Bütün Nedir?

BüTüN Gösterim: 164 Boyut: 19.5 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/> belgsz. sıf. (esk. türkç. bütmek, bitmek...

BüTüN


Ad: bütün.JPGGösterim: 164
Boyut: 19.5 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>



belgsz. sıf. (esk. türkç. bütmek, bitmek'den).

1. Eksiksizlik, tamlık belirtir: Tüm gün yağmur yağdı. Tüm parasını harcamış. Tüm şehir sise gömüldü. Tüm bir yazı emek harcayarak geçirdi.




2. Parçalanmamış, eksilmemiş şey için kullanılır; tam: Akşamdan tüm bir ekmek kaldı.

3. (Çoğul bir tamlananla) bir çokluğu oluşturan öğelerden hiçbirinin dışarıda kalmadığını belirtmek için kullanılır: Tüm ağaçlar çiçek açtı. Tüm insanoğlu ölümlüdür. Tüm mağazalar kapalıydı.

4. (Çoğul bir tamlananla) özetleyici bir açıklamayı vurgular: Onda bir öğretmende bulunması ihtiyaç duyulan sabır, bilgi sevecenlik benzer biçimde tüm nitelikler var. Tüm zor koşullara dayanıklı bir vasıta.

5. Yoğunluk, sertlik belirtir; olanca: Fırtına tüm hızıyla sürüyor.

6. Teklik belirtir; tek: Tüm problem, olayın ne süre bulunduğunu saptayabilmekte. Bu davranışının tüm sebebi bu mu?

7. Bozuk olmayan para için kullanılır: Tüm on binlik.

8. Tüm tüm, tamamen, tümüyle.


♦ a.

1. Tümü, tamamı ele alınan bölünebilir nesne: Parça tüm ilişkisi.

2. Bütünüyle, tamamen, eksiksiz olarak: Size bütünüyle katılıyorum. Kitap bütünüyle bu mevzuya ayrılmış.

Kaynak: Büyük Larousse







  • Teknoloji ve tasarım dersinde birim ve tüm nedir?


  • Tüm canlılar için solunumun yeri ve önemi nedir?


  • Tüm bölgelerdeki asit yağmuru oranı nedir?










Eksiksiz, tam. Parçalanmamış. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi, tümü. Ufaklık olmayan (para). Olanca. Birlik, tamlık.





BüTüNLEME




1. Bütünlemek eylemi, tüm durumuna getirme tamamlama; ikmal.

2. Bütünleme imtihanı: Bütünlemede geçmek. Bütünleme neticeleri hemen hemen asılmadı.

3. Bütünleme imtihanı, bütünlemeye kalan öğrenciler için oluşturulan imtihan; ikmal imtihanı. ll Bütünlemeye kalmak, bir öğrenciden söz ederken, sömestr ya da öğretim yılı sonunda bir ya da daha çok dersten başarısız olmak; ikmale kalmak.


—Topogr. Arazide meydana gelen ve fotogrametriyle elde edilmiş mikrofilm üstüne, havadan çekilen fotoğrafların sağlayamayacağı detayları-bilgileri (yer adları, yolların ulaşıma uygunluğu, orman içi yollar, vb.) aktarmaya yarayan işlem.

BüTüNLEMEK




1. Bir şeyi bütünlemek ya da birbirlerini bütünlemek, o şeyin ya da birbirlerinin eksikliklerini gidermek; tamamlamak.

2. Parayı bütünlemek, bozuk paralan tüm parayla değişiklik yapmak, tüm para durumuna getirmek.

♦ bütünlenmek edilg. f. Bütünlemek eylemine mevzu olmak; tamamlanmak

♦ bütünleşmek işt. f.

1. Bir şeyle bir kimselerle ya da birbirleriyle bir tüm oluşturmak, onunla ya da birbirleriyle uyum içinde olmak: Bu bölgede mimari üslup, organik çevreyle muhteşem şekilde bütünleşmişti.

2. Bir toplulukla bütünleşmek, bir kimseden söz ederken, bir toplulukla dayanışma içine girmek, onlarla birlik olmak; kaynaşmak: Halkla bütünleşen liderler

♦ bütünletmek ettirg, f. Parayı bütünletmek, bozuk paraları tüm parayla değiştirtmek.


—Topogr. Bütünleme işlemini yapmak.

Kaynak: Büyük Larousse


BüTüNLEŞME




a Bütünleşmek eylemi.

—ikt. Hammaddeden başlayarak, son ürünün ortaya çıkışına varıncaya değin gerçekleştirilmesi ihtiyaç duyulan tüm işlemlerin aynı üretim birimine bağlanması. (Bütünleşme, kısmi olabileceği benzer biçimde, bir ürünün üretilmesi, hatta piyasaya sürülmesi sürecinin derhal tümünü kapsayacak şekilde de olabilir. Merkezileşmenin bir yönü olup, uygulamada "düşey merkezileşme" ile nerede ise eşdeğerlidir.)


—Psikan. VVİnnicott'a gore, ilkel ben'in, kendiliğinden olgunlaşma süreci. Bireysel varlığın sürekliliği olarak duyulan ve yaşanmış olan birleştirici (tekleştirici) şelfin kurulmasını sağlar. (Yeterince iyi bir annenin, bilhassa de holdıng'in sağlamış olduğu çevre, bu sürecin gelişmesini kolaylaştırır.)


—Tarıms. ikt. Tarımsal üretimle ilgili bir endüstri ya da tecim firmasının, başka tutumsal birimlere, sözleşme temelinde, kendi ana faaliyetiyle bağlantılı üretim ve tecim işlemleri yaptırarak, bu faaliyeti genişletmesi ve başka alanlarda sürdürmesi. (Bk. ansikl. böl.) ll Bütünleşme sözleşmesi, bir ziraat üreticisi ile bir endüstri ya da tecim işletmesi içinde varılan ve karşılıklı olarak mal ya da hizmet sağlanması zorunluluğunu içeren antak kalma.


—ANSİKL. Tarıms. ikt. Bütünleşme iki türlü olabilir: bir şirket ile bir tecim ağı içinde gerçekleştiği takdirde "ileriye doğru" bütünleşmeden, bir şirket ile bir ziraat üreticisi içinde olduğu takdirde "geriye doğru†bütünleşmeden söz edilir. Tarımı direkt doğruya etkileyen bu ikinci türdür. Şirket (hayvan yemi imalatçısı, kesimevi, konserve fabrikası) ziraat üreticileriyle tek tek ya da grup halinde sözleşmeler imzalar; bu sözleşmeler temelinde üreticilere, üretim faktörleri (damızlık hayvanlar, hayvan yemi, ıslah edilmiş tohumlar) ve belirli hizmetler (teknik danışmanlık, sıhhat denetim ve bakımı) sağlamayı ve son ürünleri (tavuk, yumurta, dana, meyve, sebze) sözleşmede öngörülen bir taban fiyatından satın almayı taahhüt eder. üretici de buna karşılık işgücünü, bilgisini ve donatımını (kümesler, ahırlar, toprak, makineler) sunmuş olur, ister hususi işletmelerle, ister kooperatiflerle olsun endüstri ile kurulan bu sıkı bağlar çerçevesinde ziraatçi, bir işletmenin yöneticisi olarak bağımsızlığını temelde yitirir ve üstünde hiçbir şekilde etkili olamadığı bir ekonomi siyasetine bağımlı hale gelir. Bu yüzden, bütünleşme, ziraat işletmecilerinin üstü örtülü bir şekilde proleterleşmesine benzetilebilir. Bütünleşme, bilhassa besi hayvancılığında (kümes hayvanlan, domuz, dana, süt danası) gelişmiş durumdadır.

BüTüNLEŞTİRME




a ikt. Bir işletmede, bir mal ya da hizmetin birden çok üretim aşamasını bir araya getirme. ll Bütünleştirilmiş dönem, içinde toptancı bulunmayan ticari dönem. ll Bütünleştirilmiş tecim, tüm toptancılık ve perakendecilik görevlerini bir arada yürüten dağıtım biçimlerinin tümü. (Çok şubeli firmalar, büyük mağazalar, düşük fiyatlı mağazalar, tüketici kooperatifleri, kurumlaşmış gönüllü tüketici örgütlenmeleri, perakendecilerin kurduğu satın alma toplulukları, alım merkezleri, katalogla satış örgütleri.)

Kaynak: Büyük Larousse


BüTüNLüK




a Tüm olma durumu; bir tüm oluşturan şeyin niteliği: Ulusun birlik ve bütünlüğüne yönelik tehditler. Yazıda bütünlüğü sağlamak.


—Fels. Ergonomik bütünlük, Sartre'da, diyalektik aklın incelemiş olduğu, tarihsel oluş evresi. (Sartre, Critique de la raison dialectiguete [Diyalektik aklın eleştirisi], "bir ergonomik bütünlükler, doğrusu, bütünselleşmenin uğrakları olarak bir diziler ve gruplar kuramı ortaya koymaya" çalışır.)


BüTüNSELLİK




a. Bütünsel olma durumu: Mevzuyu kendi bütünselliği içinde incelemek.


—Ed. Hem tematik hem de dilsel bir şekil olarak yapıtı bitmiş bir tüm olarak gören kavram. (Her unsur tüm tarafınca belirlendiğinden ve bütünü belirlediğinden öğelerin eksiksiz olarak tümü karşılıklı bağıntılar içindedir.) [Bk. ansikl. böl.]


