ISINMAK gçz. f. (ışımak‘tan -n- dönşl. ekiyle). 1. Bir şey ya da bir yer söz konusuysa, sıcak ya da daha sıcak duruma gelmek, ısı ...
ISINMAK gçz. f. (ışımak‘tan -n- dönşl. ekiyle).
1. Bir şey ya da bir yer söz konusuysa, sıcak ya da daha sıcak duruma gelmek, ısı kazanmak: ütü çok acele ısınıyor, dikkat edin. Havalar iyice ısındı. Su ısındı, çayı demleyebiliriz. 2. Bir kimse sözkonusuysa, üşümesini gidermek, üşümez olmak: Kalorifer yanınca tamamımız ısındık. Sobayı yak da ısınalım.
3. Bir motordan, elektrikli bir aletten söz ederken, fazlasıyla kızmak: Bu motorda bir bozukluk var, derhal ısınıyor.
4. (Bir şeyle) ısınmak, yaşanılan yerde belli bir ısıtma sisteminden yararlanmak: Gazla mı, elektrikle mi ısınıyorsunuz?
5. Hafifçe hareketlerle ve ölçülü alıştırmalarla kasları daha ağır emek harcamalar için evvelinde hazırlamak: Maçtan derhal ilkin sporcular ısınmaya başladılar.
6. Bir hiç kimseye, bir şeye ya da onlann bir şeyine ısınmak, ona alışmak, ondan hoşlanır olmak: O adama ısınamadım gitti. Bu derse de ısınmak zorundasın. Yeni işine ısınabildin mi? Bu şehrin gece hayatına bir türlü ısınamıyorum.
* ısındırmak ettirg. f. Bir kimseyi bir şeye ısındırmak, onun o şeye alışmasını, o şeyi benimsemesini sağlamak: Evladı okuluna ısındırmak için çaba harcamak.
* ısınılmak edilg. f. Isınmak eylemine mevzu olmak.
1. Bir şey ya da bir yer söz konusuysa, sıcak ya da daha sıcak duruma gelmek, ısı kazanmak: ütü çok acele ısınıyor, dikkat edin. Havalar iyice ısındı. Su ısındı, çayı demleyebiliriz. 2. Bir kimse sözkonusuysa, üşümesini gidermek, üşümez olmak: Kalorifer yanınca tamamımız ısındık. Sobayı yak da ısınalım.
3. Bir motordan, elektrikli bir aletten söz ederken, fazlasıyla kızmak: Bu motorda bir bozukluk var, derhal ısınıyor.
4. (Bir şeyle) ısınmak, yaşanılan yerde belli bir ısıtma sisteminden yararlanmak: Gazla mı, elektrikle mi ısınıyorsunuz?
5. Hafifçe hareketlerle ve ölçülü alıştırmalarla kasları daha ağır emek harcamalar için evvelinde hazırlamak: Maçtan derhal ilkin sporcular ısınmaya başladılar.
6. Bir hiç kimseye, bir şeye ya da onlann bir şeyine ısınmak, ona alışmak, ondan hoşlanır olmak: O adama ısınamadım gitti. Bu derse de ısınmak zorundasın. Yeni işine ısınabildin mi? Bu şehrin gece hayatına bir türlü ısınamıyorum.
* ısındırmak ettirg. f. Bir kimseyi bir şeye ısındırmak, onun o şeye alışmasını, o şeyi benimsemesini sağlamak: Evladı okuluna ısındırmak için çaba harcamak.
* ısınılmak edilg. f. Isınmak eylemine mevzu olmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR