HomeNe Nedir?Soru-Cevap

Medya ve ekonomi ilişkisi nedir?

Medya ve iktisat ilişkisi nedir? MEDYA İLİŞKİLERİ Medya tarihin her döneminde tutumsal,toplumsal ve siyasal yaşamı etkileyen güç ...

Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Ey kalpleri yönlendiren Allahım! Kalplerimizi sana itaa...
Abdülhak Hamit Tarhan Eserlerinin Özellikleri Nedir
Alienation Nedir
Medya ve iktisat ilişkisi nedir?

MEDYA İLİŞKİLERİ




Medya tarihin her döneminde tutumsal,toplumsal ve siyasal yaşamı etkileyen güç odaklarından birisi

olmuştur.Osmanlı döneminde günümüzde de olduğu şeklinde basın mühim bir güç kaynağıydı.Basının bu gücü onu siyasal iktidarlarla içli dışlı hale getirmiştir.Bu vaka ise,geçmişten günümüze medyada etik sorunların hep varolması sonucunu bununla beraber getirmiştir.Eskiden beri iktidarlar ya bizzat kendileri gazete çıkarmışlar,ya da mevcut gazete ve haberleşme-iletişim araçlarından yararlanmışlardır.Her iki durumda da bazı çıkar çatışmaları ortaya çıkmıştır.Kimi vakit haberleşme-iletişim araçlarını kendileri yöneten ve çıkaran iktidarlar ,içte ve dışta kendi çıkarları doğrultusunda yayınlar yapmışlar ve kamoyunu kendi istedikleri yönde oluşturmak istemişler,kimi zamanda hususi gazete ve haberleşme-iletişim araçlarını yönlendirmek ve baskı altına almak istemişler ve onlara gerektiğinde sıkıdüzen uygulamışlardır.O bugünlerde bu vakalar tersine dönmüş,medya siyasal iktidarlar üstünde daha etkin hale gelme yolunda bir aşama kaydetmiştir.





Medya çevresine maddi nedenler ve ham madde ihtiyacı sebebiyle bağımlıdır.Öte taraftan çevresi ise,görüşlerini ve düşüncelerini geniş halk kitlelerine ulaştırabilmek için medyaya gereksinim duyar.Medyanın halkın sesi,gözü ya da kulağımı olduğu hep merak edilir.Yoksa medya toplumdaki kuvvetli grupların sesini duyuran bir vasıta mı olduğu da minimum diğeri kadar merak edilmektedir.Çok açık olan bir gerçek şudur ki;medya çok mühim toplumsal bir güçtür.Toplumsal yapı içinde güç,servet ve prestij elde etmenin son aşama etkin özellliklerini muhteviyatında barındırır.Günümüz dünyasında,medya-

nın bu denli kuvvetli olması ve siyaset alanında oynadığı böylesine mühim roller sebebiyle,politikacılar ve siyasal partiler medya ile olan ilişkilerine büyük bir ehemmiyet ve öncelik tanırlar.Bazen Türkiye de o denli inanılmaz şeyler olabiliyor,fakat medya daha azca değişime kapalı olduğundan her şeyi halka yansıtamıyor.Medya ek olarak değişiklik mevzusunda pozisyonuna oldukça fazla güvenen ,bu yüzden değişimini sağlayamayan ,özeleştirisini yapamayan bir kurum olmaktadır.Düşen tirajlardan da bu anlaşılmaktadır.İzlenme oranlarından da görülmektedir.Bundan çok daha mühim bir ekip başka göstergeler var medyanın toplumla ilişkisinde.Günümüzde medyanın siyasal,ekonomik editoryal bağımsızlığının yazılı basın tirajlarında düşüşe niçin olduğu bilinmektedir.


