Atasözleri ; Bir öğüdü, bir davranış kuralını, bir yargıyı kısa ve kati bir üslupla gösteren ve eskiden bu zamana kadar söylenilegelen ilkel...
Atasözleri; Bir öğüdü, bir davranış kuralını, bir yargıyı kısa ve kati bir üslupla gösteren ve eskiden bu zamana kadar söylenilegelen ilkeleşmiş tümceler.
Halkın bilgeliğini dile getiren bu şekilde sözler her ulusun dilinde vardır. Mukaddes Kitap’larda, Eski Yunan ve Roma eserlerinde pek çok atasözüne rastlanır. Bilhassa sözlü edebiyatın yaygın olduğu çağlarda atasözlerinin şiir, masal, şarkı, destan ve hikâyeler içinde geniş seviyede yer almış olduğu görülür. Türkler sözlü edebiyat dönemindeyken atasözlerini daha çok bu anlatımların başlangıcında ve sonunda kullanırlardı. Oğuz ve Kırgız destanlarında bu tür örnekler çoktur. Dede Korkut hikâyelerinde pek çok atasözü vardır. Divanü Lûgat-it-Türk’te ise 291 atasözüne rastlanır. Edebî eserlere çok sayıda atasözü katma geleneği XV. yüzyıldan sonrasında görülmeğe başladı. XIX. yüzyılda garp edebiyatıyla ilgilenen aydınlar atasözlerine çok ehemmiyet verdiler. Şinasî Durubi Emsali Osmaniye (Osmanlı Atasözleri) adlı eserinde 2 000 atasözünü ve deyimi biraraya getirdi. Ahmet Vefik Paşa içinde 4 300 atasözü ve deyim bulunan bir yaratı yazdı. Uygar derlemelerse pek çoktur.
atasözlerini
Atasözleri her ulusun hususi dilvarlığıdır. Bir ulusun fikirleri, yaşayışı, inanışları, gelenekleri en iyi, atasözleriyle belirir. Bir atasözünün ilk taslağı bir ihtimal bir şahıs tarafınca ortaya atılmıştır ama, zaman içinde başkalarına ait ağzında söylene söylene meydana getirilen eklemeler ve değiştirmelerle o söz herkesçe sevilen bir şekil almış ve sonunda toplumun ortak malı olmuştur.
1. Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. İçindeki kelimelerin yerine başkaları konamayacağı benzer biçimde, sözdiziminin şekli de bozulamaz. Mesela; Derdini saklayan derman bulamaz yerine derdini saklayan ilaç bulamaz ya da bulamaz derman derdini saklayan v.b. denemez.
2. Atasözü kısa ve özlüdür. Az kelime ile çok şey anlatır: Ak akçe
kara gün içindir, Balık baştan kokar, Dikensiz gül olmaz v.b. Bununla birlikte atasözleri en fazla geniş süre kipi ile, kimi zaman de komut kipi ile söylenir: Âlet işler el övünür, Bana dokunmayan yılan bin yaşasın v.b.
3. Bir takım atasözleri toplumsal vakaları, bazıları ise tabii vakaları uzun gözlem ve deneylerin sonucu olarak genel bir kaide şeklinde belirtir: Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür, «Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır v.b.
4. Bir takım atasözleri direkt doğruya ahlâk dersi ve nasihat verir, yol gösterir: Ayağını yorganına nazaran uzat, Şimdiki işini yarına bırakma, «Korkunun ecele faydası yoktur v.b.
5. Bir takım atasözleri töre ve anane, bazıları bir inanış bildirir: Kızım dövmeyen dizini döver, Akacak kan damarda durmaz v.b.
Türk atasözlerinin en varlıklı kaynaklarından birisi de, Dede Korkut hikâyeleridir. Oğuz ve Kırgız destanları, Divanü Lûgat-it-Türk v.b. yazılı kaynaklar yanında, sözlü edebiyatta da atasözlerine çok rastlanır.
YORUMLAR