Halit Ziya Uşaklıgil kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz? Halit Ziya Uşaklıgil ÇağÂdaş anlamda Türk romanını...
Halit Ziya Uşaklıgil kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Halit Ziya Uşaklıgil
ÇağÂdaş anlamda Türk romanının ilk ve başarılı örneklerini veren Halid Ziya öykülerinde de aynı çizgiyi izlemiştir.
İstanbul'da doğan Halid Ziya Uşaklıgil, kökleri eskilere uzanan ve Uşakizadeler diye bilinen Uşaklı bir aileden gelen halı tüccarı Hacı Halil Efendi'nin oğludur. Mercan maÂhalle mektebinde başladığı ilköğrenimini Fatih Askeri Rüştiyesi'nde sürdürdü. 10-12 yaşlarında Leyla ile Mecnun, Âşık Garip gibi öykülerin anlatıldığı kitapları okuyan Halid Ziya babasıyla birlikte gittiği Gedikpaşa'daki Osmanlı Tiyatrosu'nun oyunlarını ilgiyle izleÂmekteydi. Bunlar onun edebiyatla kurduğu ilk ilişkilerdi. Babasının işlerinin bozulması üzerine ailesi İzmir'e taşınınca eğitimini 1878'de İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Bu arada özel dersler alarak Fransızca da öğreniÂyordu. Katolik rahiplerin yönettiği bir papaz okulunda yatılı okumaya başladı. Bu okuldaÂki eğitimi Fransız klasiklerini ve çağdaş FranÂsız edebiyatını tanımasına yardımcı oldu. YaÂbancı dilini geliştiren Halid Ziya Fransızca'dan çeviriler yapmaya başladı. Bu arada bazı edebi yazılarını İstanbul'a göndererek Hazine-i Evrak adlı dergide "Mehmed Halid" adıyla yayımlamaktaydı.
Son sınıfta okuldan ayrılarak bir süre babaÂsının yanında çalışan Halid Ziya aynı yıl bir arkadaşıyla birlikte Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. Dışişlerinde görev almak amacıyla İstanbul'a gitti. Girişimleri başarıÂsızlıkla sonuçlanınca İzmir'e döndü. Daha sonra Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başlaÂdı. Bir yandan da İzmir Rüştiyesi'nde FransızÂca dersleri veriyordu. Bu arada gene arkadaşÂlarıyla birlikte Hizmet gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede düzyazı şiir (mensur şiir), öykü ve roman türlerinde yazdığı ilk yapıtlarını yayımladı. 1893'te İstanbul'a taşınarak Reji İdaresi'nde başkâtip oldu. Recaizade Mahmud Ekrem'in aracılığıyla Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılan Halid Ziya, Mai ve Siyah (1897) romanını Servet-i Fünun dergisinde tefrika ettirmeye başladı. Servet-i Fünun kapanıncaya kadar bu dergide Aşk-ı Memnu (1900) ve Kırık Hayatlar (1924) romanlarıyla birçok öykü ve makale yayımladı. Servet-i Fünun içinde Edebiyat-ı Cedide AkıÂmı dışlanınca öbür arkadaşları gibi Halid Ziya da II. Meşrutiyet'e kadar hiçbir şey yayımlaÂmadı. II. Meşrutiyet'ten sonra bir süre DarülÂfünun (İstanbul üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nde batı edebiyatı dersleri verdi. 1909'da mabeyn başkâtibi, 1911'de Ayan Meclisi üyeÂsi oldu. Siyasal görevlerle Almanya ve RoÂmanya'ya giden Halid Ziya İttihat ve Terakki'nin düşmesinden sonra Reji İdaresi'ne geçeÂrek yönetim kurulu başkanlığını yürüttü. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy'deki köşküne çekilen yazar yaşamının sonuna kadar burada yaşadı. Bu süre içinde eski yapıtlarının yeni basımlarıyla ilgilendi; anılarını yazdı ve zamanını okuyarak geçirdi.
İzmir'de ilk romanını kaleme aldığı yıllarda Fransa'da Gerçekçilik ve Doğalcılık akımları yaygındı. Halid Ziya Tanzimat dönemi roÂmancıları gibi Romantizm'e değil, çağdaşı olan bu yeni akımlara yakınlık duydu. Hizmet gazetesinde 1885'te dizi olarak yayımlanan, masum bir genç kızın aldatılışını ve çektiği acıları anlatan Sefile adlı ilk romanı ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklandığı için yarım kalmış ve kitap haline getirilememiştir.
Halid Ziya'nın Nemide (1889), Bir Ölünün Defteri (1889), Ferdi ve Şürekâsı (1894) adlı yapıtları İzmir'de yazdığı gençlik dönemi roÂmanlarıdır. İlk iki romanında konu üç kişi arasındaki acıklı bir sevgi öyküsüdür. Her iki romanda da başkişi öbür iki kişinin mutlu olmaları için kendini feda eder. Yazarın bu yapıtları o güne kadar yazılmış Türk romanlaÂrının bazı özelliklerini yineler. Ortam İstanÂbul'da bir zengin evidir. Olay Osmanlı topluÂmunun kapalı yapısından ötürü tek bir aile çevresinde geçer. Ama bu romanlar yazarın sonraki çalışmalarında görülecek kişilerin ipuçlarını verir. Halid Ziya'nın bu gençlik dönemi yapıtları içinde en başarılısı Ferdi ve Şürekâsı'dır. Roman kişilerinin ustalıkla denÂgelenmiş yoğun çizimleri, ekonomik koşullaÂrın etkileri, yapıtı Romantizm'in çizgilerine girmekten kurtararak ona gerçekçi bir çerçeÂve sağlar.
Halid Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah adlı yapıtı hem yazarın, hem de Türk romanının olgunluğa doğru önemli bir dönüm noktasını oluşturur. Yazar bu romanında o dönemin basın dünyasını, gazeteciler, şairler, yayımcıÂlar ve yazarlar çerçevesinde ele alır. Bu dünyanın gerçekleri karşısında yenik düşen Ahmed Cemil'in düşleriyle onu gittikçe burÂgacına alan gerçeğin çatışması romandaki kurgunun kaynağıdır. Mai ve Siyah iyimserlik ile karamsarlığın, amaçlanan ülkü ile ekonoÂmik zorunluluğun çalışmasıdır. İlk büyük Türk romanı kabul edilen Aşk-ı Memnu yazarın da başyapıtıdır. Romanda, zengin ama yaşlı Adnan Bey'le parası için evlenen genç ve güzel Bihter bir süre sonra kocasının yeğeni Behlül ile yasak bir aşk yaşamaya başlar. Genç bir insanın yalnızca zenginliğe değil, sevgiye de gereksinimi olduğunu geç anlamıştır. Ama Behlül bu ilişkiden bıkıp Adnan Bey'in kızı Nihal'le evlenmek isteyinÂce Bihter tüm ilişkilerini açığa çıkarır ve kendini öldürür. Nihal babasının yanma döÂnerek onunla yaşamaya başlar, Behlül ise kaçar. 1909'da Sabah gazetesinde tefrika ediÂlen Nesl-i Ahir de kitap olarak 1990'da yayımlanmıştır. Halid Ziya bu yapıtında aşkÂtan başka düşünce ve sorunları olmayan, yaşamlarını çalışmadan sürdüren hazır yiyici ve batıya özenen bir toplum kesiminin yaşaÂmını yansıtmıştır. Romandaki oldukça karÂmaşık ilişkiler, romanın kişileri arasındaki nesnel ve duygusal bağlantılara ustaca örülÂmüş tüm hareketler, betimlemeler ve ruh çözümlemeleri olayın akışını hızlandıracak biçimde, ölçülü ve dengeli olarak işlenmiştir. Yapıtta olayın örülüsü, dış ve iç dünyaların anlatımındaki denge son derece yetkindir.
Halit Ziya Uşaklıgil'in diğer öykü kitaplarıÂnın başlıcalar şunlardır: Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889), Bir İzdivacın Tarih-i MuaÂşakası (1889), Bir Yazın Tarihi (1898), Solgun Demet (1901), Hepsinden Acı (1934), Kadın Pençesi (1939).
Ayrıca, Yunan Tarih-i EdebiÂyatı (1912), Latin Tarih-i Edebiyatı (1912), Sanata Dair (1955, 3 cilt) adlı inceleme ve deneme yapıtları da vardır.