Günümüz Türkiyeâ''sinde medya siyasetle yakından ilişkilidir.Politika mevzusu,gazete ve televizyonların birer yansıtma aracı olarak ilgilenilmiş olduğu alanların mühim bir kısmını işgal ediyor ve bu gösterim müesseselerinin tamamına bazen mühim bir avantaj ve imtiyaz tanıyor.Medyanın siyasetle ilişkisinin maalesef,yalnız haber boyutuyla kalmamasıdır.Medya siyasal bir kurum gibidir bazen.Bazen da siyasetten daha üstündür,siyasetin belirleyicisi ve siyasetle yarışan bir unsur olarak geliştiği için,ilişkilerin bir kısmı haber,bir kısmı haberden lanan yorum,fakat mühim kısmı de bu ilişikinin ortaya çıkardığı sonuçlardır.Türkiyeâ''de medya için ayakta kalabilmenin garantisi olarak devletle ilişkiler,siyasal iktidarlarla ilişkiler,medya sahipleri tarafınca bilhassa tercih edilmektedir.Ayakta kalabilmek için siyasal kurumun özelliği değişen iktidarların bu ilişkiyi değiştirememesidir.Bütünüyle medya sisteminin siyasetle ilişkiye dayalı bir gelecekle çevrelenmiş durumdayız.Bu aslında yapısal bir sorundur.Basit görünen bu problem aşılmadıkça ,bir ekip değişik mevzuları aşabilme imkanımızın pek mümkün olmayacağı bir probleminin habercisidir.Mesele,şu sebeple karşılıklı bağımlılık yaratmaktadır.Azaltılması gerekilen bu bağımlılığın kendisidir.Bir seviyede,bir ihtimal en fazla azaltılabilir fakat bütünüyle yok edilemezdir.Aslında bunun mümkün olabileceğini görmemiz,inanmamız gerekir,aksi takdirde medya sektörünün saygınlık kaybetmesine niçin olur,esasen düşmekte olan tirajlara da negatif bir tesir yapar,daha da düşmesine niçin olur.

Ali Kırcaâ''nın da belirttiği şeklinde;

â''Bir dönem medyada etkili olduğu öne sürülen "gerginlik politikaları" nın tüm sorumlusunun yalnız "medyanın kendisi" bulunduğunu söylemek mümkün olabilir mi? Ya da ülkenin ve dolayısıyla medyanın içine sürüklendiği gerilmiş ve "anormal" ortamın sorumluluları içinde ilk sırayı "politika oyuncuları" nin almadığını kim söyleyebilir?Medyanın yaşananların aynası olmaktan başka görevi olmadığını da!.. (Kabul etmekte fayda vardır ki; medyanın aynası da hep "düz" bir ayna olmamıştır.. Bilhassa "Güneydoğu ve İslamcı-laik" çatışmasını aktarırken; her insanın durduğu yere gore, topluma kimi vakit "bozuk ve çarpıtılmış" görüntüler yansıtılmıştır, tamam.. Lakin hiçbir vakit o görüntülerin ve o fotoğrafın "aslolan" sebebi olmamıştır..)


Anlaşıldığı suretiyle medya,siyasetle olması gerektiği savunulan yoğun ilişki dolayısıyla toplumun aynası olmayı başaramamıştır.Aslında siyasetle ilişkiler azaltılsa bence geçici bir ekip avantajlar elde edecektir.Bu avantajlardan birisi de kati tirajların düşüşünün durması olucaktır.


Günümüzde medyanın ekonomiyle ilişkisi tirajlara da yansımaktadır.Medyanın siyasetle olan ilişkisinin tirajlara olan etkisinden sonrasında ikinci en mühim tesir ekonomik etkilerdir.Türkiyeâ''de gazete tirajlarının 3 milyon olduğu dönemde 5 iktidar değişmiştir.O dönemde kim bilir 10â''a yakın başbakan değişmiş,partiler de değişmiştir dolayısıyla,fakat medya aynı yerde saymaya devam etmektedir.Mesele-lar da bitmemiştir.Ekonomik açıdan,siyasetle kurduğu ilişkiden yaşadığından daha çok sorun yaşamaktadır.Bu sebeple politika kurumu bir ihtimal yaşamış olduğu bu problemin bu ilişkiden uğrayacağı ziyanı ölçecek kadar kalıcı ve uzun süreçler yaşatmazken,ekonomik açıdan verdiği zararların faturasını medya çekmektedir.Her açıdan güvenirlilik,mali bağımsızlık açısından problemler yaşatmaktadır.Fakat normal olarak en fazla tiraj açısından sorun olmaktadır.Tiraj sayıları ile ülkenin sosyo-ekonomik göstergeleri içinde ciddi bir bağlantı vardır.

