyonel faktörler (ağlamak vs.)
Her hastada tetik çeken faktörler değişiktir. Bir hastada aniden fazla unsur bulunabilir.
Astım Iyi mi Anlaşılır ?
Astımın teşhis edilmesinde alt tarafta sıralamış olduğumuz hastanın yakınmaları çok önemlidir.
* Nefes darlığı
* Hırıltılı solunum (Wheezing, hışıltı, ıslık sesi olarak da ifade edilebilir. Ters kanıtlanıncaya kadar her hırıltılı solunum astma olarak kabul edilmelidir).
* Gögüste sıkışma hissi
* Öksürük
Hasta koyu kıvamlı bir balgam çıkarınca rahatlar. Soğuk algınlığı sebebiyle ortaya çıkan öksürükler on günden daha uzun sürerse ve hasta "her üşütmenin göğsüne indiğini" söylerse astımdan şüphelenilmelidir. Astmada yakınmaların başka hastalıklardan şu özelliklerle ayrılabilir.
* Tekrarlayıcı karakterdedir.
* Nöbetler halinde gelişir.
* Gece ve/ya da sabaha karşı ortaya çıkar.
* Kendiliğinden ya da ilaçlarla hafifler ya da kaybolur.
* Bir takım faktörler (allerjenler, irritanlar, egzersiz, virus infeksiyonları) ile alevlenmeler olur.
* Mevsimsel değişkenlik gösterirler.
Her hastanın ilk muayenesinde, başka hastalıkları ekarte etmek amacıyla akciğer grafisi çekilmelidir.
Astımdan kurtulmanın temel ilkelerinden biri, tetik çeken faktörlerin eliminasyonudur. Bundan dolayı de kişide astımın hangi türünün bulunduğunun öncesinden tespiti şarttır. Doğrusu genetik yatkınlığı olan kişideki astım ile mesleki faaliyetler sonucu gelişmiş olan astımın tedavisindeki temel prensipler de bir takım farklılıklar taşımaktadır.
* Aşağıdakilerin hastanın konusunda bulunması genetik yatkınlığı düşündürmelidir: Çocukluk Çağlarında Başlangıç
* Allerjik rinit (burunda akma ya da tıkanma, genizde, kulakta kaşınma hissi, hapşırık nöbetleri), konjonktivit, ürtiker, egzema, gıda ve ilaç allerjisi emarelerinden birisi ya da birkaçının bulunması
* Yakın kan akrabalarında astım.
Mesleksel astım, işyeri koşullarındaki bir etkene maruz kalma sebebiyle oluşan astım olarak tanımlanır. Bu vaziyet ya daha evvel varolan astımda ağırlaşma ya da astımın işe girdikten sonrasında ortaya çıkması şeklinde görülür. Mesleksel astım için 200'ü aşkın etken tanımlanmıştır.
Belirtilerin işyerine girdikten sonrasında başlaması ya da ağırlaşması. Dinlence günlerinde şikayetlerinin hafiflemesi ya da kaybolması. Aynı işyerinde çalışan aniden fazla kişide benzer şikayetlerin görülmesi mesleki astım düşündürmelidir.
Astımın tanı ve tedavisin de izlenecek yolun hasta ve ilgili branş doktoru ile planlanması çok önemlidir. Tanıda Prick, RAST ve ELİSA şeklinde laboratuvar tetkikleri uygulanmaktadır. Bununla birlikte vatanımızda en fazlaca rastlanan antijenlere duyarlılık testi CLA-TOP bir takım klinikler tarafınca duyarlılık ve güvenli bir biçimde yapılmaktadır.
Tedaviden en verimli bir biçimde yararlanabilmeniz için astım mevzusunda bilmenizde fayda olacak ana prensipler;
* Hastanın Eğitimi
* Hastanın Tertipli Takip edeni
* Hastalığın Ağırlığının Saptanması
* Tetik Çeken Etkenlerin Uzaklaştırılması
* Girişken Tedavisi İçin Hastaya Özgü Tedavi Planı
* Uzun Süreli Tedavi Planı
Astım ve Gebelik
Allerji ve Astım Merkezi - Ankara
Astım hastalığı nedir?
Niçin olur?
Çocukluk çağlarında % 90 oranında allerjik kökenli olduğu bilinmektedir. Yıl boyu maruz kalınan ev içi allerjenlerin bronşlarda yarattığı allerjik iltihabi vaziyet, soğuk hava, egzersiz, viral solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal buharlar, hava kirliliği ve sigara dumanı şeklinde nonspesifik uyaranlarla temas sonucu astım belirtilerinin ortaya çıkmasına niçin olur. Bununla birlikte spesifik olarak allerjinin söz mevzusu olduğu ev dışı allerjenlerle temas sonucu çoğu zaman mevsimsel olarak aynı tablo gözlenmektedir.
Iyi mi seyreder?
Astım tanısı alan evlatların çoğunun yaşamın ilk 2 senesinde emare verdiği saptanır. İlk yıllarda öksürük ve hırıltının ana uyaranı viral solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu yaşlarda akciğerlerin gelişiminin hemen hemen tamamlanmamış olması, minik hava yolu çaplarının dar, kıkırdak dokunun az olması, tekrarlayıcı bronş daralmasına katkıda mevcuttur. Dört beş yaşlarında akciğerlerin gelişiminin tamamlanması ile erken yaşlarda astım emareleri gösteren pek çok çocukta klinik olarak düzelme gözlenmektedir. Düzelmeyen bir grup hasta ve daha geç astım tanısı almış evlatların bir bölümü de buluğluk çağlarında klinik bir iyilik dönemine girerler. Genel olarak çocukluk çağlarında astım tanısı almış hastaların ortalama %50-60'ı buluğluk döneminde iyileşirler. İyileşen olguların bir kısımı orta yaş döneminde yeniden hastalık emareleri göstermeye başlayabilmektedirler.
Iyi mi teşhis edilir?
Astım tanısı koymada en kıymetli tanı aracı öyküdür. Öksürük, hırıltı ve / ya da nefes darlığı belirtilerinin gece kötüleşmesi şiddetle astımı düşündürür. Yattıktan sonrasında ya da sabaha karşı ortalama 30 dakika süreyle devam eden ve bronş genişletici ilaçlara pozitif yönde cevap veren öksürük ters kanıtlama edilene kadar astım kabul edilmelidir.
Akciğer fonksiyonları iyi mi değerlendirilir?
Astımda akciğer fonksiyonlarının ölçülmesi gerek tanı gerekse tedaviye yanıtın değerlendirilmesi açısından büyük ehemmiyet taşır. Spirometre ile ölçülen solunum fonksiyonlarında sıkıntılı nefes verme esnasında meydana getirilen ölçümlerin sıhhatli bireylerle meydana getirilen karşılaştırılması ve tedavi ile bu değerlerin göstermekte olduğu düzelme değerlendirilmektedir.
Emareleri nedir?
Nefes darlığı
Hışıltılı Solunum: Islık sesi olarak da anlatılır. Astım hastalığının çok tipik bir emaresidir.
Öksürük: İnatçı, 3 haftadan uzun devam eden, bilhassa sabaha karşı artan ve gece uykudan uyandıran bir öksürük vardır.
Astım tanısı iyi mi konulur?
Akciğer Grafisi: Doktorunuz ilkin başka hastalıkların olmadığından güvenli olmak için bir akciğer röntgeni isteyecektir.
Spirometri: Akciğerlerin işlevlerindeki bozuklukları ortaya çıkaran ve sık meydana getirilen bir ölçümdür.
PEF takip edeni: Pef-metre ismi verilen cihazla hastanın evde kendi yapacağı ölçümlerle meydana getirilen tanı yöntemidir.
Provokasyon Testleri: Solunum yollarındaki çok fazla duyarlılığı gösteren testlerdir.
Astıma yol açan durumlar ( uyaranlar ) nedir ?
Astımın sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalıkta hava yollarının bir takım uyaranlara çok fazla hassas olduğu bilinmektedir. Bu uyaranlar hava yollarını uyararak astım hücumu oluşumuna niçin olurlar. Bu uyaranları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Allerjenler ( allerjiye yol açan maddeler )
Düzgüsel kişilere hiçbir ziyanı olamayan allerjenlere, allerjik astımı olan bir şahıs maruz kalınca bir allerjik tepki olur. Bu tepki esnasında tahriş edici bir takım kimyasal maddeler yapılır ve hava yollarındaki dokuların içene salınır. Şahıs hem allerjik hem de astımlı ise astım hücumu geçirir. Bu allerjenlerin bazıları şunlardır:

Ev Tozu Akarı

Polen 2. Enfeksiyonlar
Solunum yolu enfeksiyonları ( grip, nezle ) astımlı kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Bu enfeksiyonlar okul ve / ya da kreşe giden çocuklarda sıktır.
3. Hava değişimi
Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ( bilhassa soğuk hava ) ve rutubet oranının artması, astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir
4. Egzersiz
Astımlı bir kişide egzersiz hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Koşma şeklinde, daha çok enerji tüketimine niçin
olan yoğun egzersiz türleri, dakika içinde bir astım atağına niçin olabilir. Ama bu yüzden astımlı çocuklarda egzersizin
engellenmesi söz mevzusu değildir. Egzersiz öncesi uygun ilaç alımı ile astım hücumu önlenebilir. İyi tedavi edilen astımlı bir çocukta
egzersiz sonrası emareler olmamalıdır. Oluyorsa tedavi planının düzenlenmesi için bu şartları doktorunuza bildiriniz.
5. Irritanlar ( tahriş ediciler )
Bir takım maddeler hassas olan bronşları tahriş edebilir. Bu maddeler şu şekilde sıralanabilir: Sigara dumanı, hava kirliliği, saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri ve keskin kokular. Astımlı bir kişinin yaşamış olduğu evin içinde asla kimsenin sigara içmesine izin verilmemelidir.
Astımda olabilecek komplikasyonlar nedir ?
Çocukluk çağlarında % 90 oranında allerjik kökenli olduğu bilinmektedir. Yıl boyu maruz kalınan ev içi allerjenlerin bronşlarda yarattığı allerjik iltihabi vaziyet, soğuk hava, egzersiz, viral solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal buharlar, hava kirliliği ve sigara dumanı şeklinde nonspesifik uyaranlarla temas sonucu astım belirtilerinin ortaya çıkmasına niçin olur. Bununla birlikte spesifik olarak allerjinin söz mevzusu olduğu ev dışı allerjenlerle temas sonucu çoğu zaman mevsimsel olarak aynı tablo gözlenmektedir.
Iyi mi seyreder?
Astım tanısı alan evlatların çoğunun yaşamın ilk 2 senesinde emare verdiği saptanır. İlk yıllarda öksürük ve hırıltının ana uyaranı viral solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu yaşlarda akciğerlerin gelişiminin hemen hemen tamamlanmamış olması, minik hava yolu çaplarının dar, kıkırdak dokunun az olması, tekrarlayıcı bronş daralmasına katkıda mevcuttur. Dört beş yaşlarında akciğerlerin gelişiminin tamamlanması ile erken yaşlarda astım emareleri gösteren pek çok çocukta klinik olarak düzelme gözlenmektedir. Düzelmeyen bir grup hasta ve daha geç astım tanısı almış evlatların bir bölümü de buluğluk çağlarında klinik bir iyilik dönemine girerler. Genel olarak çocukluk çağlarında astım tanısı almış hastaların ortalama %50-60'ı buluğluk döneminde iyileşirler. İyileşen olguların bir kısımı orta yaş döneminde yeniden hastalık emareleri göstermeye başlayabilmektedirler.
Iyi mi teşhis edilir?
Astım tanısı koymada en kıymetli tanı aracı öyküdür. Öksürük, hırıltı ve / ya da nefes darlığı belirtilerinin gece kötüleşmesi şiddetle astımı düşündürür. Yattıktan sonrasında ya da sabaha karşı ortalama 30 dakika süreyle devam eden ve bronş genişletici ilaçlara pozitif yönde cevap veren öksürük ters kanıtlama edilene kadar astım kabul edilmelidir.
Akciğer fonksiyonları iyi mi değerlendirilir?
Astımda akciğer fonksiyonlarının ölçülmesi gerek tanı gerekse tedaviye yanıtın değerlendirilmesi açısından büyük ehemmiyet taşır. Spirometre ile ölçülen solunum fonksiyonlarında sıkıntılı nefes verme esnasında meydana getirilen ölçümlerin sıhhatli bireylerle meydana getirilen karşılaştırılması ve tedavi ile bu değerlerin göstermekte olduğu düzelme değerlendirilmektedir.
Emareleri nedir?
Nefes darlığı
Hışıltılı Solunum: Islık sesi olarak da anlatılır. Astım hastalığının çok tipik bir emaresidir.
Öksürük: İnatçı, 3 haftadan uzun devam eden, bilhassa sabaha karşı artan ve gece uykudan uyandıran bir öksürük vardır.
Astım tanısı iyi mi konulur?
Akciğer Grafisi: Doktorunuz ilkin başka hastalıkların olmadığından güvenli olmak için bir akciğer röntgeni isteyecektir.
Spirometri: Akciğerlerin işlevlerindeki bozuklukları ortaya çıkaran ve sık meydana getirilen bir ölçümdür.
PEF takip edeni: Pef-metre ismi verilen cihazla hastanın evde kendi yapacağı ölçümlerle meydana getirilen tanı yöntemidir.
Provokasyon Testleri: Solunum yollarındaki çok fazla duyarlılığı gösteren testlerdir.
Astıma yol açan durumlar ( uyaranlar ) nedir ?
