Siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda müdahaleleri istemeyen devlet, cemiyet ve kişi arasındaki ilişkilerde önceliğin kişinin hak ve özgürlü...
Siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda müdahaleleri istemeyen devlet, cemiyet ve kişi arasındaki ilişkilerde önceliğin kişinin hak ve özgürlüklerinde olması icap ettiğini korumak için çaba sarfeden öğretilerin genel ismi...
Liberalizm terimi, siyasal alanda yasalar karşısındaki eşitliği ve insanların kendi yönetimlerini kendilerinin seçmesi özgürlüğünü, dinsel alanda kilise egemenliğine karşı vicdan özgürlüğünü, ekonomik alanda da devlet müdahalesine karşı alışveriş özgürlüğünü savunur.
Liberalizm, 18. ve 19. yüzyılda avrupa orta sınıfının mutlakıyetçi devlet düzenlerine karşı ve teolojik dünya görüşünün bir parçası olarak çıkmıştır. Bu dünya görüşü, en fazlaca tabii hukuk öğretisi ile faydacılık öğretisinden etkilenmiştir. Tabii hukuk öğretisine gore insanoğlunun doğuştan gelen bazı dokunulmaz hakları vardı. bunların başlangıcında da iyelik hakkı geliyordu. Uygar toplu ve devlet düzeninin dayandığı “toplumsal sözleşmenin†gayesi ilk olarak bu hakkın istikrarlı bir hukuk sisteminin güvencesi altına alınmasıydı. bilhassa ingiliz felsefeci john locke’un yapıtlarında liberal ideolojiye en uygun şekline kavuşan bu tabii haklar yaklaşımı, klasik siyasal iktisadın babası sayılan adam smith tutumsal açıdan değerlendirdi. smith, toplumun tutumsal yaşamını tabii bir organizma olarak tanımladı. Onla gore paracı ekonomiye, nesnel, insanların iradesindeki bağımsız yasalar yön verirdi. Bu yasaların herhangi bir bozulmaya uğramadan işlemesi için en elverişli ortam özgür rekabetti. İş kısımı ve özgür rekabete düzeninde her tutumsal birim, ister üretici ister tüketici olsun, kendi şahsi çıkarının ardında koşarken bununla beraber ve kendiliğinden tüm toplumun refahına da hizmet etmiş olacaktı.
Ekonomik liberalizmin temelinde, kendi öz çıkarını kollamakla topluluğun çıkarını da elde eden rasyonel, homo oeconomicus (tutumsal insan) kurgusu vardır. Rasyonel kişinin çıkarını kimse ondan iyi bilemeyeceğinden kişi iradesinin dışındaki iradelerin, sözgelimi devletin piyasaya müdahalesi, kendi şahsi çıkarının peşinden koşarken bununla beraber ve kendiliğinden tüm toplumun refahına da hizmet edecek böylelikle faydacı filozoflar bentham ve j.s. mill’in “ en fazlaca sayıda kişiye en yüksek düzeyde mutluluk†ilkesinin gerçekleşmesini sağlayacak bir bireye engel olurdu. o halde devlet piyasanın ve ekonominin haricinde tutulmalıdır.
Uygar politika literatüründe liberal devlet bireyler arası ekonomik ve toplumsal farklılıklarından doğan eşitsizlikleri düzeltmeye çalışmayan , toplumsal ve ekonomik alanda etkin ve düzenleyici bir rol oynamayan devlettir.
Liberalizm Nedir
Liberalizm ya da özgürlükçülük, tüm bireylerin özgürce yaşaması gerektiğine yönelik inancı belirten değişiklik temelli bir ideoloji, siyaset geleneği ve fikir akımıdır. Toplumları oluşturan bireylerdir, bireylerin mutsuzluğu toplumun mutsuzluğudur. Tarihsel süreç içinde özgürlüğün önünde duran en mühim engel devlet olagelmiştir. Halkın cebindeki paranın haksızca, ülkeyi yönetenlerin şahsi çıkarları uğruna, zor kullanılarak alınması vakit içinde devletin haiz olduğu gücün sınırlandırılması ihtiyacını doğurmuştur. Devamlı arttırılan vergiler, gücü elinde tutan belli başlı toplulukların ötekileri üstünde kurduğu mutlak tiranlığın oluşumu ve bunların önlenmesi fakat uzlaşmayla kurulan devlete ait yetkilerin sınırlandırılmasıyla gerçekeşebilir. Tüm yetki halka aittir, onu oluşturan bireylere aittir. Bireylerin özgürlüğü, güvenliği ve mutluluğu önceliktir. Fark gözetilmeden devletin bayrağı altına yaşayan tüm bireylerin gereksinimleri diğerlerini haksızlığa uğratmayacak şekilde karşılanabilmelidir. Özgürlük, yaşama ve mutluluğa erişme hakları vazgeçilemez haklardır. Hiçbir iktidar bireylerin haklarını elinden alamaz, çıkarları uğruna onları köleleştiremez. Özetle liberalizm tüm bu görüşleri bünyesinde barındıran, korumak için çaba sarfeden bir ideolojidir.
Liberalizme değişik bir yorumLiberalizm, özgürlüklerden, küçük bir azınlığın, yönetme, servet yapma, toplumun geri kalanını baskı altına alma, hor görme özgürlüğünü anlamış olur. Liberalizm demokrasiden, seçimlerde halkın bu azınlığın “özgürlüğünü†destekler yönde oy vermesini anlamış olur. Liberalizmin müstehcen hakikati işte budur!
Ergin Yıldızoğlu
YORUMLAR