mest ( I) sıfat Farsça mest Sarhoş. mest (II) isim Arapça mes§ üzerine mesh edilebilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak bir tür ...
mest ( I)
sıfat Farsça mest
mest (II)
MEST sıt. (fars. mest). Esk.
1. Sarhoş kendinden geçmiş: "Mest iken bile ne etvârı- na vereceği mümtaz şekilleri, ne eserlerine giydireceği kusursuz kıyafeti unutmazdı" (Cenap Şahabettin, XIX. yy.).
2. Mest etmek, kendinden geçirmek. || Mest olmak, sarhoş olmak; kendinden geçmek: "Mest olup bûy-ı şerâb-ı leb-i dil -cûsundan" (Nedim, XVIII. yy.).
3. Mest -i biriya, gerçekten sarhoş. |j Mesti elest, bezmi elest, sarhoşu, bezmi elestte, sarhoş olan: "Biz eslaf gibi mest-i elest değiliz" (Cenap Şahabettin, XIX. yy.). || Mest-i harab, çok içmiş. || Mest-i hayat, yaşam sarhoşu: "Evet, mest-i hayat ammâ şu enhar / benim gönlüm değil bundan haberdar" (Tevfik Fikret). || Mest-i müdam, her zaman sarhoş olan: "Beni mahrum-ı bezm-i vasi eden mest-i müdam olsun" (Nedim, XVIII. yy.). || Mest-i serşar, haddinden çok sarhoş olan, aşırı sarhoş. || Mest-i şebab, gençlik sarhoşu. || Mest-i temaşa, seyretmekten sarhoş olmuş.
MEST, -tl a. (ar. mesh'ten).
1. üzerine ayakkabı, özellikle de lastik ayakkabı giyilen, yumuşak deriden yapılmış, kısa konçlu ve topuksuz bir tür ayakkabı.
2. Serhat// mesti, eskiden sınır boylarında görevli askerlerin giydiği topuksuz ve baldır üstüne değin uzanan, konçlu mest. || Topuk mesti, kadınların giydiği kısa mest.
—ANSİKL. Hem kadınların hem de erkeklerin kullandığı mest, ayağa çorap gibi giyilir. Bununla sokağa çıkılmaz, üzerine ayakkabı ya da lastik geçirilir Aptes alırken çıkarmayı gerektirmediği ve üzerine meshedilebildiği için bu ad verilmiştir
—isi. Mestler genellikle meşinden ve özellikle aptes sırasında üzerlerine meshedilerek ayakları yıkamaktan kurtulma kolaylığı sağlamak amacıyla yapılır Ayakları topuklarıyla birlikte örten çizme ya da botlar, yaklaşık 5 km yürünmesine karşılık yırtılmayacak derecede sağlam ve kolay kolay su geçirmeyecek kadar kalın çoraplar da mest yerine geçer ve temiz olmaları koşuluyla, üzerlerine meshedilebilir. Bir ya da iki ayağın belli bir bölümünü açıkta bırakan, topuğun görülebileceği kadar kısa olan, üç parmak sığacak kadar yırtık, delik ya da sökük, bağsız olarak ayağı kavramayacak şekilde ince mestlerin üzerine meshedilemez. Bu kusurlardan biri mestlerden biri ya da her ikisinde bulunursa, aptes alınırken ayakları da mutlaka yıkamak gerekir Mesta, yaz gelince sürülerini yaylaya çıkaran İspanyol koyuncular derneği. (XII. yy.'da birçok bölgede kurulmuş, krallardan zaman zaman birçok ayrıcalık hakkı elde etmiş, XVIII. yy.'ın sonlarına doğru, köylülerin büyük tepkisi karşısında ayrıcalık haklarını ve önemini yitirmiştir.)
1. Sarhoş kendinden geçmiş: "Mest iken bile ne etvârı- na vereceği mümtaz şekilleri, ne eserlerine giydireceği kusursuz kıyafeti unutmazdı" (Cenap Şahabettin, XIX. yy.).
2. Mest etmek, kendinden geçirmek. || Mest olmak, sarhoş olmak; kendinden geçmek: "Mest olup bûy-ı şerâb-ı leb-i dil -cûsundan" (Nedim, XVIII. yy.).
3. Mest -i biriya, gerçekten sarhoş. |j Mesti elest, bezmi elest, sarhoşu, bezmi elestte, sarhoş olan: "Biz eslaf gibi mest-i elest değiliz" (Cenap Şahabettin, XIX. yy.). || Mest-i harab, çok içmiş. || Mest-i hayat, yaşam sarhoşu: "Evet, mest-i hayat ammâ şu enhar / benim gönlüm değil bundan haberdar" (Tevfik Fikret). || Mest-i müdam, her zaman sarhoş olan: "Beni mahrum-ı bezm-i vasi eden mest-i müdam olsun" (Nedim, XVIII. yy.). || Mest-i serşar, haddinden çok sarhoş olan, aşırı sarhoş. || Mest-i şebab, gençlik sarhoşu. || Mest-i temaşa, seyretmekten sarhoş olmuş.
MEST, -tl a. (ar. mesh'ten).
1. üzerine ayakkabı, özellikle de lastik ayakkabı giyilen, yumuşak deriden yapılmış, kısa konçlu ve topuksuz bir tür ayakkabı.
2. Serhat// mesti, eskiden sınır boylarında görevli askerlerin giydiği topuksuz ve baldır üstüne değin uzanan, konçlu mest. || Topuk mesti, kadınların giydiği kısa mest.
—ANSİKL. Hem kadınların hem de erkeklerin kullandığı mest, ayağa çorap gibi giyilir. Bununla sokağa çıkılmaz, üzerine ayakkabı ya da lastik geçirilir Aptes alırken çıkarmayı gerektirmediği ve üzerine meshedilebildiği için bu ad verilmiştir
—isi. Mestler genellikle meşinden ve özellikle aptes sırasında üzerlerine meshedilerek ayakları yıkamaktan kurtulma kolaylığı sağlamak amacıyla yapılır Ayakları topuklarıyla birlikte örten çizme ya da botlar, yaklaşık 5 km yürünmesine karşılık yırtılmayacak derecede sağlam ve kolay kolay su geçirmeyecek kadar kalın çoraplar da mest yerine geçer ve temiz olmaları koşuluyla, üzerlerine meshedilebilir. Bir ya da iki ayağın belli bir bölümünü açıkta bırakan, topuğun görülebileceği kadar kısa olan, üç parmak sığacak kadar yırtık, delik ya da sökük, bağsız olarak ayağı kavramayacak şekilde ince mestlerin üzerine meshedilemez. Bu kusurlardan biri mestlerden biri ya da her ikisinde bulunursa, aptes alınırken ayakları da mutlaka yıkamak gerekir Mesta, yaz gelince sürülerini yaylaya çıkaran İspanyol koyuncular derneği. (XII. yy.'da birçok bölgede kurulmuş, krallardan zaman zaman birçok ayrıcalık hakkı elde etmiş, XVIII. yy.'ın sonlarına doğru, köylülerin büyük tepkisi karşısında ayrıcalık haklarını ve önemini yitirmiştir.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR