muhafaza isim (muha:faza) Arapça mu§¥fa©a Koruma, gizleme, korunum: "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti....
muhafaza
isim (muha:faza) Arapça mu§¥fa©a
Koruma, gizleme, korunum:
"Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti."- B. Felek.
Mumyalar Nasıl Muhafaza Edilir?
Termoslar sıcak ya da soğuk sıvıları nasıl muhafaza eder?
MUHAFAZA a. (ar. muhafaza).
1. Koruma, gizleme: Yazın yünlülerin muhafazası büyük mesele yaratıyor.
2. Yürürlükte tutma, değiştirmeme: Bu mevzuyla ilgili yasanın tıpkı muhafazası uygun görüldü.
3. Bir şeyi muhafaza etmek, onu korumak, saklamak; yürürlükte tutmak, değiştirmemek.
4. (Bir şeyi) muhafaza altına alabilmek, onu korumak,"Saklamak, onun üstünü örtmek, kapatmak.
—Ask. denize. Sahil muhafaza gemisi, SAHİL GüVENLİK- GEMİSİ'nin eşanlamlısı.
—Bank, ve Bors. Muhafaza tutarı, müşterisine ait hisse senedi ve tahvilleri korumaya alan ve bunların kuponlarının zamanında ödenmesini elde eden bankaya ödenen ücret.
—ic. ifl. huk. Muhafaza altına alma, haczedilen göç eder malları borçlunun elinden ile birlikte güvenilir bir yere koyma. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. ic. ifl. huk. Haczedilmiş göç eder malların borçlunun elinde kalması, bu malların paraya çevrilmesini tehlikeye düşürebilir. Hacizli malların üçüncü kişilere devrini önleyen yasa kuralları, alacaklı için devamlı yeter bir güvence sağlamaz. Alacaklı, alacağını güvenceye bağlamak için, hacizli malların borçlunun elinden alınarak yeddiemine verilmesini isteyebilir. Muhafaza altına alma, haciz memuru tarafınca yerine getirilen bir icra işlemidir. Haczedilen para, senet, altın, gümüş şeklinde kıymetli eşya, icra dairesinde saklanır. Bunların dışındaki göç eder mallar ise, borçlunun elinden alınarak güvenilir bir yere konur. (HACİZ.)
1. Koruma, gizleme: Yazın yünlülerin muhafazası büyük mesele yaratıyor.
2. Yürürlükte tutma, değiştirmeme: Bu mevzuyla ilgili yasanın tıpkı muhafazası uygun görüldü.
3. Bir şeyi muhafaza etmek, onu korumak, saklamak; yürürlükte tutmak, değiştirmemek.
4. (Bir şeyi) muhafaza altına alabilmek, onu korumak,"Saklamak, onun üstünü örtmek, kapatmak.
—Ask. denize. Sahil muhafaza gemisi, SAHİL GüVENLİK- GEMİSİ'nin eşanlamlısı.
—Bank, ve Bors. Muhafaza tutarı, müşterisine ait hisse senedi ve tahvilleri korumaya alan ve bunların kuponlarının zamanında ödenmesini elde eden bankaya ödenen ücret.
—ic. ifl. huk. Muhafaza altına alma, haczedilen göç eder malları borçlunun elinden ile birlikte güvenilir bir yere koyma. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. ic. ifl. huk. Haczedilmiş göç eder malların borçlunun elinde kalması, bu malların paraya çevrilmesini tehlikeye düşürebilir. Hacizli malların üçüncü kişilere devrini önleyen yasa kuralları, alacaklı için devamlı yeter bir güvence sağlamaz. Alacaklı, alacağını güvenceye bağlamak için, hacizli malların borçlunun elinden alınarak yeddiemine verilmesini isteyebilir. Muhafaza altına alma, haciz memuru tarafınca yerine getirilen bir icra işlemidir. Haczedilen para, senet, altın, gümüş şeklinde kıymetli eşya, icra dairesinde saklanır. Bunların dışındaki göç eder mallar ise, borçlunun elinden alınarak güvenilir bir yere konur. (HACİZ.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR