Çocuklarda Kekemelik Kekemelik tedavi edilebilen bir konuşma bozukluğudur. Peki anne babalar kekemelik sorunu olan çocuğa nasıl dav...
Çocuklarda Kekemelik
Kekemelik tedavi edilebilen bir konuşma bozukluğudur. Peki anne babalar kekemelik sorunu olan çocuğa nasıl davranmalı?Çocuklarda kekemelik sorunu neden olur? Çocuğunuzun kekeme olduğunu nasıl anlarsınız? Kekemelik nasıl geçer? Kekemelik sorunu olan çocuklara özel eğitim verilmeli mi? Anne babalar kekeleyen çocuğa nasıl davranmalı? Tüm bu sorularınızın cevabı 'da…
Konuşma bozukluklarından biri olan kekemelik çocuk yaşlarda ortaya çıkabiliyor. Çocuklarımızın, seslerde, hece ve sözcüklerde uzatmalar yapması, sözcükleri tekrarlaması veya konuşurken duraklaması kekemelik olarak tanımlanıyor. Psikolog Fatih Bilal, anne babalara kekemelikle ilgili merak ettiklerimizi açıklıyor:
Kekemelik nedir?
Kekemelik kişinin konuşmasında gerek akıcılık, gerekse zamanlama açısından kendi yaşına uygun şekilde bir bozukluğun olmasıdır.
Genelde, kekemelik 2-7 yaş arasında fark edilebiliyor. Ama ortalama olarak 5 yaştan küçük çocuklarda fark edilmeye başlanıyor. Kekemelik konuşmanın başlamasında, sürdürülmesinde bir problem yaratır. Yani çocuk konuşmaya başlayamaz ya da başladığında bunu sürdüremez. ünlemler, kesilmeler söz konusu olabilir.
Fizyolojik bir rahatsızlıktan dolayı yani konuşmanın gerçekleştiği ağız bölgesiyle ilgili bir problem nedeniyle de kekemelik söz konusu olabilir.
Ama kekemelik rahatsızlığı olanlar bir şarkı söyleme ya da bir şiir okuma durumunda kekemelik sergilemiyorlarsa, kekemelikte fizyolojik bir durum söz konusu değil diyebiliriz.
Ancak, ruhsal rahatsızlıklar, örneğin bir stres, kaygı gibi durumlarda tabii kekemelik ortaya çıkabilir ya da varsa da bu yoğunluğu artabilir. Bu faktörlerin ortadan kalması kişinin rahatlamasına neden olur. Bu da bu tür konuşma bozukluklarını ortadan kaldırabilir.
Özellikle, anne baba tutumlarının değişmesi, çocuktan üst düzey bir beklentinin olmaması ya da çocuğu bu konuda rahat bırakmak kekemeliğin ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Kekemelik türleri nelerdir?
Kekemelikte kişi söylemek istediği sözcüğe başlayamayabilir, başlangıcını yapabilir, o duraksamalar olabilir. Kelimeye başladı örneğin be be-be-be en sonunda n harfini getirerek ben diye tanımlayabilir. Yani kelimeye başlar ama sonradan bir duraksama söz konusu olabilir. Patlama tarzında kelimeler çıkabilir.
Çocuklarda kekemelik hangi sebeplerden olur?
Kekemelik, çocukların psikososyal anlamda sıkıntı veren çevrelerde bulunması, stres ve altında kaygı olması, büyük beklentilerin olması, titiz ve kontrolcü bir çevrede yetişmesi nedeniyle ortaya çıkabilir. Genelde kekemeliği başlatan korku ve strestir.
1,5-2 yaşına dek süren dönemin ardından düşünce gelişimi, konuşma gelişimine göre daha ön planda olduğu için düşüncesini kelimelere aktarması sorun olabilir bu da kekemeliğe yol açabilir.
Kekemeliğin kalıtımsal olduğu kesin değil
Yapılan çalışmalarda anne babası kekeme olan çocukların kekeme olma olasılıkları diğer kişilere göre daha yüksek. Ancak, bu sadece kalıtımdan lanan bir neden mi, onu tam olarak söyleyemiyoruz. Kekemeliğe yol açan sorun, anne babanın kekeme olduğu bir ortamda konuşmaya başlamak da olabilir.
Çocuklar neden bazen kekeleyip bazen akıcı konuşur?
