Çocukluk Çağı Temel Britannica Çocukluk Çağı, bebekliğin sona erdiği yaklaşık 18. aydan, ergenlik döneminin başlaÂdığı 12-14 yaşl...
Çocukluk Çağı
Temel Britannica
Çocukluk Çağı, bebekliğin sona erdiği yaklaşık 18. aydan, ergenlik döneminin başlaÂdığı 12-14 yaşlarına kadar süren bir evredir. Bebeklik dönemi sona erip çocukluk dönemi başlarken dört önemli değişiklik ortaya çıkar: Yürümeyi ve koşmayı öğrenen çocuk, böyleÂce yetişkinlerin yardımına gereksinim duymaÂdan çevresini keşfetmeye başlar. Konuşmayı ilerlettikçe, çevresindekilerle daha iyi iletişim kurar. Çevresindeki dünyaya ilişkin anımsadıÂğı bilgiler ve simgeler aracılığıyla düşünerek bazı sorunları çözmeyi başarır. Yakınındaki insanları gözleyerek onları taklit eder.
Çocukluk dönemi,
İlk çocukluk döneminde, çocukların fizikÂsel gereksinimleri ve güvenlikleriyle yetişkinÂler ve daha büyük çocuklar ilgilenirler. YetişÂkinler aynı zamanda çocukların birtakım beÂceri ve değerler kazanmalarına, aile ve toplum yaşamına hazırlayıcı bilgiler edinmelerine de yardımcı olurlar. Bu dönem boyunca çocuklara, giderek daha fazla bağımsızlık ve sorumluluk tanınır. Çocukluk dönemini, erÂgenlik dönemi izler. Bu dönem de bir öğrenÂme dönemi olup, insanı yetişkinliğe hazırlar. Ne var ki, dünyanın bazı yörelerinde 14 yaşına gelmiş bir çocuk yetişkin sayılır; çalışÂmaya başlar, evlenir ve çocuk sahibi olur.
Çocuk başlıca iki etki altında gelişir:
Çocuklar tam olarak büyüdüklerinde iki yaÂşındaki boylarının yaklaşık iki katına, ağırlıkÂlarının ise dört katına ulaşırlar. Bu büyük değişiklik iki ile dokuz yaşları arasında yılda 5-8 cm ve 2-3 kg artışlarla yavaş yavaş gerçekleşir. Daha sonra, en erken 10 yaşında başlayan ve birkaç yıl süren hızlı bir büyüÂmeyle erişkinlikteki boylarına ulaşırlar. Bu hızlı büyüme dönemi, kızlarda erkek çocukÂlardan iki yıl önce başlar.
Çocukların boy ve ağırlıkları birbirinden değişiktir. Boy, kalıtım ve çevrenin çocuğun gelişimini nasıl etkilediğini gösterir. Boyu etkileyen biyolojik öğeler ırk, kalıtım ve cinsiyettir. Avrupalı ve Afrikalı çocukların Asyalı ve Güney Amerikalı çocuklardan daha uzun boylu olmalarına karşın, dünyanın en kısa boylu insanları olan Pigmeler de AfriÂka'da yaşar. Aynı toplumda yaşayan insanlar arasında bazı aileler ötekilerden daha uzunÂdur. Ağırlık açısından kız ve erkek çocuklar arasında fazla fark olmamasına karşın, ortalaÂmalara bakılacak olursa, erkekler kadınlarÂdan daha uzun boyludur.
Beslenme, sağlık ve mutluluk boy uzunluÂğunu belirleyen çevresel etkenler arasında yer alır. Bol ve iyi besin alan çocuklar alamayanÂlardan daha hızlı büyürler ve daha uzun boylu olurlar. Çocuklar iyi beslenseler bile, kızamık gibi bazı hastalıklar sırasında büyüme durur. Hastalık sona erdiğinde eskisinden daha hızlı büyüyerek aradaki farkı kapatabilirler. Ne var ki, çok sık hastalanan çocuklar bu farkı hiçbir zaman kapatamayabilir. Mutsuz olan ya da kötü davranılan bazı çocuklarda ise büyümenin durduğuna rastlanmaktadır.
Dilin Gelişimi İlk Çocukluk
Bu dönemde çocukların koÂnuşmasında köklü değişiklikler olur. 18 aylık bir çocuk 30 kadar sözcük bilir ve "su", "gel" gibi tek tek sözcüklerle konuşabilir. Bu beceri çocuğun nesneleri, hareketleri ve insanları tanımlamada simge olarak sözcük kullanmaÂyı öğrendiğini gösterir. Daha sonra, yaklaşık bir ay içinde sözcük dağarcığı birdenbire aşağı yukarı 70 sözcüğü bulur ve "Anne gel" gibi iki sözcükten oluşan cümleler kurmaya başlar. Altı yaşlarında ilk çocukluk dönemi sona erdiğinde ise yaklaşık 8 ile 14 bin arasında sözcük bilir ve uzun, düzgün cümleler kuraÂbilir.
Çocuğun ilk sözcük ve cümleleri çevresinÂdeki görünen dünya ile ilgilidir. Dört yaşına gelen bir çocuk, görebildikleri kadar, göreÂmedikleri ya da geçmiş ve gelecek ile ilgili olarak da konuşmaya başlar. Hiç olmamış olaylarla ilgili düşler ve öyküler anlatır.
Son Çocukluk
Çocuk büyüdükçe karmaÂşık düşünceleri dile getirmeye ve istediğini anlatmak için hangi sözcükleri seçeceğini düşünmeye başlar. Değişik insanlara göre konuşmasını ayarlamakta da ustalaşır. YetişÂkinlerle saygılı ve resmi bir dille, arkadaşlarıyÂla senlibenli konuşmayı öğrenir. Bebeklerle de "bebek diliyle" konuşur. Dilin inceliklerini kavrar; bilmece ve sözcük oyunlarından hoşÂlanır, şiir ve öykü yazmaya başlayabilir. Bazı çocuklar arkadaşlarıyla birlikte geliştirdikleri gizli ve şifreli bir dil kullanır.
Beceri ve Düşüncelerin Gelişmesi Çocukluk dönemi boyunca çocuklar dünyayı ve kendilerini tanımayı öğrendikleri gibi, başarılı birer yetişkin olmak için gerekli beceÂrileri de öğrenirler. Kültürel farklılıklar yüÂzünden, çocukların yetiştirilmesi bir toplumÂdan ötekine farklılık gösterir. İlk çocukluk dönemindeki öğrenme süreci çocukları sonÂraki eğitime hazırlar.
İlk Çocukluk
Küçük çocuklar çok hareketÂlidir, içinde yaşadıkları fiziksel ve toplumsal dünyayı büyük bir keyifle keşfederler. GözÂlem, taklit, deney ve oyun yoluyla keşiflerini sürdürürken, kendilerini de tanır ve neler yapabileceklerini öğrenirler. Çocuklar çok küçükken, ana babaları ya da bakıcıları onları korumalıdır, çünkü çocuklar bir köpeğin ısı-rabileceğini ya da ateşin yaktığını henüz bilmezler.
Bebek küçücükken bakar, dinler, dokunur, tadar ve hareket eder; bütün bunları düşünÂmeden, içgüdüsel olarak yapar. Büyüdükçe simgelerle düşünmeye başlar. Bundan sonra, her şeyin nasıl ve niçin olduğunu araştıran sorular gelir. İlk çocukluk döneminde henüz geleceğe ilişkin tasarıları yoktur. Zor bir sorunu çözmeye kalkan küçük bir çocuğun kısa zamanda kafası karışabilir. Küçük bir çocuk nesnelerin yalnızca nasıl göründüğünü düşünür; örneğin hareket eden her şeyin canlı olduğunu sanabilir.
İlk çocukluk döneminde çocuk tanıdığı insanlar, yerler ve olaylarla ilgili beklentiler ve görüşler oluşturmaya başlar. Fabrikalarda ve dükkânlarda neler olduğu, oyunların nasıl oynanacağı, yağmurun neden yağdığı ya da evlerinden yakınlarındaki bir yere nasıl gidileÂceğine ilişkin çeşitli düşünceler geliştirir. Ne var ki, küçük çocuğun düşünceleri eksik ya da yanlış olabilir; örneğin buğdayın fabrikada yetiştiği ya da nesnelerin aşağı düştüğü gibi yukarı da çıkabileceği ya da televizyonun içinde küçük insanların bulunduğunu sanaÂbilir.
Son Çocukluk
Günümüzde, dünyanın birÂçok ülkesinde 6-12 yaşlar arasındaki çocuklar için ilköğrenim zorunludur. Çocuklar bu döÂnemde, büyüdüklerinde gerekli olacak bilgi ve becerileri öğrenirler. Öte yandan, bazı topÂlumlarda avcılık, çobanlık, dokumacılık, meÂtal işçiliği ya da çocuk bakıcılığı gibi ustalık gerektiren işlerde çalışan büyüklerin yanında oynayarak ve çalışarak bu becerileri edinirler. Son çocukluk dönemi, genellikle çocukların doğrudan deneyerek öğrendikleri ve kendi kendilerine sorunlarını çözmenin yollarını aradıkları bir dönemdir. Ne var ki, gençler düşünme yoluyla sorunlarını çözme becerisini ancak ergenlik dönemine geldiklerinde kazaÂnabilirler.
Toplumsal Gelişme İlk Çocukluk
Bebeklik süresince çocuklar bakımlarını üstlenen yetişkinler ile yakın bir ilişki içinde olurlar ve onların yanındayken kendilerini güven içinde hissederler. Bu bakıÂcılar çoğunlukla çocuğun ailesinden biridir. Çocuğun tanıdığı ve sevdiği bu kişi ya da kişiler yakınında bulunur, ona duygusal açıÂdan destek olurlarsa, çocuk başkalarıyla dostÂluk kurmaya ve dünyayı keşfetmeye daha istekli olur. Çocuklar yavaş yavaş bakıcılarınÂdan daha uzun sürelerle ayrı kalmaya başlar ve buna alışırlar. Bir anaokuluna giden çoÂcuklar öğretmenleri ile ilişki kurar ve öteki çocuklarla arkadaş olurlar.
Küçük çocuklar duygularını fiziksel davraÂnışlarla gösterme eğilimindedirler. ÖfkelenÂdiklerinde vururlar ya da tekmelerler; sevinÂdiklerinde keyifle zıplar, sıçrar, koşar ya da bağırırlar. Aynı zamanda başkalarının da kendileri gibi düşündüğünü ve hissettiğini sanırlar; kendisinin sevdiği her şeyi herkesin de sevdiğini sanan küçük çocuk yetişkin birine oyuncak armağan edebilir. Çocuklar, doğru olmadığı ya da başkalarına zarar vereceği için değil, kendi başları derde girecek diye bir şeyin kötü olduğunu düşünürler.
Çocuklar çocukluk dönemi boyunca gözÂlem ve taklit yoluyla, kitap, öykü ve televizÂyon aracılığıyla çeşitli insanların nasıl davranÂdıklarını öğrenirler. Bu yüzden yetişkinler çocuklarının korku ve şiddet içeren televizyon programlarını izlemesine izin vermeyebilirler. Çocuklar özellikle kendilerine benzeyen kişiÂlere ilgi göstererek onlar gibi olmak isterler. Kız çocuklar en çok annelerini ve ablalarını, erkek çocuklar ise babalarını ve ağabeylerini taklit ederler.