Kaynak >
Sebep: iç başlık
Picasso kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ziya Gökalp kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ziya Aydıntan kimdir, hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
İnceleyiniz
Temel Britannica
ÇağÂdaş anlamda Türk romanının ilk ve başarılı örneklerini veren Halid Ziya öykülerinde de aynı çizgiyi izlemiştir.
İstanbul'da doğan Halid Ziya Uşaklıgil, kökleri eskilere uzanan ve Uşakizadeler diye bilinen Uşaklı bir aileden gelen halı tüccarı Hacı Halil Efendi'nin oğludur. Mercan maÂhalle mektebinde başladığı ilköğrenimini Fatih Askeri Rüştiyesi'nde sürdürdü. 10-12 yaşlarında Leyla ile Mecnun, Âşık Garip gibi öykülerin anlatıldığı kitapları okuyan Halid Ziya babasıyla birlikte gittiği Gedikpaşa'daki Osmanlı Tiyatrosu'nun oyunlarını ilgiyle izleÂmekteydi. Bunlar onun edebiyatla kurduğu ilk ilişkilerdi. Babasının işlerinin bozulması üzerine ailesi İzmir'e taşınınca eğitimini 1878'de İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Bu arada özel dersler alarak Fransızca da öğreniÂyordu. Katolik rahiplerin yönettiği bir papaz okulunda yatılı okumaya başladı. Bu okuldaÂki eğitimi Fransız klasiklerini ve çağdaş FranÂsız edebiyatını tanımasına yardımcı oldu. YaÂbancı dilini geliştiren Halid Ziya Fransızca'dan çeviriler yapmaya başladı. Bu arada bazı edebi yazılarını İstanbul'a göndererek Hazine-i Evrak adlı dergide "Mehmed Halid" adıyla yayımlamaktaydı.
Son sınıfta okuldan ayrılarak bir süre babaÂsının yanında çalışan Halid Ziya aynı yıl bir arkadaşıyla birlikte Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. Dışişlerinde görev almak amacıyla İstanbul'a gitti. Girişimleri başarıÂsızlıkla sonuçlanınca İzmir'e döndü. Daha sonra Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başlaÂdı. Bir yandan da İzmir Rüştiyesi'nde FransızÂca dersleri veriyordu. Bu arada gene arkadaşÂlarıyla birlikte Hizmet gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede düzyazı şiir (mensur şiir), öykü ve roman türlerinde yazdığı ilk yapıtlarını yayımladı. 1893'te İstanbul'a taşınarak Reji İdaresi'nde başkâtip oldu. Recaizade Mahmud Ekrem'in aracılığıyla Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılan Halid Ziya, Mai ve Siyah (1897) romanını Servet-i Fünun dergisinde tefrika ettirmeye başladı. Servet-i Fünun kapanıncaya kadar bu dergide Aşk-ı Memnu (1900) ve Kırık Hayatlar (1924) romanlarıyla birçok öykü ve makale yayımladı. Servet-i Fünun içinde Edebiyat-ı Cedide AkıÂmı dışlanınca öbür arkadaşları gibi Halid Ziya da II. Meşrutiyet'e kadar hiçbir şey yayımlaÂmadı. II. Meşrutiyet'ten sonra bir süre DarülÂfünun (İstanbul üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nde batı edebiyatı dersleri verdi. 1909'da mabeyn başkâtibi, 1911'de Ayan Meclisi üyeÂsi oldu. Siyasal görevlerle Almanya ve RoÂmanya'ya giden Halid Ziya İttihat ve Terakki'nin düşmesinden sonra Reji İdaresi'ne geçeÂrek yönetim kurulu başkanlığını yürüttü. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy'deki köşküne çekilen yazar yaşamının sonuna kadar burada yaşadı. Bu süre içinde eski yapıtlarının yeni basımlarıyla ilgilendi; anılarını yazdı ve zamanını okuyarak geçirdi.
İzmir'de ilk romanını kaleme aldığı yıllarda Fransa'da Gerçekçilik ve Doğalcılık akımları yaygındı. Halid Ziya Tanzimat dönemi roÂmancıları gibi Romantizm'e değil, çağdaşı olan bu yeni akımlara yakınlık duydu. Hizmet gazetesinde 1885'te dizi olarak yayımlanan, masum bir genç kızın aldatılışını ve çektiği acıları anlatan Sefile adlı ilk romanı ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklandığı için yarım kalmış ve kitap haline getirilememiştir.