Yavuz Semerci tarafınca incelenen BIAKâ''ın verilerine dayanarak;

''Türkiye'de her gün satılan 4 milyon 500 bin tane gazetenin aslında 18 ile 20 milyon içinde şahıs tarafınca okunduğunu yazmıştım. Mevzuya ilişkin tartışmalarda gözden kaçırmaması ihtiyaç duyulan iki mühim unsur bulunuyor. Birincisi ülkenin nüfusu ile hane sayısı arasındaki ilişki. Başka bir deyişle bir evde ortalama kaç şahıs yaşıyor? İkinci nokta ise, gazete müşterileri şehirlerde (ya da köylerin haricinde) yaşıyor. Dolaysıyla şehirlerde çalışan nüfus ile gazete tirajları içinde, hane sayısı şeklinde mühim bir bağlantı var.Mesela 84 milyon kişinin yaşamış olduğu Almanya'da 39 milyon hane var. Bu ülkede gazetelerin günlük tirajı 23 milyon (Kaynak: inma) ABD'de gazete satışlarının hane sayısına oranı ise yüzde 58. 284 milyon kişinin yaşamış olduğu ABD ise 121 milyon hane var ve gazete tirajları 55 milyon tane civarında. Gazete satışlarının hane sayısına oranı yüzde 46. Türkiye'de ise bu ülkelerin aksine bir evde ortalama 4.3 şahıs yaşıyor. 70 milyon nüfus, 16 milyon 400 bin haneye bölünmüş durumda. (Nüfusun yüzde 33'ü köylerde yaşıyor.) Buna gore (köyleri de dahil ettiğimizde) gazete satışlarının hane başına oranı yüzde 27. Kırsal kesim çıkarıldığında oran yüzde 40'lara tırmanıyor. Doğrusu küçümsenmeyecek bir oran karşımıza çıkıyor. Buna karşın gazete tirajlarını çoğaltmak mümkün mü? ABD ve Avrupa'da gazete tirajları niçin geriliyor? ABD'nin tirajlarda yaşanmış olan kan kaybını durdurmak için yöneldiği fonksiyonel gazetecilik, Türkiye gerçeği ile niçin örtüşmüyor.â''(YAVUZ SEMERCİ:07/07/2004)


Geçtiğimiz günlerde de basındaki tiraj kaygısı gazeteleri fiyat indirimine yönlendirdi.

tiraj sıralamasında dördüncü olan SABAH gazetesi haftaiçinde 25 kuruşa düşürdü fiyatını.ZAMAN gazetesi ile tiraj grafiğinde birinciliği paylaşan POSTA gazetesi ise satış fiyatını 15 kuruş yapmış oldu.Fiyat indirimi gazeteler arasındaki rekabeti kızıştırdı.


Son olarak olarak da editoryal bağımsızlık medya için bilhassa sağlanılması gerekilen başka bir özelliktir.Medya işvereni,basının enerjisini ,en başta editoryal bağımsızlığından aldığına samimi olarak inanmalı ve bunun gereğini yapmalıdır.Bunun yolu da,gazetecilere mesleklerini özgürce ve itimat içinde yapacakları bir ortam sunmaktır.Bu kaide,bugün içinde vardır ve değişmemiştir.Gerçek anlamda bir editoryal bağımsızlık olsaydı,gazeteciler itimat içinde mesleklerini yapabiliyor olsalardı,tiraj kaygısı olmasaydı,üretkenlik artardı.Medya sahiplerinin basın dışındaki ticari faaliyetlerinin sona erdirilmesi ,editoryal bağımsızlığın sağlanmasının ön koşuludur.Basın dışı tecim,finans ile ilişkileri tümüyle kesilmelidir.Türkiyeâ''de bu mümkün değildir bu yüzden Türk medyasında editoryal bağımsızlık tamamen yok olmuştur.Zaman içinde tiraj kavgası adım atmıştır.Tiraj kavgasının altında ise,reklam pastasından alınan hisse yatıyor.Tiraj ne kadar yüksekse,reklam verenler arzlarını arttırırlar bu da uzun solukta karlılığa niçin olur.Medyanın kişiliğini sergileyebildiği ve toplumun kendisinden beklediğini vaat eden bir örnek vardır:Susurluk Vakası.Türk medyası bir ihtimal yakın tarihinde ilk kez bir vaka üstünde bu denli seviyede,fark gözetmeksizin ve problemi çözmeye yönelik bir tavır sergiledi.Bu medyanın topluma karşı sorumluluklarına örnek gösterilebilecek bir vakadır Susurluk Vakası.Bu bir editoryal bağımsızlık örneğidir.Türk medyasının da gereksinim duyan mevzuları ve vakaları profesyonelce ele almasıdır.


