Doğum Kontrolü ve Doğum Kontrol Yöntemleri

Doğum Kontrol Nedir? Evli çiftlerin istedikleri zaman istedikleri kadar cocuk sahibi olmaları,istemedikleri zaman da bu gebelikleri...

Doğum Kontrol Nedir?





Evli çiftlerin istedikleri zaman istedikleri kadar cocuk sahibi olmaları,istemedikleri zaman da bu gebeliklerin önlenmesi aile planlamasının tanımı ve amacıdır.
Bu amaç doğrultusunda çeşitli doğum kontrol yöntemleri kullanılmaktadır. Çeşitli doğum kontrol yöntemleri arasında kendinize en uygun yöntemi seçmeye çalışın. Terchler her çiftte farklılık gösterdiği gibi bazı korunma yöntemlerinin yan etkiside vardır. Bu yüzden araştırıp en iyisini, size göre en uygununu bulmanızı öneririz. Kısaca en doğru tercih çiftlerin en kolay uyguladıkları ve yeterli sonuç alabilecekleri yöntemlerdir. Aşağıdaki tabloda doğum kontrol yöntemleri ve etki dereceleri yer almaktadır.

YÖNTEM
Beklenen teorik başarısızlık oranı (Yüzde)
Pratikte karşılaşılan gerçek başarısızlık oranı

(Yüzde)

Kondom: Erkek 2
12
Kondom: Kadın 5
21
Spermisid fitiller 6
21
Takvim yöntemi 1-9
20
Geri çekme 4
19
Diyafram 6
18
Rahim içi araç (Spiral) 0.1-0.5
0.1-2.0
Doğum kontrol hapı 0.1
3
Minipill 0.5
3
Tüplerin bağlanması 0.01
0.04
Erkek kordonlarının bağlanması 0.1
0.15
Norplant 0.09
0.09
Depo-Provera (3 aylık aşı) 0.3
0.3




DOĞAL YÖNTEMLER

1.Bazal vücut ısısı yöntemi: Ovulasyondan(yumurtlamdan) sonra vücut ısısı 0.2-0ç5 derece yükselir.
2.Takvim yöntemi(Opino-Kranus)vulasyonun bir sonraki mensturasyondan(adet=mens=regl) 14 gün önce oldugu varsayılır ve adeti takip eden 14-21. günlerde ilişkiye girilmez.Bilinen en eski yöntemlerden biridir ancak koruyuculuğu diğer yöntemlere göre oldukca düşüktür.
Örnek olarak vermek gerekirse doğum kontrol hapı kullanan 1000 (bin) kadından bir sene içinde yanlızca birinde gebelik oluşurken, takvim yöntemiyle korunan 100 (yüz) kadından bir sene içinde ortalama 25'inde gebelik oluşmaktadır!
3.Mukus yöntemi(Billings)ervikal mukusa göre riskli günler belirlenir.
4.Coitus interruptus(Geri çekme metodu)ıüü:Cinsel ilişki sırasında, boşalma olmadan önce, erkeğin penisini kadının vajinasından çıkararak dışarıya boşalmasıdır. Etkililiği tamamen kullanıcıya bağlıdır, her çift başarıyla uygulayamaz.Bu yöntemin doğru uygulanabilmesi ve cinsel ilişkinin olumsuz etkilenmemesi için iki tarafında bu konuda istekli ve kesin kararlı olması gerekir.
5.Emzirme ogumu takip eden ilk 6 ayda anne amenoreik(adet görmüyorsa) ise ve ıüübebeğini sadece anne sütü ile sık aralarla, günde toplam en az 60 dakika süreyle emzirerek besliyorsa , annede yumurtlama gerçekleşmeyebilir. Bu durumda cinsel ilişki olsa dahi gebelik oluşmaz.Doğumdan 6 ay sonra emziren kadınların %20 de ader görmeseler bile ovulasyon(yumurtlama)olur.Doğumdan sonra emzirmeyen annelerde ise yumurtlama en erken 6 hafta sıbra baslar.


BARİYER YÖNTEMLER
PREZERVATİF (Kondom, Kılıf, Kaput):
Prezervatif ilişki öncesi sertleşmiş penise takılan, lateks adı verilen bir çeşit lastikten yapılmış ince ve esnek bir kılıftır. Çeşitli renk, boyut, form ve koku seçenekleri mevcuttur. Günümüzde kadın prezervatifi olark adlandırılan "femidom" ile kadınlarda kullanabilir. Dünyada ortalama 46 milyon çiftin düzenli olarak prezervatif kullandığı tahmin edilmektedir.


PREZERVATİF NASIL KORUR?
Prezervatif, ucunda bulunan haznede spermleri durdurarak rahime ulaşmasını engeller ve gebeliği önler.

PREZERVATİF NE KADAR ETKİLİDİR?
Doğru ve sorunsuz kullanıldığında ilişkide %97 oranında koruma sağlar. Gebeliği önleyici özelliğinin haricinde cinsel yolla bulaşan hastalıkların bazılarına(HIV/AIDS, HEPATİT-B, FRENGİ, BEL SOĞUKLUĞU, KLAMİDYA GİBİ) ve PID e karşı koruma saglar.


UYARILAR:
- Her ilişkide yeni bir prezervatif (kondom) kullanılmalıdır.
- Prezervatif (kondom) sertleşmiş penise, partnerin cinsel bölgelerine temas etmeden önce tekılmalıdır. Ucundaki hazne için ufak bir boşluk bırakılır.
- İlişki sonunda penisi geri çekeren kondom çevresinden tutularak çıkarılmalıdır.
- Prezervatifi kayganlaştırmak için yağ, krem gibi maddelerle asla kullanmamak gerekir. Bu ürünler prezervatif'i eritip yırtılmasına, patlamasına neden olabilir.
- Kondomu evinizin karanlık, serin ve rutubetsiz ortamlarında saklayınız.


DİYAFRAM:
İnce lastikten yapılmış, rahim ağzını örten kubbe şeklinde bir araçtır. Erkek tohum hücrelerinin (sperm) hazneden (vajinadan, döl yolundan) rahime geçmesini engeller.
Etki derecesi doğru kullanıldığında ve her ilişkide kullanıldığında prezervatif kadar etkilidir.

Avantajları:
- Cinsel ilişki sırasında kullanılması ve ilişki haricinde vücudu etkilememesi
- Adet kanamaları sırasındada kadınların kullanabilmesi
- Tekrar tekrar yıkanıp kullanıldığı zaman 1 ile 2 yıl arası kullanılabilir.


Dezavantajları:
- Cinsen ilişkiden önce yerleştirilmesi ve en geç 6 saat sonra çıkartılması gerekir. İlişkiden 24 saat önce takılabilir.
- Kimi kadınlar diyaframı yerleştirmekte zorlanabilir.
- Lastik alerjisi olanlar için sorunlar yaratabilir.
- Çok sık kullanıldığında sistit denilen idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir.

Servikal başlık: Diaframdan daha küçüktür.tam serviks(rahim ağzı) üzerine oturur ve 72 saat kalabilir.

Spermisid(sperm yok ediciler): Kadının vajinasına konularak uygulanan jel, fitil ve köpüren tabletlerdir. Tabletlerin erimesi için cinsel ilişkiden 30 dakika önce vajinanın derinine uygulanmaları gerekir. Etkisini tam gösterebilmesi için cinsel ilişkiden sonra da en az 6 saat vajina yıkanmamalıdır. Anne sütünü etkilemediği için emziren kadınlar da kullanabilir.

RAHİM İÇİ ARAÇLAR (RİA, SPİRAL)
Rahim içi araç (ria); aile planlaması yöntemleri arasında dünyada en cok kullanılan geri dönüşümlü doğum kontrol yöntemidir. Halk arasında spiral olarak tabir edilir. Ria'nın en önemli özelliklerinden biri uzun süreli geri dönebilir yöntemler arasında en düşük maliyetli olmasıdır. Dünya da yaklaşık olarak 110 milyon kadının istenmeyen gebelikten korunmak için ria'yı tercih ettiği tahmin edilmektedir. Ria coğrafi olarak kullanımı çok farklılıklar gösteren bir doğum kontrol yöntemidir. Örneğin Çin'de her 3 kadından 1'i ria'yı tercih ederken Avrupa'da kullanım oranı yalnızca % 7 dir.
Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Tıp Birliği (AMA) ve Amerikan Jinekolog ve Obstetrisyenler Birliği (ACOG) RİA'yı en güvenli ve etkili doğum kontrol yöntemlerinden biri olarak kabul etmektedir.
Temel etki mekanizması endometrial kavitede (rahim icinde) implantasyonu engelleyecek şekilde enflamasyona yol açmaktır. Döllenmeyi de önler. Çıkartıldığında hemen gebe kalınabilir. İlk aylarda lekelenme, adet miktarında artma veya adet süresinde uzamaya, adet sancısına neden olabilir. Anne sütünü etkilemediği için emziren kadınlar da kullanabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan (HIV/AIDS, hepatit-B, frengi, bel soğukluğu, klamidya gibi) korumaz.Kurallarına göre uygulandığında enfeksiyona neden olmaz.
Rahim içine yerleştirilen küçük plastik bir araçtır. Bakır ve hormon içeren tipleri vardır.
Bakırlı RIA:Bu RIA nın kollarında ve gövdesinde bakır bulunur.Salınan bakır iyonları sperm motilitesini azaltır ve spermin akrozomal reaksiyonunau engeller.Kontraseptif(gebeliği önleyici) etkinliği 10 yıla kadar devam eder.
Hormonlu RIA(mirena):Günde 20mikrogr levonorgestrel salgılar ve etkinliği 5 yıl sürer.Etki mekanizması olarak,servikal mukus koyu,vizköz hale gelir ve sperme geçirgenliğini kaybeder.Dış gebeliğe karşı koruması,mens kanamasını ve ağrıyı azaltması diğer faydalarıdır.

RIA komplikasyonları:
1.Uterin perforasyon(rahim yırtılması)
2.PID(pelvik inflamatuar hastalık)
3.İnfertilite(kısırlık)
4.Ektopik gebelik(Dış gebelik)

RIA nın kullanılmaması gereken durumlar(kesin kontrendikasyonları)
1.Gebelik
2.Akut PID
3.PID öyküsü
4.Tanı konmamıs rahim kanaması
5.Konjenital(doğumsal) uterin(rahim) anomalileri
6.Uterin kaviteyi bozan büyük myomlar
7.Bakır alerjisi
8.Wilson hastalığı

RİA'nın Avantajları:
Geri dönebilen, uzun süreli bir yöntem olması
Etki oranı çok yüksektir
Maliyeti uzun süreli diğer yöntemlere nazaran çok düşüktür
Acil korunma amaçlı kullanılabilir
Etkisi takılmasıyla başlar, çıkarılmasıyla son bulur

RİA'nın Dezavantajları:

Kondom vb. gibi kendi başınıza takmanız mümkün değildir, yalnızca deneyimli uzmanlar tarafından takılmalıdır
Yine prezervatifte olduğu gibi cinsel yollarla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz
Kanamalarda düzensizlik meydana getirebilir
Uygulanması diğer metodlara göre daha zahmetlidir

HORMONAL KONTRASEPTİFLER
Gelişmiş ülkelerde en fazla tercih edilen doğum kontrol yöntemidir.

Genel Özellikler
· Her gün düzenli alınması gerekir.
· Kadında yumurtlama ve döllenmeyi engeller.
· Doğru kullanıldığında çok etkilidir.
· Adetin ilk beş günü içinde, tercihen ilk günü alınmaya başlanmalıdır.
· Adet öncesi stresi ve adet sancılarını önler.
· Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur.
· Adet kanamalarının miktarını azalttığından bu nedenle oluşabilecek kansızlığa karşı koruyucu etkileri vardır.
· Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan (HIV/AIDS, hepatit-B, frengi, bel soğukluğu, klamidya gibi) korumaz.

1.Hap
· Kadında doğal olarak bulunan kadınlık hormonlarından ikisini (östrojen ve progesteron) içerir.
· 35 yaş ve üstünde olup, sigara içen kadınlar hapla korunacaksa sigarayı bırakmalıdır.
· Anne sütünün miktarını azalttığı ve yapısını değiştirdiği için emzirirken kullanılmaz.

2.Mini Hap
· Kadında doğal olarak bulunan kadınlık hormonlarından yalnızca birini (progesteron) içerir.
· Anne sütünü etkilemediği için emziren kadınlar da kullanabilir.

3. Enjektabl Kontraseptifler (Depo Provera):
A.Aylık İğne: Düzenli olarak ayda bir kez, kas içine enjeksiyonla uygulanır.Kadında doğal olarak bulunan kadınlık hormonlarından ikisini (östrojen ve progesteron)içerir. Doğru kullanıldığında çok etkilidir. Adetin ilk yedi günü içinde tercihen ilk günü uygulanır. Anne sütünün miktarını azalttığı ve yapısını değiştirdiği için emzirirken kullanılmaz.
B.üç aylık iğne: Progesterob(MPA) içerirler.Tek bir 150mg doz yumurtlamayı 14 hft veya daha fazla baskılar.Bu nedenle her 3 ayda bir i.m(kas içi) uygulanır.Etki mekanızması LH tetiğini baskılayarak ovulasyonu engeller,servikal mukusu koyulaştırarak tıkaç oluşturur ve sperm geçirgenliğini engeller.
Bu yöntem hormonal yöntemler içinde etkinliği en yüksek olan yöntemdir ve nerdeyse sterilizasyona denktir.
4.Cilt altı implantları(implanon): 68 mg etonogestrel içeren 40 mm uzunluğunda ve 2mm kalınlığında bir adet kapsülden oluşur.Bu kapsül üst kol iç yüzüne yerleştirilir ve 3 yıl korunma sağlar.Düzensiz kanama ve baş ağrısı yöntemin bırakılmasındaki en sık nedenlerdir.

POSTKOITAL KONTRASEPSİYON
Korunmasız cinsel ilişkiyi(koitusu) takiben alınacak önlemlerdir.Gebeliği önleyici etki yumurtlamanın kesintiye uğratılması veya geciktirilmesi yada döllenmeye engel olma şeklindedir.
1.Östrojenler ilk 72 saat içinde yüksek dozda alınırsa gebeliği önler.Mide bulantısı ve kusma yapar.
2.Koıtustan(cinsel ilişki) 12 saat ve 24 saat sonra 0.2 mg etinil estradiol(EE)+ 2 mg levonorgestrel uygulanabilir.Bunda da bulantı kusma çok olur.
3.Koitustan 12 ve 24 saat sonra tek başına 0.75 mg levonorgestrel alınmasıdır. Yan etkisi yoktur.
4.Koitusu takiben 72 saat içinde bakırlı veya hormonlu RIA nın takılmasıdır.Gebeliği önlemede en etkili yöntemdir.
5.Acil kontrasepsiyon için Danazol de kullanılabilir.Yan etkileri fazladır.
6.Bir antiprogesteron olan mifepriston(RU486)da çok etkilidir ve belirgin bir yan etkisi yoktur.

CERRAHİ STERİLİZASYON OPERASYONLARI
A.Kadında tüplerin bağlanması(tüp ligasyonu):
Artık çocuk istemeyen çiftlerde uygulanır.Kadının yumurtalık kanallarının(tüplerinin) operasyonla bağlanmasıdır.Tüpler bağlandığı için yumurta sperm ile karşılaşamaz ve döllenme engellenmiş olur.Kadının ve eşinin onayı ile gebelik riski olmayan bir dönemde yapılır.Çok etkilidir.Cinsel hayatta değişiklik olmaz.Tekrar tüp devamlılığının sağlanması işlemlerinde başarı şansı %50-75 civarındadır.
B.Erkekte kanalların bağlanması(vazektomi):
Artık çocuk istemeyen erkeklerde erkek tohum(sperm) kanallarının bağlanmasıdır.Geri dönüştürülebilmesi olası ise de zaman aralığı uzadıkça sonuç kötüleşir





  • Yeni doğum yaptım, yeşil kart sahibi olarak doğum yardımı alabilir miyim?


  • Doğum Kontrol Hapları Kilo Aldırır mı?


  • Erken Doğum (Miad Öncesi Doğum)



img acil korunma
Doğum Kontrol Yöntemleri


Günümüzde doğum kontrolünde pek çok yöntem kullanılmakta ancak her yıl çeşitli hatalar sonucu, doğum kontrolü başarısız olabilmektedir.



Başlıca doğum kontrol yöntemleri ve hamilelik oluşturma riskleri şöyle özetlenebilir


Geleneksel Yöntemler
Geri Çekme (Coitus interruptus)
Cinsel ilişkide erkeğin, cinsel organını boşalma sıvısının gelmesinden önce hazneden çıkararak, boşalma sıvısını hazne dışına boşaltmasıdır. Türkiye'de 100 çiftten yaklaşık 26'sı geri çekme yöntemi ile korunmaktadır. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski %4-19 arasında değişmektedir.


Takvim Yöntemi
Çiftlerin doğurgan ve doğurgan olmayan günleri hesaplayarak, gebeliğin oluşabileceği günlerde ilişkiden kaçınmaları ve güvenli günlerden yararlanmaları esasına dayanır. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski %7-25 arasında değişmektedir.


Modern Yöntemler
Spiral (Rahim İçi Araç)
Bakırlı ya da hormon içeren, yalnızca uzman sağlık personeli tarafından rahim içine yerleştirilebilen küçük bir araçtır. Daha önce doğum yapmamış kadınlardaki kullanımı sakıncalı olabilmektedir. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski %1-5 arasında değişmektedir.


Prezervatif (Kondom-Kaput)
Cinsel ilişkiden önce, erkek cinsel organına takılan, erkek tohum hücreleri bulunan sıvıyı içinde toplayan ve hazneye akmasını engelleyen, genelde kauçuktan yapılmış ince, esnek bir kılıftır. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski %3-14 arasında değişmektedir.

Diyafram
Kauçuktan yapılmış, yuvarlak, kapak şeklinde rahim ağzına takılan, esnek bir araçtır. Sperm öldürücüler ile birlikte kullanılır. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski %6-20 arasında değişmektedir.


Doğum Kontrol Hapları
Doğal kadınlık hormonlarının yapay formlarının ağızdan vücuda alınması ile, gebeliğin önlenmesi esasına dayanır. Etkinliği için, her gün düzenli alınması gerekmektedir. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski %0.1-5 arasında değişmektedir.


Kadında Tüplerin Bağlanması (Tüp Ligasyonu)
Artık hiç çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlarda, tüplerin ameliyatla bağlanarak doğurganlığın kalıcı olarak sonlandırılmasıdır. Bu yönteme rağmen hamile kalma riski % 0.5'tir.


Erkekte meni kanallarının bağlanması (Vazektomi)
Artık hiç çocuk sahibi olmak istemeyen erkeklerde, meni kanallarının cerrahi müdahale ile bağlanması işlemidir. Bu yöntem ile hamile kalma riski % 0.1'dir.


Kaynak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi - 1997.





Sebep: Sayfa düzeni.




fft17 mf97534



Funda Çatar/Formsante
Doğum kontrol hapları, spiral, implant veya prezervatif; Size en uygun modern doğum kontrol yöntemlerini, her birinin avantajları ve dezavantajlarını, bu haber ile test ederek öğrenebileceksiniz.


DOĞUM KONTROL BANDI

Doğum kontrol bandı, kadınlık hormonları östrojen ve progesteron içeriyor. Yaklaşık 5 santim genişliğinde olan bant, kalça, kol ve karnın alt bölgesine yapıştırıldıktan sonra her iki hormonun kan dolaşımına karışmasını sağlıyor. üç haftalık kullanımın ardından yönteme bir hafta ara vermek gerekiyor. Bu bant, yumurtlamayı önlüyor ve rahim ağzı salgısının yapısını değiştirerek spermin rahme ulaşmasını ve rahim iç zarının kalınlaşmasını engelleyerek etki ediyor. Böylece yumurta döllense bile rahim içinde tutunamıyor.



Kimler için uygun?

Doğum kontrolünü geçici bir süre olarak düşünen, düzenli olarak bir doğum kontrol yöntemini kullanamayan kadınlar için ideal.


Kimler için sakıncalı?

Doğum kontrol haplarını kullanması sakıncalı olanlara tavsiye edilmiyor. Ayrıca, ciltleri hassas olan kadınlara da, yöntemin alerjik reaksiyon oluşturma ihtimali nedeniyle önerilmiyor.

HORMONLU SPİRAL

Rahim içine yerleştirilen spiral, gövdesinde bulundurduğu bir hazneden her gün az miktarda progesteron hormonu salgılayarak etki ediyor. Hormonlu spiral takıldığı günden itibaren 5 yıl süre ile hamileliğe karşı koruma etkisini devam ettiriyor. Progesteron hormonu içeren spiralin en önemli avantajı ise adet kanamasının miktarını ve bu dönemde gelişen sancıları büyük ölçüde azaltması. Bu etki bazı kadınlarda adet kanamasının spiral kullanıldığı sürece tümüyle kesilmesine kadar gidebiliyor. Bakır içeren spiralin aksine, hormon içeren spiralde genital enfeksiyon oluşma riski de oldukça azalıyor.


Kimler için uygun?

Uzun süre korunmak isteyen ve aşırı adet kanamasından şikayet eden kadınlar için oldukça ideal. Hormonlu spiral miyomlardan ötürü adet düzensizlikleri olan kadınlara da tavsiye ediliyor.


Kimler için sakıncalı?

Progesteron hassasiyeti olanlar için sakıncalı.

KOMBİNE HAPLAR

Doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron hormonları içeriyor. Pek çok kadın bu hapların kanser riskini artırdığı endişesini taşıyor. Oysa yapılan araştırmalar; tam aksine doğum kontrol kaplarının rahim zarı ve yumurtalık kanserinin ortaya çıkma riskini azalttığını ortaya koyuyor. Ayrıca meme kanseri riskini değiştirmiyor ve sağlıklı bir kadın kullanıyorsa kalp damar hastalıkları riskini artırmıyor. Bu hapların en korkulan yan etkisi ise kanın pıhtılaşma eğilimini artırmaları nedeniyle damar tıkanıklıklarına zemin hazırlamaları. Ancak bu yan etkiye de günümüzde kullanılan yeni nesil ilaçlar sayesinde artık çok ender rastlanıyor.


Kimler için uygun?

Kısa süreli korunma isteyen ve sivilce sorunu olanlar için ideal.


Kimler için sakıncalı?
Damar tıkanıklığı veya meme kanserine yakalanma riski yüksek olanlar, nedeni henüz belirlenmemiş adet dışı kanamalardan yakınanlar, kronik karaciğer hastaları ve 35 yaşın üzerinde olup sigara kullananlar için sakıncalı.



Sebep: Sayfa düzeni.




Doğum Kontrolü


İnsanlarda doğumların sınırlandırılması ya da istenmeyen gebeliklerin önlenmesi amacıyla başvurulan yöntemlerin tümü.


Doğum kontrolü yöntemleri üç ana grupta toplanabilir: Belirli zamanlarda cinsel ilişkide bulunmamak; gebeliği önleyici ilâç ya da gereçler kullanmak; bebek doğmadan önce gebeliği sona erdirmek.


Doğum kontrolü, ilk kez Robert Malthus'un (1766-1834) yazılarında gündeme geldi. "An Essay on the Principles of Population" (Nüfus İlkeleri üstüne Deneme, 1798) adlı yazısında, Malthus, nüfusun besin stoklarından daha hızlı arttığını ve dolayısıyla insanların büyük bir bölümünün her zaman yoksulluk içinde yaşayacağını öne sürdü. Nüfusun büyük bir hızla artışını önlemek için ise, kurallı bir biçimde cinsel ilişkiden kaçınmayı önerdi. Malthus'un izleyicileri (Francis Place ve Robert Dale Owen), gebeliği önleyici ilâç ve gereçleri savundular. Buna karşın, çeşitli ülkelerde bu türden ilâç ve gereçlerin satılmasını ve tanıtılmasını yasaklayan yasalar kabul edildi. Bu yasalara duyulan tepki, doğum kontrolünü savunan kadınları harekete geçirdi (İngiltere'de Annie Bessaut, ABD'de Margaret Sanger). 1960'lı yıllarda, doğum kontrol hapı ve rahim içi araçları, doğum kontrolü yöntemlerine katıldı. Günümüzde dünya kadınlarının birçoğu doğum kontrol hapları ya da rahim içi araçlarını kullanmaktadırlar.


Doğum kontrol hapları, östrojen ve projesteron hormonlarının sentetik biçimlerini içerirler. Hipofiz bezi tarafından salgılanan ve döllenmenin gerçekleşebilmesi için bezcikleri etkileyen FSH ve LH hormonlarının etkilerini ortadan kaldırır. Doğum kontrol haplarının birçok türleri vardır, kullanılmaları kesinlikle doktor denetiminde olmalıdır. Rahim içi araçlar, rahime yerleştirilen, genellikle plastikten yapılmış küçük araçlardır. Bu araçların gebeliği nasıl önlediği konusunda, yumurtanın fallop borularından geçişini hızlandırarak döllenmeyi engellemeleri; rahmin duvarını, döllenmeyi engelleyecek bir bozunmaya uğratmaları; döllenmiş yumurta hücresinin rahim duvarına tutunmasını önlemeleri gibi değişik varsayımlar ortaya atılmıştır.


Doğum kontrolünde kullanılan diğer araç ve yöntemler şunlardır: Prezervatif, diyafram, sperma öldürücü ilâçlar, erkeğin ya da kadının kısırlaştırılması.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


Adet döngüsünü durdurur
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, kullanılan çeşitli metodların adet döngüsünü bastırmasında hiçbir tehlike yok. Pensilvanya Delaware County Memorial Hastanesi'nden Dr. Rebecca Gould açıklıyor: “Hormonlar rahim duvarının ince olmasını sağlıyor, yani hiçbir yeni oluşum meydana gelmiyor. â€
Yan etkileri ömür boyu sürer Dr. Gould, hormonal doğum kontrol yöntemlerinin yan etkilerinin ilk üç ay içinde ortadan kalktığını belirtiyor.

Doğum kontrol hapları migreni tetikliyor
Bu yanlıştır, ama migren ağrıları olan kadınlarda doğum kontrol hapları felç riskini artırıyor. Bu kişiler için östrojen içermeyen hormonal metotlar öneriliyor.

Doğum kontrol haplarıyla beraber diğer haplar da alınabilir
Depresyon için kullanılan bazı ilaçlar, doğum kontrol haplarını etkisiz hale getirmektedir. Araştırmacılar, bu ilaçların, doğum kontrol hapının metabolizmasını hızlandırarak, hormonların görevlerini yapmalarını önlediğini düşünüyorlar.

Doğum kontrol hapları, kanser riskini artırır
Doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmaDoğum kontrol hapları, kanser riskini artırır: Doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmak, gerçekte rahim kanseri ve yumurtalık kanseri riskini azaltır. Peki ya meme kanseri? Bugüne kadar yapılmış araştırmalar ne yazık ki bu konuda yetersiz kalıyor. Hormonlar kanser hücrelerini uyardığı için meme kanseri hikayesi olanların kullanmamaları öneriliyor.

Spiral doğum kontrol haplarından daha etkilidir
Spiraller oldukça güvenli. Ayrıca spiral, doğum kontrol haplarından daha etkili ve daha ucuz. Uygulanırken üç dakika kadar âdet ağrısına benzer bir acı hissedilir, sonraki bir hafta kramplar ve kanama olabilir.

Doğum kontrol hapları şişmanlatıyor ve cinsel soğukluğa neden oluyor
Çoğu kadın şişmanlamasının nedeni olarak doğum kontrol haplarını görür, ancak bunların ani kanamalar dışında hiçbir yan etkisi yoktur. Bazı çalışmalar hapların cinsel isteği azalttığını, bazıları ise arttığını gösteriyor.

40 yaşın üzerinde doğum kontrol hapı alınmamalıdır
Doğum kontrol haplarını menopoza girinceye kadar kullanabilirsiniz.

Uzun süre kullanılmamalıdır
Doğum kontrol haplarının kullanımına ara verdiğinizde, hamile kalma riskiniz vardır. Bırakan kadınların yüzde 50'si ilk üç ay içinde hamile kalır.

Diyafram, doğum kontrol hapı kadar etkilidir
Serviksi (rahim ağzı) tamamen kapatan diyaframlarda, risk hapa göre daha yüksektir. Normal doğum yapmış kadınlarda, serviks genişlediği için, yüzde 32 gibi büyük bir risk vardır. Daha iyi bir korunma için, prezervatifle beraber kullanılması gerekir.



Doğum Kontrol Hapları

Doğum kontrol hapları ya da bilimsel adıyla oral kontraseptifler (OK) tüm dünyada yaygın şekilde kullanılan ve ucuz. basit ve oldukça yüksek etkili ilaçlardır. İçinde hormon olduğunun bilinmesi kadın sağlığı açısından son derece yararlı olduğu bilinen bu ilaç grubu hakkında pekçok yanlış bilgi ve inanışın doğmasına neden olmuştur. Sırf bu yanlış inanışlar nedeni ile pekçok kadın doğum kontrol hapı kullanımından endişe duymaktadır. Yazının tamamını okuduğunuzda bu mucizevi ilaçlar ile ilgili bilimsel gerçekleri bilecek ve anlayacaksınız.

TARİHÇE

Kadında yumurtlamanın engellenmesi ile gebelik arasında ilişki kurulması ilk kez 1900'lü yılların başında gerçekleşmiştir. Ludwig Haberlandt adlı bir fizyoloji profesörü yumurtlalıklardan elde edilen ekstrelerin üreme potansiyeli ve yeteneğini engelleyebileceğini göstermiş ve 1931 yılında doğum kontrolü için hormonların kullanılmasını önermiştir. Hormonal doğum kontrol yöntemlerinin prensipleri bu dönemde fark edilmesine karşın teknoloji bu olayı destelemek için yeterli olmamıştır. Kadında yumurtalıktan salgılanan ana östrojen olan östradiolün 12 gramını üretmek için 80.000'den fazla dişi domuzun yumurtalıklarının işlemden geçirilmesi teknolojik yetersizliği ifade etmek için yeterlidir. Yine 1 gram progesteron hormonu üretmek için o dönemde 2500 gebe domuzun yumurtalıklarına gerek duyulmaktaydı. 1951 yılına gelindiğinde progesteron hormonu artık sentetik olarak üretilebilir hale gelmiştir. Aynı yıl progesteronu oluşturan karbon moleküllerinden ondokuzuncusunun çıkartılması ile maddenin etkinliğinin daha da arttığı fark edilmiş ve norethindron adı verilen snetetik progesteron bulunmuştur. 1956 yılında insanlar üzerindeki ilk deneyler yapılmış ve kanamanın kotrolü amacıyla doğum kontrol amaçlı kullanılması planlanan ilaçların içinde östrojen olması gerektiği fikri doğmuştur. Bu çalışmaların sonucu 1960 yılında ilk doğum kontrol hapı olan ENOVID piyasaya sürülmüştür. Bu hap günümüzde kullanılan haplar gibi hem östrojen hem de progesteron hormonu içeren kombine bir doğum kontrol hapıydı ancak içerdiği hormon miktarı çok yüksekti. Kombine oral kontraseptiflerin içerdiği hormon miktarı ile etkileri arasındaki ilişki 1970'lere kadar tam anlamı ile anlaşılamadı. Ancak bu yıldan sonra hapların içeridiği hormon miktarlarını azaltmaya yönelik çalışmalar başladı. Ayrıca yine farklı progesteron hormonları geçen zaman içerisinde üretildi. Progesteronlar arasındaki en önemli farklılık istenmeyen etki ortaya çıkartma potansiyelleridir. Geçen zaman içinde doğum kontrol haplarının hem içerdiği östrojen miktarı düşürüldü hem de progesteron içeriği değişerek istenmeyen yan etkilerin görülme sıklığı ve şiddeti azaltıldı.

Doğum kontrol haplarında amaç en az hormon kullanarak en etkili doğum kontrolünü sağlamaktır. Günümüzde kullanılan hapların hormon içeriği ilk kullanılan atalarının yarısından bile daha düşüktür.

İÇERİK
Östrojen

Kadın yumurtalıkları tarafından salgılanan ana östrojen olan Estradiol en güçlü doğal östrojendir. Estradiolün doğum kontrolünde kullanılmasının önündeki ana engel ağızdan alındığında mide içinde hemen özelliini ve etkinliğini kaybetmesidir. 1938 yılında östradiolün 17 karbon atomuna bir etinil grubu eklendiği taktirde ağızdan alındığında etksini yitirmediğinin fark edilmesi doğum kontrol haplarının gelişiminde dönüm noktası olmuştur. Etinil östradiol adı verilen bu kimyasal bileşik günümüzde de doğum kontrol haplarında kullanılan ana östrojen hormonudur. Etinil östradiol çok güçlü bir östrojendir.

Etinil östradiolün etkisi kişiden kişiye ya da toplumdan topluma değişiklik gösterir. Hatta etki aynı kişide değişik zamanlarda bile farklılık gösterebilmektedir. İşte bu nedenden dolayı aynı doz bir kişide yan etkiler ortaya çıkartabilirken diğerinde hiçbir şey olmayabilir.

Doğum kontrol haplarının ciddi olabilecek yan etkileri içerdikleri etinil östradiol miktarına bağlıdır. Bu nedenle doğum kontrol hapı seçerken östrojen dozu önemli bir kriterdir.

Progestin

Kelime anlamı olarak gebeliği destekleyici anlamına gelen progesteron yumurtlama sonrası yumurtalıkta kalan ve korpus luteum adı verilen bölümden salgılanan bir hormondur. Görevi kabaca gebeliğin düşükle sonuçlanmadan devamını sağlamaktır. Progesteron benzeri etki yapan maddeler ise progestin olarak adlandırılırlar. Progesteron vücutta asıl olarak kolesterolün testosterona ve testosteronun da progesterona dönüşmesi ile üretilir. Erkeklik hormonu olan testosteronun yapısında bulunan karbon atomlarının değiştirilmesi ile progesteron benzeri etki gösteren progestinler elde edilir. Doğum kontrol haplarının ilk zamanlarında kullanılan progestinlerin testosteron benzeri etkileri tam olarak ortadan kaldırılamadığı için tüylenme, kilo artışı gibi yan etkiler sıkça görülmekteydi. Bu etkilerin uzun dönemde kalp damar hastalıklarına yol açacağı endişesi yeni ve testosteron benzeri etkileri daha az ya da olmayan progestinlerin üretilmesi için araştırmacıları tetikledi. Bu araştırmaların sonucunda yeni kuşak progestinler olarak adlandırılan maddeler doğum kontrol haplarının içeriğinde yer almaya başladı. Desogestrel, gestoden ve norgestimat isimli bu progestinler yeni kuşak olarak adlandırılmaktadır ve günümüzde düşük içerikli pekçok doğum kontrol hapının içinde progestin olarak bunlar bulunmaktadır.



DOĞUM KONTROL HAPLARININ TüRLERİ

Doğum kontrol hapları her bir hapın içerdiği hormon miktarına göre multifazik ya da monofazik olarak iki gruba ayrılır. Monofazik olanlarda bir kutu içindeki her bir hapın içerdiği hormon miktarı birbirinin aynısıdır. Bir başka deyişle her hap birbiriyle eştir. Multifazik ilaçlarda ise ilk 7 hapın içeriği aynı, sonraki 7 hap farklı ve yine takip eden 7 hap farklı dozlarda hormon içerir. Multifazik hapların üretilmesinin altında yatan mantık kullanımın ilk dönemlerinde daha az kanama bozukluğuna yol açmak ve daha düşük metabolik değişikliğe neden olmaktır. Oysa yapılan çalışmalar multifazik ve monofazik ilaçlar arasında bir fark olmadığını göstermektedir. Bu nedenle günümüzde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık olarak monofazik ilaçlar reçete edilmektedir.

NASIL ETKİ EDER, GEBELİKTEN NASIL KORUR?

Normal bir adet döngüsünde beyindeki hipofiz bezinden salgılanan FSH isimli hormon yumurtalıkları uyararak içinde yumurta hücresi içeren folikül adı verilen yapıların gelişmesini sağlar. Her ay belirli sayıda folikül FSH etkisiyle gelişmeye başlar ve bunlardan sadece biri baskın hale gelerek gelişimini devam ettirir.Gelişmekte olan folikül östrojen hormonu salgılar. Salgılanan östrojen hipofiz bezi üzerinde negatif etki yaparak FSH salınımını baskılar. Yani önce FSH artıkça östrojen artar ve artan östrojen FSH'yı azaltarak yeni folikül gelişmesini engeller. Gelişen baskın folikül belirli büyüklüğe ulaştığında bu kez hipofizden LH adı verilen hormon salgılanır ve bu yumurtlamayı sağlar. Daha sonra ise yumurtalıklardan progesteron salgılanmaya başlar.

Östrojen ve progesteron içeren kombine doğum kontrol hapları hipofiz üzerinden FSH ve LH salgılanmasını etkileyerek yumurtlamayı engeller. Doğum kontrol haplarının asıl etkisi progesteron üzerinden olur. Progesteron LH salgısını baskılayarak yumurtlama olmasını engeller. Östrojen ise FSH salgılanmasını baskılayarak folikül gelişimi olmamasını sağlar.

İlk paragrafa yeniden göz atacak olursak, normal bir adet döngüsünde östrojen artınca FSH, progesteron artınca LH azalmaktaydı.Biz östrojen ve progesteronu dışarıdan vererek bu etkiyi sağlamaktayız.

İlacın içindeki östrojen dozu folikül büyümesini baskılamada yetersiz kalsa bile progesteron içeriği yumurtamayı engellediğinden etkili bir koruma sağlanır. Yumurtlama olmayında döllenecek yumurta ortamda bulunmayacağından gebelik oluşmayacaktır.

İlaç içindeki östrojenin bir diğer etkisi de rahim içini döşeyen ve endometrium adı verilen zar tabakasının dengede kalmasını sağlayarak düzensiz kanamaları engellemesidir. Progesteronun etkisini arttırmak için de östrojen gereklidir.

Öte yandan ilacın içindeki progesteron endometrium tabakasının yapısında değişikliğe neden olur. Değişime uğrayan endometrium embryonun yerleşmesi ve büyümesi için elverişsiz bir ortamdır. Progesteron aynı zamanda fallop tüplerinin hareketini bozar ve yumurtanın tüplerden geçiş süresini değiştirir. Yine rahim ağzından gerçekleşen salgıda değişikliğe neden olarak spermlerin bu salgı içinde ilerlemelerini güçleştirir.

Görüldüğü gibi doğum kontrol hapları birden fazla etkiyle gebeliği engelemektedir Ancak asıl ve temel etki yumurtlamanın engellenmesidir.
YENİ DüŞüK DOZ DOĞUM KONTROL HAPLARI

Doğum kontrol hapları ilk kez kullanıma girdiğinde içerdikleri östrojen miktarları çok yüksekti. Aynı zamanda progestin içeriğinin erkeklik hormonu olan testosterona benzer yan etkileri oldukça fazlaydı. Zaman içerisinde yeni nesil progestinlerin geliştirilmesi ile bu yan etkiler bertaraf edildi. Ancak yüksek doz östrojenin bulantı kusma gibi basit yan etkilerinin yanı sıra damarlarda pıhtılaşma ve bu pıhtının dolaşıma geçerek kalp ve beyin damarlarını tıkaması gibi ölümcül olabilecek yan etkilerinin olduğu bilinmekteydi. Bu amaçla hapların etkinliğini azaltmadan içeridkleri östrojen miktarını azaltmaya yönelik araştırma ve incelemeler hızla yayıldı. Bu araştırmaların sonucunda doğum kontrol haplarının östrojen içeriğinde giderek bir azalma sağlandı.

İlk çıkan eski kuşak doğum kontrol hapları 50-80 mikrogram östrojen içermekteydi. Bu oldukça yüksek bir östrojen miktarıdır. Daha sonra sırasıyla 35 ve 30 mikrogram östrojen içeren preparatlar piyasaya sürüldü. Günümüzde ise piyasada en fazla reçete edilen ilaçlar 20 mikrogram gibi oldukça düşük sayılabilecek miktarlarda östrojen hormonu içermektedirler. Bu düşük miktara rağmen gebelikten koruma etkisinde en ufak bir azalma söz konusu değildir. Halen 15 mikrogram östrojen içeren haplar ile ilgili çalışmalar devam etmektedir ve yakın bir gelecekte bu haplar piyasada yerini alacaktır.Genel olarak 30 mikrogram ve daha az miktrda östrojen içeren doğum kontrol hapları düşük doz doğum kontrol hapları olarak adlandırılırlar.

Düşük doz hapların en önemli avantajı östrojen bağlı yan etki görülme olasılığının en aza indirilmesidir. Ancak düşük dozun bir dezavantajı vardır. Östrojen dozu azaldıkça endometrium üzerindeki dengeleyici etki de azaldığından hap kullanımı sırasında lekelenme tarzında ara kanamalar görülebilir. Bu durum ilaç kullanmaya devam edildiğinde 3-4 kutu sonra ortadan kalkar. Daha uzun süre devam etmesi durumunda ise bir üst doza geçmek gerekebilir.

Günümüzde ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok değişik marka doğum kontrol hapı eczanelerde satışa sunulmuştur. Şu anda satılan ilaçlar 20 ile 50 mikrogram arasında hormon içermektedir. üstelik bu ilaçlar doktor reçetesine gerek olmadan satın alınabilmektedir. Doğum kontrol hapı almak amacıyla eczaneye giden bir kişi eczacının tercihine göre hap alıp kullanmaya başlamaktadır. Bu sakıncalı olabilecek bir durumdur.

