BORA İt. borea TDK, Türk Dil Kurumu 1. Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr: “ - Boraların savurduğu karla siyah saka...
BORA İt. borea
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr: “
- Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı.” -İ. A. Gövsa.
2. Çorak arazide biten mantar gibi beyaz bir madde. Çamaşır yıkamada ve iç yağı ile sabun yapmada kullanılırd
3. Dalmaçya kıyılarında kuzeyden esen soğuk ve kuru yerel rüzgâr;
4. Genellikle sağanak yağışlarıyla son bulan, sert ve geçici rüzgâr. bk. boran.
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr: “
- Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı.” -İ. A. Gövsa.
2. Çorak arazide biten mantar gibi beyaz bir madde. Çamaşır yıkamada ve iç yağı ile sabun yapmada kullanılırd
3. Dalmaçya kıyılarında kuzeyden esen soğuk ve kuru yerel rüzgâr;
4. Genellikle sağanak yağışlarıyla son bulan, sert ve geçici rüzgâr. bk. boran.
Bora Gencer
Bora Duran
Bora Ayanoğlu
bora ingilizcesi
1.strong wind (preceding a rainstorm), squall.
2. slang a violent scolding.
- patlatmak slang (for a person) to storm, be furious.
1.strong wind (preceding a rainstorm), squall.
2. slang a violent scolding.
- patlatmak slang (for a person) to storm, be furious.
YORUMLAR