Astımın sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalıkta hava yollarının bir takım uyaranlara çok fazla hassas olduğu bilinmektedir. Bu uyaranlar hava yollarını uyararak astım hücumu oluşumuna niçin olurlar. Bu uyaranları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Allerjenler ( allerjiye yol açan maddeler )
Düzgüsel kişilere hiçbir ziyanı olamayan allerjenlere, allerjik astımı olan bir şahıs maruz kalınca bir allerjik tepki olur. Bu tepki esnasında tahriş edici bir takım kimyasal maddeler yapılır ve hava yollarındaki dokuların içene salınır. Şahıs hem allerjik hem de astımlı ise astım hücumu geçirir. Bu allerjenlerin bazıları şunlardır:
- Ev tozu, ev tozu akarları ( böcekler )
- Çiçek tozları ( polenler )
- Küf
- Hayvan tüyü
Ev Tozu Akarı
Polen
Solunum yolu enfeksiyonları ( grip, nezle ) astımlı kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Bu enfeksiyonlar okul ve / ya da kreşe giden çocuklarda sıktır.
3. Hava değişimi
Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ( bilhassa soğuk hava ) ve rutubet oranının artması, astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir
4. Egzersiz
Astımlı bir kişide egzersiz hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Koşma şeklinde, daha çok enerji tüketimine niçin
olan yoğun egzersiz türleri, dakika içinde bir astım atağına niçin olabilir. Ama bu yüzden astımlı çocuklarda egzersizin
engellenmesi söz mevzusu değildir. Egzersiz öncesi uygun ilaç alımı ile astım hücumu önlenebilir. İyi tedavi edilen astımlı bir çocukta
egzersiz sonrası emareler olmamalıdır. Oluyorsa tedavi planının düzenlenmesi için bu şartları doktorunuza bildiriniz.
5. Irritanlar ( tahriş ediciler )
Bir takım maddeler hassas olan bronşları tahriş edebilir. Bu maddeler şu şekilde sıralanabilir: Sigara dumanı, hava kirliliği, saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri ve keskin kokular. Astımlı bir kişinin yaşamış olduğu evin içinde asla kimsenin sigara içmesine izin verilmemelidir.
Astımda olabilecek komplikasyonlar nedir ?
- Astım çoğu zaman akciğerlerde kalıcı hasar yapmayan bir hastalıktır. Hastalık çok uzun yıllardan bu zamana kadar var olsa da uygun tedavi ile akciğer fonksiyonları normale yakın olarak korunabilir.
- Astımda problem bronşlarda olmasına karşın bir sürü astımlıda üst solunum sistemi (burun, boğaz, sinüsler) ve kulaklar ile ilgili problemler eşlik edebilir. Astımlı çocuklarda çoğunlukla kronik burun tıkanıklığı olur ve buna bağlı olarak kulak enfeksiyonları ve sinüzit meydana gelir. Buruna yönelik uygun tedavi ile (burun temizliği ve doktorun önerisi ile başka bir takım ilaçlar) bu durumların olması önlenebilir.
- Astım bir takım ruhsal problemlere niçin olabilir. Ağır astımı olan çocuklarda okul devamsızlığı, spor etkinliklerine katılamama ve astım hücumu esnasında acil olarak hastaneye başvurular bu duruma niçin olabilir. Uygun tedavi alan bir çocukta astım denetim altına alınarak bu problemlerin olması önlenebilir.
Astım Kalıtımsal mıdır? Iyi mi Tedavi Edilir?
Solunum yollarının mikrobik olmayan iltihaplanma sebebiyle daralmasına astım denir. Bu daralma, solunum sistemi duvarlarındaki kasların kasılmasına, mukozanın şişmesine ve buradaki salgının artmasına bağlıdır.
Astımın belirgin başlı emareleri nedir; emareleri ortaya çıkaran nedir?
· Hırıltı
· Öksürük
· Nefes darlığı
· Göğüste sıkışma hissi
Bu emareler çoğu zaman nöbetler halinde gelir, egzersiz ya da gülmeyle, soğukalgınlığı, esnasında ya da türlü allerjilere maruz kalma ile artar. Astım tedavi edilmezse ya da yetersiz tedavi edilirse emareler devamlı hale gelebilir. Astımı başlatıcı etkenlerin bazıları çok özgündür ve bir takım kişileri etkileyip, bazılarını etkilemez. Malum başlatıcı etkenlerin içinde en sık görülen ev tozu akarları (Toz böcekleri), polenler ve küf mantarları şeklinde allerjenlerdir. Bunun haricinde sigara dumanı, bir takım ilaçlar, (aspirin, bir takım gerilim ilaçları), bir takım yiyeceklerde bulunan katkı maddeleri de astımı başlatabilir.
Astım kalıtsal mıdır?
Evet, ailesinde astım bulunanlarda, saman nezlesi ya da egzama olanlarda daha sık görülür. Ama astım ailede bu şekilde bir vaziyet yokken de ortaya çıkabilir.
.
Solunum yollarının mikrobik olmayan iltihaplanma sebebiyle daralmasına astım denir. Bu daralma, solunum sistemi duvarlarındaki kasların kasılmasına, mukozanın şişmesine ve buradaki salgının artmasına bağlıdır.
Astımın belirgin başlı emareleri nedir; emareleri ortaya çıkaran nedir?
· Hırıltı
· Öksürük
· Nefes darlığı
· Göğüste sıkışma hissi
Bu emareler çoğu zaman nöbetler halinde gelir, egzersiz ya da gülmeyle, soğukalgınlığı, esnasında ya da türlü allerjilere maruz kalma ile artar. Astım tedavi edilmezse ya da yetersiz tedavi edilirse emareler devamlı hale gelebilir. Astımı başlatıcı etkenlerin bazıları çok özgündür ve bir takım kişileri etkileyip, bazılarını etkilemez. Malum başlatıcı etkenlerin içinde en sık görülen ev tozu akarları (Toz böcekleri), polenler ve küf mantarları şeklinde allerjenlerdir. Bunun haricinde sigara dumanı, bir takım ilaçlar, (aspirin, bir takım gerilim ilaçları), bir takım yiyeceklerde bulunan katkı maddeleri de astımı başlatabilir.
Astım kalıtsal mıdır?
Evet, ailesinde astım bulunanlarda, saman nezlesi ya da egzama olanlarda daha sık görülür. Ama astım ailede bu şekilde bir vaziyet yokken de ortaya çıkabilir.
.
Astımı başlatan etkenlerden iyi mi kaçınılabilir?
Astımı başlatan etkenler tespit edildiğinde bunlardan biride kaçınmak için alınacak önlemler, yakınmaları ve ilaç gereksinimini azaltabilir. Bilhassa ev tozu allerjisi olanlarda yatak odası temizliği önemlidir. Yatak takımlarının her hafta değiştirerek, makinada yıkanması, yatak odasındaki halının kaldırılması, odanın havalandırılması, aker öldürücü ilaçların kullanılması yakınmaları azaltacaktır. Sigara dumanına maruz kalmak (içici olmadan da), kalıtsal olarak astıma eğimli olan birinde astıma niçin olabilir ya da mevcut astımı daha da arttırabilir. Astımlı çocuk sahibi olma riskini arttırdığından, hamilelik esnasında sigaradan kaçınılmalıdır.
Ben ya da çocuğum egzersizi bırakmalı mıyız?
Astımlı insanların çoğunda egzersiz yaptıklarında emareler ortaya çıkabilir. Ama astımı iyi denetim edilen, kafi tedavi gören astımlılar düzgüsel günlük aktivitelerini yapabildikleri şeklinde, türlü spor ve egzersizleri de yapabilirler. O şekilde ki astımlı olan ve olimpiyat şampiyonu olmuş bir çok sporcu vardır.
Astım iyi mi tedavi edilir?
Astım tedavi etmekte kullanılan ilaçlar üç ayrı grupta toplanabilir:
Rahatlatıcılar: Astım belirtilerinin derhal giderilmesi sağlanır.
Önleyiciler: Solunum yollarındaki duyarlılığı ortadan kaldıran, uzun soluklu kullanımda hastalığı tedavi eden ilaçlar.
Kurtarıcı ya da Acil İlaçlar: Kötüye giden astım tedavisinde ya da bir nöbet esnasında emareleri acilen denetim altına alabilmek için kullanılan ilaçlar.
Hasta ya da ebeveyn olarak sizin sorumluluklarınız:
İlaçları reçetede yazıldığı şeklinde tertipli alınız. Astımlu evlatların aileleri için bu, ilacın alınmasını denetleme ve doğru alınmasını sağlama anlamına gelir. Sigara dumanı dahil başlatıcı etkenlerden korunma. Astım kronik bir hastalık olduğundan, tertipli aralıklarla doktorunuza görünün.
Sizinle tertipli ilgilenen ve durumunuzu bilen aynı doktora görünmeniz de önemlidir. Tedavi esnasında şikayetlerinizde artma olursa, doktorunuza planlanandan ilkin başvurunuz. Astım mevzusunda öğütleri, iyi niyetli arkadaşlarınız, yakınlarınız ya da komşularınızdan değildir, doktorunuzdan alınız. Her insanın astımı farklıdır. Bir kişiye uygun olan nasihat diğerine uymayabilir.
Astım ilaçları güvenli midir?
Astım ilaçları çoğu zaman tedavi edilmemiş ya da yetersiz tedavi edilmiş astımdan daha güvenlidir.
Tabii terapiler destek sağlar mu?
Astım büyük bölümü kez ilaçla kolayca denetim edilmektedir. İnsanların büyük bölümü ilaç almamayı tercih edip seçenek tedavi yöntemlerine başvurmak isteyebilir. Tabii terapilerin hiçbirisinin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Doktorunuz tarafınca size tavsiye edilen tedaviyi uygulamamanız ya da kesmeniz tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Astımı başlatan etkenler tespit edildiğinde bunlardan biride kaçınmak için alınacak önlemler, yakınmaları ve ilaç gereksinimini azaltabilir. Bilhassa ev tozu allerjisi olanlarda yatak odası temizliği önemlidir. Yatak takımlarının her hafta değiştirerek, makinada yıkanması, yatak odasındaki halının kaldırılması, odanın havalandırılması, aker öldürücü ilaçların kullanılması yakınmaları azaltacaktır. Sigara dumanına maruz kalmak (içici olmadan da), kalıtsal olarak astıma eğimli olan birinde astıma niçin olabilir ya da mevcut astımı daha da arttırabilir. Astımlı çocuk sahibi olma riskini arttırdığından, hamilelik esnasında sigaradan kaçınılmalıdır.
Ben ya da çocuğum egzersizi bırakmalı mıyız?
Astımlı insanların çoğunda egzersiz yaptıklarında emareler ortaya çıkabilir. Ama astımı iyi denetim edilen, kafi tedavi gören astımlılar düzgüsel günlük aktivitelerini yapabildikleri şeklinde, türlü spor ve egzersizleri de yapabilirler. O şekilde ki astımlı olan ve olimpiyat şampiyonu olmuş bir çok sporcu vardır.
Astım iyi mi tedavi edilir?
Astım tedavi etmekte kullanılan ilaçlar üç ayrı grupta toplanabilir:
Rahatlatıcılar: Astım belirtilerinin derhal giderilmesi sağlanır.
Önleyiciler: Solunum yollarındaki duyarlılığı ortadan kaldıran, uzun soluklu kullanımda hastalığı tedavi eden ilaçlar.
Kurtarıcı ya da Acil İlaçlar: Kötüye giden astım tedavisinde ya da bir nöbet esnasında emareleri acilen denetim altına alabilmek için kullanılan ilaçlar.
Hasta ya da ebeveyn olarak sizin sorumluluklarınız:
İlaçları reçetede yazıldığı şeklinde tertipli alınız. Astımlu evlatların aileleri için bu, ilacın alınmasını denetleme ve doğru alınmasını sağlama anlamına gelir. Sigara dumanı dahil başlatıcı etkenlerden korunma. Astım kronik bir hastalık olduğundan, tertipli aralıklarla doktorunuza görünün.
Sizinle tertipli ilgilenen ve durumunuzu bilen aynı doktora görünmeniz de önemlidir. Tedavi esnasında şikayetlerinizde artma olursa, doktorunuza planlanandan ilkin başvurunuz. Astım mevzusunda öğütleri, iyi niyetli arkadaşlarınız, yakınlarınız ya da komşularınızdan değildir, doktorunuzdan alınız. Her insanın astımı farklıdır. Bir kişiye uygun olan nasihat diğerine uymayabilir.
Astım ilaçları güvenli midir?
Astım ilaçları çoğu zaman tedavi edilmemiş ya da yetersiz tedavi edilmiş astımdan daha güvenlidir.
Tabii terapiler destek sağlar mu?
Astım büyük bölümü kez ilaçla kolayca denetim edilmektedir. İnsanların büyük bölümü ilaç almamayı tercih edip seçenek tedavi yöntemlerine başvurmak isteyebilir. Tabii terapilerin hiçbirisinin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Doktorunuz tarafınca size tavsiye edilen tedaviyi uygulamamanız ya da kesmeniz tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Astım Türleri
Meslek Astımı
Meslek astımı gelişmiş ülkelerde en sık görülen mesleki akciğer hastalığıdır. Sıklığı tam bilinmese de ABD ve Japonya'da yeni tanı alan astım vakalarının ortalama olarak yüzde 15'inden mesuldür. Ortalama olarak 250 tür maddenin meslek astımından görevli olduğu saptanmıştır. Bu tür durumlar içinde aslolan mühim grubu izosiyanatlar oluşturur. İzosiyanatlara bağlı astım bu sektörlerde çalışan işçilerin ortalama yüzde 10'unu etkilemektedir. İşe bağlı olarak iki tip astım karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biride meslek astımında emareler yalnızca iş yerinde ortaya çıkmakta ve dışarıda olmamaktadır. Buna karşılık işin artırdığı astımda öncesinden mevcud bir astımın iş yerindeki türlü hava yollarını tahriş eden maddelerle artması söz mevzusudur. Birinci durumda kesinlikle bir sessiz dönem vardır. Bu işe başladıktan sonrasında haftalar, aylar ya da seneler sonrasında olabilir. Sessiz dönem olmayan tipinde ise görevli madde ile bir kaç kez karşılaşmadan sonrasında emareler ortaya çıkabilir.
