Astranotik Nedir; Gezegenler arası seyahat bilimi. Astranotik Başka dünyalara gitmeyi hayal edenler ilkin yazarlar oldu. Cyrano de Bergerac...
Astranotik Nedir; Gezegenler arası seyahat bilimi.
Astranotik
Başka dünyalara gitmeyi hayal edenler ilkin yazarlar oldu. Cyrano de Bergerac (o yalnız bir piyes kahramanı değildir), 1650 dolaylarında, Ay ve Güneş krallıklarına doğru gerçek dışı geziler tasarlamıştır. Daha kısa sürede, Jules Verne Dünya’dan Ay’a adlı kitabında, heyecanlı serüvenler anlatmış, romancı J. H. Rosny ise, 1927’de, bugün belli başlı bir ilim dalma isim olan astronotik sözcüğünü uydurmuştur. Romancıların bu düşleri şimdi gerçek oldu.
Uzayın Kurtarılışı
Astronotiğin kuramsal temelleri, 1903’ten sonrasında, Rus bilgini Tsiolkovski tarafınca atıldı: insana Dünya’dan uzaklaşma olanağını ama bir roket sağlayabilirdi. Birisi 4 ekim, öbürü 3 kasım 1957’de fırlatılan ve ikincisinde bir de Laika isminde bir köpek bulunan ilk «Sputnik»ler, insanoğlunun uzayda seyahat yapabileceğini kanıtladı. Dünya’nın çevresinde bir uydu içinde dönen Rus kozmonotu Yuri “Gagarin 12 nisan 1961’de bu durumu gerçekleştirmiş oldu. Bir süre sonra, 20 temmuz 1969’da, ABD’lı Neil Armstrong, Apollo XI ile girişilen uzay yolculuğunda, ilk kez ”Ay’a ayak bastı.
Astronotiğin
Bir uzay gemisi tıpkı bir mermiye benzer: bir kere fırlatılınca, bundan sonra ne itmek ister, ne gütmek. Uzayda gökcisimlerinin çizdiği şeklinde bir yörünge (çoğu zaman eliptik bir yol) çizer. Dünya çevresinde yörüngeye oturan aracın, yere düşmeden hep o şekilde kalabilmesi için saniyede 7,9 km (saa tte 28 000 kilometreden fazla) hızla dönmesi gerekir; buna «dolanım hızı» ya da «ilk kozmik hız» denir. Saniyede 11,18 kilometreyle (saatte 40 000 kilometreden fazla), «parabolik hız»a ya da «ikinci kozmik hız»a ulaşılır; araç, bir parabol (tekrar kapanmayacak kadar uzamış bir elips) çizer. Dünya’dan kesinlikle uzaklaşır.
Ay’a varmak için, uzay gemisi, ilkin Dünya’nm uydusu olur; bu uydunun, yörüngesi iki gökcismini de dolanır; uzay gemisi Ay’ın üstünde uçarken, füzeler tersine çalıştırılarak «fren yapılır» ve vapur bu kez da Ay’ın uydusu olur; bir fren daha ve araç (ya da ondan ayrılan Ay modülü) Ay’ın yüzeyine doğru inmeğe başlar.
Mars’a ya da başka bir gezegene ulaşmak için bilgisayarlar ilkin uzay aracının fırlatılma tarihini ve araç ile hedef alınan gezegenin uzaydaki buluşma noktasına bununla beraber varmaları için aracın gereksindiği başlangıç hızını hesaplar. Bu ama belli başlı tarihlerde mümkün olabilir ve bu uygun dönemlere «pencere» denir. Mars gezegeni için yirmi altı ayda bir, yalnız bir pencere vardır.
Uzay gemileri ve giysileri, insana, hava ve atmosfer basıncı bulunmayan bir boşlukta yaşama olanağı veren teknik harikalarıdır.
Astronot, seneler devam eden çok sıkı bir hazırlık ve eğitimden geçmek zorundadır. Kalkışta, dönüşte, son aşama zahmet veren ivmelere dayanması gerekir. Tehlikeli durumları yüreklilikle karşılamak ve ağırlıksız durumda yaşamağa alışmak zorundadır; sıvılar dahi, uzay kabininde, yüzer.
Astronotun vücuduna bağlanan minik ölçü âletleri, devamlı olarak astronotun yürek atışlarını, vücut sıcaklığını, damar basıncını radyo kanalıyla uçuşu yerden izleyen uzmanlara iletir. Hattâ falan astronotun uyuduğunu, falan astronotun uyandığını dahi bildirir.
Uzay gemisinde mürettebatın, dönünceye kadar yaşaması için lüzumlu her şey, ayrıca solunum için lüzumlu oksijen kesinlikle bulunmalıdır. Bunun içindir ki, geleceğin çok uzun yolculukları göz önünde bulundurularak gemideki tüm artıkları, tekrardan kullanılmak suretiyle değiştirecek küçücük laboratuvarlar denenmektedir. Bu şekilde solunumla çıkan gaz, ter, sidik ve dışkılar, gereğince işlemden geçirilip tekrardan oksijene, suya, besine dönüştürülecek ve hepsi bir kere daha kullanılacak, böylelikle bu döngü sürüp gidecektir.
YORUMLAR