HARPUT AHENGİ Anadolu şiiri, oyunu ve ezgisi belirgin yörelerde doruğa ulaşmıştır. Harput’da bu yörelerden birisi, kim bilir en dikkate al...
HARPUT AHENGİ
Anadolu şiiri, oyunu ve ezgisi belirgin yörelerde doruğa ulaşmıştır. Harput’da bu yörelerden birisi, kim bilir en dikkate alınması gerekenidir. Ne var ki, kendine yabanlaşmanın kaosunda sürüklenen ve halk bilimini bir türlü layık olduğu düzeye eriştiremeyen kamu yönetimleri ve kim bilir yazılı belgelere ulusça meraklı olmamamız, pek çok değerin tarihsel süreç içinde yok olup gitmesine niçin olmuştur.
Sevgili Babamız da bu örneksiz çalışmasında değindiği şeklinde, son yüzyılın belleklerde kalan ve derlenmesi mümkün olabilmiş kesimini kayıtlara geçebilmiştir. Emekleri esnasında yörenin tüm köy ve hatta mezralarına kadar giderek değişik değişleri yazıya ve banda kaydetmiştir.
Kendi önsözünde de belirttiği şeklinde, “Bu değişleri şairin yazdığı şeklinde muhafaza etmek güç olduğuna bakılırsa bunun yolu, bir kişiden değildir pek çok kimseden aynı değişleri dinleyip yazmak ve aradaki farkları tesbit ederek doğrusunu aramaktır”.
Bu güç şartlarda Fuzilinin değişlerini de kapsayan ve büyük kısımı aruz vezni ile kaleme alınan emekleri 10 yılı aşkın bir vakit sürdükten sonrasında ‘Harput Ahengi’ni çok sevilmiş olduğu Türk Halkı’na sunmuştur. Bu örneksiz çalışmanın en çarpıcı yanlarından birisi de, ilk kez YERLİ OPERET Hafız Nuri İri Gülü Operetinin kaleme alınmış olmasıdır.
‘Harput Ahengi’ni
Tabiatın tanısını iliklerine kadar sindirmiş, sesle sözün ince uyumunu yüzyılların birikimiyle yoğurup petek petek bal eylemiştir Harput halkı. Harputu ama Harputu bilen destanlaştırabilirdi. Harput gelininin umudunu, Harput yiğidinin sevdasını.. Harput’un dağını taşını, Harputlunun sevincini, gözyaşını, umudunu acısını, dillere destan güzellerini, güzelliklerini derleyen, unutulmuşu anımsatan geçmişini yaşatan, ölümsüzleştiren ve kendisi de ölümsüzlüğe ulaşan büyük ustaya gönüller dolusu rahmet.
Acısını, sevincini, kavgasını, umudunu kuşaklara geleneksel aktarım görevini sınırsız bir zenginlik ve üretgenlikle yerine getiren Harput halkının değerlerine haiz çıkılması çerçevesinde biz de. Sevgili Fikret Memişoğlu’nun varisleri olarak HARPUT AHENGİNİ, kurucuları içinde olmak şerefine nail olduğum Elâzığ-KÜLTÜR VE TANITMA VAKFI’na bağışlama ettik, rahmetli babamız da sağ olsa aynı bağışı seve seve yapardı.
Anadolu insanı zorun insanıdır; taşa tohum ekmenin ummanın ve beklemenin insanıdır. Gülmeye hasretini en olmadık şekilde dile getirir ve hiçbir ulusun insanı ile kıyaslanmayacak güzellikte göz yaşı döker. Harput Anadolu’nun, Harputlu da Anadolu insanının bir özetidir. Bu yapıt de Harput’un ve Harputlunun bir özeti. Buna karşın okuyana beiki de asla görmediği Harput diyarından binlerce çiçeğin kokusunu getirecek, okuyanı Harput yöresinde salınan bir nazlı bulutun koynunda kuş bakışı gezdirecek.
Harput’un ve Harputlunun
Sevgili babamızın ölümsüz eseri ve anısı önünde saygı ile eğiliyoruz, ruhu şâd olsun.
YORUMLAR