Çocukların özellikle şiir okurken ve şarkı söylerken belli bir ritmi vardır. Yani şiir okurken ya da şarkıyı söylerken bunu düşünüp söylemez. Belli bir spontanlık olduğu için bu konuda kekemelik gerçekleşmez.
Oyun arkadaşları ile rahat eder. Örneğin, cansız nesnelerle veya hayvanlarla konuşurken yine kekelemez çocuk. Bunun nedeni de muhtemelen korku ve stresin olmayışıdır. Eğer, diğer insanlarla konuşurken ne olacağına ilişkin bir korku durumu ya da stres söz konusuysa yoğun kaygıdan dolayı kekemelik ortaya çıkıyor. Zaten kekemeliğin en önemli kaynağı korku ve yoğun kaygıdır.
Çocuklar, şarkı söylerken söylemek istediğini direk düşünerek söylemiyor, akıcı bir şekilde aklına geliyor. Şarkıları söylerken şarkının içerisinde geçen kelimeleri tek tek düşünmez. Bir akıcılık sağlandığı için daha kolaydır. Şiir okurken de öyle.
Bir de şiir ve şarkıların verdiği bir rahatlık vardır. Bir kere rahat bir şekilde şiir okumuş ya da şarkı söylemişse o stres durumu söz konusu olmuyor. Onun pozitif bir etkisiyle de kekemelik sorunu olan çocuklar şarkı söylerken, şiir okurken kekelemeyebilir.
Çocuklarda kekemelik nasıl tedavi edilir?
Kekemelik fiziksel olabilir. Bu durum belki gerçekten kekemelik değil, fizyolojik, ağız bölgesiyle ilgili bir rahatsızlıktan dolayı ortaya çıkmış olabilir. Ya da çok düşük bir ihtimal nörolojik bir durum kekemeliğe neden olmuş olabilir. Aileler çocuğun konuşmasında bir problem olduğunu fark ettiklerinde bir uzmana, konuşma terapistine, bir psikoloğa başvurulabilir.
Kekemelik çocukluk döneminde daha kolay iyileşir
Kekemeliklerin büyük bir oranı iyileşiyor. Özellikle ergenlik dönemiyle beraber %80 bir iyileşme söz konusu oluyor. Yetişkinlikte ise bu oran daha da azalıyor. Daha çok çocukluk döneminde atlatılabilecek bir durum.
Kekemeliğe neden olan koşullar değiştikçe, kişi diğer insanlarla daha kolay iletişim kurdukça konuşması da düzelecektir. Bu eğitimle de söz konusu oluyor. Kelime haznesi arttıkça kekemelik de iyileşme periyoduna girmiş olacaktır.
Kekeleyen çocuğa nasıl davranmalıyız?
Sabırlı olun: Kekeleyen çocuğun söylediğini düzeltmek doğru değil. Her şeyden önce onu dinlemek gerekiyor, sabırlı olmak gerekiyor. Sözcüklerinin kesilmemesi gerekiyor ya da doğru şu şekilde diye uyarılmaması gerekiyor.
Stresi azaltın: İkinci olarak kekeme olan çocukların anne babası ya da aile ortamı genelde kontrolcü, biraz baskıcı ve otoriter olabilir. Bu ortamda da bazı esnekliklerin söz konusu olmasıyla çocukta stres azalacak, stresi azalmış çocuk da kekelemeyecektir.
Sakın dalga geçmeyin: Çocuk böyle bir durumda kendini değersiz hissedecektir. Bu da yoğun stresini daha da artırabilir. Stresini artması kekemeliği tetikleyip şiddetini de artırabilecektir. Özellikle yakın çevresindeki insanların bu konuda anlayışlı olması, alay edecek ya da dalga geçilecek en ufak bir belirtinin olmaması gerekiyor.
Kekeleyen çocuklar nasıl bir eğitim almalı?
Öncelikli olarak kekemeliği ortaya çıkaran faktörlerin değerlendirilmesi gerekiyor. Aile içinde veya okulda kekemeliği artıracak ya da tetikleyecek bir durum söz konusuysa bunlar ortadan kaldırıldığı zaman zaten kendiliğinden geçecektir.
Çocuğun dinlenmesi, konuşurken sözünün kesilmemesi, onunla alay edilmemesi kekemeliğin önüne geçecektir. Normal derslere tabii ki girebilir girecektir de, bu anlamda bir kısıtlama yok.