Farklı kültürlerde, çocukların öğrendikleri aile rolleri önemli ölçüde değişiklikler gösteÂrir. Dünyada pek çok çocuk anne, baba ve kardeşlerin birlikte yaşadığı bir aile çevresinÂde büyür. Öte yandan, İran ya da OrtadoÂğu'nun Müslüman topluluklarında bir kız çocuğu, küçük kardeşleriyle birlikte yaşamını kadınlar arasında geçirirken, ergin yaşta erÂkek kardeşleri varsa, onlar da ailenin öbür erkek üyeleriyle birlikte evin ayrı bir bölüÂmünde yaşar.
Son Çocukluk
Bu dönemde arkadaşlar giderek çocuğun toplumsal dünyasının en önemli parçası durumuna gelir. Çocuk ayrıca başka kimselerin kendininkinden farklı duyÂgu ve düşünceleri olabileceğini de anlamaya başlar. Duygularını hareketlerden çok sözÂcüklerle dile getirir. Bazı davranışların niçin iyi ya da kötü olduğunu anlamaya başlar ve kendi davranış biçimlerini oluşturur. Ana babalar ve ailenin yetişkinleri çocukları ödülÂlendirerek ya da cezalandırarak doğru bulÂdukları davranış kalıplarını ve ahlaksal değerÂleri onlara benimsetmeye çalışırlar. Bazı çoÂcuklar yalnız sözle cezalandırılırken, bazıları hoşlandıkları bir şeyden yoksun bırakılarak ya da dayak gibi zararlı ve eski yöntemlerle cezalandırılır.
Çocuk Oyunları Oyun, çocukluk dönemi boyunca önemli etÂkinliklerden biridir. Çocuklar eğlenmek için oynarlar ve oynarken öğrenirler. TırmanırÂken, yüzerken, bisiklete binerken ya da tahta ve çekiçle oynarken birtakım beceriler kazaÂnır ve bunları başka alanlarda uygularlar. Takım oyunları dayanışma ve yarışma gibi toplumsal yaşamda geçerli davranış ölçütleriÂni öğretir. Satrançtan futbola kadar birçok oyun çocukların birtakım kuralları öğrenmeÂsini ve bu kurallara uymasını gerektirir. Bu da çocukta, kurallarla yönlendirilen davranış ve düşünce biçimlerinin gelişmesine katkıda buÂlunur. Boyalar ve müzik aletleri çocuğun ilgisini resme ve müziğe çeker. Sözcük oyunÂları dil yeteneğinin gelişmesine katkıda buluÂnur. Canlandırma oyunları öğrenme için önemli bir oluşturur. Çocuklar ana babalarını, itfaiyecileri, kovboyları, futbolcuÂları, şarkıcıları ya da öğretmenleri ve öğrencileri canlandırırken becerilerini sergiler ve başkalarıyla bir arada yaşamayı öğrenirler. (bak. )
Temel Britannica
Çocukluk dönemi,
- 18 aylıktan başlayarak altı yaşına kadar süren ilk çocukluk
- Yaklaşık altı yaşından başlayıp 12-14 yaşına kadar süren son çocukluk
İlk çocukluk döneminde, çocukların fizikÂsel gereksinimleri ve güvenlikleriyle yetişkinÂler ve daha büyük çocuklar ilgilenirler. YetişÂkinler aynı zamanda çocukların birtakım beÂceri ve değerler kazanmalarına, aile ve toplum yaşamına hazırlayıcı bilgiler edinmelerine de yardımcı olurlar. Bu dönem boyunca çocuklara, giderek daha fazla bağımsızlık ve sorumluluk tanınır. Çocukluk dönemini, erÂgenlik dönemi izler. Bu dönem de bir öğrenÂme dönemi olup, insanı yetişkinliğe hazırlar. Ne var ki, dünyanın bazı yörelerinde 14 yaşına gelmiş bir çocuk yetişkin sayılır; çalışÂmaya başlar, evlenir ve çocuk sahibi olur.