Uyku Astımı
Bir takım astım vakalarında geceleri emareler şiddetlenir. Bunun kati sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte bu mevzuda bir takım görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden herhangi birine nazaran geceleri insan vücudunda bir takım hormonlarda azalma olmaktadır. Bu hormonlar içinde yer edinen kortikosteroidler ve adrenalin şeklinde maddeler hava yollarının genişlemesini de sağladığından bunların azalması durumunda hava yolları daralmakta ve hastalık şiddetlenmektedir. Bunun haricinde mideden yiyecek borusuna kaçış olduğu, geceleri daha çok allerjenle karşılaşılmış olduğu şeklinde görüşler de mevzuyu izah etmek için ileri sürülmüştür. Gece astımında hastalar düzgüsel ilaçların yanında uzun etkili beta agonist ilaçlar ismini verdiğimiz ilaçlardan çok yarar görmektedirler.
Egzersize Bağlı Astım
Egzersize bağlı astım, ağır fizyolojik hareketlerin hava yolları duyarlı olan kişilerde hava yollarında birden daralmaya yol açması sonucu oluşur. Ilk başlarda yalnızca egzersizle ortaya çıkan astım emareleri süre içinde başka etmenler tarafınca da oluşturulur. Astımlı hastalarda egzersize bağlı olarak belirtilerin ortaya çıkma sıklığının yüzde 40 - 90 içinde değişmiş olduğu rapor edilmiştir. Bu astım tipi daha çok egzersiz sonucu ortaya çıkmış olduğu için, fazla egzersiz icra eden yaşlarda şu demek oluyor ki çocuklar ve gençlerde daha sık görülür. Ama, başka yaş gruplarında da ortaya çıkabilir. Egzersizden sonrasında ortaya çıkan ve beş - on dakika devam eden emareler 30 - 60 dakika içinde düzelir. Bu astım tipinde görülen emareler başka astım tiplerinde görülenlerden değişik değildir. Tedavisinde esas olan korumadır. Egzersizden 10 - 15 dakika evvel salbutamol, formoterol, kromolin ya da nedokromil alınması ile emareler önlenebilir.
Günümüzde Astımın Görülme Sıklığı
Çok eski zamanlardan bu zamana kadar malum bu hastalığın sıklığının bilhassa son 15 - 20 yıl içinde giderek arttığı dikkatleri çekmektedir. Türlü ülkelerde bazen meydana getirilen araştırmalar astımın 1970'den günümüze kadar tüm bütün ülkelerde ortalama 2 - 4 kat arttığını göstermektedir. Hastalık, genel olarak gelişmiş ülkelerin süratli sanayileşmiş yörelerinde daha sık görülmektedir. ABD'de astımın genel görülme sıklığı yüzde 5 iken bu sayı New York'da yüzde 8.4'e çıkmaktadır. Yeni Zelanda ve Avustralya'da bir takım yörelerde ise sıklık yüzde 20'lerin üzerindedir. vatanımızda çocukluk dönemindeki astım sıklığı yüzde 4 - 10, erişkin döneminde ise yüzde 2 - 4 içinde değişmektedir. Ekonomik gelişmenin süratli olduğu ve tabii yaşam koşullarının yerini büyük kentlerin almış olduğu durumlarda astım sıklığında artış olmaktadır. Zimbabve'nin kırsal kesimlerinde binde bir olan astım sıklığı başkent Harare'de yüzde beşin üzerine çıkmaktadır. Atlas okyanusundaki bir takım adalarda ise ortalama her üç insandan birisi astımlıdır. Tüm bu bilgiler bizlere astım sıklığının giderek, hem de süratli bir şekilde arttığını göstermektedir.
Astım Tedavisinin Ekonomik Yönü
Astımın tıbbi yönlerinin yanında ekonomik yönden de ülke ekonomilerine giderek artan oranda bir yük bindirdiği saptanmıştır. vatanımızda kullanılan astım ilaçlarının tümü ithal edilmektedir. Hastalığın toplumda averaj yüzde 5 sıklığında görüldüğü ve tedavinin senelerce sürdüğü dikkate alınırsa harcanacak paranın ülke ekonomisine bindireceği yük daha iyi anlaşılacaktır
Meslek Astımı
Meslek astımı gelişmiş ülkelerde en sık görülen mesleki akciğer hastalığıdır. Sıklığı tam bilinmese de ABD ve Japonya'da yeni tanı alan astım vakalarının ortalama olarak yüzde 15'inden mesuldür. Ortalama olarak 250 tür maddenin meslek astımından görevli olduğu saptanmıştır. Bu tür durumlar içinde aslolan mühim grubu izosiyanatlar oluşturur. İzosiyanatlara bağlı astım bu sektörlerde çalışan işçilerin ortalama yüzde 10'unu etkilemektedir. İşe bağlı olarak iki tip astım karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biride meslek astımında emareler yalnızca iş yerinde ortaya çıkmakta ve dışarıda olmamaktadır. Buna karşılık işin artırdığı astımda öncesinden mevcud bir astımın iş yerindeki türlü hava yollarını tahriş eden maddelerle artması söz mevzusudur. Birinci durumda kesinlikle bir sessiz dönem vardır. Bu işe başladıktan sonrasında haftalar, aylar ya da seneler sonrasında olabilir. Sessiz dönem olmayan tipinde ise görevli madde ile bir kaç kez karşılaşmadan sonrasında emareler ortaya çıkabilir.
Uyku Astımı
Bir takım astım vakalarında geceleri emareler şiddetlenir. Bunun kati sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte bu mevzuda bir takım görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden herhangi birine nazaran geceleri insan vücudunda bir takım hormonlarda azalma olmaktadır. Bu hormonlar içinde yer edinen kortikosteroidler ve adrenalin şeklinde maddeler hava yollarının genişlemesini de sağladığından bunların azalması durumunda hava yolları daralmakta ve hastalık şiddetlenmektedir. Bunun haricinde mideden yiyecek borusuna kaçış olduğu, geceleri daha çok allerjenle karşılaşılmış olduğu şeklinde görüşler de mevzuyu izah etmek için ileri sürülmüştür. Gece astımında hastalar düzgüsel ilaçların yanında uzun etkili beta agonist ilaçlar ismini verdiğimiz ilaçlardan çok yarar görmektedirler.
Egzersize Bağlı Astım
Egzersize bağlı astım, ağır fizyolojik hareketlerin hava yolları duyarlı olan kişilerde hava yollarında birden daralmaya yol açması sonucu oluşur. Ilk başlarda yalnızca egzersizle ortaya çıkan astım emareleri süre içinde başka etmenler tarafınca da oluşturulur. Astımlı hastalarda egzersize bağlı olarak belirtilerin ortaya çıkma sıklığının yüzde 40 - 90 içinde değişmiş olduğu rapor edilmiştir. Bu astım tipi daha çok egzersiz sonucu ortaya çıkmış olduğu için, fazla egzersiz icra eden yaşlarda şu demek oluyor ki çocuklar ve gençlerde daha sık görülür. Ama, başka yaş gruplarında da ortaya çıkabilir. Egzersizden sonrasında ortaya çıkan ve beş - on dakika devam eden emareler 30 - 60 dakika içinde düzelir. Bu astım tipinde görülen emareler başka astım tiplerinde görülenlerden değişik değildir. Tedavisinde esas olan korumadır. Egzersizden 10 - 15 dakika evvel salbutamol, formoterol, kromolin ya da nedokromil alınması ile emareler önlenebilir.
Günümüzde Astımın Görülme Sıklığı
Çok eski zamanlardan bu zamana kadar malum bu hastalığın sıklığının bilhassa son 15 - 20 yıl içinde giderek arttığı dikkatleri çekmektedir. Türlü ülkelerde bazen meydana getirilen araştırmalar astımın 1970'den günümüze kadar tüm bütün ülkelerde ortalama 2 - 4 kat arttığını göstermektedir. Hastalık, genel olarak gelişmiş ülkelerin süratli sanayileşmiş yörelerinde daha sık görülmektedir. ABD'de astımın genel görülme sıklığı yüzde 5 iken bu sayı New York'da yüzde 8.4'e çıkmaktadır. Yeni Zelanda ve Avustralya'da bir takım yörelerde ise sıklık yüzde 20'lerin üzerindedir. vatanımızda çocukluk dönemindeki astım sıklığı yüzde 4 - 10, erişkin döneminde ise yüzde 2 - 4 içinde değişmektedir. Ekonomik gelişmenin süratli olduğu ve tabii yaşam koşullarının yerini büyük kentlerin almış olduğu durumlarda astım sıklığında artış olmaktadır. Zimbabve'nin kırsal kesimlerinde binde bir olan astım sıklığı başkent Harare'de yüzde beşin üzerine çıkmaktadır. Atlas okyanusundaki bir takım adalarda ise ortalama her üç insandan birisi astımlıdır. Tüm bu bilgiler bizlere astım sıklığının giderek, hem de süratli bir şekilde arttığını göstermektedir.
Astım Tedavisinin Ekonomik Yönü
Astımın tıbbi yönlerinin yanında ekonomik yönden de ülke ekonomilerine giderek artan oranda bir yük bindirdiği saptanmıştır. vatanımızda kullanılan astım ilaçlarının tümü ithal edilmektedir. Hastalığın toplumda averaj yüzde 5 sıklığında görüldüğü ve tedavinin senelerce sürdüğü dikkate alınırsa harcanacak paranın ülke ekonomisine bindireceği yük daha iyi anlaşılacaktır
Astım Bir Hastalık Olarak Iyi mi Başlar? Iyi mi Seyreder?
Astım, eğilimi olan insanlarda hava yollarının içini döşeyen zarın (buna mukoza denilir) Enflamasyon ismi verilen değişmeler sonucunda şişerek tüm hava yolları çapının daralmasıdır. Buna bağlı olarak havanın içeri girişve çıkış zorlaşır.
Astımın bir hastalık olarak başlamasının ve seyrinin anlaşılmasında hemen aşağıdaki üç kavramın iyice bilinmesi gerekir.
1. Astıma eğilim,
2. Astıma bağlı hava yolu zarının enflamasyonu,
3. Astım nöbeti
1. Astım Eğilimi
Düzgüsel insanlarda hiçbir tesir ve değişme yapmayan bir takım etkenlerin bir takım insanlarda awstıma yol açabilmesi özelliğine ASTIM EĞİLİMİ denir.
Astım eğilimi iki şekilde olur:
A- Katılımla geçen eğilim
B- Sonradan edinilen eğilim
A- Katılımla geçen eğilim
Astımlı insanların bir kısmında anne ya da baba tarafında astım mevcuttur. Hem anne hem de babasında astım bulunan kişilerde astım hastalığı epey sık rastlanır. Bu şekilde astımlılarda astım eğilimi kalıtımla ilgilidir.
Kalıtımsal astım eğilimi olan astımlılarda emareler, çoğu zaman çok erken yaşlarda başlar. Bu bakımdan astımlı anne ve babalar, çocuklarında en küçük solunum problemi bulunursa astım mevzusunda doktorlarını uyarmalıdırlar.
B- Sonradan edinilen eğilim
Astımlı insanların bir çoğunun ailelerinde astım ve benzeri emareler saptanmaz. Bununla birlikte bu kişilerde allerji de yoktur. Kalıtımsal bir eğilimi bulunmayan astımlı hastaların büyük bir bölümü halk içinde grip ya da soğuk algınlığı olarak anlatılan, şiddetli bir üst solunum yolu viral infeksiyonundan bir süre sonrasında astım belirtilerinin başladığını hatırlarlar.
Grip, soğuk algınlığı ve başka bir akciğer enfeksiyonu şeklinde bir hastalık geçiren insanların bazılarında Astıma eğilim oluşur. Buna sonradan edinilen eğilim ya da kalıtsal olmayan eğilim denir.
Enflamasyon
İster kalıtımsal, isterse edinsel olsun astım eğilimi olan insanlarda, başka insanlarda hiçbir tesir yapmayan dış etkenler hava yollarının içini döşeyen zarlarda bir takım değişmelere neden olur. Bu değişmelere enflamasyon ismini veriyoruz. Enflamasyona atopik kimselerde allerjenler yol açabilir. Bunun mekanizmasını birazcık ilkin anlattık. Fakat atopik olmayan insanlarda pek çok tahriş edici madde de enflamasyona neden olur.
Tahriş edici maddeler enflamasyona iyi mi neden olur:
Tahriş edici maddelerin ya da viral enfeksiyonların tesiri ile hava yolu zarındaki MAST hücreleri ismi verilen hususi hücreler ve kandan göç eden ak hücreler tarafınca MEDİATÖR ismi verilen bazı aracı maddeler üretilir. Mediatörler çok türlüdür; her birisinin tesiri, oluşma sırası ve oluşma miktarı çok değişkendir. İşte enflamasyon bu mediatörlerin mukozada meydana getirmiş olduğu değişmelerden ibarettir. İster allerjiye, isterse başka tahriş edici etkenlere bağlı olsun enflamasyonda, mukozada şu değişmeler meydana gelir.
A- Mukoza şişerek kalınlaşır
B- Mukus salgılanması artar
C- Tıkaçlar oluşur
D- Bronş duvarındaki düz kaslar kasılır
Enflamasyonun gidişi
Enflamasyon aniden bire ortaya çıkmaz; astım eğilimi bulunan bir insanda yukarıda açıkladığımız bazı dış etkenlerle tekrarlayan temaslar sonucunda yavaş yavaş gelişir. Örneğin bir üst solunum yolu viral infeksiyonundan sonrasında enflamasyonun başladığını düşünelim. Eğer hava yolları bundan sonrasında tahriş edici başka zararı olan etkenlere maruz kalmazsa enflamasyon çok hafifçe seyreder ya da bir süre sonrasında ortadan kalkar.
Buna karşılık enflamasyonlu bir mukoza sigara dumanı, kirli hava, havada yüksek oranda bulunan tozlar, soğuk hava vs. şeklinde irritanlarla yeniden yeniden karşılaşırsa enflamasyon devam eder ya da irritanın yoğunluğuna nazaran şiddetlenir. Enflamasyon bulunan bir mukoza dış etkenlere karşı epey hassaslaşmıştır.
İşte bu şekilde enflamasyonlu bir mukoza astım nöbetini tetikleyen etkenlere maruz kalırsa astım nöbetleri ortaya çıkar.
Enflamasyon bulunmasına karşın hastanın şikayetlerinin sürekli olması gerekmez. Enflamasyon bulunan mukozanın üzerine astım başlatıcı bir etken tesir yapınca nöbet ortaya çıkar. Nöbetlerin ağırlığı enflamasyonun derecesine ve tetikleyen etkenlerin şiddetine nazaran değişiyor. Mukozasında enflamasyon bulunan astımlılar nöbet aralarında alışıla gelen astım şikayetlerinden çoğu zaman yakınmazlar. Fakat ısrarla sorulmuş olduğu süre göğüslerinde belirgin belirsiz bir sıkışma hissi ya da nefes yollarında bir dolgunluk bulunduğunu söylerler. Bu şekilde hafifçe emareler bulunan kimselerde bilhassa çok fazla bir hareketten sonrasında nöbetler ortaya çıkabilir.
Enflamasyon bulunan kimselerde gündüz hiçbir yakınma ya da nöbet emareleri olmadığı halde, gece uykuda (bilhassa sabaha doğru) nefes sıkışması ile birden uyanma olabilir. Astım nöbetlerinin çoğu kez uykuda ortaya çıkma sebebi iyi bilinmemektedir. Nöbetler ve enflamasyon ortadan kalksa dahi astımlı insanda EĞİLİM' in kaybolmayacağı hiç bir zaman unutulmamalıdır. Bu şekilde astım eğilimi bulunan bir insanda senelerce hiçbir yakınma bulunmayabilir. Ama günün birinde viral bir infeksiyon ya da başka bir etkene maruz kalma sonucunda yeniden enflamasyon ve nöbetler başlayabilir. Bu olasılık daima akılda tutularak astım eğilimi olan kimseler astımı başlatan etkenlere karşı korunma tedbirlerini hiç bir zaman dikkatsizlik etmemelidirler.
Astım nöbetleri
Bir insanoğlunun astımlı olması terimi ile bu insandaki astım nöbetlerinin ortaya çıkmasını birbirlerinden ayırmak icap ettiğini yukarıda açıkladık. Daha evvel de gösterdiğimiz şeklinde her insanda astım hastalığı meydana gelmez. Bir insanda astım belirtilerinin ortaya çıkması için ilkin “astıma eğilimâ€in bulunması gerekir. Ama şu noktanın bilinmesi çok önemlidir: Bir insanda astım eğiliminin bulunması bu kimsede kesinlikle astım belirtilerinin sürekli olarak bulunmasını gerektirmez. Astım eğilimi bulunan bir insanda yaşamı süresince şikayetli dönemler içinde, kısa ya da uzun devam eden, asla şikayetsiz dönemler bulunabilir. Şikayetlerin ortaya çıkabilmesi için astım eğilimi olan bir insanda en önce hava yollarında yukarıda anlattığımız şeklinde yaygın enflamasyon ismi verilen değişmelerin oluşması gerekir. Bir insanda hava yolu enflamasyonu bulunsa dahi bir az ilkin söylediğimiz şeklinde hiçbir yakınma bulunmayabilir.
İşte hava yolu zarında enflamasyon bulunan bir insanda birden şikayetlerin ortaya çıkmasına astım nöbeti ismi verilir. Hava yollarında enflamasyon varken virüslere bağlı soğuk algınlığı ya da başka solunum infeksiyonları, havada bulunan tahriş edici toz ya da gazlar (mesela sigara dumanı ya da başka zararı olan gazlar vs.) ya da birden soğuk hava solunması, şiddetli egzersiz astım nöbetini başlatabilir.
Astım nöbetlerinin ağırlık dereceleri:
Şu noktaların bilinmesi çok önemlidir! Bir hastalık olarak astımın hafifçe ya da ağır olması söz mevzusu olması imkansız. Bir astımlıda belli başlı dönemlerde enflamasyon ya da nöbetler hafifçe ya da ağır olabilir. Bu ağırlık derecesi de bazen farklı olabilir.
Nöbetler ağır dahi olsalar, sonlandıktan sonrasında hiçbir yakınma bulunmayabilir. Bir astımlıda enflamasyon ve astım nöbetleri 3 değişik derecede karşımıza çıkar:
1. Şiddetli astım nöbeti
2. Orta dereceli astım nöbeti
3. Hafifçe astım nöbeti
Şiddetli Astım Nöbetleri
Bu şekilde bir nöbet başlayınca nefesinizde şiddetli bir daralma hissedersiniz. Nefes alıp vermeniz gittikçe güçleşir. Bilhassa nefes vermek ve konuşmak zorlaşır. Her nefes alışta boyun kaslarınız kasılır.
Dudaklarınız ve parmak uçlarınız morarır. Her nefes alışta göğüsteki kaburgalar arası yumuşak bölgelerin içeri çekilmiş olduğu gözlenir (bilhassa çocuklarda, ince ve zayıf kimselerde). Bu şekilde nöbetler saatler sürebilir.
Orta ve Hafifçe Astım Nöbetleri
Astımlı insanoğlu içinde bu şekilde nöbetlere epey sık rastlanır. Orta derecedeki bir astım nöbetinin başlangıcında çoğu zaman göğüste bir sıkışma hissi oluşur. Nöbetler şidetli bir öksürük ile de başlayabilir. Bu öksürüklü dönemler, duru koyu az miktar balgam çıkarınca sonlanır. Öksürük esnasında çoğu kez nefes darlığı olur ve göğüste ıslık sesleri işitilir. Başka kronik akciğer hastalıklarından değişik olarak astımlıların çıkarttıkları balgam miktarı daha azdır. Çıkan balgam çoğu zaman koyu, sedef renginde ve bir inci tanesi şeklinde yuvarlaktır. Nöbet esnasında huzursuzluk ve uykusuzluk olur.
Astımlı hastalarda nöbetler çok kez uykuda, sabaha doğru ortaya çıkar. Nöbet esnasında nefes alıp verirken hastanın göğsünde ıslık sesleri ya da kedi mırıltısı şeklinde sesler yalnızca hasta tarafınca değildir başkaları tarafınca dahi uzaktan işitilebilir. Bu sesler havanın daralmış hava yollarından geçmesi esnasında oluşur.
Hafifçe Astım Nöbetleri
Bir takım astımlılarda nöbetler hakkaten çok hafiftir. Bir tek dakika sürer. Haftada bir-iki kez gelebilir. Aylarca nöbet gelmeyebilir. Bu kimseler yılda 5-6 kez hafta devam eden kendilerinin grip, broşit olarak tanımladıkları hastalık dönemlerinden söz ederler.Bu dönemler gerçekte astım nöbetleridir.Fakat bu kimseler kendilerini hasta kabul etmezler. Gerçekte bu dönemlerde rahatsız ve huzursuzdurlar. Hayatlarını, hareketlerini kendi kendilerine kısıtlarlar. Bu insanlarda astım tedavisi yapılırsa asla bilmedikleri mutlu bir yaşamın var bulunduğunu hayretle keşfederler. İşte bu hafifçe emareleri olan astımı ortaya çıkarmak hekimin en mühim görevidir. Ama burada hastanın da şikayetlerinin astıma bağlı olabileceğini kavrayarak hekimini yönlendirmesi gerekir.
Diğer yandan pek çok hafifçe astımı bulunan kimselerde günün birinde çok şiddetli bir nöbet ortaya çıkabilir.
Daha kötüsü hasta durumunun vahametini bilmediği için bu şekilde bir durumda deneyimli astımlı şeklinde tedbir de alamaz.
Bu bakımdan astım çok hafifçe emarelerle birlikte olsa dahi kesinlikle sürekli tedavi gerektiren bir hastalık olarak kabul edilmelidir.
Orta ya da hafifçe astım nöbetinde ne yapmalısınız?
Nöbetiniz başlayınca doktorunuzun önerilmiş olduğu astım ilacını hemen alın, dakikasında nefes yolunuz açılır. Bununla birlikte bir takım durumlarda nefesin açılması için saatler gerekebilir. Eğer tavsiye edilen tedavi ile nefesiniz kısa sürede açılmıyorsa hemen doktorunuza başvurun.
Astım kontrolünün gayesi, nöbetleri tedavi etmek değildir, nöbetlerin oluşmasını önlemektir. Bu bakımdan tedavinin esası enflamasyonu önlemek olmalıdır.
Astım, eğilimi olan insanlarda hava yollarının içini döşeyen zarın (buna mukoza denilir) Enflamasyon ismi verilen değişmeler sonucunda şişerek tüm hava yolları çapının daralmasıdır. Buna bağlı olarak havanın içeri girişve çıkış zorlaşır.
Astımın bir hastalık olarak başlamasının ve seyrinin anlaşılmasında hemen aşağıdaki üç kavramın iyice bilinmesi gerekir.
1. Astıma eğilim,
2. Astıma bağlı hava yolu zarının enflamasyonu,
3. Astım nöbeti
1. Astım Eğilimi
Düzgüsel insanlarda hiçbir tesir ve değişme yapmayan bir takım etkenlerin bir takım insanlarda awstıma yol açabilmesi özelliğine ASTIM EĞİLİMİ denir.
Astım eğilimi iki şekilde olur:
A- Katılımla geçen eğilim
B- Sonradan edinilen eğilim
A- Katılımla geçen eğilim
Astımlı insanların bir kısmında anne ya da baba tarafında astım mevcuttur. Hem anne hem de babasında astım bulunan kişilerde astım hastalığı epey sık rastlanır. Bu şekilde astımlılarda astım eğilimi kalıtımla ilgilidir.
Kalıtımsal astım eğilimi olan astımlılarda emareler, çoğu zaman çok erken yaşlarda başlar. Bu bakımdan astımlı anne ve babalar, çocuklarında en küçük solunum problemi bulunursa astım mevzusunda doktorlarını uyarmalıdırlar.
B- Sonradan edinilen eğilim
Astımlı insanların bir çoğunun ailelerinde astım ve benzeri emareler saptanmaz. Bununla birlikte bu kişilerde allerji de yoktur. Kalıtımsal bir eğilimi bulunmayan astımlı hastaların büyük bir bölümü halk içinde grip ya da soğuk algınlığı olarak anlatılan, şiddetli bir üst solunum yolu viral infeksiyonundan bir süre sonrasında astım belirtilerinin başladığını hatırlarlar.
Grip, soğuk algınlığı ve başka bir akciğer enfeksiyonu şeklinde bir hastalık geçiren insanların bazılarında Astıma eğilim oluşur. Buna sonradan edinilen eğilim ya da kalıtsal olmayan eğilim denir.
Enflamasyon
İster kalıtımsal, isterse edinsel olsun astım eğilimi olan insanlarda, başka insanlarda hiçbir tesir yapmayan dış etkenler hava yollarının içini döşeyen zarlarda bir takım değişmelere neden olur. Bu değişmelere enflamasyon ismini veriyoruz. Enflamasyona atopik kimselerde allerjenler yol açabilir. Bunun mekanizmasını birazcık ilkin anlattık. Fakat atopik olmayan insanlarda pek çok tahriş edici madde de enflamasyona neden olur.
Tahriş edici maddeler enflamasyona iyi mi neden olur:
Tahriş edici maddelerin ya da viral enfeksiyonların tesiri ile hava yolu zarındaki MAST hücreleri ismi verilen hususi hücreler ve kandan göç eden ak hücreler tarafınca MEDİATÖR ismi verilen bazı aracı maddeler üretilir. Mediatörler çok türlüdür; her birisinin tesiri, oluşma sırası ve oluşma miktarı çok değişkendir. İşte enflamasyon bu mediatörlerin mukozada meydana getirmiş olduğu değişmelerden ibarettir. İster allerjiye, isterse başka tahriş edici etkenlere bağlı olsun enflamasyonda, mukozada şu değişmeler meydana gelir.
A- Mukoza şişerek kalınlaşır
B- Mukus salgılanması artar
C- Tıkaçlar oluşur
D- Bronş duvarındaki düz kaslar kasılır
Enflamasyonun gidişi
Enflamasyon aniden bire ortaya çıkmaz; astım eğilimi bulunan bir insanda yukarıda açıkladığımız bazı dış etkenlerle tekrarlayan temaslar sonucunda yavaş yavaş gelişir. Örneğin bir üst solunum yolu viral infeksiyonundan sonrasında enflamasyonun başladığını düşünelim. Eğer hava yolları bundan sonrasında tahriş edici başka zararı olan etkenlere maruz kalmazsa enflamasyon çok hafifçe seyreder ya da bir süre sonrasında ortadan kalkar.
Buna karşılık enflamasyonlu bir mukoza sigara dumanı, kirli hava, havada yüksek oranda bulunan tozlar, soğuk hava vs. şeklinde irritanlarla yeniden yeniden karşılaşırsa enflamasyon devam eder ya da irritanın yoğunluğuna nazaran şiddetlenir. Enflamasyon bulunan bir mukoza dış etkenlere karşı epey hassaslaşmıştır.
İşte bu şekilde enflamasyonlu bir mukoza astım nöbetini tetikleyen etkenlere maruz kalırsa astım nöbetleri ortaya çıkar.
