AYAK, -ğı TDK, Türk Dil Kurumu 1. anat. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. 2. Bacak. 3 . Birtakım şeyleri...
AYAK, -ğı
TDK, Türk Dil Kurumu
1. anat. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü.
2. Bacak.
3. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri:
- İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var.
4. Vücudun belden aşağı bölümü:
- Ayağına bir pantolon çekti.
5. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi:
- Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
6. Basamak.
7. Futun küpü alınarak hesaplanan değer.
8. hlk. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste.
9. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut.
10. coğ. Göl ayağı.
11. ed. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler.
12. ed. Halk edebiyatında uyak:
- “Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler.†-S. Birsel.
13. mat. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta:
- Dikme ayağı.
14. sp. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri.
15. sp. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu.
16. mdn. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri.
TDK, Türk Dil Kurumu
2. Bacak.
3. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri:
- İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var.
4. Vücudun belden aşağı bölümü:
- Ayağına bir pantolon çekti.
5. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi:
- Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
6. Basamak.
7. Futun küpü alınarak hesaplanan değer.
8. hlk. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste.
9. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut.
10. coğ. Göl ayağı.
11. ed. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler.
12. ed. Halk edebiyatında uyak:
- “Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler.†-S. Birsel.
13. mat. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta:
- Dikme ayağı.
14. sp. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri.
15. sp. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu.
16. mdn. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri.
Ayak Rahatsızlıkları ve Ayak Sağlığı
Ayak Voleybolu (Sepak Takraw) Nedir? Ayak Voleybolu
Yalın Ayak Nedir?
ayak ingilizcesi
1. foot.
2. leg.
3. base, pedestal, footing.
4. treadle (of a sewing machine).
5. shaft (of a loom).
6. tributary.
7. outlet (of a lake).
8. step (in stairs).
9. gait, pace.
10. folk poetry rhyme; rhyme word.
11. foot (measure).
12. intersection between two lines or between a line and a plane.
-ta
1. standing, on one´s feet.
2. excited, aroused.
3. med. ambulatory.
-tan (satýþ) (selling meat) on the hoof (as opposed to butchered meat).
-ýný alamamak
1. /dan/ to be unable to refrain (from).
2. to be unable to use one´s feet (because of pains or because they have gone asleep).
-ý alýþmak /a/ to make a habit of going to.
-ýný altýna almak to sit on one´s leg.
-ýnýn altýna almak /ý/
1. to beat, give a beating (to), thrash.
2. to ignore, transgress, violate.
3. to push aside (something useful).
-lar altýna almak /ý/ to trample on, disregard.
-ýnýn altýna karpuz kabuðu koymak /ýn/ to scheme to get (someone) fired.
-ýnýn altýnda olmak (for a view) to be spread out beneath one.
-ýnýn/--larýnýn altýný öpeyim. colloq. For God´s sake.
- atmak
1. /a/ to go (to) for the first time.
2. to take a step.
- atmamak /a/ not to go to; to stay away from.
- ayak üstüne atmak to cross one´s legs.
- baðý
1. impediment, hindrance, hobble, fetter.
2. person who creates an obligation and responsibility.
-ýnýn baðýný çözmek /ýn/
1. to divorce (one´s wife).
2. to free (someone) to act.
-ýna bað olmak /ýn/ to hinder (one).
-ýna bað vurmak/
-ýný baðlamak /ýn/ to hinder.
- basmak /a/
1. to arrive (at), enter.
2. to begin, enter, start (a job).
- basmamak /a/ not to go to; to stay away from.
-lar baþ, baþlar ayak oldu. colloq. The first have become last, the last first./The social order is reversed and upstarts are in charge.
- bileði
1. ankle.
2. anat. tarsus.
-larý birbirine dolaþmak to stumble over one´s own feet.
-ýna çabuk quick, quick to come and go.
-ýný çabuk tutmak to hurry, walk quickly.
-ýna çaðýrmak /ý/ to call (someone) into one´s presence.
-ýný çekmek /dan/ to stop going to (a place).
-ýna çelme takmak /ýn/
1. to trip up.
2. to prevent (another´s) success.
-ýný çýkarmak to take off one´s shoes.
- deðiþtirmek to get into step by changing one´s foot (in marching).
-ýný denk/tetik almak to be on one´s guard.
-ýný denk basmak to be careful, be wary.
- diremek to insist, put one´s foot down.
-ýna dolanmak/dolaþmak
1. to crowd around and create confusion.
2. /ýn/ to obstruct.
3. to boomerang, recoil on oneself.
-ý dolaþmak
1. to trip over one´s own feet.
2. to get flustered and do something wrong.
-larý dolaþmak to trip on one´s feet, get one´s feet tangled up.
-ýnda donu yok, fesleðen ister/takar baþýna. colloq. She likes to show off regardless of her poverty.
-ta duramama astasia.
-ta durmak to stand, remain standing.
-a düþmek to have outsiders meddling in (a matter).
-ý düþmek /a/ to drop in on (a place, a house), visit while passing by.
-ýna düþmek /ýn/ to beg, implore.
-ý düze basmak to get over the hard part of something.
-a fýrlamak to jump to one´s feet.
- freni foot brake.
-ýna geçirmek /ý/ to pull on (one´s trousers).
-ýna (kadar) gelmek /ýn/
1. to make (someone) a personal visit (as an act of deference).
2. (for any desired thing) to come to (one) by itself.
-larý geri geri gitmek to go reluctantly, drag one´s feet.