—Fels. Kant'ta, niceliğe bağlı olan ve birlik ile çokluğun bireşimini oluşturan anlık kategorisi. (Kant şu şekilde der: “Bütünsellik [alm. Allheit] birlik olarak düşünülmüş çokluktan başka şey değildir" [Kritik der reinen Vernunft (Salt aklın eleştirisi) 1,1, 1]). ll Hegel'de, en büyük kapsamında ve kendini kuran öğelerin iç dengesinde gelişmiş kavram. (Bk. ansikl. böl.) ll Gramsici ve bilhassa Althusser benzer biçimde marxçılarda, altyapının, üstyapının, çelişkinin ve üstbelirlenimin oluşturduğu tüm.


—Ruhbil. Bütünsellik ilkesi, bilhassa Gestalttheorıe'nin ve bu kurama yakın görüşleri benimseyen araştırıcıların dayandığı ilke. Buna gore, bütünün algılanması, parçaların algılanmasından daha önemlidir. (Bu ilke, özetlemek gerekirse şu şekilde açıklanabilir: "Tüm, parçaların toplamından daha çok bir şeydir" ) ll Bütünsellik yasası, Höffding'in dile getirmiş olduğu çok eski bir "yasa". Buna gore, bölüme ilişkin her şuur durumu, bütüne ilişkin şuur durumunu anımsatma eğilimi gösterir. (Bu kavram, günümüzde, artık bu biçimiyle kullanılmamaktadır.)


—ANSİKL. Ed. Bütünsellik terimi, yapıtı canlı bir varlık benzer biçimde ele alan organcılığa, dinimselciliğe ilişkin eğretilemelerden ve güzel duyu bütünlüğün ruhsal güdülenimlerle yorumlanmasından kaçınarak yapıtın iç tutarlılığını saptamayı amaçlar. Bu amaç bizi ister istemez çoketkenli bir şekil anlayışına götürür. Bir tüm oluşturması bakımından, bir noktada durmuş, donup kalmış olarak görebileceğimiz bu şekil kendi iç düzeninin ayrıntılarında birçok yeni düzenlenme olanakları taşır. Bu olanakların her biri bütüne dönmemizi sağlamak koşuluyla aynı derecede geçerlidir. Bu durumda bütünsellik, gerçeklik (yapıt ortadadır, bir birimdir) ve tecrübe (okuma romanı bütünleştirir) anlama gelir, bununla beraber da başvurulacak bir çeşit modeldir: yapıların dizgesine temel olan ve bu dizgenin, bu sistematiğin incelenmesini geçerli kılan, işte bu bütünselliktir. Biçimsel bağlılaşım, tanımlayamayacağı, hatta yaklaşamayacağı bir ufka bağımlılıktan kurtulamaz, dolayısıyla da, bilhassa bir tüm oluşturan yapıtlar ele alındığında, bir başkalaşım bağlılaşımına dönüşür. Bu durumda, bütünsellik terimi, yerini, daha önceki çeşitli yapıt düzenlemelerinin bir tüm içinde yeniden ele alınması diye tanımlayabileceğimiz bütünselleştirme terimine bırakır. Michel Serrues'ın Zola ve Jules Verne üzerine incelemelerinde de görüldüğü benzer biçimde, kurulan bu son sistematikte ister istemez rastlantısal noktalar ve güzergâh oyunları yer alır.


—Fels Hegel şu şekilde der: "Mutlakın bilimi, kökü bakımından sistemdir; zira somut olarak doğru olan, sadece [...] bütünsellik (alm. Totalitât) olarak doğrudur†(Enzyklopâdie, 14). Dolayısıyla, "felsefenin her parçası, bir felsefi Tüm'dür"; ve bu parçaların sistem olarak zincirlenişi de bundan ötürüdür: “Tek bir çember, kendi başına bir bütünsellik olduğundan, kendi ortamının sınırlarını aşar ve sonrasında gelen bir küreyi kurar. Bu yüzden, Tüm, çemberlerden oluşan bir çember olarak ortaya çıkar. Bu çemberlerden her biri mecburi bir uğraktır; o şekilde ki, çemberlerin kendi ortamlarının sistemi, tüm ide'yi meydana getirmiş olduğu benzer biçimde, ide de, hususi (tikel) ortamların her birinde kendini bütünüyle gösterir" (ay. ypt†15).

Kaynak: Büyük Larousse





  • Teknoloji ve tasarım dersinde birim ve tüm nedir?


  • Tüm canlılar için solunumun yeri ve önemi nedir?


  • Tüm bölgelerdeki asit yağmuru oranı nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Bütün Nedir?
Bütün Nedir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/55603d1475221827-butun-nedir-butun.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/butun-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/butun-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content