Enflamasyon bulunmasına karşın hastanın şikayetlerinin sürekli olması gerekmez. Enflamasyon bulunan mukozanın üzerine astım başlatıcı bir etken tesir yapınca nöbet ortaya çıkar. Nöbetlerin ağırlığı enflamasyonun derecesine ve tetikleyen etkenlerin şiddetine nazaran değişiyor. Mukozasında enflamasyon bulunan astımlılar nöbet aralarında alışıla gelen astım şikayetlerinden çoğu zaman yakınmazlar. Fakat ısrarla sorulmuş olduğu süre göğüslerinde belirgin belirsiz bir sıkışma hissi ya da nefes yollarında bir dolgunluk bulunduğunu söylerler. Bu şekilde hafifçe emareler bulunan kimselerde bilhassa çok fazla bir hareketten sonrasında nöbetler ortaya çıkabilir.
Enflamasyon bulunan kimselerde gündüz hiçbir yakınma ya da nöbet emareleri olmadığı halde, gece uykuda (bilhassa sabaha doğru) nefes sıkışması ile birden uyanma olabilir. Astım nöbetlerinin çoğu kez uykuda ortaya çıkma sebebi iyi bilinmemektedir. Nöbetler ve enflamasyon ortadan kalksa dahi astımlı insanda EĞİLİM' in kaybolmayacağı hiç bir zaman unutulmamalıdır. Bu şekilde astım eğilimi bulunan bir insanda senelerce hiçbir yakınma bulunmayabilir. Ama günün birinde viral bir infeksiyon ya da başka bir etkene maruz kalma sonucunda yeniden enflamasyon ve nöbetler başlayabilir. Bu olasılık daima akılda tutularak astım eğilimi olan kimseler astımı başlatan etkenlere karşı korunma tedbirlerini hiç bir zaman dikkatsizlik etmemelidirler.
Astım nöbetleri
Bir insanoğlunun astımlı olması terimi ile bu insandaki astım nöbetlerinin ortaya çıkmasını birbirlerinden ayırmak icap ettiğini yukarıda açıkladık. Daha evvel de gösterdiğimiz şeklinde her insanda astım hastalığı meydana gelmez. Bir insanda astım belirtilerinin ortaya çıkması için ilkin “astıma eğilimâ€in bulunması gerekir. Ama şu noktanın bilinmesi çok önemlidir: Bir insanda astım eğiliminin bulunması bu kimsede kesinlikle astım belirtilerinin sürekli olarak bulunmasını gerektirmez. Astım eğilimi bulunan bir insanda yaşamı süresince şikayetli dönemler içinde, kısa ya da uzun devam eden, asla şikayetsiz dönemler bulunabilir. Şikayetlerin ortaya çıkabilmesi için astım eğilimi olan bir insanda en önce hava yollarında yukarıda anlattığımız şeklinde yaygın enflamasyon ismi verilen değişmelerin oluşması gerekir. Bir insanda hava yolu enflamasyonu bulunsa dahi bir az ilkin söylediğimiz şeklinde hiçbir yakınma bulunmayabilir.
İşte hava yolu zarında enflamasyon bulunan bir insanda birden şikayetlerin ortaya çıkmasına astım nöbeti ismi verilir. Hava yollarında enflamasyon varken virüslere bağlı soğuk algınlığı ya da başka solunum infeksiyonları, havada bulunan tahriş edici toz ya da gazlar (mesela sigara dumanı ya da başka zararı olan gazlar vs.) ya da birden soğuk hava solunması, şiddetli egzersiz astım nöbetini başlatabilir.
Astım nöbetlerinin ağırlık dereceleri:
Şu noktaların bilinmesi çok önemlidir! Bir hastalık olarak astımın hafifçe ya da ağır olması söz mevzusu olması imkansız. Bir astımlıda belli başlı dönemlerde enflamasyon ya da nöbetler hafifçe ya da ağır olabilir. Bu ağırlık derecesi de bazen farklı olabilir.
Nöbetler ağır dahi olsalar, sonlandıktan sonrasında hiçbir yakınma bulunmayabilir. Bir astımlıda enflamasyon ve astım nöbetleri 3 değişik derecede karşımıza çıkar:
1. Şiddetli astım nöbeti
2. Orta dereceli astım nöbeti
3. Hafifçe astım nöbeti
Şiddetli Astım Nöbetleri
Bu şekilde bir nöbet başlayınca nefesinizde şiddetli bir daralma hissedersiniz. Nefes alıp vermeniz gittikçe güçleşir. Bilhassa nefes vermek ve konuşmak zorlaşır. Her nefes alışta boyun kaslarınız kasılır.
Dudaklarınız ve parmak uçlarınız morarır. Her nefes alışta göğüsteki kaburgalar arası yumuşak bölgelerin içeri çekilmiş olduğu gözlenir (bilhassa çocuklarda, ince ve zayıf kimselerde). Bu şekilde nöbetler saatler sürebilir.
Orta ve Hafifçe Astım Nöbetleri
Astımlı insanoğlu içinde bu şekilde nöbetlere epey sık rastlanır. Orta derecedeki bir astım nöbetinin başlangıcında çoğu zaman göğüste bir sıkışma hissi oluşur. Nöbetler şidetli bir öksürük ile de başlayabilir. Bu öksürüklü dönemler, duru koyu az miktar balgam çıkarınca sonlanır. Öksürük esnasında çoğu kez nefes darlığı olur ve göğüste ıslık sesleri işitilir. Başka kronik akciğer hastalıklarından değişik olarak astımlıların çıkarttıkları balgam miktarı daha azdır. Çıkan balgam çoğu zaman koyu, sedef renginde ve bir inci tanesi şeklinde yuvarlaktır. Nöbet esnasında huzursuzluk ve uykusuzluk olur.
Astımlı hastalarda nöbetler çok kez uykuda, sabaha doğru ortaya çıkar. Nöbet esnasında nefes alıp verirken hastanın göğsünde ıslık sesleri ya da kedi mırıltısı şeklinde sesler yalnızca hasta tarafınca değildir başkaları tarafınca dahi uzaktan işitilebilir. Bu sesler havanın daralmış hava yollarından geçmesi esnasında oluşur.
Hafifçe Astım Nöbetleri
Bir takım astımlılarda nöbetler hakkaten çok hafiftir. Bir tek dakika sürer. Haftada bir-iki kez gelebilir. Aylarca nöbet gelmeyebilir. Bu kimseler yılda 5-6 kez hafta devam eden kendilerinin grip, broşit olarak tanımladıkları hastalık dönemlerinden söz ederler.Bu dönemler gerçekte astım nöbetleridir.Fakat bu kimseler kendilerini hasta kabul etmezler. Gerçekte bu dönemlerde rahatsız ve huzursuzdurlar. Hayatlarını, hareketlerini kendi kendilerine kısıtlarlar. Bu insanlarda astım tedavisi yapılırsa asla bilmedikleri mutlu bir yaşamın var bulunduğunu hayretle keşfederler. İşte bu hafifçe emareleri olan astımı ortaya çıkarmak hekimin en mühim görevidir. Ama burada hastanın da şikayetlerinin astıma bağlı olabileceğini kavrayarak hekimini yönlendirmesi gerekir.
Diğer yandan pek çok hafifçe astımı bulunan kimselerde günün birinde çok şiddetli bir nöbet ortaya çıkabilir.
Daha kötüsü hasta durumunun vahametini bilmediği için bu şekilde bir durumda deneyimli astımlı şeklinde tedbir de alamaz.
Bu bakımdan astım çok hafifçe emarelerle birlikte olsa dahi kesinlikle sürekli tedavi gerektiren bir hastalık olarak kabul edilmelidir.
Orta ya da hafifçe astım nöbetinde ne yapmalısınız?
Nöbetiniz başlayınca doktorunuzun önerilmiş olduğu astım ilacını hemen alın, dakikasında nefes yolunuz açılır. Bununla birlikte bir takım durumlarda nefesin açılması için saatler gerekebilir. Eğer tavsiye edilen tedavi ile nefesiniz kısa sürede açılmıyorsa hemen doktorunuza başvurun.
Astım kontrolünün gayesi, nöbetleri tedavi etmek değildir, nöbetlerin oluşmasını önlemektir. Bu bakımdan tedavinin esası enflamasyonu önlemek olmalıdır.
ASTIM TEDAVİSİ
Buraya kadar anlatılanlar göz önünde tutulursa astım kontrolünün TEMELİ'nin enflamasyonu ortadan kaldırmak olduğu rahatlıkla anlaşılır.
Astım tedavisinin hedefinize ulaşmasında hemen aşağıdaki hususların bilinmesi çok yararlı olur:
1. Astım eğilimini ortadan kaldıracak olağanüstü hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Buna karşın enflamasyon denetim altında tutulursa astımlının yaşamı süresince şikayetsiz bir yaşam sürebileceği de bir gerçektir.
2. Astımın kontrolünde ilk adım enflamasyonu başlatan etkenlerden olabildiğince uzak kalmak ya da bunlarla karşılaşmamaya çalışmaktır.
3. İkinci adım enflamasyonu önleyecek ilaçları kesintisiz ve sürekli kullanmaktır.
4. Antienflamatuar ismi verilen ilaçların en önemlisi inhalasyonla alınan kortizon türevleridir. Bu ilaçlar bilimin astımlı insanlara sağlamış olduğu en mühim armağandır. Son yıllarda kullanım alanına giren ve antilökotrien ismini alan ilaçlar da bir takım astım vakalarında enflamasyon önleyici olarak çok yararlı olmaktadır. Bu ilaçlar koruyucu olarak gerekirse senelerce kullanılmalıdır.
5. Astım nöbetleri, enflamasyonu denetim edilemeyen kimselerde ortaya çıkar. Astım nöbetlerini ilaçlarla durdurmak mümkündür. Fakat astım kontrolünde hekimin görevi nöbeti tedavi etmek değildir nöbetlerin membaı olan enflamasyonu önlemektir.
6. Astım için mucize ilaç yoktur. Hastalarımız çoğu zaman bir poşet ilaç ile bizlere gelirler. Bu torbanın içinde aynı türevden bir sürü değişik marka adı taşıyan ilaç mevcuttur. Bu ilaçların bir büyük bölümü bir işe yaramadığı için bırakılmıştır.
Buraya kadar anlatılanlar göz önünde tutulursa astım kontrolünün TEMELİ'nin enflamasyonu ortadan kaldırmak olduğu rahatlıkla anlaşılır.
Astım tedavisinin hedefinize ulaşmasında hemen aşağıdaki hususların bilinmesi çok yararlı olur:
1. Astım eğilimini ortadan kaldıracak olağanüstü hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Buna karşın enflamasyon denetim altında tutulursa astımlının yaşamı süresince şikayetsiz bir yaşam sürebileceği de bir gerçektir.
2. Astımın kontrolünde ilk adım enflamasyonu başlatan etkenlerden olabildiğince uzak kalmak ya da bunlarla karşılaşmamaya çalışmaktır.
3. İkinci adım enflamasyonu önleyecek ilaçları kesintisiz ve sürekli kullanmaktır.
4. Antienflamatuar ismi verilen ilaçların en önemlisi inhalasyonla alınan kortizon türevleridir. Bu ilaçlar bilimin astımlı insanlara sağlamış olduğu en mühim armağandır. Son yıllarda kullanım alanına giren ve antilökotrien ismini alan ilaçlar da bir takım astım vakalarında enflamasyon önleyici olarak çok yararlı olmaktadır. Bu ilaçlar koruyucu olarak gerekirse senelerce kullanılmalıdır.
5. Astım nöbetleri, enflamasyonu denetim edilemeyen kimselerde ortaya çıkar. Astım nöbetlerini ilaçlarla durdurmak mümkündür. Fakat astım kontrolünde hekimin görevi nöbeti tedavi etmek değildir nöbetlerin membaı olan enflamasyonu önlemektir.
6. Astım için mucize ilaç yoktur. Hastalarımız çoğu zaman bir poşet ilaç ile bizlere gelirler. Bu torbanın içinde aynı türevden bir sürü değişik marka adı taşıyan ilaç mevcuttur. Bu ilaçların bir büyük bölümü bir işe yaramadığı için bırakılmıştır.
ASTIM KRİZİ NEDİR? NASIL ANLAŞILIR?
Astımla ilgili belirtilerin ortaya çıkması astım krizi ya da astım hücumu olarak bilinir.
Astım krizi deyimi daha çok, ağır ve hastane tedavisini gerektirecek samimi durumlar için kullanılır. Ama, nefes açıcı spreylerin kez kullanılmasıyla geçecek kadar hafifçe astım krizleri de olabilir.
Astım krizleri çok birdenbire olarak başlayabileceği şeklinde, gün içinde yavaş yavaş da gelişebilir.
ASTIM KRİZLERİNİN TİPİK ÖZELLİKLERİ
-Astım krizlerinin üç en önemli belirgin özelliği vardır:
-Havaların değişken olduğu dönemlerde daha sık görülür.
-Emareler gece sabaha karşı şiddetlenir.
-Krizleri doğuran türlü faktörler vardır: Alerjenler, sigara dumanı, viral enfeksiyonlar, keskin kokular...şeklinde.
ASTIM KRİZLERİNİN ÖNCü BELİRTİLERİ
Bir takım hastalar astım krizinin başlayacağını öncesinden hissedebilirler. Bir sürü hastada, boğazda yanma, hapşırık krizleri, burun tıkanıklığı, su şeklinde burun akıntısı, gıcık şeklinde öksürük şeklinde burun ve boğazla ilgili öncü emareler vardır. Burun, çene, ense ve saçlarda kaşıntı hissi de astım krizlerine öncülük edebilir. Bir takım astımlılar ise enseme, kol, bacak ve sırtta kızarma, terleme ve ağrı-sancı şeklinde emareleri kriz habercisi olarak bildirmişlerdir.
Bilhassa, çocuklardaki astım krizlerinde nezle, farenjit… şeklinde üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarının çok büyük önemi vardır. Çocuğun ilkin burnu akar, hapşırır ya da boğazı ağrır ve derhal o gece ya da ertesi gün öksürük, hırıltı, nefes darlığı… şikayetleri başlar.