-ýna getirmek /ý/ to have (something or someone) brought to one.
-ýna gitmek /ýn/ to make (someone) a personal visit (as an act of deference).
-ýný giymek to put on one´s shoes. (kendi)
-ý ile gelmek
1. to come on one´s own initiative.
2. to fall into one´s lap.
-ýna ip takmak /ýn/ to backbite.
- iþi errands and small deeds.
- izi footprint.
-a kaldýrmak /ý/
1. to upset, excite (a group).
2. to incite, stir up (a group) to rebellion.
-a kalkmak
1. to stand up, get up, rise to one´s feet.
2. to recover and get out of bed.
3. to get excited, be aroused.
-ta kalmak
1. to be left without a seat.
2. to remain standing; to have lasted.
-ýna/--larýna kara su/ sular inme
1. foot.
2. leg.
3. base, pedestal, footing.
4. treadle (of a sewing machine).
5. shaft (of a loom).
6. tributary.
7. outlet (of a lake).
8. step (in stairs).
9. gait, pace.
10. folk poetry rhyme; rhyme word.
11. foot (measure).
12. intersection between two lines or between a line and a plane.
-ta
1. standing, on one´s feet.
2. excited, aroused.
3. med. ambulatory.
-tan (satýþ) (selling meat) on the hoof (as opposed to butchered meat).
-ýný alamamak
1. /dan/ to be unable to refrain (from).
2. to be unable to use one´s feet (because of pains or because they have gone asleep).
-ý alýþmak /a/ to make a habit of going to.
-ýný altýna almak to sit on one´s leg.
-ýnýn altýna almak /ý/
1. to beat, give a beating (to), thrash.
2. to ignore, transgress, violate.
3. to push aside (something useful).
-lar altýna almak /ý/ to trample on, disregard.
-ýnýn altýna karpuz kabuðu koymak /ýn/ to scheme to get (someone) fired.
-ýnýn altýnda olmak (for a view) to be spread out beneath one.
-ýnýn/--larýnýn altýný öpeyim. colloq. For God´s sake.
- atmak
1. /a/ to go (to) for the first time.
2. to take a step.
- atmamak /a/ not to go to; to stay away from.
- ayak üstüne atmak to cross one´s legs.
- baðý
1. impediment, hindrance, hobble, fetter.
2. person who creates an obligation and responsibility.
-ýnýn baðýný çözmek /ýn/
1. to divorce (one´s wife).
2. to free (someone) to act.
-ýna bað olmak /ýn/ to hinder (one).
-ýna bað vurmak/
-ýný baðlamak /ýn/ to hinder.
- basmak /a/
1. to arrive (at), enter.
2. to begin, enter, start (a job).
- basmamak /a/ not to go to; to stay away from.
-lar baþ, baþlar ayak oldu. colloq. The first have become last, the last first./The social order is reversed and upstarts are in charge.
- bileði
1. ankle.
2. anat. tarsus.
-larý birbirine dolaþmak to stumble over one´s own feet.
-ýna çabuk quick, quick to come and go.
-ýný çabuk tutmak to hurry, walk quickly.
-ýna çaðýrmak /ý/ to call (someone) into one´s presence.
-ýný çekmek /dan/ to stop going to (a place).
-ýna çelme takmak /ýn/
1. to trip up.
2. to prevent (another´s) success.
-ýný çýkarmak to take off one´s shoes.
- deðiþtirmek to get into step by changing one´s foot (in marching).
-ýný denk/tetik almak to be on one´s guard.
-ýný denk basmak to be careful, be wary.
- diremek to insist, put one´s foot down.
-ýna dolanmak/dolaþmak
1. to crowd around and create confusion.
2. /ýn/ to obstruct.
3. to boomerang, recoil on oneself.
-ý dolaþmak
1. to trip over one´s own feet.
2. to get flustered and do something wrong.
-larý dolaþmak to trip on one´s feet, get one´s feet tangled up.
-ýnda donu yok, fesleðen ister/takar baþýna. colloq. She likes to show off regardless of her poverty.
-ta duramama astasia.
-ta durmak to stand, remain standing.
-a düþmek to have outsiders meddling in (a matter).
-ý düþmek /a/ to drop in on (a place, a house), visit while passing by.
-ýna düþmek /ýn/ to beg, implore.
-ý düze basmak to get over the hard part of something.
-a fýrlamak to jump to one´s feet.
- freni foot brake.
-ýna geçirmek /ý/ to pull on (one´s trousers).
-ýna (kadar) gelmek /ýn/
1. to make (someone) a personal visit (as an act of deference).
2. (for any desired thing) to come to (one) by itself.
-larý geri geri gitmek to go reluctantly, drag one´s feet.
-ýna getirmek /ý/ to have (something or someone) brought to one.
-ýna gitmek /ýn/ to make (someone) a personal visit (as an act of deference).
-ýný giymek to put on one´s shoes. (kendi)
-ý ile gelmek
1. to come on one´s own initiative.
2. to fall into one´s lap.
-ýna ip takmak /ýn/ to backbite.
- iþi errands and small deeds.
- izi footprint.
-a kaldýrmak /ý/
1. to upset, excite (a group).
2. to incite, stir up (a group) to rebellion.
-a kalkmak
1. to stand up, get up, rise to one´s feet.
2. to recover and get out of bed.
3. to get excited, be aroused.
-ta kalmak
1. to be left without a seat.
2. to remain standing; to have lasted.
-ýna/--larýna kara su/ sular inme
YORUMLAR