Jeolojik zamanlar denildiğinde ne anlıyoruz. Jeolojik zamanların tamamı hakkında ve Anadolunun ve dünyanın oluşumunun jeolojik olarak anlatı...
Jeolojik zamanlar denildiğinde ne anlıyoruz. Jeolojik zamanların tamamı hakkında ve Anadolunun ve dünyanın oluşumunun jeolojik olarak anlatımı.
Dünyanın kuruluşundan bugüne dek geçirdiği geniş devrelere denilmektedir. Bugüne dek meydana getirilen çeşitli araştırmalar sonunda dünyanın 3 – 4.000.000.000 yaşlarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu çok önemli dönemin yarısından bir çok dünyanın katılaşması ile geçmiş ve sadece ondan sonrasında en ilkel şekliyle yaşam adım atmıştır. Jeolojik Zamanlar çizelgemizde genel olarak Prekambriyen Dönem diye gösterilen ve 3.000.000.000 yıldan fazla devam eden bu ilk devrenin sonlarına doğru 620.000.000 yıllarında yumuşak dokulu nebat ve hayvanların yaşamaya başladığı bilinmektedir. Memleketimizde bu ilk devirden kalma bölgelere Trakya ve Anadolu’da rastlamak mümkündür. Trakya’da, Meriç’ten başlayarak Çatalca ve Karadeniz kıyılarına kadar uzanan kesimle Anadolu’da Milâs-Uşak arasındaki yerlerin Prekambriyen devreden kalma olduğu tespit edilmiştir.
Kati olarak devirlere ayrılmayan Prekambriyen devreden sonrasında başlamış olan Birinci Süre (Paleozoik) başlıca 5 devire ayrılabilmektedir. Her biri 30- 60.000.000 yıl devam eden bu devirler süresince canlılar aleminde büyük gelişmeler olmuştur. İlk hayvanların karalara çıkması, zamanımızdaki varlıklı maden kömürü yataklarını gerçekleştiren uçsuz bucaksız ormanların görünmesi bu devire rastlar. 250.000.000 yıldan fazla devam eden Birinci Süre’da kanat genişliği 70 santimi kabul eden böcekler (libellül); kabuklular (trilobit), kafadanbacaklılar, karındanbacaklılar gelişmiş, ilk omurgalı hayvanlar olan balıklar, sonrasında kurbağalar, kertenkeleler yaşamış ve gelişmiştir.
Memleketimizde Birinci Dönemin Silür, Devon, Karbon ve Perm devirlerinin yereylerine rastlanmaktadır. İstanbul’da Çamlıca ve Adalarda Silür Devri yereylerine rastlandığı benzer biçimde, İstanbul, Bartın, Van benzer biçimde yerlerde Devon Devri yereyleri geniş seviyede göze çarpmaktadır. Bilhassa İstanbul’da tortul külte ve fosil bakımından varlıklı yereyler vardır. Ankara, Zonguldak, İznik ve Kozlu çevrelerinde Karbon Devri, gene Ankara ile İznik-Bursa içinde Perm devri yereylerine rastlanmıştır.
İkinci Süre’ın (Mezozoik) süresi 70.000. 000 yıl kadardır. Bu devrenin en tipik canlıları çok çeşitli türleri olan dinozorlardır. Dinozorlar İkinci Dönemin başlarında görünmüş ve 70.000.000 yıl süresince dünyaya hakim olduktan sonrasında dönemin sonu olan 130.000.000 yıllarında nesilleri tükenmiştir. İlk memelilerin ve kuşların görünüşü de bu zamana rastlar. Bu ilk kuşlar kanat açıklıkları 8 metreyi kabul eden dev hayvanlardı. Pterodaktil denen uçan sürüngenler de bu devirde yaşamıştır.
Memleketimizde İkinci Süre’ın her üç devrine ilişkin yereylere de rastlanmaktadır. Anadolu’nun cenup kıyıları, İzmir, Balıkesir, Amasya, Tokat, Bolu, Eskişehir bölgelerinde Jura; Karadeniz kıyılarının mühim bir kesimi ile Sivas – Malatya, Mardin – Malatya içinde, Kocaeli’nde Tebeşir yereylerine rastlanır.
Senozoik Dönem içinde kalan Üçüncü ve Dördüncü Süre’ın süresi 70.000.000 yıl kadardır. Bunun yalnız 1.000.000 yılı Dördüncü Süre’a aittir. Bu bakımdan süresi İkinci Zamana kadar uzun olan Üçüncü Süre canlıları en büyük gelişmeyi geçirmişlerdir. İlk eteneli memeliler, maymunlar, büyük etoburlar bu vakit süresince meydana gelmiştir. Hortumlular’dan fil, mastadon ve dinoteryumlar bu zamanda yaşamış, bunlardan mastadon ve dinoteryumların nesli gene aynı vakit içinde son bulmuştur. Memelilerden sığır, koyun, deve, at benzer biçimde hayvanlar da gene bu zamanda yaşamışlarsa da insan hemen hemen meydana çıkmamıştır.
Memleketimizin birçok bölgeleri Üçüncü Süre’da meydana gelmiştir. Trakya’nın mühim bir parçası ile İstanbul dolayları, güneybatı Anadolu’nun bazı kesimleri, Çanakkale, Gelibolu, Eosen, Oligosen ve Miyosen devirlerinde teşekkül etmiştir. Pliyosen devri yereylerine de Orta Anadolu ve bilhassa Konya Ovası girer. Karadeniz, Ege ve Marmara Denizleri bu devrede çökmüş ve memleketimizin aslolan şekli böylece Üçüncü Süre’ın sonunda meydana gelmiştir. Bununla birlikte boğazların açılması Dördüncü Süre’ın başına rastlar.
Dördüncü Süre’ın başlarında insanoğlunun ilk şekli meydana çıkmış, başka canlılarda da türlü gelişmeler olmuş, bazılarının da nesli tükenmiştir. Mamutlar, mağara ayıları ve aslanları, büyük boynuzlu geyikler nesilleri son bulanlar arasındadır. Nihayet 11.000 yıl kadar ilkin bugünkü insanoğlunun atası olan ilk insanoğlu yaşamaya başlamış ve bundan sonrasında geçen süre içinde tarih öncesi çağları birbiri ardı sıra gelmiştir.
Bu vakit içinde Ege Denizi’nin oluşu tamamlanmış, İstanbul ve Çanakkale Boğazları meydana gelmiştir.
Yeryüzünün Geçirdiği Değişimler
Dünyanın oluşundan bugüne dek geçen vakit süresince yeryüzünün görünüşü birçok değişimler geçirmiştir. Prekambriyen Dönem’nin sonlarına doğru Şimal ABD’da bugünkü büyük göller bölgesinden başlayarak, İngiltere ve İskandinavya üstünden Sibirya’ ya kadar uzanan Huron Sıradağları meydana gelmiştir.
Birinci Süre’ın başlangıcında yeryüzü birkaç adadan ibaretti. Silür ve Karbon devirlerinde iki büyük sıradağ kıvrımı meydana geldi. Birinci Süre’da yeryüzünde üç büyük kıta olduğu sanılmaktadır. Bunlar:
1 — Bugün İskandinavya, İngiltere, Kanada ve Grönland’ın bulunmuş olduğu alanı kaplayan Şimal Atlantik Kıtası,
2 — Çin ve Sibirya’nın bulunmuş olduğu yerdeki Çin-Sibirya Kıtası
3 — Afrika, Hindistan, Hint Okyanusu, Atlas Okyanusu ve Cenup ABD’nın bir kısmını kaplayan Gondvana kıtalarıydı.
Birinci Süre da ekvatordan Şimal Kutbuna kadar olan bölgelerde sıcak iklim yargı sürdüğü, buna karşılık Cenup Kutbu’nun soğuk olduğu anlaşılmaktadır.
İkinci Süre başlangıcında Şimal Atlantik Kıtası ile Çin-Sibirya Kıtası birleşmiştir. Dönemin ortalarında Gondvana kıtası parçalanmış,
1 — Brezilya – Afrika Kıtası
2 — Avustralya Kıtası
3 — Madagaskar – Hindistan Kıtası meydana gelmiştir.
İkinci Süre’ın sonlarında Brezilya – Afrika kıtasının birbirinden ayrılması sonucu olarak Cenup Atlas Okyanusu meydana çıkmıştır. Bu vakit içinde kutup bölgelerinde iklim oldukça sıcak olduğu anlaşılmaktadır.
Zamanımızdaki sıradağların en mühimleri Üçüncü Süre içinde meydana gelmiştir. Bunlar Alpler, Apenninler, Himalayalar, Şimal ABD’daki Kayalık Dağlar, Afrika’da Atlas Dağları, Şimal ve Cenup Anadolu Dağları, Karpatlar ve Pireneler’dir. Üçüncü Süre’ın sonunda Şimal ABD Avrupa’dan ayrılmış, buna karşılık Çin-Sibirya Kıtası Avrupa’yla birleşmiştir. Ekvatorun şimal ve güneyindeki kıtalar içinde bulunan Tetis denizi küçülmüş, Akdeniz ortaya çıkmıştır. Bu denizin güneyinde Orta Asya, Hazar Denizi, Aral Gölü, Macaristan ve Romanya’yı içine alan bir başka deniz vardı. Bu deniz Dönemin sonunda baş gösteren kuraklıkla parçalandı. Yerinde bir ekip ufak denizler, göller meydana geldi. Bunlardan bir kısmının suyu tatlı, bir kısmınınki tuzluydu. Nitekim Karadeniz’in suyu Dördüncü Süre’ın başına kadar tatlıydı. Üçüncü Süre sonunda Tiren kıtası çökerek yerini Tiren Denizi’ne bıraktı, Cebelitarık Boğazı açıldı, Ege Denizi meydana geldi.
Dördüncü Süre’da İstanbul ve Çanakkale boğazlarının açılması sonunda suyu tatlı olan Karadeniz, Akdeniz’den gelen suların etkisiyle tuzlanmıştır. Burada yaşayan tatlı su balıkları ölmüş ve suyun altına çökmüşlerdir. Bunların cesetlerinin yapmış olduğu kimyasal etkisinde bırakır sonunda meydana gelen kükürtlü gazlar Karadeniz’in derinliklerinde canlıların yaşamasına olanak vermez. Bugün de Karadeniz’in 400 metreden derin olan yerlerinde hiçbir canlı yaşamaz. Üçüncü Süre sonlarında meydana gelen büyük iklim değişimleri şimal yarım küresinde tüm Avrupa’nın, ABD’nın, Asya’nın kuzeyini kaplayan kalınca buz tabakasının teşekkülüne sebep olmuştur. Bazı yerlerde buzulların kalınlığı 2.000 metreye yaklaşıyordu. Zaman içinde buzuliar erimeye ve gerilemeye başladı. Dünyanın bugünkü şekli meydana çıktı.
YORUMLAR