ASTIMIN DERECELENDİRİLMESİ
Astımın belirtilerinin ağırlığı ve görülme sıklığına nazaran üç derecesi vardır.
•Hafifçe astım: Hastalar günlük olağan etkinliklerini rahatça yapabilirler, fakat ağır eforlarda zorlanma olabilir. Haftanın 1-2 günü ilaç tedavisi ile düzelen emareler vardır. Geceleri gelen astım krizleri ayda 1 ya da 2'den fazla değildir.
•Orta derecede astım: Öksürük ve hırıltılı solunum her gün olmasa dahi uzun soluklu olarak hep vardır. Haftada minimum 1-2 kere yoğun ilaç tedavisini, yılda 2 kez de hastanede tedaviyi gerektirecek kadar ağırlıkta krizler olur. Bu hastalarda, haftanın pek çok gününde gece uykudan uyandıran nöbetler de vardır.
•Ağır astım: Öksürük ve hırıltılı solunum kimi zaman çok şiddetlenerek her gün vardır. Bu hastaların her 3-4 ayda bir hastaneye yatırılarak ve kimi zaman de suni solunum uygulanarak tedavileri gerekir. Derhal her gece uykudan uyandıran astım krizleri görülür, hatta büyük bölümü günler uyumak asla mümkün değildir. Günlük hareketler de ileri derecede kısıtlanmıştır.
AĞIR ASTIM KRİZİ NASIL ANLAŞILIR ?
Bir takım astım krizleri hastanın yaşamını tehlikeye sokacak kadar ağır olabilir. Bu şekilde hastaların bir an ilkin hastaneye kaldırılmaları gerekir. Bu ağır krizler, büyük bölümü kez, tertipli tedavi görmeyen hastalarda yavaş yavaş gelişir. Kimi zaman de, saat, hatta dakika içinde dahi ağır astım krizleri gelişebilir.
Hem hastalar ve hem de yakınları tarafınca iyi bilinmesi ihtiyaç duyulan ağır astım krizinin başlıca emareleri şunlardır:
•Dudaklarda, tırnak yataklarında ve dilde morarma olması
•Bilinç bozukluğu, uyuklama hali
•Nefes alma sayısının dakikada 25' ten fazla olması
•Göğüs duvarı ile karın duvarı hareketlerinin uyumsuz olması
•Kalp atışlarının (nabzın) dakikada 120' den fazla olması
•Nefes alırken kaburga aralıklarının içeriye doğru çekilmesi
•Kolları bir yere dayayarak ve destek solunum kaslarını kullanarak solunum yapılması
•Konuşurken kısa bir cümleyi dahi bir kerede söyleyememek
•Kan basıncının çok yükselmesi ya da giderek düşmeye başlaması
•Hastanın çok fazla bir korku ve ürkü içinde olması, terlemesi
Astımla ilgili belirtilerin ortaya çıkması astım krizi ya da astım hücumu olarak bilinir.
Astım krizi deyimi daha çok, ağır ve hastane tedavisini gerektirecek samimi durumlar için kullanılır. Ama, nefes açıcı spreylerin kez kullanılmasıyla geçecek kadar hafifçe astım krizleri de olabilir.
Astım krizleri çok birdenbire olarak başlayabileceği şeklinde, gün içinde yavaş yavaş da gelişebilir.
ASTIM KRİZLERİNİN TİPİK ÖZELLİKLERİ
-Astım krizlerinin üç en önemli belirgin özelliği vardır:
-Havaların değişken olduğu dönemlerde daha sık görülür.
-Emareler gece sabaha karşı şiddetlenir.
-Krizleri doğuran türlü faktörler vardır: Alerjenler, sigara dumanı, viral enfeksiyonlar, keskin kokular...şeklinde.
ASTIM KRİZLERİNİN ÖNCü BELİRTİLERİ
Bir takım hastalar astım krizinin başlayacağını öncesinden hissedebilirler. Bir sürü hastada, boğazda yanma, hapşırık krizleri, burun tıkanıklığı, su şeklinde burun akıntısı, gıcık şeklinde öksürük şeklinde burun ve boğazla ilgili öncü emareler vardır. Burun, çene, ense ve saçlarda kaşıntı hissi de astım krizlerine öncülük edebilir. Bir takım astımlılar ise enseme, kol, bacak ve sırtta kızarma, terleme ve ağrı-sancı şeklinde emareleri kriz habercisi olarak bildirmişlerdir.
Bilhassa, çocuklardaki astım krizlerinde nezle, farenjit… şeklinde üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarının çok büyük önemi vardır. Çocuğun ilkin burnu akar, hapşırır ya da boğazı ağrır ve derhal o gece ya da ertesi gün öksürük, hırıltı, nefes darlığı… şikayetleri başlar.
ASTIMIN DERECELENDİRİLMESİ
Astımın belirtilerinin ağırlığı ve görülme sıklığına nazaran üç derecesi vardır.
•Hafifçe astım: Hastalar günlük olağan etkinliklerini rahatça yapabilirler, fakat ağır eforlarda zorlanma olabilir. Haftanın 1-2 günü ilaç tedavisi ile düzelen emareler vardır. Geceleri gelen astım krizleri ayda 1 ya da 2'den fazla değildir.
•Orta derecede astım: Öksürük ve hırıltılı solunum her gün olmasa dahi uzun soluklu olarak hep vardır. Haftada minimum 1-2 kere yoğun ilaç tedavisini, yılda 2 kez de hastanede tedaviyi gerektirecek kadar ağırlıkta krizler olur. Bu hastalarda, haftanın pek çok gününde gece uykudan uyandıran nöbetler de vardır.
•Ağır astım: Öksürük ve hırıltılı solunum kimi zaman çok şiddetlenerek her gün vardır. Bu hastaların her 3-4 ayda bir hastaneye yatırılarak ve kimi zaman de suni solunum uygulanarak tedavileri gerekir. Derhal her gece uykudan uyandıran astım krizleri görülür, hatta büyük bölümü günler uyumak asla mümkün değildir. Günlük hareketler de ileri derecede kısıtlanmıştır.
AĞIR ASTIM KRİZİ NASIL ANLAŞILIR ?
Bir takım astım krizleri hastanın yaşamını tehlikeye sokacak kadar ağır olabilir. Bu şekilde hastaların bir an ilkin hastaneye kaldırılmaları gerekir. Bu ağır krizler, büyük bölümü kez, tertipli tedavi görmeyen hastalarda yavaş yavaş gelişir. Kimi zaman de, saat, hatta dakika içinde dahi ağır astım krizleri gelişebilir.
Hem hastalar ve hem de yakınları tarafınca iyi bilinmesi ihtiyaç duyulan ağır astım krizinin başlıca emareleri şunlardır:
•Dudaklarda, tırnak yataklarında ve dilde morarma olması
•Bilinç bozukluğu, uyuklama hali
•Nefes alma sayısının dakikada 25' ten fazla olması
•Göğüs duvarı ile karın duvarı hareketlerinin uyumsuz olması
•Kalp atışlarının (nabzın) dakikada 120' den fazla olması
•Nefes alırken kaburga aralıklarının içeriye doğru çekilmesi
•Kolları bir yere dayayarak ve destek solunum kaslarını kullanarak solunum yapılması
•Konuşurken kısa bir cümleyi dahi bir kerede söyleyememek
•Kan basıncının çok yükselmesi ya da giderek düşmeye başlaması
•Hastanın çok fazla bir korku ve ürkü içinde olması, terlemesi
Astım Nedir?
Astım bronşların kronik yan ayık bir hastalığıdır. Bu kronik enflamasyon sonucunda insanlarda tekrarlayan öksürük nöbetleri, hırıltı solunum, nefes almada güçlük ortaya çıkar. Bronşlar türlü allerjenlere, kimyasal solunum, sigara dumanına, soğuk havaya ve egzersize hassas hale gelirler. Bu uyaranlar ile karşılaştıklarında bronşlarda ödem, kasılma ve salgı oluşması meydana gelir. Ortaya çıkan solunum sıkıntısı ya kendiliğinden ya da ilaçlarda kaybolur.
Astım tedavisi uygun şekilde planlandığı ve kullanıldığı süre bu yangı azalır; yakınmalar ve astıma bağlı problemlerin büyük bölümü kaybolur.
Astım Ne Süre Düşünülmeli?
Göğüste tekrarlayan hırıltı.
Bilhassa sabaha karşı ya da sabah ortaya çıkan kuru, inatçı öksürük,
Gece öksürük ya da nefes darlığı ile uyanma,
Merdiven çıkma, süratli adım atma, koşma şeklinde eforlardan sonrasında öksürük ya da hırırltı solunum,
Bir takım mevsimlerde ortaya çıkan nefes darlığı,
Allerji icra eden maddeler ise ve/ya da kimyasal irritanlar ile karşılaşıldığında ortaya çıkan öksürürk ya da hırıltı solunum ya da nefes darlığı,
Sık "göğüse inen" nezle olduğunda astım olasılığı akla gelip, doktora başvurulmalıdır.
Astım Niçin Incelem Edilmeli?
Astıma yönelik tetkikler kriz hemen ya da krizi izleyen günlerde yapılmamalıdır.Bu tetkikler, kişinin iyi olduğu dönemlerde yapılmalıdır. Bu tetkikler sonucunda üç soruya cevap verilmelidir:
Hakkaten Astım Mı?
Bronş darlığının ilaçlar ile ne aşama düzeldiğinin saptanması: Nefes açıcı ilaç öncesi ve sonrası solunum foksiyon testi yapılarak belirlenir.
Bronşlarda, krizler içinde darlık oluyor mu?
Bronş akım hızlarının ölçülmesi: Tepe Akım Hızı'nın bir aygıt ile ölçülmesi
Ortaya çıkartan faktörler neler?
Bu faktörlerin belirlenmesi
Astımı Ortaya Çıkaran Faktörler Nedir?
Çevresel Faktörler:
Dış çevre: Polenler, hava kirliliği
İç Çevre:
* Ev içindeki hayvanlar, kimyasal maddeler.
* İşteki kimyasal maddeler buharlar.
Kriz Başlatan Faktörler:
Allerji: Allerjinin belirlenmesindeki ilk adım, hastanın iyi sorgulanmasıdır. Yakınmaların Mevsimler ile ilgisi, evcil hayvan varlığı, rutubet, ev tozu akarları (halı,yün ya da pamuk yatak, yorgan), mesleki etkenlerin belirlenmesi önemlidir. Bununla birlikte kişide saman nezlesi, ten allerjileri, gıda allerjisi olması, ailesinde allerji, astım öyküsü olması ehemmiyet taşır.
İkinci adım, allerji ten testleri ile etken maddelerin saptanmasıdır. Bu testler uzman hekim tarafınca uygulanmalı ve yorumlanmalıdır. Ev tozu akarları, ağaç polenleri, ot polenleri, klif mantarları, evcil hayvanlar standart olarak kontrol edilmektedir. Bir süre sonra allerji düzeyini oluşturmak amacıyla ayrıntılı kan tetkikleri yapılır.
Egzersiz: Egzersiz, astımı bir efor yapıldıktan sonraki dakikalarda ortaya çıkar, öksürük ve hırıltı solunum ile kendini belirgin eder. Bilhassa gençlerde süratli adım atma , koşma sonucunda ortaya çıkar. Egrezsiz öncesi nefes açıcı ilaç alımı ise önlenir.
Enfeksiyonlar: üst solunum yolu enfeksiyonları esnasında astım atakları gelişebilir. Bilhassa viral enfeksiyonlar bu ataklardan mesuldür.
Sinüzit: Astımlı hastalarda sinüs hastalıkları görülür. Çoğunlukla bakterilerin niçin olduğu sinüzit saptanır.
Aspirin: Değişik bir astım türü aspirin grubu ilaçlar ise tetiklenen ve bunun da polipler ile beraber görünen, SAMTER SENDROMU denen astımdır. Bu grup hastalar aspirin ve mon-steroid antienflamatuar ilaçlar yasaklanmalı, burun polipleri ameliyat edilmelidir.
Mide AsiDi: Mideden başlayıp göğüse doğru çıkan şiddetli yanma ve ağrı-sancı mide asidinin yiyecek ve nefes borusuna kaçtığının göstergesidir. Bilhassa yiyeceklerden sonrasında, ortaya çıkar, yatar pozisyonda ve öne doğru eğilince artar; kimi zaman öksürük ve hırıltı solunuma niçin olur. Bu duruma reflü denilir ve astımı tetikleyen etkenlerdendir.
Meslek: Astımların %5-10'u mesleki astımdır. Bilhassa otomobil boyacıları, kimyasal madde kullanılan laboratuvarlarda çalışanlar, kuaförler de görülür.
Hava kirliliği: Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde öksürük ve hırıltı solunumu daha sık görülür. Astım hastalarının ortaya çıkması sıklaşır.
İrritan Maddeler: Böcek ilaçları, solvanlar, boya spreyleri, amonyak ya da klorhidrik asid buharı astım krizi ortaya çıkartır.
Rutubet: Ev tozu akarları ve küf mantarları rutubetli ortamlarda sık görüldüğünden, allerjik astım oluşmasında rutubetin görevi büyüktür.
Ruhsal Faktörler: Coşku, sorun şeklinde durumlarda hastaların yakınmalarında ve bilhassa nefes darlığında artış olur.
Astım Tedavisi
Astım hastasının düzgüsel yaşantısını sürdürmesi gerekmektedir. Gece yakınmalarının olmaması, olabildiğince az sayıda astım krizi ya da otağı ortaya çıkması, acil olarak hastaneye başvurmamak, gereksinim halinde nefes açıcı ilaç kullanımının olmaması, fizik aktivitelenin sınırlanmaması, solunum fonksiyonlarının olabildiğince normalleştirilmesi , ilaçların yan etkilerinin olmaması fakat uygun bir idame tedavisinin ile mümkündür.
