Gerilmiş ödat 1 . Gerilmiş durumda olan: "Her hadisenin rüzgârı onun gerilmiş sinirlerini derin derin sarsmıştır."- İ....
Gerilmiş
ödat
1 . Gerilmiş durumda olan:
2 . Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt):
3 . mecaz Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki):
4 . mecaz Huzursuz, sinirli:
ödat
1 . Gerilmiş durumda olan:
"Her hadisenin rüzgârı onun gerilmiş sinirlerini derin derin sarsmıştır."- İ. A. Gövsa.
2 . Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt):
"Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gerilmiş vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı."- P. Safa.
3 . mecaz Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki):
"Arkadaşımın kocasıyla arası gerilmiş."- .
4 . mecaz Huzursuz, sinirli:
"Dudaklarında gerilmiş, cali bir tebessümle ilerledi."- P. Safa.
YORUMLAR