Halid Ziya'nın Nemide (1889), Bir Ölünün Defteri (1889), Ferdi ve Şürekâsı (1894) adlı yapıtları İzmir'de yazdığı gençlik dönemi roÂmanlarıdır. İlk iki romanında konu üç kişi arasındaki acıklı bir sevgi öyküsüdür. Her iki romanda da başkişi öbür iki kişinin mutlu olmaları için kendini feda eder. Yazarın bu yapıtları o güne kadar yazılmış Türk romanlaÂrının bazı özelliklerini yineler. Ortam İstanÂbul'da bir zengin evidir. Olay Osmanlı topluÂmunun kapalı yapısından ötürü tek bir aile çevresinde geçer. Ama bu romanlar yazarın sonraki çalışmalarında görülecek kişilerin ipuçlarını verir. Halid Ziya'nın bu gençlik dönemi yapıtları içinde en başarılısı Ferdi ve Şürekâsı'dır. Roman kişilerinin ustalıkla denÂgelenmiş yoğun çizimleri, ekonomik koşullaÂrın etkileri, yapıtı Romantizm'in çizgilerine girmekten kurtararak ona gerçekçi bir çerçeÂve sağlar.
Halid Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah adlı yapıtı hem yazarın, hem de Türk romanının olgunluğa doğru önemli bir dönüm noktasını oluşturur. Yazar bu romanında o dönemin basın dünyasını, gazeteciler, şairler, yayımcıÂlar ve yazarlar çerçevesinde ele alır. Bu dünyanın gerçekleri karşısında yenik düşen Ahmed Cemil'in düşleriyle onu gittikçe burÂgacına alan gerçeğin çatışması romandaki kurgunun kaynağıdır. Mai ve Siyah iyimserlik ile karamsarlığın, amaçlanan ülkü ile ekonoÂmik zorunluluğun çalışmasıdır. İlk büyük Türk romanı kabul edilen Aşk-ı Memnu yazarın da başyapıtıdır. Romanda, zengin ama yaşlı Adnan Bey'le parası için evlenen genç ve güzel Bihter bir süre sonra kocasının yeğeni Behlül ile yasak bir aşk yaşamaya başlar. Genç bir insanın yalnızca zenginliğe değil, sevgiye de gereksinimi olduğunu geç anlamıştır. Ama Behlül bu ilişkiden bıkıp Adnan Bey'in kızı Nihal'le evlenmek isteyinÂce Bihter tüm ilişkilerini açığa çıkarır ve kendini öldürür. Nihal babasının yanma döÂnerek onunla yaşamaya başlar, Behlül ise kaçar. 1909'da Sabah gazetesinde tefrika ediÂlen Nesl-i Ahir de kitap olarak 1990'da yayımlanmıştır. Halid Ziya bu yapıtında aşkÂtan başka düşünce ve sorunları olmayan, yaşamlarını çalışmadan sürdüren hazır yiyici ve batıya özenen bir toplum kesiminin yaşaÂmını yansıtmıştır. Romandaki oldukça karÂmaşık ilişkiler, romanın kişileri arasındaki nesnel ve duygusal bağlantılara ustaca örülÂmüş tüm hareketler, betimlemeler ve ruh çözümlemeleri olayın akışını hızlandıracak biçimde, ölçülü ve dengeli olarak işlenmiştir. Yapıtta olayın örülüsü, dış ve iç dünyaların anlatımındaki denge son derece yetkindir.
Halit Ziya Uşaklıgil'in diğer öykü kitaplarıÂnın başlıcalar şunlardır: Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889), Bir İzdivacın Tarih-i MuaÂşakası (1889), Bir Yazın Tarihi (1898), Solgun Demet (1901), Hepsinden Acı (1934), Kadın Pençesi (1939).
Ayrıca, Yunan Tarih-i EdebiÂyatı (1912), Latin Tarih-i Edebiyatı (1912), Sanata Dair (1955, 3 cilt) adlı inceleme ve deneme yapıtları da vardır.
Sebep: kırık link
eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
ÇağÂdaş anlamda Türk romanının ilk ve başarılı örneklerini veren Halid Ziya öykülerinde de aynı çizgiyi izlemiştir.