Çocuğun Gelişimini Etkileyen Öğeler
- Birincisi, çocuğa deneyim kazandıran, öğrenimini belirleyen fiziksel ve toplumsal çevredir. Fiziksel çevre bitkiler, hayvanlar, evler, sokaklar ve taşıtların yanı sıra kitaplar, televizyon, araç gereçler ve oyuncaklar gibi nesneleri kapsar. Toplumsal çevre ise, çocuğun içinde bulunduÂğu çevresine ilişkin bilgileri edinmesini sağlaÂyan aile ve toplumun bireyleri ile katıldığı eğitsel, dinsel ya da eğlendirme amaçlı topÂlumsal örgütlenmelerdir.
- Çocuğun gelişimindeki ikinci etken ise biÂyolojiktir. Çocuklara ana babalarından kahr tim yoluyla bir dizi gen geçer. Vücudun ne zaman ve nasıl bir gelişim göstereceğini, insan vücudundaki her hücrede bulunan bu genler belirler. Çocuğun cinsiyetini, göz, saç ve deri rengini belirleyen de genlerdir.
Vücut Gelişimi
Çocukların boy ve ağırlıkları birbirinden değişiktir. Boy, kalıtım ve çevrenin çocuğun gelişimini nasıl etkilediğini gösterir. Boyu etkileyen biyolojik öğeler ırk, kalıtım ve cinsiyettir. Avrupalı ve Afrikalı çocukların Asyalı ve Güney Amerikalı çocuklardan daha uzun boylu olmalarına karşın, dünyanın en kısa boylu insanları olan Pigmeler de AfriÂka'da yaşar. Aynı toplumda yaşayan insanlar arasında bazı aileler ötekilerden daha uzunÂdur. Ağırlık açısından kız ve erkek çocuklar arasında fazla fark olmamasına karşın, ortalaÂmalara bakılacak olursa, erkekler kadınlarÂdan daha uzun boyludur.
Beslenme, sağlık ve mutluluk boy uzunluÂğunu belirleyen çevresel etkenler arasında yer alır. Bol ve iyi besin alan çocuklar alamayanÂlardan daha hızlı büyürler ve daha uzun boylu olurlar. Çocuklar iyi beslenseler bile, kızamık gibi bazı hastalıklar sırasında büyüme durur. Hastalık sona erdiğinde eskisinden daha hızlı büyüyerek aradaki farkı kapatabilirler. Ne var ki, çok sık hastalanan çocuklar bu farkı hiçbir zaman kapatamayabilir. Mutsuz olan ya da kötü davranılan bazı çocuklarda ise büyümenin durduğuna rastlanmaktadır.
Dilin Gelişimi
Bu dönemde çocukların koÂnuşmasında köklü değişiklikler olur. 18 aylık bir çocuk 30 kadar sözcük bilir ve "su", "gel" gibi tek tek sözcüklerle konuşabilir. Bu beceri çocuğun nesneleri, hareketleri ve insanları tanımlamada simge olarak sözcük kullanmaÂyı öğrendiğini gösterir. Daha sonra, yaklaşık bir ay içinde sözcük dağarcığı birdenbire aşağı yukarı 70 sözcüğü bulur ve "Anne gel" gibi iki sözcükten oluşan cümleler kurmaya başlar. Altı yaşlarında ilk çocukluk dönemi sona erdiğinde ise yaklaşık 8 ile 14 bin arasında sözcük bilir ve uzun, düzgün cümleler kuraÂbilir.
Çocuğun ilk sözcük ve cümleleri çevresinÂdeki görünen dünya ile ilgilidir. Dört yaşına gelen bir çocuk, görebildikleri kadar, göreÂmedikleri ya da geçmiş ve gelecek ile ilgili olarak da konuşmaya başlar. Hiç olmamış olaylarla ilgili düşler ve öyküler anlatır.
Son Çocukluk
Çocuk büyüdükçe karmaÂşık düşünceleri dile getirmeye ve istediğini anlatmak için hangi sözcükleri seçeceğini düşünmeye başlar. Değişik insanlara göre konuşmasını ayarlamakta da ustalaşır. YetişÂkinlerle saygılı ve resmi bir dille, arkadaşlarıyÂla senlibenli konuşmayı öğrenir. Bebeklerle de "bebek diliyle" konuşur. Dilin inceliklerini kavrar; bilmece ve sözcük oyunlarından hoşÂlanır, şiir ve öykü yazmaya başlayabilir. Bazı çocuklar arkadaşlarıyla birlikte geliştirdikleri gizli ve şifreli bir dil kullanır.
Beceri ve Düşüncelerin Gelişmesi
İlk Çocukluk
Küçük çocuklar çok hareketÂlidir, içinde yaşadıkları fiziksel ve toplumsal dünyayı büyük bir keyifle keşfederler. GözÂlem, taklit, deney ve oyun yoluyla keşiflerini sürdürürken, kendilerini de tanır ve neler yapabileceklerini öğrenirler. Çocuklar çok küçükken, ana babaları ya da bakıcıları onları korumalıdır, çünkü çocuklar bir köpeğin ısı-rabileceğini ya da ateşin yaktığını henüz bilmezler.
Bebek küçücükken bakar, dinler, dokunur, tadar ve hareket eder; bütün bunları düşünÂmeden, içgüdüsel olarak yapar. Büyüdükçe simgelerle düşünmeye başlar. Bundan sonra, her şeyin nasıl ve niçin olduğunu araştıran sorular gelir. İlk çocukluk döneminde henüz geleceğe ilişkin tasarıları yoktur. Zor bir sorunu çözmeye kalkan küçük bir çocuğun kısa zamanda kafası karışabilir. Küçük bir çocuk nesnelerin yalnızca nasıl göründüğünü düşünür; örneğin hareket eden her şeyin canlı olduğunu sanabilir.
İlk çocukluk döneminde çocuk tanıdığı insanlar, yerler ve olaylarla ilgili beklentiler ve görüşler oluşturmaya başlar. Fabrikalarda ve dükkânlarda neler olduğu, oyunların nasıl oynanacağı, yağmurun neden yağdığı ya da evlerinden yakınlarındaki bir yere nasıl gidileÂceğine ilişkin çeşitli düşünceler geliştirir. Ne var ki, küçük çocuğun düşünceleri eksik ya da yanlış olabilir; örneğin buğdayın fabrikada yetiştiği ya da nesnelerin aşağı düştüğü gibi yukarı da çıkabileceği ya da televizyonun içinde küçük insanların bulunduğunu sanaÂbilir.
Son Çocukluk
Günümüzde, dünyanın birÂçok ülkesinde 6-12 yaşlar arasındaki çocuklar için ilköğrenim zorunludur. Çocuklar bu döÂnemde, büyüdüklerinde gerekli olacak bilgi ve becerileri öğrenirler. Öte yandan, bazı topÂlumlarda avcılık, çobanlık, dokumacılık, meÂtal işçiliği ya da çocuk bakıcılığı gibi ustalık gerektiren işlerde çalışan büyüklerin yanında oynayarak ve çalışarak bu becerileri edinirler. Son çocukluk dönemi, genellikle çocukların doğrudan deneyerek öğrendikleri ve kendi kendilerine sorunlarını çözmenin yollarını aradıkları bir dönemdir. Ne var ki, gençler düşünme yoluyla sorunlarını çözme becerisini ancak ergenlik dönemine geldiklerinde kazaÂnabilirler.