İdame tedavisinde öncelikli olarak solunum yolu ile alınan sprey ya da toz halinde uzun etkili bronş açıcılar ve kortizon kullanılmaktadır. Bu İlaçlar hamilelerde de kullanılabilir. Belli başlı hasta gruplarında, standart allerjen ekstreleri ise, uzman hekim tarafınca uygulanan aşılar da kullanılabilir. Mühim olan astım ile beraber yaşamayı öğrenmektedir.
Astım Nedir?
Astım akciğerlere kadar olan hava yollarını ( Bronşlar ) etkileyen bir hastalıktır. Bu hava yolları soluduğumuz havayı burundan itibaren akciğerlere kadar ulaştırır. Sıhhatli bir kişide bu soluma vakası kolayca gerçekleşir. Astımlı bir kişide ise bir takım dönemlerde soluma zorluğu meydana gelir. Astım hücumu esnasında bronşlar ( hava yolları ) daralır ve havanın geçişi zorlaşır. Bu hava yolu daralmasının bir takım sebepleri vardır. Bu tür durumlar:
Bronşlar daraldığı süre solunum işini yapmak için daha büyük uğraş sarf edilir. Akciğerlere giren hava daralan bronşlardan dışarı çıkarken zorlanır. Hasta bu konuyu nefes darlığı ya da göğüste sorun şeklinde ifade edebilir. Bu sırada hasta ıslık sesine benzer (vızıltı) bir ses çıkarır. Akciğere girmiş hava daralmış olan bronşlardan dışarı çıkarken, hasta çok fazla zorlanırsa, normalde soluma ( nefes alıp verme ) işi için kullanılmayan boyun, göğüs, omuz ve karın kaslarını kullanır ve daha sık solur.
Astımın Bulguları Nedir?
Astımın sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalıkta hava yollarının bir takım uyaranlara çok fazla hassas olduğu bilinmektedir. Bu uyaranlar hava yollarını uyararak astım hücumu oluşumuna niçin olurlar. Bu uyaranları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Allerjenler ( allerjiye yol açan maddeler )
Düzgüsel kişilere hiçbir ziyanı olamayan allerjenlere, allerjik astımı olan bir şahıs maruz kalınca bir allerjik tepki olur. Bu tepki esnasında tahriş edici bir takım kimyasal maddeler yapılır ve hava yollarındaki dokuların içene salınır. Şahıs hem allerjik hem de astımlı ise astım hücumu geçirir. Bu allerjenlerin bazıları şunlardır:
Ev tozu, ev tozu akarları ( böcekler )
Çiçek tozları ( polenler )
Küf
Hayvan tüyü
2. Enfeksiyonlar
Solunum yolu enfeksiyonları ( grip, nezle ) astımlı kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Bu enfeksiyonlar okul ve / ya da kreşe giden çocuklarda sıktır.
3. Hava değişimi
Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ( bilhassa soğuk hava ) ve rutubet oranının artması, astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir
4. Egzersiz
Astımlı bir kişide egzersiz hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Koşma şeklinde, daha çok enerji tüketimine niçin
olan yoğun egzersiz türleri, dakika içinde bir astım atağına niçin olabilir. Ama bu yüzden astımlı çocuklarda egzersizin
engellenmesi söz mevzusu değildir. Egzersiz öncesi uygun ilaç alımı ile astım hücumu önlenebilir. İyi tedavi edilen astımlı bir çocukta
egzersiz sonrası emareler olmamalıdır. Oluyorsa tedavi planının düzenlenmesi için bu şartları doktorunuza bildiriniz.
5. Irritanlar ( tahriş ediciler )
Bir takım maddeler hassas olan bronşları tahriş edebilir. Bu maddeler şu şekilde sıralanabilir: Sigara dumanı, hava kirliliği, saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri ve keskin kokular. Astımlı bir kişinin yaşamış olduğu evin içinde asla kimsenin sigara içmesine izin verilmemelidir.
Astımda olabilecek komplikasyonlar nedir ?
Uygun bir tedavi ile astımın bulguları denetim altına alınabilir. Ama en etkili tedavi dahi astımı tamamen ortadan kaldıramaz. Bunun sebebi hastalığa sebep olan temel bozukluğun tam olarak bulunamamış olmasıdır. Lüzumlu çevre önlemleri ve ilaç tedavisi ile hastalık denetim altına alınabilir. Doktorun önerileri, çabaları ve tedavisi hastanın ailesi ve kendisi uyum gösteremezse tek başına yarar sağlamaz. Astım tedavisinin başarı göstermiş olması için en mühim nokta hekim ve hasta ailesi arasındaki uyumdur. Tedavi iki bölümden oluşur:
1. Çevre Düzenlemesi:
Hastalığın alevlenmesine sebep olan çevresel faktörler var ise, doktorunuz bir takım çevresel değişimler yapmanızı önerecektir. Bu tür durumlar:
a) Allerjenlerden kaçınma
Ev tozu akarı
-Ev tozu akarı gözle görülmez fakat her evde mevcuttur.
-Örümcek ve kenelerle akraba olan akarlar insanı ısırmaz ve hastalık bulaştırmazlar.
-Akarların allerji oluşturan kısımları artıklarıdır. Bu artıklar ağırlıkları sebebiyle pek havada kalmazlar. Ama ev temizliği yaparken havalanırlar, burundan içeriye girerek allerjiye sebep olurlar.
-Evde en sık bulundukları bölgeler yatak, yastık, halı, kanepeler, yatak örtüleri, doldurulmuş oyuncakların içidir.
-Akarlar insan derisinin döküntüleri ile beslenirler. Bu sebeple yaşamaları için en ideal yer yataklardır.
Hayvan ( kedi, kuş, köpek ) tüyü ve atıkları
Allerjenler bir tek evde beslenen hayvanlar üstünde değildir, kuştüyü yastıklarda ve hayvan derisinden yapılmış başka eşyalarda da mevcuttur.
Küf mantarı ( rutubet )
Evde Allerjenlerden Korunmak İçin Alınacak Önlemler Nedir ?
Yatak odasında:
-Yatak ve yastığı hava geçirmeyen bir materyal ile kaplayın ( Amerikan bezi, bileşik kumaş şeklinde ).
-Mümkünse şilteyi yaylı yatak ile değiştirin.
-Yünlü ve tüylü battaniye kullanmayın.
-Kuş tüyü yastığı bileşik ( elyaf ) yastıkla değiştirin.
-Tüm yatak kılıfı, yastık kılıfı, battaniyeleri haftada bir, minimum 60 aşama suyla sudan geçirin.
-Mümkünse halıları kaldırın ve bölgeleri temiz tutun. Eğer halıyı kaldıramıyorsanız, doktorunuzun tavsiye edeceği maddeler ile paklayın.
-Temizlik yapılırken, çocuğunuzu evden uzaklaştırın yada maske takının.
-Odada toz tutacak fazla eşyayı ( kitap, tüylü doldurulmuş oyuncaklar şeklinde ) ya odadan çıkarın yada dolaba koyup, kapısını kapalı tutun.
-Mümkünse klima ( hava serinletici ) kullanın.
-Evde hayvan beslemeyin; besliyorsanız yatak odasına kesinlikle sokmayın.
-Evde bir rutubet ölçer bulundurarak, rutubet oranını %25 ile %50 içinde tutunuz.
-İçi doldurulmuş koltuk yerine tahta ya da plastik eşya tercih ediniz.
-Perdelerinizi bileşik materyalden seçin, kadife olmasın.
Mutfak, banyo ve küflü yerlerde:
-Sık sık havalandırın ve deterjanla temizleyiniz.
-Nemli yerlerde halı bulundurmayınız.
-Lavabo altlarını ve tuvaletin arka kısımlarını temiz ve kuru tutunuz.
-Hamam böceklerini ve fareleri kesinlikle yok ediniz.
Evin başka kısımlarında:
-Mümkünse halıları kaldırınız.
-Çocuğunuzun sofa, koltuk üstünde uyumasına izin vermeyiniz.
-Toz alırken ıslak bez kullanarak tozun havalanmasını engelleyiniz.
-Evimizdeki çiçeklerin üstünde küf olmasın, denetim ediniz.
-Mümkünse hava tahliye kısmında ev tozlarını tutarak havaya karışmasını önleyen HEPA filtresi olan elektrik süpürgelerinden birisini tercih ediniz.
b. İrritanlardan Kaçınma:
· Bu grupta en zarar veren etken sigaradır. Astımlı bir kişinin yaşamış olduğu evde ( evin tüm odaları dahil ) sigara içilmesine kesinlikle izin verilmemelidir.
· Odun ve kömür sobaları tahriş edici tanecikler ve kokular saldıklarından mümkünse ısınmak için başka bir yola
başvurulmalıdır.
· Saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri, sinek ilacı ve hava kirliliği de tahriş edicidir. Hasta bunlardan biride etkileniyorsa, mümkünse temas önlenmelidir.
c. Emosyonlar ( ruhsal stres ):
Astımlı çocuğun onu destekleyen sıcak ve samimi bir ev ortamına ihtiyacı vardır. Evde yaşayan kişilerin bu kronik hastalığın tedavisine ve denetim altına alınmasına yaklaşımları iyi yönde olursa, tedavinin başarısı artar.
2.İlaç Tedavisi:
I- İnhaler ( hava yolu ile verilen ) Rahatlatıcılar:
a) Kısa etkili rahatlatıcılar ( Ventolin, Bricanyl ):
- Bu ilaçlar hava yollarının çeperini saran ve nöbet esnasında kasılan kasları gevşeterek hava yollarını genişletirler.
- Ağız içine püskürtülen formları ( inhaler ) 15 dakika içinde tesir etmeye başlar, 4 saat sonrasında bu tesir kaybolur. Bundan dolayı nöbet esnasında ilk kullanılacak ilaç grubudur.
- Egzersiz yapmadan 15 dakika ilkin kullanılırsa , egzersiz esnasında gelişebilecek rahatsızlığı engeller.
-Çok fazla dozda kullanılırsa kalp hızını arttırır ( fazla kahve içmiş şeklinde ). Ellerde titreme olabilir. Çocukta artan yaramazlık izlenebilir.
b) Uzun etkili rahatlatıcılar ( Serevent, Foredil, Volmax )
- Oral ( ağız yolu ) ya da inhaler ( püskürtme ) formları vardır.
- Oral yolla kullanılanlar astım hücumu esnasında doktorunuzun önerisi ile 3-7 gün süre ile verilir.
- Inhaler yolla kullanılanlar düzgüsel dönemde hasta atakta değilken, gün içinde ya da gecelerii uykudan uyandıran nefes darlığı, vızıltı ya da öksürük olduğu durumlarda sabah 1 akşam1 kez şeklinde kullanılır.
- Doktorunuzun önerisi haricinde kullanılmaz.
II- Önleyiciler:
a) İntal:
- Koruyucu bir ilaçtır. Gelecek olan nöbeti önler.
- Hiçbir yan tesiri yoktur.
- Ama bu ilaç sıkışıklığı olan cocuğa hiçbir yarar sağlamaz.
- Ilk başlarda günde 4 kere sonrasında 3 kere kullanılabilir.
b) İnhaler yolla kullanılan steroidli ilaçlar: ( Pulmicort, Flixotide şeklinde )
- Hava yollarındaki şişme ve ödemi azaltır, yapışkan balgamın oluşumunu engeller.
- Hava yollarının uyaranlara karşı duyarlığının azaltır.
- Gelecek olan nöbeti önler.
- Spreyler şeklinde verilen şekli vücut dolaşımına geçmediği için doktorunuzun tavsiye etmiş olduğu dozda yan tesir göstermez.
- Ağızda fena bir tad bırakabilir. Nadiren ağızda pamukcuk oluşumuna yol açabilir. Bu durumu engellemek için su ile gargara yapmak yeterlidir.
- Astım tedavisinin en etkili ilacıdır.
c) Oral ( ağız yolu ile ) steroidler ( Prednol, Deltacortril )
- Hava yollarındaki şişme ve ödemi azaltır.
- Yapışkan balgamın ( mukus ) oluşumunu engeller
- Hava yollarının uyaranlara karşı olan duyarlılığını azaltır.
- Hava yollarının Ventolin, Bricanyl şeklinde rahatlatıcılara olan yanıtını arttırır.
- Olabilecek yan etkisinde bırakır kullanıldığı süre ve dozla ilgilidir.
- Tabip tavsiyesi haricinde kullanılamaz ve doktorunuzun önerilmiş olduğu süre ve dozda kullanılmalıdır.
- Astım hücumu esnasında püskürtme ya da hava yolu ile kullanılan ilaçların yetersiz kalmış olduğu durumlarda hekim tarafınca önerilir.
- Çoğu zaman 3-7 gün süre ile verilir.
Astım akciğerlere kadar olan hava yollarını ( Bronşlar ) etkileyen bir hastalıktır. Bu hava yolları soluduğumuz havayı burundan itibaren akciğerlere kadar ulaştırır. Sıhhatli bir kişide bu soluma vakası kolayca gerçekleşir. Astımlı bir kişide ise bir takım dönemlerde soluma zorluğu meydana gelir. Astım hücumu esnasında bronşlar ( hava yolları ) daralır ve havanın geçişi zorlaşır. Bu hava yolu daralmasının bir takım sebepleri vardır. Bu tür durumlar:
- Bronşları çevreleyen kasların kasılması sonucu hava yollarının daralması
- Bronşun içini saran zarın şişmesi
- Hava yollarında mukus ( sümük - balgam ) ismi verilen yapışkan bir salgının çok fazla salınması ve bu salgının hava yollarını
yer yer tıkaması
Bronşlar daraldığı süre solunum işini yapmak için daha büyük uğraş sarf edilir. Akciğerlere giren hava daralan bronşlardan dışarı çıkarken zorlanır. Hasta bu konuyu nefes darlığı ya da göğüste sorun şeklinde ifade edebilir. Bu sırada hasta ıslık sesine benzer (vızıltı) bir ses çıkarır. Akciğere girmiş hava daralmış olan bronşlardan dışarı çıkarken, hasta çok fazla zorlanırsa, normalde soluma ( nefes alıp verme ) işi için kullanılmayan boyun, göğüs, omuz ve karın kaslarını kullanır ve daha sık solur.
