Büyük Türk yazar ve gezgini olan ve eserleri ile yaşamış olduğu döneme ışık tutmayı hala başaran Evliya Çelebi yaşamı ve gezileri hakkında b...
Büyük Türk yazar ve gezgini olan ve eserleri ile yaşamış olduğu döneme ışık tutmayı hala başaran Evliya Çelebi yaşamı ve gezileri hakkında bilgiler.
Internasyonal ün kazanmış büyük bir Türk gezginidir. XVII. yüzyılın en büyük yazarlarındandır. 1611’de İstanbul’da Unkapanı’nda hayata merhaba dedi. Babası Derviş Mehmet Zilî sarayın kuyumcubaşısıydı. 114 yaşlarında ölmüştür. Evliya Çelebi, babası 77 yaşlarındayken doğmuştur. Mehmet Zilî Sultanahmet Camisi’nden süsleme işlerini icra eden sanatkarlardandı. Ailesi aslına bakarsak Kütahyalı’ydı, fetihten sonrasında İstanbul’a yerleşmişlerdi.
Evliya Çelebi ilk öğreniminden sonrasında 7 yıl medreseye giderek orta öğrenimini tamamladı, Enderun denilen saray okuluna girerek orada ilerledi. Bununla birlikte hafız oldu, babasından da güzel sanatlar öğrendi. Küçük oranda şairliği de vardır. Müziğe çalışan, sesi pek güzel olan Çelebi, IV. Murat’ın takdirini kazanarak, dayısı Damat Melek Ahmet Paşa’nın da desteğiyle 1635’te, 24 yaşlarında sarayda vazife aldı.
Büyük bir araştırma merakı, ince bir zekası olan Çelebi, gezilerini 1630’da görmüş olduğu bir rüyaya bağlar. Anlattığına gore rüyasında Hz. Peygamberi görmüş, «Şefaat» diyeceğine, heyecandan: «Gezi, yâ Resûllullah!» demiş, Peygamber de gülümseyerek onun dileğini kabul etmiş.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN İLK GEZİLERİ
Çelebi’nin 10 büyük ciltlik Seyahatname’sinin ilk teni bir İstanbul ansiklopedisi gibidir, en ince ayrıntılarına kadar şehri inceler. Çelebi Garp Anadolu’da ilk gezilerinden sonrasında, babasının mânevi oğlu olan Trabzon Beylerbeyi Ketenci Ömer Paşa ile beraber, Trabzon’a gitti. Oradan, Karadeniz’in tüm şark kıyılarını gezip 1641’de Kırım’a geçti. Bahadır Giray Han’ın yanında uzun süre kaldıktan sonrasında deniz yolu ile İstanbul’a döndü.
1645 Girit Seferi’ne katılarak Hanya’nın fethinde bulundu. 1646’da akrabası olan Defterdarzade Mehmet Paşa Erzurum Beylerbeyi olunca, onun yanında Şark Anadolu’ya gitti. Gürcistan’ı, Azerbeycan’ı, ayrıca Tebriz’le Bakû’yu gezdi. Dağıstan’a Hazar kıyılarına, Volga’ya kadar gitti. Kırım’a döndü, Balkanları geçerek 1668’de İstanbul’a döndü. Seyahat merakı iliklerine işlediğinden 7 aydan fazla oturamadı, bu sefer osmanlı’nın şimdiki Yunanistan’da kalan şehirlerini gezmeye başladı. Mora’dan Girit’e geçti, Arnavutluk’ta dolaştı, 1670’te gene İstanbul’a geri döndü.
ÇELEBİ’NİN SON GEZİSİ
21 Mayıs 1671’de yanına 8 kölesini de alıp, sonuncu gezisine çıkan Çelebi, Ege Adaları’nı, Cenup Anadolu’yu, Suriye’yi dolaştı, Hicaz’a gidip hacı olduktan sonrasında Mısır’a gitti. Burayı çok beğenmiş olduğu anlaşılıyor, çünkü, Kahire’de 9 yıla yakın kaldı. Yalnız, ayrıca pek çok kereler Sudan’a, Eritre’ye gitti. Bundan sonrasında da Seyahatname’sinin X. teni bittiğinden, Mısır’da mı, İstanbul’a dönerek burada mı öldüğü bilinemiyor. Yalnız, 1862’de öldüğünü biliyoruz.
BÜYÜK BİR ESER
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 10 büyük ten halinde, istanbul’da basılmıştır. Bunun yalnız son iki teni lâtin harfleriyledir. Bununla birlikte, bu geniş eserden meydana getirilen seçmeler yayınlanmıştır. Eserden parça parça meydana getirilen çeviriler Garp dillerinde yayınlanmış olduğu şeklinde, Garp bilginlerince de çok incelenmiştir. Çelebi’nin kendine özgü zarif üslûbu, ona bir çok fanatik kazandırmıştır. Bu büyük yaratı XVII. yüzyıl Osmanlı Türkleri’nin zamanı, folkloru, uygarlığı bakımından çok kıymetli bir hazinedir.
YORUMLAR