İstanbul'da doğan Halid Ziya Uşaklıgil, kökleri eskilere uzanan ve Uşakizadeler diye bilinen Uşaklı bir aileden gelen halı tüccarı Hacı Halil Efendi'nin oğludur. Mercan maÂhalle mektebinde başladığı ilköğrenimini Fatih Askeri Rüştiyesi'nde sürdürdü. 10-12 yaşlarında Leyla ile Mecnun, Âşık Garip gibi öykülerin anlatıldığı kitapları okuyan Halid Ziya babasıyla birlikte gittiği Gedikpaşa'daki Osmanlı Tiyatrosu'nun oyunlarını ilgiyle izleÂmekteydi. Bunlar onun edebiyatla kurduğu ilk ilişkilerdi. Babasının işlerinin bozulması üzerine ailesi İzmir'e taşınınca eğitimini 1878'de İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Bu arada özel dersler alarak Fransızca da öğreniÂyordu. Katolik rahiplerin yönettiği bir papaz okulunda yatılı okumaya başladı. Bu okuldaÂki eğitimi Fransız klasiklerini ve çağdaş FranÂsız edebiyatını tanımasına yardımcı oldu. YaÂbancı dilini geliştiren Halid Ziya Fransızca'dan çeviriler yapmaya başladı. Bu arada bazı edebi yazılarını İstanbul'a göndererek Hazine-i Evrak adlı dergide "Mehmed Halid" adıyla yayımlamaktaydı.
Son sınıfta okuldan ayrılarak bir süre babaÂsının yanında çalışan Halid Ziya aynı yıl bir arkadaşıyla birlikte Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. Dışişlerinde görev almak amacıyla İstanbul'a gitti. Girişimleri başarıÂsızlıkla sonuçlanınca İzmir'e döndü. Daha sonra Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başlaÂdı. Bir yandan da İzmir Rüştiyesi'nde FransızÂca dersleri veriyordu. Bu arada gene arkadaşÂlarıyla birlikte Hizmet gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede düzyazı şiir (mensur şiir), öykü ve roman türlerinde yazdığı ilk yapıtlarını yayımladı. 1893'te İstanbul'a taşınarak Reji İdaresi'nde başkâtip oldu. Recaizade Mahmud Ekrem'in aracılığıyla Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılan Halid Ziya, Mai ve Siyah (1897) romanını Servet-i Fünun dergisinde tefrika ettirmeye başladı. Servet-i Fünun kapanıncaya kadar bu dergide Aşk-ı Memnu (1900) ve Kırık Hayatlar (1924) romanlarıyla birçok öykü ve makale yayımladı. Servet-i Fünun içinde Edebiyat-ı Cedide AkıÂmı dışlanınca öbür arkadaşları gibi Halid Ziya da II. Meşrutiyet'e kadar hiçbir şey yayımlaÂmadı. II. Meşrutiyet'ten sonra bir süre DarülÂfünun (İstanbul üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nde batı edebiyatı dersleri verdi. 1909'da mabeyn başkâtibi, 1911'de Ayan Meclisi üyeÂsi oldu. Siyasal görevlerle Almanya ve RoÂmanya'ya giden Halid Ziya İttihat ve Terakki'nin düşmesinden sonra Reji İdaresi'ne geçeÂrek yönetim kurulu başkanlığını yürüttü. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy'deki köşküne çekilen yazar yaşamının sonuna kadar burada yaşadı. Bu süre içinde eski yapıtlarının yeni basımlarıyla ilgilendi; anılarını yazdı ve zamanını okuyarak geçirdi.
İzmir'de ilk romanını kaleme aldığı yıllarda Fransa'da Gerçekçilik ve Doğalcılık akımları yaygındı. Halid Ziya Tanzimat dönemi roÂmancıları gibi Romantizm'e değil, çağdaşı olan bu yeni akımlara yakınlık duydu. Hizmet gazetesinde 1885'te dizi olarak yayımlanan, masum bir genç kızın aldatılışını ve çektiği acıları anlatan Sefile adlı ilk romanı ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklandığı için yarım kalmış ve kitap haline getirilememiştir.