Toplumsal Gelişme
Bebeklik süresince çocuklar bakımlarını üstlenen yetişkinler ile yakın bir ilişki içinde olurlar ve onların yanındayken kendilerini güven içinde hissederler. Bu bakıÂcılar çoğunlukla çocuğun ailesinden biridir. Çocuğun tanıdığı ve sevdiği bu kişi ya da kişiler yakınında bulunur, ona duygusal açıÂdan destek olurlarsa, çocuk başkalarıyla dostÂluk kurmaya ve dünyayı keşfetmeye daha istekli olur. Çocuklar yavaş yavaş bakıcılarınÂdan daha uzun sürelerle ayrı kalmaya başlar ve buna alışırlar. Bir anaokuluna giden çoÂcuklar öğretmenleri ile ilişki kurar ve öteki çocuklarla arkadaş olurlar.
Küçük çocuklar duygularını fiziksel davraÂnışlarla gösterme eğilimindedirler. ÖfkelenÂdiklerinde vururlar ya da tekmelerler; sevinÂdiklerinde keyifle zıplar, sıçrar, koşar ya da bağırırlar. Aynı zamanda başkalarının da kendileri gibi düşündüğünü ve hissettiğini sanırlar; kendisinin sevdiği her şeyi herkesin de sevdiğini sanan küçük çocuk yetişkin birine oyuncak armağan edebilir. Çocuklar, doğru olmadığı ya da başkalarına zarar vereceği için değil, kendi başları derde girecek diye bir şeyin kötü olduğunu düşünürler.
Çocuklar çocukluk dönemi boyunca gözÂlem ve taklit yoluyla, kitap, öykü ve televizÂyon aracılığıyla çeşitli insanların nasıl davranÂdıklarını öğrenirler. Bu yüzden yetişkinler çocuklarının korku ve şiddet içeren televizyon programlarını izlemesine izin vermeyebilirler. Çocuklar özellikle kendilerine benzeyen kişiÂlere ilgi göstererek onlar gibi olmak isterler. Kız çocuklar en çok annelerini ve ablalarını, erkek çocuklar ise babalarını ve ağabeylerini taklit ederler.
Farklı kültürlerde, çocukların öğrendikleri aile rolleri önemli ölçüde değişiklikler gösteÂrir. Dünyada pek çok çocuk anne, baba ve kardeşlerin birlikte yaşadığı bir aile çevresinÂde büyür. Öte yandan, İran ya da OrtadoÂğu'nun Müslüman topluluklarında bir kız çocuğu, küçük kardeşleriyle birlikte yaşamını kadınlar arasında geçirirken, ergin yaşta erÂkek kardeşleri varsa, onlar da ailenin öbür erkek üyeleriyle birlikte evin ayrı bir bölüÂmünde yaşar.
Son Çocukluk
Bu dönemde arkadaşlar giderek çocuğun toplumsal dünyasının en önemli parçası durumuna gelir. Çocuk ayrıca başka kimselerin kendininkinden farklı duyÂgu ve düşünceleri olabileceğini de anlamaya başlar. Duygularını hareketlerden çok sözÂcüklerle dile getirir. Bazı davranışların niçin iyi ya da kötü olduğunu anlamaya başlar ve kendi davranış biçimlerini oluşturur. Ana babalar ve ailenin yetişkinleri çocukları ödülÂlendirerek ya da cezalandırarak doğru bulÂdukları davranış kalıplarını ve ahlaksal değerÂleri onlara benimsetmeye çalışırlar. Bazı çoÂcuklar yalnız sözle cezalandırılırken, bazıları hoşlandıkları bir şeyden yoksun bırakılarak ya da dayak gibi zararlı ve eski yöntemlerle cezalandırılır.
Çocuk Oyunları
Çocukluk Çağı Genital Tümörleri
Atatürk'ün Çocukluk Anıları
Çocukluk Çağı Taş Hastalıkları
Tşkrrer Emeğiize Sağlık Çok Güzel Olmuş.
YORUMLAR