Hangi durumlarda uzmana gitmelisiniz?
Çocukta, kekemelikle beraber bazı sıkıntılı durumlar, örneğin bir öğrenme güçlüğü söz konusuysa ya da ekstradan bir zihinsel gerilik söz konusuysa bunlar için özel eğitim alabilir.
Ayrıca, kekemelik çok üst düzeydeyse ve geçmiyorsa, bir konuşma ve dil terapistinden bu anlamda yardım alınabilir.
Psikolog Fatih Bilal
Kekemelik nasıl düzelir?
Kekemelik ve Tedavi Yöntemleri
Çocuklarda Küfür
Kekemeliğin Nedenleri
Kekemelik birçok etkenin bir araya gelmesiyle oluşan bir durumdur. Kimi birey yaşamış olduğu duygusal şok, korku ve heyecansal durumlarından dolayı gerilimini en zayıf organına psikolojik olarak taşıma eğilimi içerisindedir. İşte kekemeler bu olumsuz durum ve koşullar sonucunda gerilimlerini larinkslere (ses telleri) ileterek odak noktası oluştururlar. Ses telleri yoğun gerilim altında kaldıklarında normal işlevlerini yeÂrine getiremeyerek olağan dışı bir kasılma yaşarlar. Böylece yaşanan gerilim altında solunum mekanizması da normal fonksiyonunu yerine getiremez ve birey çok yönÂlü bir işlevsel bozukluk ortamına girer. Oluşan durum, tipik bir kekemelik olarak ortaya çıkar.
Konuşamama kaygısı ile oluşan gerilimin nefes borusu ve ses tellerine iletilmesi ile ilişkili etmenler olabileceği gibi beynin (cerabral) sol yarı küresinde yer alan konuşma merkezinin herhangi bir nedenle zedelenmesi ya da nörolojik bozukluğunun bulunması de kekemeliğe neden olan etmen olarak düşünülmelidir. Bu açıdan soruna baktığımız zaman kekemelik, bireyin genetik olarak, gerilimi ses tellerinde toplama eğiliÂminden başlayarak, doğru solunum yapamama, günlük yaÂşam koşullarındaki korkular, baskıcı toplum, şoklar, yanlış eğitim ve kazaların oluşturduğu psiko-fizyolojik bir bozuklukÂtur denilebilir
Genellikle çocuklarda 2-4 yaşları arasında ortaya çıkan kekemeliğin farklı nedenleri vardır. Bu nedenler çok çeşitli olmakla birlikte, dört ana başlıkta özetlenebilir:
Travmatik Yaşantılar ve Korkular: Yangın, deprem, tüp patlaması, bina çökmesi gibi olaylar; trafik kazaları, hastaÂlık ve ameliyatlar; bir kavgaya tanık olma, hayvandan korkma ve sesle korkutulma...
Aile İçi Sorunlar: Evdeki kavgalar ve huzursuzluklar, çoÂcuğa uygulanan şiddet ve anne-baba arasındaki şiddet...
Kayıp ve Ayrılık: Ölüm nedeniyle aileden birinin kaybı, boÂşanma nedeniyle anne ve babadan ayrılma, beklenmedik seyahatler nedeniyle ayrılık, evcil hayvanın ölümü veya hayvandan ayrılma...
Hatalı Anne-Baba Tutumları: Baskıcı ve aşırı disiplinli aile tutumları, aşırı koruyucu aile tutumları, aşırı aşağılayıcı aiÂle tutumları...
Kekemeliğin ortaya çıkışı, hiç kuşkusuz çocuğun toplumÂsal uyumunu aksatır. Çocuk alay konusu olur, konuşmaktan çekinir, her an tutulacağı endişesi içindedir. Bu kısır döngüye giren çocuğun kendisini kurtarması kolay olmaz. Çekingenlik, utangaçlık, güvensizlik gibi ek belirtiler gelişir. Bu durum, çoÂcuğun arkadaş ilişkilerini ve okul başarısını önemli ölçüde etkiler. Kekemelikten önce korkak, çekingen, güvensiz olan ve baskılı yetiştirilen çocuklarda uyumsuzluk daha da belirgin olur (Yörükoğlu, 1992).
Kekemeliğin en belirgin özelliklerinden biri; kekemelerin, cümleleri, özellikle kelimelerin hecelerini tekrar etmeleridir. Bu tekrarlar çocuklarda sıklıkla görülmekte ve kekemelik olaÂrak kabul edilmektedir. Çocukluktaki normal akıcılık kusurları ana-baba tarafından kekemelik olarak değerlendirilmekte ve bu normal özellikler kekemeliğe dönüşebilmektedir.
Günümüzde Uygulanan Tedavi Çalışmaları
Kekemelik birçok etkenin bir araya gelmesiyle oluşan bir durumdur. Kimi birey yaşamış olduğu duygusal şok, korku ve heyecansal durumlarından dolayı gerilimini en zayıf organına psikolojik olarak taşıma eğilimi içerisindedir. İşte kekemeler bu olumsuz durum ve koşullar sonucunda gerilimlerini larinkslere (ses telleri) ileterek odak noktası oluştururlar. Ses telleri yoğun gerilim altında kaldıklarında normal işlevlerini yeÂrine getiremeyerek olağan dışı bir kasılma yaşarlar. Böylece yaşanan gerilim altında solunum mekanizması da normal fonksiyonunu yerine getiremez ve birey çok yönÂlü bir işlevsel bozukluk ortamına girer. Oluşan durum, tipik bir kekemelik olarak ortaya çıkar.
Konuşamama kaygısı ile oluşan gerilimin nefes borusu ve ses tellerine iletilmesi ile ilişkili etmenler olabileceği gibi beynin (cerabral) sol yarı küresinde yer alan konuşma merkezinin herhangi bir nedenle zedelenmesi ya da nörolojik bozukluğunun bulunması de kekemeliğe neden olan etmen olarak düşünülmelidir. Bu açıdan soruna baktığımız zaman kekemelik, bireyin genetik olarak, gerilimi ses tellerinde toplama eğiliÂminden başlayarak, doğru solunum yapamama, günlük yaÂşam koşullarındaki korkular, baskıcı toplum, şoklar, yanlış eğitim ve kazaların oluşturduğu psiko-fizyolojik bir bozuklukÂtur denilebilir
Genellikle çocuklarda 2-4 yaşları arasında ortaya çıkan kekemeliğin farklı nedenleri vardır. Bu nedenler çok çeşitli olmakla birlikte, dört ana başlıkta özetlenebilir:
Travmatik Yaşantılar ve Korkular: Yangın, deprem, tüp patlaması, bina çökmesi gibi olaylar; trafik kazaları, hastaÂlık ve ameliyatlar; bir kavgaya tanık olma, hayvandan korkma ve sesle korkutulma...
Aile İçi Sorunlar: Evdeki kavgalar ve huzursuzluklar, çoÂcuğa uygulanan şiddet ve anne-baba arasındaki şiddet...
Kayıp ve Ayrılık: Ölüm nedeniyle aileden birinin kaybı, boÂşanma nedeniyle anne ve babadan ayrılma, beklenmedik seyahatler nedeniyle ayrılık, evcil hayvanın ölümü veya hayvandan ayrılma...
Hatalı Anne-Baba Tutumları: Baskıcı ve aşırı disiplinli aile tutumları, aşırı koruyucu aile tutumları, aşırı aşağılayıcı aiÂle tutumları...
Kekemeliğin ortaya çıkışı, hiç kuşkusuz çocuğun toplumÂsal uyumunu aksatır. Çocuk alay konusu olur, konuşmaktan çekinir, her an tutulacağı endişesi içindedir. Bu kısır döngüye giren çocuğun kendisini kurtarması kolay olmaz. Çekingenlik, utangaçlık, güvensizlik gibi ek belirtiler gelişir. Bu durum, çoÂcuğun arkadaş ilişkilerini ve okul başarısını önemli ölçüde etkiler. Kekemelikten önce korkak, çekingen, güvensiz olan ve baskılı yetiştirilen çocuklarda uyumsuzluk daha da belirgin olur (Yörükoğlu, 1992).
Kekemeliğin en belirgin özelliklerinden biri; kekemelerin, cümleleri, özellikle kelimelerin hecelerini tekrar etmeleridir. Bu tekrarlar çocuklarda sıklıkla görülmekte ve kekemelik olaÂrak kabul edilmektedir. Çocukluktaki normal akıcılık kusurları ana-baba tarafından kekemelik olarak değerlendirilmekte ve bu normal özellikler kekemeliğe dönüşebilmektedir.