Halid Ziya'nın Nemide (1889), Bir Ölünün Defteri (1889), Ferdi ve Şürekâsı (1894) adlı yapıtları İzmir'de yazdığı gençlik dönemi roÂmanlarıdır. İlk iki romanında konu üç kişi arasındaki acıklı bir sevgi öyküsüdür. Her iki romanda da başkişi öbür iki kişinin mutlu olmaları için kendini feda eder. Yazarın bu yapıtları o güne kadar yazılmış Türk romanlaÂrının bazı özelliklerini yineler. Ortam İstanÂbul'da bir zengin evidir. Olay Osmanlı topluÂmunun kapalı yapısından ötürü tek bir aile çevresinde geçer. Ama bu romanlar yazarın sonraki çalışmalarında görülecek kişilerin ipuçlarını verir. Halid Ziya'nın bu gençlik dönemi yapıtları içinde en başarılısı Ferdi ve Şürekâsı'dır. Roman kişilerinin ustalıkla denÂgelenmiş yoğun çizimleri, ekonomik koşullaÂrın etkileri, yapıtı Romantizm'in çizgilerine girmekten kurtararak ona gerçekçi bir çerçeÂve sağlar.
Halid Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah adlı yapıtı hem yazarın, hem de Türk romanının olgunluğa doğru önemli bir dönüm noktasını oluşturur. Yazar bu romanında o dönemin basın dünyasını, gazeteciler, şairler, yayımcıÂlar ve yazarlar çerçevesinde ele alır. Bu dünyanın gerçekleri karşısında yenik düşen Ahmed Cemil'in düşleriyle onu gittikçe burÂgacına alan gerçeğin çatışması romandaki kurgunun kaynağıdır. Mai ve Siyah iyimserlik ile karamsarlığın, amaçlanan ülkü ile ekonoÂmik zorunluluğun çalışmasıdır. İlk büyük Türk romanı kabul edilen Aşk-ı Memnu yazarın da başyapıtıdır. Romanda, zengin ama yaşlı Adnan Bey'le parası için evlenen genç ve güzel Bihter bir süre sonra kocasının yeğeni Behlül ile yasak bir aşk yaşamaya başlar. Genç bir insanın yalnızca zenginliğe değil, sevgiye de gereksinimi olduğunu geç anlamıştır. Ama Behlül bu ilişkiden bıkıp Adnan Bey'in kızı Nihal'le evlenmek isteyinÂce Bihter tüm ilişkilerini açığa çıkarır ve kendini öldürür. Nihal babasının yanma döÂnerek onunla yaşamaya başlar, Behlül ise kaçar. 1909'da Sabah gazetesinde tefrika ediÂlen Nesl-i Ahir de kitap olarak 1990'da yayımlanmıştır. Halid Ziya bu yapıtında aşkÂtan başka düşünce ve sorunları olmayan, yaşamlarını çalışmadan sürdüren hazır yiyici ve batıya özenen bir toplum kesiminin yaşaÂmını yansıtmıştır. Romandaki oldukça karÂmaşık ilişkiler, romanın kişileri arasındaki nesnel ve duygusal bağlantılara ustaca örülÂmüş tüm hareketler, betimlemeler ve ruh çözümlemeleri olayın akışını hızlandıracak biçimde, ölçülü ve dengeli olarak işlenmiştir. Yapıtta olayın örülüsü, dış ve iç dünyaların anlatımındaki denge son derece yetkindir.
Halit Ziya Uşaklıgil'in diğer öykü kitaplarıÂnın başlıcalar şunlardır: Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889), Bir İzdivacın Tarih-i MuaÂşakası (1889), Bir Yazın Tarihi (1898), Solgun Demet (1901), Hepsinden Acı (1934), Kadın Pençesi (1939).
Ayrıca, Yunan Tarih-i EdebiÂyatı (1912), Latin Tarih-i Edebiyatı (1912), Sanata Dair (1955, 3 cilt) adlı inceleme ve deneme yapıtları da vardır.
Kaynak >
Halit ziya uşaklıgili anlatın demiyoruz , tek tek eserlerinı yazıp o eserleri hakkında bilgi istiyoruz ya 3 kere aynı şeyi kopyalamış.
Picasso kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ziya Gökalp kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ziya Aydıntan kimdir, hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
YORUMLAR