Sonuçta tirajların düşük olması medyanın iktisat siyasetle kurduğu sağlıksız birlikteliğin sonucu,bilhassa siyasetle kurulan çıkar ilişkisinin ana para ile kurulan yanlış ilişkilerin sonucudur.Bu niçin dolayı da medya cemiyet tarafınca benimsenmiyor,benimsense de geçici oluyor.Doğrusu cemiyet tarafınca karşıda bırakılıyor yada hedef belirlemekle güvenilmez hale geliyor.Gazetelerin,televizyonların siyasetle ilişkilerini azalttıklarında aslında herşey birazda olsa gelişme gösterecektir.Bu ilişki geçici avantaj sağlıyor görünse de,bütünüyle medya kurumu üstünde bu bir yüktür.Günümüzde gazete okuru sayısı hakikaten azdır.Bu okurların akıllı kıymetli insanoğlu olduğu kabul edilmelidir.Bilhassa,netin giderek medyanın bir bölümünü içine almaya başlamasıyla daha rahat gözlem yapma şansı vardır.Web ortamında okuyucu pozisyonunda olan okuyucuların ciddi kritikleri olan insanoğlu bulunuyor,medya da bunlardan etkileniyor.Gazetelerin web ortamına aktarımı her ne kadar tirajları düşürsede,gazetenin daha derin ve bilgili insanlara da ulaşabilmesini sağlamış olduğu için görmezden gelinmektedir.Bu ilişki aslında 3 milyon okurun ne kadar nitelikli bulunduğunun göstergesidir.Özetle ustalaşmış bir gazeteci sınıfı yaratılmalıdır.Profesyonelliği, Medya ilkeleriyle,ekonomik siyasal ilişkileri düzenleyerek aşabiliriz.

BAKINIZ









  • Medya Nedir? Medya Hakkında


  • Iktisat Nedir?


  • Medya nedir?




Bu ileti 'en iyi yanıt' seçilmiştir.

MEDYA İLİŞKİLERİ




Medya tarihin her döneminde tutumsal,toplumsal ve siyasal yaşamı etkileyen güç odaklarından birisi

olmuştur.Osmanlı döneminde günümüzde de olduğu şeklinde basın mühim bir güç kaynağıydı.Basının bu gücü onu siyasal iktidarlarla içli dışlı hale getirmiştir.Bu vaka ise,geçmişten günümüze medyada etik sorunların hep varolması sonucunu bununla beraber getirmiştir.Eskiden beri iktidarlar ya bizzat kendileri gazete çıkarmışlar,ya da mevcut gazete ve haberleşme-iletişim araçlarından yararlanmışlardır.Her iki durumda da bazı çıkar çatışmaları ortaya çıkmıştır.Kimi vakit haberleşme-iletişim araçlarını kendileri yöneten ve çıkaran iktidarlar ,içte ve dışta kendi çıkarları doğrultusunda yayınlar yapmışlar ve kamoyunu kendi istedikleri yönde oluşturmak istemişler,kimi zamanda hususi gazete ve haberleşme-iletişim araçlarını yönlendirmek ve baskı altına almak istemişler ve onlara gerektiğinde sıkıdüzen uygulamışlardır.O bugünlerde bu vakalar tersine dönmüş,medya siyasal iktidarlar üstünde daha etkin hale gelme yolunda bir aşama kaydetmiştir.





Medya çevresine maddi nedenler ve ham madde ihtiyacı sebebiyle bağımlıdır.Öte taraftan çevresi ise,görüşlerini ve düşüncelerini geniş halk kitlelerine ulaştırabilmek için medyaya gereksinim duyar.Medyanın halkın sesi,gözü ya da kulağımı olduğu hep merak edilir.Yoksa medya toplumdaki kuvvetli grupların sesini duyuran bir vasıta mı olduğu da minimum diğeri kadar merak edilmektedir.Çok açık olan bir gerçek şudur ki;medya çok mühim toplumsal bir güçtür.Toplumsal yapı içinde güç,servet ve prestij elde etmenin son aşama etkin özellliklerini muhteviyatında barındırır.Günümüz dünyasında,medya-

nın bu denli kuvvetli olması ve siyaset alanında oynadığı böylesine mühim roller sebebiyle,politikacılar ve siyasal partiler medya ile olan ilişkilerine büyük bir ehemmiyet ve öncelik tanırlar.Bazen Türkiye de o denli inanılmaz şeyler olabiliyor,fakat medya daha azca değişime kapalı olduğundan her şeyi halka yansıtamıyor.Medya ek olarak değişiklik mevzusunda pozisyonuna oldukça fazla güvenen ,bu yüzden değişimini sağlayamayan ,özeleştirisini yapamayan bir kurum olmaktadır.Düşen tirajlardan da bu anlaşılmaktadır.İzlenme oranlarından da görülmektedir.Bundan çok daha mühim bir ekip başka göstergeler var medyanın toplumla ilişkisinde.Günümüzde medyanın siyasal,ekonomik editoryal bağımsızlığının yazılı basın tirajlarında düşüşe niçin olduğu bilinmektedir.


Günümüz Türkiyeâ''sinde medya siyasetle yakından ilişkilidir.Politika mevzusu,gazete ve televizyonların birer yansıtma aracı olarak ilgilenilmiş olduğu alanların mühim bir kısmını işgal ediyor ve bu gösterim müesseselerinin tamamına bazen mühim bir avantaj ve imtiyaz tanıyor.Medyanın siyasetle ilişkisinin maalesef,yalnız haber boyutuyla kalmamasıdır.Medya siyasal bir kurum gibidir bazen.Bazen da siyasetten daha üstündür,siyasetin belirleyicisi ve siyasetle yarışan bir unsur olarak geliştiği için,ilişkilerin bir kısmı haber,bir kısmı haberden lanan yorum,fakat mühim kısmı de bu ilişikinin ortaya çıkardığı sonuçlardır.Türkiyeâ''de medya için ayakta kalabilmenin garantisi olarak devletle ilişkiler,siyasal iktidarlarla ilişkiler,medya sahipleri tarafınca bilhassa tercih edilmektedir.Ayakta kalabilmek için siyasal kurumun özelliği değişen iktidarların bu ilişkiyi değiştirememesidir.Bütünüyle medya sisteminin siyasetle ilişkiye dayalı bir gelecekle çevrelenmiş durumdayız.Bu aslında yapısal bir sorundur.Basit görünen bu problem aşılmadıkça ,bir ekip değişik mevzuları aşabilme imkanımızın pek mümkün olmayacağı bir probleminin habercisidir.Mesele,şu sebeple karşılıklı bağımlılık yaratmaktadır.Azaltılması gerekilen bu bağımlılığın kendisidir.Bir seviyede,bir ihtimal en fazla azaltılabilir fakat bütünüyle yok edilemezdir.Aslında bunun mümkün olabileceğini görmemiz,inanmamız gerekir,aksi takdirde medya sektörünün saygınlık kaybetmesine niçin olur,esasen düşmekte olan tirajlara da negatif bir tesir yapar,daha da düşmesine niçin olur.

Ali Kırcaâ''nın da belirttiği şeklinde;

â''Bir dönem medyada etkili olduğu öne sürülen "gerginlik politikaları" nın tüm sorumlusunun yalnız "medyanın kendisi" bulunduğunu söylemek mümkün olabilir mi? Ya da ülkenin ve dolayısıyla medyanın içine sürüklendiği gerilmiş ve "anormal" ortamın sorumluluları içinde ilk sırayı "politika oyuncuları" nin almadığını kim söyleyebilir?Medyanın yaşananların aynası olmaktan başka görevi olmadığını da!.. (Kabul etmekte fayda vardır ki; medyanın aynası da hep "düz" bir ayna olmamıştır.. Bilhassa "Güneydoğu ve İslamcı-laik" çatışmasını aktarırken; her insanın durduğu yere gore, topluma kimi vakit "bozuk ve çarpıtılmış" görüntüler yansıtılmıştır, tamam.. Lakin hiçbir vakit o görüntülerin ve o fotoğrafın "aslolan" sebebi olmamıştır..)