Günümüzde Uygulanan Tedavi Çalışmaları
- Bireyin genel güvenini ve moralini geliştirmek,
- Durumsal ve sessel kaygısını azaltmak,
- Kekemeliğin pekiştirici etkisini azaltmak,
- Konuşmanın var olan akıcılığını geliştirmek.
- Kekemeliği oluşturan, sürdüren, ağırlaştıran etmenler orÂtadan kaldırılmalı,
- Çocuk kekelediğinin farkına vardırılmalı, bunu yenmesi için istekli hale getirilmeli,
- Kekemeliğin- belirtileri fark ettirilmeli,
- Kekemelik, çocuğun ve çevrenin hoşgörü düzeyine indirilmeli,
- Solunum çalışmalarına ağırlık verilmeli,
- Çocuğun durumuna uygun tümceler seçerek söylenenleri tekrar etmesi istenmelidir. Böylece çocuk, öykünme yoluyÂla konuşmasını düzeltmeye çalışacaktır.
- Psikolojik değerlendirme yapılarak eşlik edebilecek ruhsal bozukluklar da tedavi edilmelidir.
- Her çocuğun kendine özgü konuşma gelişim hızının olduÂğunu kabul edin. Bazı çocukların konuşmaları akranlaÂrından biraz yavaş gelişebilir. Bu onun konuşmasının geç kalacak veya geri olacak anlamını taşımaz.
- Dikkatli ve güçlü anne-babalar, telaşlı ve heyecanlı anne-babalardan daha yararlıdır.
- İyi konuşma, çoğunlukla iyi örnekler duymakla gelişir. AiÂlede veya yakın yetişkinler arasında iyi örneklere sahip olmayan çocuktan iyi konuşma beklemek haksızlık olur.
- Akıcı konuşma bir anda olmaz, zaman ister. Zaman isteÂyen bir şey biraz sabırlı olmayı gerektirir. Bunun için;
- Çocuğun konuşması üzerinde aşırı bir titizlik göstermeyin. Endişeden uzak olun. Çocuk bir şey söylemek istediÂğinde acele ve telaşa kapılmadan söyleyebileceği kadar zaÂman verin.
- Çocuğu konuşmada acele ettirmeyin. Sizin ve arkadaşlarının iyi, sabırlı dinleyiciler olduğunu çok açık hissedebilmelidir.
- Çocuğu kekeme diye damgalamayın.
- Kekeme, kekemelik, kekeleme gibi terimleri kullanmaktan sakının. (Tekrar uzatma, tutulma, duraklama gibi terimleri kullanabilirsiniz.
- Aile atmosferi hoş hale getirilmelidir. Evde aile arasınÂdaki geçimsizlik, sinirlilik halleri çabucak çocuğa yansır. Bu durumun çocuğun kekemeliğini arttıracağını unutmayın.
- Çocuk kekelediği anda onun dikkatini başka yönlere çekÂmelidir.
- Çocuk ideal konuşma olanak ve koşullarına sahip kılınmaÂlı, konuşmaya, hikaye anlatmaya, şiir okumaya yönlendiÂrilmelidir.
- Hiçbir zaman çocuğa 'dur acele etme', 'yeniden başla', 'önce derin bir nefes al' gibi uyarılarda bulunmayın. Bütün bunlar onun dikkatini konuşması üzerinde toplamasına neÂden olur. Bu da zararlıdır.
- Çocuğun yanında iki dil kullanılmamalıdır.
- Daha akıcı konuşan kardeşleri veya yaşıtlarıyla asla kıyaslanmamalıdır.
- Akıcı konuşan kişilerle rekabet ortamı hazırlanmamalıdır.
- Onu dinlerken asla gözünüzü dikip bocaladığı veya takılÂdığı kelimeyi sabırsızca bekler gibi görünüm alınmamalıdır. Çocuk konuşurken onun dudak hareketlerine değil, göÂzüne bakın.
- Çocuğun kendisi varken başkalarıyla onun kusurları hakkında konuşmayın.
- Kekelediğinde, kelimeler ağzından alınıp tamamlanmamalıdır.
- Anne ve baba onu sevdiğini hissettirmelidir.
- Eşler aralarındaki sorunları çocuğa yansıtmamalıdır.
- Çocuğun öğretmeniyle bağlantı kurulmalı, iletişim içinde olunmalıdır.
YORUMLAR