Astımın Bulguları Nedir?
- Öksürük. Astımın sık bir bulgusudur. Bilhassa gece öksürüğü olur. Egzersiz, soğuk hava öksürüğü arttırabilir. Hava yollarındaki mukus birikimi ve bronşları çevreleyen kasların kasılması sebebi ile olur.
- Vızıltı. Astım nöbetinin sık karşılaşılan bir bulgusudur. Akciğerdeki hava daralmış bronşlardan dışarı çıkarken zorlandığı süre nefes verirken duyulur.
- Sık Soluma. Astım nöbeti esnasında daralmış ve içi mukus ile dolmuş bronşlarda nefes alıp verme işi zorlaştığından hasta daha sık nefes alıp verebilir. Bu durumu saptamak için çocuğunuzun 60 saniye içinde kaç kez nefes alıp verdiğini sayın; bulduğunuz sayıyı normalde iyiyken olan dakikadaki solunum sayısı ile karşılaştırın.
- Göğüs Duvarı Teninde Çekilmeler. Daha ağır astım nöbetlerinde görülen bir bulgudur. Göğüs duvarında kaburgalar arasındaki ten ve boynun önündeki deride içe çekilmeler olabilir. Bu bulgu saptandığında derhal hastaneye başvurunuz.
Astımın sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalıkta hava yollarının bir takım uyaranlara çok fazla hassas olduğu bilinmektedir. Bu uyaranlar hava yollarını uyararak astım hücumu oluşumuna niçin olurlar. Bu uyaranları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Allerjenler ( allerjiye yol açan maddeler )
Düzgüsel kişilere hiçbir ziyanı olamayan allerjenlere, allerjik astımı olan bir şahıs maruz kalınca bir allerjik tepki olur. Bu tepki esnasında tahriş edici bir takım kimyasal maddeler yapılır ve hava yollarındaki dokuların içene salınır. Şahıs hem allerjik hem de astımlı ise astım hücumu geçirir. Bu allerjenlerin bazıları şunlardır:
Ev tozu, ev tozu akarları ( böcekler )
Çiçek tozları ( polenler )
Küf
Hayvan tüyü
2. Enfeksiyonlar
Solunum yolu enfeksiyonları ( grip, nezle ) astımlı kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Bu enfeksiyonlar okul ve / ya da kreşe giden çocuklarda sıktır.
3. Hava değişimi
Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ( bilhassa soğuk hava ) ve rutubet oranının artması, astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir
4. Egzersiz
Astımlı bir kişide egzersiz hava yollarını uyararak astım atağına niçin olabilir. Koşma şeklinde, daha çok enerji tüketimine niçin
olan yoğun egzersiz türleri, dakika içinde bir astım atağına niçin olabilir. Ama bu yüzden astımlı çocuklarda egzersizin
engellenmesi söz mevzusu değildir. Egzersiz öncesi uygun ilaç alımı ile astım hücumu önlenebilir. İyi tedavi edilen astımlı bir çocukta
egzersiz sonrası emareler olmamalıdır. Oluyorsa tedavi planının düzenlenmesi için bu şartları doktorunuza bildiriniz.
5. Irritanlar ( tahriş ediciler )
Bir takım maddeler hassas olan bronşları tahriş edebilir. Bu maddeler şu şekilde sıralanabilir: Sigara dumanı, hava kirliliği, saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri ve keskin kokular. Astımlı bir kişinin yaşamış olduğu evin içinde asla kimsenin sigara içmesine izin verilmemelidir.
Astımda olabilecek komplikasyonlar nedir ?
- Astım çoğu zaman akciğerlerde kalıcı hasar yapmayan bir hastalıktır. Hastalık çok uzun yıllardan bu zamana kadar var olsa da uygun tedavi ile akciğer fonksiyonları normale yakın olarak korunabilir.
- Astımda problem bronşlarda olmasına karşın bir sürü astımlıda üst solunum sistemi (burun, boğaz, sinüsler) ve kulaklar ile ilgili problemler eşlik edebilir. Astımlı çocuklarda çoğunlukla kronik burun tıkanıklığı olur ve buna bağlı olarak kulak enfeksiyonları ve sinüzit meydana gelir. Buruna yönelik uygun tedavi ile (burun temizliği ve doktorun önerisi ile başka bir takım ilaçlar) bu durumların olması önlenebilir.
- Astım bir takım ruhsal problemlere niçin olabilir. Ağır astımı olan çocuklarda okul devamsızlığı, spor etkinliklerine katılamama ve astım hücumu esnasında acil olarak hastaneye başvurular bu duruma niçin olabilir. Uygun tedavi alan bir çocukta astım denetim altına alınarak bu problemlerin olması önlenebilir.
Uygun bir tedavi ile astımın bulguları denetim altına alınabilir. Ama en etkili tedavi dahi astımı tamamen ortadan kaldıramaz. Bunun sebebi hastalığa sebep olan temel bozukluğun tam olarak bulunamamış olmasıdır. Lüzumlu çevre önlemleri ve ilaç tedavisi ile hastalık denetim altına alınabilir. Doktorun önerileri, çabaları ve tedavisi hastanın ailesi ve kendisi uyum gösteremezse tek başına yarar sağlamaz. Astım tedavisinin başarı göstermiş olması için en mühim nokta hekim ve hasta ailesi arasındaki uyumdur. Tedavi iki bölümden oluşur:
1. Çevre Düzenlemesi:
Hastalığın alevlenmesine sebep olan çevresel faktörler var ise, doktorunuz bir takım çevresel değişimler yapmanızı önerecektir. Bu tür durumlar:
a) Allerjenlerden kaçınma
Ev tozu akarı
-Ev tozu akarı gözle görülmez fakat her evde mevcuttur.
-Örümcek ve kenelerle akraba olan akarlar insanı ısırmaz ve hastalık bulaştırmazlar.
-Akarların allerji oluşturan kısımları artıklarıdır. Bu artıklar ağırlıkları sebebiyle pek havada kalmazlar. Ama ev temizliği yaparken havalanırlar, burundan içeriye girerek allerjiye sebep olurlar.
-Evde en sık bulundukları bölgeler yatak, yastık, halı, kanepeler, yatak örtüleri, doldurulmuş oyuncakların içidir.
-Akarlar insan derisinin döküntüleri ile beslenirler. Bu sebeple yaşamaları için en ideal yer yataklardır.
Hayvan ( kedi, kuş, köpek ) tüyü ve atıkları
Allerjenler bir tek evde beslenen hayvanlar üstünde değildir, kuştüyü yastıklarda ve hayvan derisinden yapılmış başka eşyalarda da mevcuttur.
Küf mantarı ( rutubet )
Evde Allerjenlerden Korunmak İçin Alınacak Önlemler Nedir ?
Yatak odasında:
-Yatak ve yastığı hava geçirmeyen bir materyal ile kaplayın ( Amerikan bezi, bileşik kumaş şeklinde ).
-Mümkünse şilteyi yaylı yatak ile değiştirin.
-Yünlü ve tüylü battaniye kullanmayın.
-Kuş tüyü yastığı bileşik ( elyaf ) yastıkla değiştirin.
-Tüm yatak kılıfı, yastık kılıfı, battaniyeleri haftada bir, minimum 60 aşama suyla sudan geçirin.
-Mümkünse halıları kaldırın ve bölgeleri temiz tutun. Eğer halıyı kaldıramıyorsanız, doktorunuzun tavsiye edeceği maddeler ile paklayın.
-Temizlik yapılırken, çocuğunuzu evden uzaklaştırın yada maske takının.
-Odada toz tutacak fazla eşyayı ( kitap, tüylü doldurulmuş oyuncaklar şeklinde ) ya odadan çıkarın yada dolaba koyup, kapısını kapalı tutun.
-Mümkünse klima ( hava serinletici ) kullanın.
-Evde hayvan beslemeyin; besliyorsanız yatak odasına kesinlikle sokmayın.
-Evde bir rutubet ölçer bulundurarak, rutubet oranını %25 ile %50 içinde tutunuz.
-İçi doldurulmuş koltuk yerine tahta ya da plastik eşya tercih ediniz.
-Perdelerinizi bileşik materyalden seçin, kadife olmasın.
Mutfak, banyo ve küflü yerlerde:
-Sık sık havalandırın ve deterjanla temizleyiniz.
-Nemli yerlerde halı bulundurmayınız.
-Lavabo altlarını ve tuvaletin arka kısımlarını temiz ve kuru tutunuz.
-Hamam böceklerini ve fareleri kesinlikle yok ediniz.
Evin başka kısımlarında:
-Mümkünse halıları kaldırınız.
-Çocuğunuzun sofa, koltuk üstünde uyumasına izin vermeyiniz.
-Toz alırken ıslak bez kullanarak tozun havalanmasını engelleyiniz.
-Evimizdeki çiçeklerin üstünde küf olmasın, denetim ediniz.
-Mümkünse hava tahliye kısmında ev tozlarını tutarak havaya karışmasını önleyen HEPA filtresi olan elektrik süpürgelerinden birisini tercih ediniz.
b. İrritanlardan Kaçınma:
· Bu grupta en zarar veren etken sigaradır. Astımlı bir kişinin yaşamış olduğu evde ( evin tüm odaları dahil ) sigara içilmesine kesinlikle izin verilmemelidir.
· Odun ve kömür sobaları tahriş edici tanecikler ve kokular saldıklarından mümkünse ısınmak için başka bir yola
başvurulmalıdır.
· Saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri, sinek ilacı ve hava kirliliği de tahriş edicidir. Hasta bunlardan biride etkileniyorsa, mümkünse temas önlenmelidir.
c. Emosyonlar ( ruhsal stres ):
Astımlı çocuğun onu destekleyen sıcak ve samimi bir ev ortamına ihtiyacı vardır. Evde yaşayan kişilerin bu kronik hastalığın tedavisine ve denetim altına alınmasına yaklaşımları iyi yönde olursa, tedavinin başarısı artar.
2.İlaç Tedavisi:
I- İnhaler ( hava yolu ile verilen ) Rahatlatıcılar:
a) Kısa etkili rahatlatıcılar ( Ventolin, Bricanyl ):
- Bu ilaçlar hava yollarının çeperini saran ve nöbet esnasında kasılan kasları gevşeterek hava yollarını genişletirler.
- Ağız içine püskürtülen formları ( inhaler ) 15 dakika içinde tesir etmeye başlar, 4 saat sonrasında bu tesir kaybolur. Bundan dolayı nöbet esnasında ilk kullanılacak ilaç grubudur.
- Egzersiz yapmadan 15 dakika ilkin kullanılırsa , egzersiz esnasında gelişebilecek rahatsızlığı engeller.
-Çok fazla dozda kullanılırsa kalp hızını arttırır ( fazla kahve içmiş şeklinde ). Ellerde titreme olabilir. Çocukta artan yaramazlık izlenebilir.
b) Uzun etkili rahatlatıcılar ( Serevent, Foredil, Volmax )
- Oral ( ağız yolu ) ya da inhaler ( püskürtme ) formları vardır.
- Oral yolla kullanılanlar astım hücumu esnasında doktorunuzun önerisi ile 3-7 gün süre ile verilir.
- Inhaler yolla kullanılanlar düzgüsel dönemde hasta atakta değilken, gün içinde ya da gecelerii uykudan uyandıran nefes darlığı, vızıltı ya da öksürük olduğu durumlarda sabah 1 akşam1 kez şeklinde kullanılır.
- Doktorunuzun önerisi haricinde kullanılmaz.
II- Önleyiciler:
a) İntal:
- Koruyucu bir ilaçtır. Gelecek olan nöbeti önler.
- Hiçbir yan tesiri yoktur.
- Ama bu ilaç sıkışıklığı olan cocuğa hiçbir yarar sağlamaz.
- Ilk başlarda günde 4 kere sonrasında 3 kere kullanılabilir.
b) İnhaler yolla kullanılan steroidli ilaçlar: ( Pulmicort, Flixotide şeklinde )
- Hava yollarındaki şişme ve ödemi azaltır, yapışkan balgamın oluşumunu engeller.
- Hava yollarının uyaranlara karşı duyarlığının azaltır.
- Gelecek olan nöbeti önler.
- Spreyler şeklinde verilen şekli vücut dolaşımına geçmediği için doktorunuzun tavsiye etmiş olduğu dozda yan tesir göstermez.
- Ağızda fena bir tad bırakabilir. Nadiren ağızda pamukcuk oluşumuna yol açabilir. Bu durumu engellemek için su ile gargara yapmak yeterlidir.
- Astım tedavisinin en etkili ilacıdır.
c) Oral ( ağız yolu ile ) steroidler ( Prednol, Deltacortril )
- Hava yollarındaki şişme ve ödemi azaltır.
- Yapışkan balgamın ( mukus ) oluşumunu engeller
- Hava yollarının uyaranlara karşı olan duyarlılığını azaltır.
- Hava yollarının Ventolin, Bricanyl şeklinde rahatlatıcılara olan yanıtını arttırır.
- Olabilecek yan etkisinde bırakır kullanıldığı süre ve dozla ilgilidir.
- Tabip tavsiyesi haricinde kullanılamaz ve doktorunuzun önerilmiş olduğu süre ve dozda kullanılmalıdır.
- Astım hücumu esnasında püskürtme ya da hava yolu ile kullanılan ilaçların yetersiz kalmış olduğu durumlarda hekim tarafınca önerilir.
- Çoğu zaman 3-7 gün süre ile verilir.
Astım ve Gebelik
Allerji ve Astım Merkezi - Ankara
Astım hastalığı nedir?
Kaynak:msxlabs.org
YORUMLAR