Anlaşıldığı suretiyle medya,siyasetle olması gerektiği savunulan yoğun ilişki dolayısıyla toplumun aynası olmayı başaramamıştır.Aslında siyasetle ilişkiler azaltılsa bence geçici bir ekip avantajlar elde edecektir.Bu avantajlardan birisi de kati tirajların düşüşünün durması olucaktır.


Günümüzde medyanın ekonomiyle ilişkisi tirajlara da yansımaktadır.Medyanın siyasetle olan ilişkisinin tirajlara olan etkisinden sonrasında ikinci en mühim tesir ekonomik etkilerdir.Türkiyeâ''de gazete tirajlarının 3 milyon olduğu dönemde 5 iktidar değişmiştir.O dönemde kim bilir 10â''a yakın başbakan değişmiş,partiler de değişmiştir dolayısıyla,fakat medya aynı yerde saymaya devam etmektedir.Mesele-lar da bitmemiştir.Ekonomik açıdan,siyasetle kurduğu ilişkiden yaşadığından daha çok sorun yaşamaktadır.Bu sebeple politika kurumu bir ihtimal yaşamış olduğu bu problemin bu ilişkiden uğrayacağı ziyanı ölçecek kadar kalıcı ve uzun süreçler yaşatmazken,ekonomik açıdan verdiği zararların faturasını medya çekmektedir.Her açıdan güvenirlilik,mali bağımsızlık açısından problemler yaşatmaktadır.Fakat normal olarak en fazla tiraj açısından sorun olmaktadır.Tiraj sayıları ile ülkenin sosyo-ekonomik göstergeleri içinde ciddi bir bağlantı vardır.

Yavuz Semerci tarafınca incelenen BIAKâ''ın verilerine dayanarak;

''Türkiye'de her gün satılan 4 milyon 500 bin tane gazetenin aslında 18 ile 20 milyon içinde şahıs tarafınca okunduğunu yazmıştım. Mevzuya ilişkin tartışmalarda gözden kaçırmaması ihtiyaç duyulan iki mühim unsur bulunuyor. Birincisi ülkenin nüfusu ile hane sayısı arasındaki ilişki. Başka bir deyişle bir evde ortalama kaç şahıs yaşıyor? İkinci nokta ise, gazete müşterileri şehirlerde (ya da köylerin haricinde) yaşıyor. Dolaysıyla şehirlerde çalışan nüfus ile gazete tirajları içinde, hane sayısı şeklinde mühim bir bağlantı var.Mesela 84 milyon kişinin yaşamış olduğu Almanya'da 39 milyon hane var. Bu ülkede gazetelerin günlük tirajı 23 milyon (Kaynak: inma) ABD'de gazete satışlarının hane sayısına oranı ise yüzde 58. 284 milyon kişinin yaşamış olduğu ABD ise 121 milyon hane var ve gazete tirajları 55 milyon tane civarında. Gazete satışlarının hane sayısına oranı yüzde 46. Türkiye'de ise bu ülkelerin aksine bir evde ortalama 4.3 şahıs yaşıyor. 70 milyon nüfus, 16 milyon 400 bin haneye bölünmüş durumda. (Nüfusun yüzde 33'ü köylerde yaşıyor.) Buna gore (köyleri de dahil ettiğimizde) gazete satışlarının hane başına oranı yüzde 27. Kırsal kesim çıkarıldığında oran yüzde 40'lara tırmanıyor. Doğrusu küçümsenmeyecek bir oran karşımıza çıkıyor. Buna karşın gazete tirajlarını çoğaltmak mümkün mü? ABD ve Avrupa'da gazete tirajları niçin geriliyor? ABD'nin tirajlarda yaşanmış olan kan kaybını durdurmak için yöneldiği fonksiyonel gazetecilik, Türkiye gerçeği ile niçin örtüşmüyor.â''(YAVUZ SEMERCİ:07/07/2004)


Geçtiğimiz günlerde de basındaki tiraj kaygısı gazeteleri fiyat indirimine yönlendirdi.

tiraj sıralamasında dördüncü olan SABAH gazetesi haftaiçinde 25 kuruşa düşürdü fiyatını.ZAMAN gazetesi ile tiraj grafiğinde birinciliği paylaşan POSTA gazetesi ise satış fiyatını 15 kuruş yapmış oldu.Fiyat indirimi gazeteler arasındaki rekabeti kızıştırdı.


Son olarak olarak da editoryal bağımsızlık medya için bilhassa sağlanılması gerekilen başka bir özelliktir.Medya işvereni,basının enerjisini ,en başta editoryal bağımsızlığından aldığına samimi olarak inanmalı ve bunun gereğini yapmalıdır.Bunun yolu da,gazetecilere mesleklerini özgürce ve itimat içinde yapacakları bir ortam sunmaktır.Bu kaide,bugün içinde vardır ve değişmemiştir.Gerçek anlamda bir editoryal bağımsızlık olsaydı,gazeteciler itimat içinde mesleklerini yapabiliyor olsalardı,tiraj kaygısı olmasaydı,üretkenlik artardı.Medya sahiplerinin basın dışındaki ticari faaliyetlerinin sona erdirilmesi ,editoryal bağımsızlığın sağlanmasının ön koşuludur.Basın dışı tecim,finans ile ilişkileri tümüyle kesilmelidir.Türkiyeâ''de bu mümkün değildir bu yüzden Türk medyasında editoryal bağımsızlık tamamen yok olmuştur.Zaman içinde tiraj kavgası adım atmıştır.Tiraj kavgasının altında ise,reklam pastasından alınan hisse yatıyor.Tiraj ne kadar yüksekse,reklam verenler arzlarını arttırırlar bu da uzun solukta karlılığa niçin olur.Medyanın kişiliğini sergileyebildiği ve toplumun kendisinden beklediğini vaat eden bir örnek vardır:Susurluk Vakası.Türk medyası bir ihtimal yakın tarihinde ilk kez bir vaka üstünde bu denli seviyede,fark gözetmeksizin ve problemi çözmeye yönelik bir tavır sergiledi.Bu medyanın topluma karşı sorumluluklarına örnek gösterilebilecek bir vakadır Susurluk Vakası.Bu bir editoryal bağımsızlık örneğidir.Türk medyasının da gereksinim duyan mevzuları ve vakaları profesyonelce ele almasıdır.


Sonuçta tirajların düşük olması medyanın iktisat siyasetle kurduğu sağlıksız birlikteliğin sonucu,bilhassa siyasetle kurulan çıkar ilişkisinin ana para ile kurulan yanlış ilişkilerin sonucudur.Bu niçin dolayı da medya cemiyet tarafınca benimsenmiyor,benimsense de geçici oluyor.Doğrusu cemiyet tarafınca karşıda bırakılıyor yada hedef belirlemekle güvenilmez hale geliyor.Gazetelerin,televizyonların siyasetle ilişkilerini azalttıklarında aslında herşey birazda olsa gelişme gösterecektir.Bu ilişki geçici avantaj sağlıyor görünse de,bütünüyle medya kurumu üstünde bu bir yüktür.Günümüzde gazete okuru sayısı hakikaten azdır.Bu okurların akıllı kıymetli insanoğlu olduğu kabul edilmelidir.Bilhassa,netin giderek medyanın bir bölümünü içine almaya başlamasıyla daha rahat gözlem yapma şansı vardır.Web ortamında okuyucu pozisyonunda olan okuyucuların ciddi kritikleri olan insanoğlu bulunuyor,medya da bunlardan etkileniyor.Gazetelerin web ortamına aktarımı her ne kadar tirajları düşürsede,gazetenin daha derin ve bilgili insanlara da ulaşabilmesini sağlamış olduğu için görmezden gelinmektedir.Bu ilişki aslında 3 milyon okurun ne kadar nitelikli bulunduğunun göstergesidir.Özetle ustalaşmış bir gazeteci sınıfı yaratılmalıdır.Profesyonelliği, Medya ilkeleriyle,ekonomik siyasal ilişkileri düzenleyerek aşabiliriz.

BAKINIZ








 

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Medya ve ekonomi ilişkisi nedir?
Medya ve ekonomi ilişkisi nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/medya-ve-ekonomi-iliskisi-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/medya-ve-ekonomi-iliskisi-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content