HAP SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

En basit ağrıkesiciden en komplike kanser ilacına kadar kullanılan her ilacın potansiyel yan etkileri vardır. Yine her ilacın kullanılamayacağı kontraendikasyon olarak tanımlanan sakıncalı durumlar söz konusudur. Bu nedenle hangi ilaç olursa olsun doktor önerisi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır. Daha önce de belirtildiği üzere östrojen söz konusu olduğunda aynı miktarda östrojen farklı kişilerde, hatta aynı kişide dönemden döneme farklı etki gösterebilir. Bu nedenle doktor önerisi olmadan doğum kontrol hapı kullanmak uygun bir davranış şekli değildir.

İstenmeyen gebeliklerden korunmak için doğum kontrol hapı kullanmaya karar verdiğinizde jinekoloğunuz sizi muayene edip gerekirse bazı incelemeler yaparak size en uygun dozdaki hapı önerecektir. Doğum kontrol hapları sadece gebelikten korunmak için kullanılmaz. Pekçok jinekolojik patolojinin tedavisinde de doğum kontrol hapı yaygın şekilde kullanılır. Değişik patolojilerin tedavisinde farklı miktarda östrojen içeren ilaçlar gerekli olabilir. Bu nedenle mutlaka jinekoloğunuzun önerdiği doğum kontrol hapını kullanmalısınız.

DOĞUM KONTROL HAPININ AVANTAJLARI NELERDİR?

Düzenli kullanıldığı taktirde çok yüksek etkinliğe sahip yan etki oranı düşük geri dönüşlü bir yöntem olması en önemli avantajıdır. Bunun yanısıra kadın sağlığı açısından pek çok olumlu etkisi vardır. Düzenli kullanım sonrası bazı kanser türlerine karşı koruyuculuk sağlar. Adet kanamalarıı düzene sokması bir diğer avantajdır. Doğum kontrol hapı kullanırken adet kanaması uygun olmaya bir güne denk gelecekse hap kullanımına ara vermeden devam ederek bu dönem atlatılabilir. Adet kanamasının zamanının ayarlanabilmesi önemli bir avantajdır.

DOĞUM KONTROL HAPININ DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

Düzenli alınmasının gerekmesi ve yüksek oranda hasta uyumu gerektirmesi en önemli dezavantajıdır. Yöntemin başarısı kişinin kullanımına bağlıdır. Özellikle ağzıdan ilaç almayı sevmeyen ve hap almayı unutabilecek dalgın yapıdaki kişiler için uygun bir yöntem olmayabilir. Cinsel yönden bulaşabilen hastalıklara karşı etkili bir koruma sağlamaması özellikle çok eşli kişiler için bir dezavantaj olarak kabul edilebilir.


Yazar: Dr. Alper Mumcu


Doğum Kontrolün Önemi


kissing

Evlenir evlenmez çocuk sahibi olmayı istememek her çiftin en doğal isteğidir. Yaşam şartları ve ekonomik zorluklar göz önünde bulundurulunca çiftler çocuk için birikim yapmak, borçlarını bitirmek, ev ya da araba sahibi olmak ya da hayal ettikleri bir takım eylemleri gerçekleştirmek için çocuk isteklerini ertelemektedir.Doktorunuzun önerisiyle sizin için en uygun olabilecek yöntemi seçmeli ve benimsemelisiniz. Korunma yöntemi seçimi son derece önemlidir. İstenmeyen gebeliklerle karşılaşmamak için kişiler herzaman kendileri için uygun olan en iyi yöntemi seçmelidir.


Kontrol yöntemlerinin başarılı olabilmesi için kullanan kişinin yaşam biçimine ve kişiliğine uygun olmalıdır.


* Kadının yaşı

* Eğitimi

* Cinsel aktivite durumu

* Genel sağlık durumu

* Gelecekteki çocuk isteği ihtimali

* Sosyal statüsü


gibi etkenler, kontrol yönteminin seçiminde rol oynar.

Evlenmeden önce çiftlerin ilk ilişki öncesi bir jinekoloğa ya da uzmana gidip muayene olmaları , hem gebelikten korunma hem de genital hijyen ve ilk ilişki hakkında danışma almaları sağlık açısından son derecede önem taşımaktadır.


Doğum Kontrol Yöntemleri



dogum kontrol haplari2


Evli çiftlerin istedikleri zaman istedikleri kadar cocuk sahibi olmaları,istemedikleri zaman da bu gebeliklerin önlenmesi aile planlamasının tanımı ve amacıdır.Bu amaç doğrultusunda çeşitli doğum kontrol yöntemleri kullanılmaktadır. Sitemiz bu doğum kontrol yöntemleri için rehber niteliğinde, sizlere yardımcı olmak amacıyla hizmetinizdedir. Çeşitli doğum kontrol yöntemleri arasında kendinize en uygun yöntemi seçmeye çalışın. Terchler her çiftte farklılık gösterdiği gibi bazı korunma yöntemlerinin yan etkiside vardır. Bu yüzden araştırıp en iyisini, size göre en uygununu bulmanızı öneririz.



Doğum Kontrol Yöntemleri Genel Bilgiler


Çiftlerin en büyük korkusu istemedikleri bir zamanda gebeliğin oluşmasıdır. Çünkü gebelik oluştuktan sonra istenmeyen bir gebeliğin devamına izin verecek veya hoş olmasa da bir kürtaj kararı vermek zorunda kalacaklardır. Günümüzde gebelikten korunma yöntemleri çok çeşitlidir ve her gün yeni yöntemler uygulanmaya başlamaktadır. Bu yöntemlere genel bir bakış attığımızda;

* Abstinens (Cinsel ilişkiye girmeme)


Eğer cinsel ilişkiye girmemeyi bir kontrol yöntemi olarak kabul edersek, doğal olarak %100 güvenilir bir metottur.Değişik sebeplerden dolayı (hastalık ,psikolojik sorunlar,seksüel bozukluklar) cinsel ilişkiye girilmediği zaman doğal olarak gebelik oluşma ihtimali de yoktur.

* Doğal korunma yöntemleri

Ø Takvim yöntemi:

Olası yumurtlama gününde 7-10 gün süre ile ilişkiye girmemek ya da bu dönemde bariyer yöntemi kullanarak ek koruma sağlamaktır. Dikkat edilmesi gereken yumurtlama tarihinin olabildiğince tam tespitidir. Bunun için bazal vücut ısısı ölçümleri veya servikal mukus takibi yapmak gerekmektedir. Erkek doğum kontrol yöntemleri takvim yöntemi olarak da değerlendirilebilmektedir.

Ø Geri çekme (Coitus interraptus):

ülkemizde en çok tercih edilen bu yöntem ,spermin vagina içine değil dışarı boşaltılması mantığına dayanmaktadır.

* Bariyer metodları

Spermin rahim içine geçmesini engelleyerek gebeliğe engel olmaktadırlar.

Ø Erkek prezervatifi:

En çok kullanılan korunma yöntemlerinden biridir.Latex' ten yapılmış olup ereksiyon halindeki penise (erkeklik organına) vagina ile teması olmadan takılmalıdır.En büyük özelliği cinsel ilişki ile geçen hastalıkları kısmen engellemesidir.

Ø Kadın prezervatifi :

Poliüretandan yapılmış ince bir halka şeklinde olup vaginanın içine yerleştirilir.Tüm vagina iç duvarını ve rahim ağzını örter. Kullanışlı değildir.

Ø Spermisidler:

Jel ,köpük veya fitil şeklinde olup spermleri öldürerek gebeliği engellemektedirler.

Ø Diafragma:

Esnek halka şeklinde olup spermisidler ile birlikte kullanılmaktadırlar. Rahim ağzını kapatır. İlişkiden 3 saat önce yerleştirilmelidir.

Ø Servikal başlık:

Küçük boyutta olup latexten yapılmıştır.Spermisid krem içerip serviks ağzını kapatarak gebeliğe engel olmaktadır.

Ø Kontraseptif sünger:

Yeni bir metod olup ülkemizde bulunmamaktadır. Poliüretandan yapılmış olup spermisid içeren bir süngerdir. İlişki öncesi vaginanın içine yerleştirilir.

Ø Spiral :

İçinde hormon veya bakır içeren plastikten yapılmış bir maddedir. Doktor tarafından yerleştirilir. Spermin geçişini engellemez.Döllenen yumurtanın rahim içine yerleşmesini engeller.

* Hormonal metodlar

Östrojen ve progesteron veya sadece progesteron içerirler.Yumurtlamayı engelleyerek,servikal mukusu kalınlaştırarak veya endometriyumun (rahim içi dokusu) yapısını bozarak gebeliği engellemektedirler.

Ø Doğum kontrol hapları:

Her gün ve önerildiği düzende kadın tarafından ağız yolu ile alınırlar.

Ø 3 aylık iğneler (Depo- Provera ) :

Düzenli olarak 3 ayda bir kalçadan enjeksiyon şeklinde yapılırlar. Sadece progesteron içerirler.

Ø Aylık iğneler (Mesygina) :

Ayda bir düzenli olarak kalçadan yapılırlar. Östrojen ve progesteron içerirler.

Ø Cilt altı implantları:

Ön kol derisi altına yerleştiriler. 3 yıl süre ile progesteron salgılayıp gebeliğe engel olmaktadırlar.

Ø Vajinal halka (Nuva Ring) :

ülkemizde yoktur. Vajina içine 3 haftalık bir süre için korur,sonra 1 hafta çıkartılır ve bu döngü tekrarlanır. Hormon salgılayarak gebeliğe engel olur.

Ø Doğum kontrol bant'ı ( Evra):

Hormon içerir. Doğum kontrol hapları gibi etki gösterir.Cilde yapıştırılıp 3 hafta sonra çıkartılır.1 hafta ara verilir. Bu arada adet olunur. Aynı döngü devam ettirilir. ülkemizde yoktur. Amerika'da yaygın kullanılmaktadır.

* Sterilizasyon (kısırlaştırma)

Ø Erkek sterilizasyonu:

Spermleri taşıyan tüpler bağlanır. Vazektomi olarak da bilinmektedir.

Ø Kadın sterilizasyonu:

Doğum sonrası veya istenildiği zaman laparoskopi yada açık ameliyat ile tüpler bağlanarak sperm geçişi engellenir. Tüp ligasyonu olarak da isimlendirilir.Sezaryen sırasında da uygulanabilir.









Deri Altı İmplantı
Implanon deri altına yerleştirilen ve 3 yıl süre ile yüksek oranda doğum kontrolü sağlayan tek çubuklu bir doğum kontrol implantıdır. 4 cm uzunluğunda ve 0,2 cm çapında biyolojik olarak parçalanmayan bir çubuk şeklindedir. Gerekli eğitimi almış kişiler tarafından basit bir yöntemle yerleştirilmesi ardından çubuk, etonogestrel isimli bir progestajen hormon salgılamaktadır. Bu hormon, birçok doğum modern kontrol hap içeriğinde bulunan desogestrel isimli bir hormonun aktif bir metabolitidir.

Uygulanması

Ön kol iç tarafına temizlik solüsyonu ile temizlenir lokal anestezi uygulanırak takılır.

kontraendikasyonları

Aktif venöz tromboembolik hastalıklar, progestogene bağımlı tümörler, ağır hepatik yetmezlik ve tanı konmamış vajinal kanamalarda.

Uyarı ve Önlemler

Gebelerde ve süt veren annelerde kullanılmamalıdır. Meme kanseri olan hastalarda fayda/zarar hesabı yapılmalıdır. Tromboz, cerrahi veya hastalığa bağlı uzun süreli immobilizasyon ve diyabetik durumlara karşı dikkatli olunmalıdır.

Yan Etkiler

Akne, baş ağrısı, kilo artışı, meme hassasiyeti, alopezi ve libido değişikliği gibi.

Subdermal olarak bir implant uygulanır. Hasta İmplanon'u istediği zaman çıkarabileceği, ancak 3 yıldan fazla kalmaması konusunda uyarılmalıdır.





DOĞUM KONTROL İĞNELERİ


depoprovera



Doğum kontrol iğnelerinin tamamen farklı iki çeşiti bulunmaktadır.

1 - Depo Provera®: Sadece progesteron hormonu (DMPA: Depo-Medroksiprogesteron asetat) içerir. 3 ayda bir yapılır.

2- Mesigyna®: Hem östrojen hem progesteron içerir. Ayda bir yapılır


İğneler ilk defa adetin ilk 5 günü içerisinde kalçadan yapılarak kullanılmaya başlanır daha sonra belirlenen aralıklarla yapılır.

Etki mekanizmaları:
- Ovulasyonu (yumurtlamayı) baskılar

- Servikal mukusu kalınlaştırır

- Endometrial değişikliklere yol açar

- Tüplerdeki hareketliliği değiştirir

Yan etkileri:
  • Düzensiz adet kanaması
  • Amenore (adet görememe)
  • Normalden fazla büyümüş folikül
  • Kıllanmada artış
  • Osteoporoz (kemik erimesi)
  • Kilo değişiklikleri
  • Lipid kolesterol üzerinde olumsuz değişiklikler
  • Premenstural sendrom
  • Memelerde hassasiyet
  • Akne


Bu iğnelerin en sık görülen yan etkileri adet düzensizliğidir. Adetlerde düzensizlik, seyrelme, 2-3 ayda bir adet olma gibi düzensizlikler çok sık görülür. 3 aylık iğne yaptıranlarda bazen 6 ay 1 yıl kadar uzun adet olmama görülebilir. Adet düzensizliğine bu kadar sık sebep oldukları için genellikle ilk tercih olarak önerilen doğum kontrol yöntemi değillerdir ancak diğer yöntemleri kullanamayan hastalara önerilirler.

Kullanılmaması gereken durumlar:
Gebelik ve gebelik şüphesi

Aktif karaciğer hastalığı

Meme kanseri ve şüphesi

Genital organ kanserleri

Nedeni bilinmeyen vaginal kanama



Aylık doğum kontrol iğneleri kullanımı bırakıldıktan 1-2 ay sonra gebe kalabilme yeteneği tekrar kazanılır. Bu süre 3 aylık iğnelerde 6-18 ay kadar uzun sürebilir. İğnenin yapılmasından sonra kanda sıfıra yani ölçülemeyecek kadar az düzeye inmesi kişiye göre değişmekle beraber ortalama 120-200 gün sürer.

üç aylık iğneler (DMPA: Depo-Medroksiprogesteron asetat) östrojen içermediklerinden migreni olanlar, lipid-kolesterol yüksekliği olanlar, kalp hastalığı olanlar, 35 yaş üzerindekiler, sigara kullananlar tarafından da kullanılabilirler. Emzirme döneminde kullanılabilirler, sütü azaltmazlar. Yalnız bu iğneleri kullanan kadınlarda iğne kullanmayı keser kesmez gebe kalma yeteneği hemen geri kazanılamaz. Bu iğneler kalıcı olarak gebeliği engellemezler fakat iğne kullanmayı bıraktıktan sonra bir hatta birbuçuk yıla kadar gebelik mümkün olmayabilir. Bu nedenle kısa süreli korunmak isteyen ve sonrasında hemen gebe kalmak isteyen kadınlar için uygun yöntemler değildir.

Aylık iğneler ise doğum kontrol hapları gibi hem östrojen hem progesteron içerdikleri için etki, yan etki, kullanma yada kullanmama durumları açısından aynen doğum kontrol haplarına benzer özellik gösterirler. Doğum kontrol hapları konusunda yazılan uyarılar bunlar için de aynen geçerlidir.


Bu iğneleri kullanırken gebe kalanların bebeklerinde herhangi bir anomali (teratojen etki) yaptıkları izlenmemiştir.

3 aylık iğnelerle (Depo-Provera) korunmak ne kadar başarılıdır?

3 aylık korunma iğneleri yüksek başarı oranına sahiptir. Bu yöntemler korunurken gebe kalma riski yüzde 1 den azdır. (1000'de 3)


Doğum kontrol iğneleri doğumdan ne kadar sonra kullanılabilir?


3 aylık olanlar doğumdan sonra emzirme varsa doğumdan 6 hafta sonra, emzirme yoksa doğumdan 3 hafta sonra kullanılmaya başlanabilir. Aylık olanlar doğumdan sonra emzirme varsa doğumdan 6 ay sonra, emzirme yoksa doğumdan 3 hafta sonra kullanılmaya başlanabilir.

3 aylık korunma iğnesini bıraktım fakat adet göremiyorum?

Bu iğneler (depo-provera) kullanırken yada kullanmayı bıraktıktan sonra adet gecikmesine sebep olabilir. Bazen bu iğne ile korunmayı bıraksanız bile adetlerinizin tekrar başlaması 1 yıl hatta 18 ayı bulabilir. Bu arada adetlerinizdeki gecikmenin sebebi gebelik de olabilir düşüncesiyle gebelik testleri yaptırmanız faydalı olacaktır. Adetlerinizdeki bu gecikme sizin gebe kalamayacağınız anlamına gelmez, bu iğneler bırakıldıktan sonra gebe kalmayı engellemezler, sadece adetlerde gecikme olur.

Sadece progesteron içeren korunma yöntemleri ile ilgili önemli bilgiler:

(Aşağıdaki bilgiler sadece progesteron içeren haplar (minipill), progesteron içeren 3 aylık korunma iğneleri ve cilt altı implantlar için geçerlidir.)

- Oral kontraseptiflerden (OKS) farklı olarak yaş sınırı yoktur, 35 yaş üzerinde de kullanılabilir.

- Doğumdan sonra emzirenlerde kullanmaya başlamak için 6 hafta geçmesi gerekirken, emzirmeyenler doğumdan hemen sonra kullanmaya başlayabilir.

- Düşük yada kürtajlardan hemen sonra kullanmaya başlanabilir.

- Sigara içenler de kullanabilir.

- Tansiyon yüksekliği aşırı olmadığı sürece ve kontrol altında olduğu sürece kullanılabilir.

- Geçmişte damar tıkanıklığı (DVT) öyküsü olanlar kullanabilir, damar tıkanıklığı halen mevcutsa kullanılmamalıdır.

- Kolesterol yüksekliğinde kullanılabilir.

- Kalp kapak hastalığı olanlar kullanabilir.

- Migren aurasız ise kullanılabilir.

- Epilepsi hastaları kullanabilir.

- Endometriyozis hastaları kullanabilir.

- Over (yumuralık) kisti olanlar kullanabilir.

- Rahim ağzında (servikste) iyi huylu hastalıkları olanlar kullanabilir.

- Memede iyi huylu kist v.b hastalıkları olanlar kullanabilir.

- Myomu olanlar kullanabilir.

- Pelvik enfeksiyonu olanlar kullanabilir.

- Diabet (şeker hastalığı) eğer böbrek, göz, damar gibi organlarda hasar yaratmamışsa engel teşkil etmez..

- Guatr (hipertroidi veya hipotroidi) engel teşlik etmez.

- Safra kesesi taşları engel teşkil etmez.

- Siroz veya karaciğer tümörü olanlar kullanmamalıdır.

- Aktif viral hepatit durumunda kullanılamaz, taşıyıcılar kullanabilir.

- Anemi, talasemi, orak hücreli anemi durumlarında kullanılabilir.

- Rifampisin ve griseofulvin dışındaki antibiyotiklerle aynı anda kullanımından etkilenmez.

3 ayda bir uygulanan DMPA: Depo-Medroksiprogesteron asetat 'ın gebelikten koruma dışında ek faydaları:
- Pelvik enflamatuar hastalık (PID) riski azalır

- Endometriozise bağlı ağrılar azalır

- Oral hücreli anemide kriz riski azalır

- Endometrium kanseri riski azalır

- Epileptik kriz riski azalır

- Menopozaa bağlı ateş basması v.b şikayetler azalır

- Dış gebelik riski azalır

- Aşırı ve düzensiz kanamalar azalır

- Endometrial hiperplaziyi önler

- Kansızlığı önler (kanama azaldığı için)

- Adet sancılarını (dismenore) azaltır





dgmkontrl 300x196

Aile planlaması istenilen zamanda, istenildiği kadar çocuk sahibi olma anlamını taşımaktadır. Her geçen gün korunma yöntemlerinde çeşitlilik de artmaya devam ediyor. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Aytun Aktan, “Bu amaca hizmet eden çok sayıda korunma yöntemi seçeneklerinden biri mutlaka size uygundur. Ancak bir iki yöntem dışında sorumluluk hep kadınlarda. Uzun yıllardır, milyonlarca kadının korunma ya da tedavi amacıyla kullandığı güvenilir haplarla ilgili son zamanlarda olumsuz yayınlar yayınlandığı için bu kararın mutlaka uzmanla birlikte alınması gerekir. Ayrıca kadının vücut ve yaşam tarzına en saygılı yöntemin seçilmesi gerekir.†Op.Dr. Aytun Aktan hormonal içerikli birkaç yöntemi yenilikleriyle birlikte karşılaştırmasını yaparak konuya açıklık kazandırmaya çalıştı.

Doğum Kontrol Hapları:
İlacın her tabletinde östrojen ve progesteron hormonları mevcuttur. Bu hormonların amacı her ay oluşan yumurtlamayı (ovulasyon) geri dönüşümlü olarak baskılamaktır. Östrojen hormon dozu giderek daha da düşük düzeye çekilmeye çalışılmakta ve böylece olası yan etkilerin azaltılması sağlanmaktadır (pıtılaşma eğiliminin artışı, migren, meme kanseri gibi). Progesteron tipindeki değişikliklerle de bazı hastalıkların tedavisinde seçenek haline gelmektedir (sivilcelenme, kıllanma, polikstik over gibi). Her gün, belli saatlerde düzenli alınması gerekliliği ilacın çekici olmayan özelliği iken, doğru kullanımda %95'e varan koruma etkinliği ile çok başarılıdır. Koruma özelliğinin dışında adet kanama miktarlarını azaltması, ağrılı adet gören kadınlarda bir kaç aylık kullanımdan sonra ağrıların kaybolmasını sağlaması hergün ilaç yutma fikrini olumluya çeviren durumlardır.

Hormonlu Sipiraller:
İçeriğindeki tek tip hormon sayesinde östrojen kullanması sakıncalı kadınlar için idealdir. Doğum yapmış kadınlara daha çok önerilen bir yöntemdir. Hormon içeriği sayesinde normal sipiralin neden olduğu kanama miktarlarındaki artış, ağrı yaşanmaz. Hatta bazı tıbbi durumlarda tedavi amacıyla da kullanılmaktadır. Hastanede, jinekoloğunuz tarafından ugulanması ve yıllık takiplerin yapılması gerekmektedir. Ara lekelenmeler ise en sık rastlanan yan etkisidir. Kadınların dörtte birinde ise kanamayı tamamen kestiği gözlenir. Bu kimi kadınlar için istenen, kimince de hoşalanılmayan bir durumdur. Sipiralin çekilmesinden itibaren doğurganlık ertesi aydan itibaren tekrar geri gelir.

Aylık İğneler, Cilt Altı İmpilantlar:
Tek tip hormon içermeleri nedeniyle östrojenin istenmeyen etkilerinden sakınılmış olunur. Aylık iğnelerin sağlık kuruluşlarında yapılması gerekir. Kullanım kolaylığı nedeniyle tercih edilir. Ara lekelenme en sık rastlanan yan etkisi olup, yöntemin bırakılmasının ardından yumurtlama fonksiyonunun geri dönmesi aylar alabilir.

İmplantın uygulaması cerrahi bir işlemdir. Cilt altına yerleştirilen implant beş yıl koruma etkinliği gösterir. Yöntemden vazgeçilmesi durumunda çıkartılması için de tekrar lokal anestezi ile küçük bir cerrahi işlem uygulanır.

Maalesef tüm bu yöntemlerin cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruma özelliği yoktur. Bunu sağlamak için kondom tek yoldur.

Hormonlu Vajinal Halka:
ülkemizde yeni kullanılmaya başlanan bu yötem tıpkı haplardaki gibi ikili hormon içermektedir ve onun sağladığı tüm avantajları içermektedir. Her gün ilaç yutmak istemeyen ya da bundan sıkılmış kadınlar için ideal bir yöntemdir. Vajinaya yerleştirilen ve 21 gün süresince vajede etkinliği devam eden bu halkalar kadınların kendi kendine uygulayabildikleri bir yöntemdir. Kanamayla birlikte uygulanır, her uygulama sonunda (21 gün) halkasız 7 gün boşluk bırakılır. İlk uygulamanın doktor tarfından yapılması bu yöntemle yeni tanışan kadınlar için öğretici olabilir. Vajende yabancı bir madde düşüncesi rahatsız edici bir fikir gibi gelse de bu halka kadın tarfından hissedilmez. Partnerlerin bazıları ilişki sırasında halkayı hissettiklerini ama hazzı arttırdığını söylemişlerdir. Vajinal enfeksiyonları %15 oranında arttırması yan etkilerindendir. Diğer yan etkiler ya da kullanımının istenmediği durumlar doğum kontrol haplarıyla aynıdır.





  • Yeni doğum yaptım, yeşil kart sahibi olarak doğum yardımı alabilir miyim?


  • Doğum Kontrol Hapları Kilo Aldırır mı?


  • Erken Doğum (Miad Öncesi Doğum)


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Doğum Kontrolü ve Doğum Kontrol Yöntemleri
Doğum Kontrolü ve Doğum Kontrol Yöntemleri
http://www.ertesisabah.com/acil_korunma/i/img_acil_korunma.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/dogum-kontrolu-ve-dogum-kontrol.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/dogum-kontrolu-ve-dogum-kontrol.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content