Muhtaç sıfat Arapça mu§tÂ¥c 1 . Bir şeye gereksinim duyan: "Bunu işitmeye ne kadar muhtaçmış!"- A. Ağaoğlu . 2 . Y...
Muhtaç
sıfat Arapça mu§tÂ¥c
1 . Bir şeye gereksinim duyan:
2 . Yoksul, fakir (kimse):
3 . Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
sıfat Arapça mu§tÂ¥c
1 . Bir şeye gereksinim duyan:
"Bunu işitmeye ne kadar muhtaçmış!"- A. Ağaoğlu.
2 . Yoksul, fakir (kimse):
"Muhtaç hemşehrilerin bir kısmı etrafımda dolaşmaya, bana kur yapmaya başladılar."- R. N. Güntekin.
3 . Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- (birine) muhtaç etmek
- muhtaç olmak
Belediyeler yardıma muhtaç insanlara ne gibi yardımlar yapar?
Anlam 1 : Bir şeye ihtiyaç duyan.
Anlam 2 : Yoksul, fakir (kimse).
Anlam 3 : Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayanlar.
Türkçe Sözlük
MUHTAÇ sıf. (ar. ihtiyac'dan muhtaç).
1. Bir şeye muhtaç, çok gereksinim duyduğu bir şeyden yoksun olan kimse için kullanılır: Bir dilim ekmeğe muhtaç. Hiçbir şeye muhtaç değilim. Bu çocuk sevgiye muhtaç.
2. Birini muhtaç etmek, bir kimseyi, gereksinim duyduğu bir şeyi başka birisinden sağlamak zorunda bırakmak ya da gereksinim duyduğu bir şeyden yoksun bırakmak: istediğim parayı vermeyip beni onlara muhtaç ettiniz. Birini bir dilim ekmeğe muhtaç etmek. || Muhtaç olmak, bir şeye gereksinme duymak.
♦ sıf. ve a. Yoksul, fakir: Muhtaçlara yardım kampanyası açmak. Muhtaç birine yardım etmek.
—Esk. Muhtac-ı beyan, açıklanması gereken. || Muhtac-ı himaye, koruma gerektiren. || Muhtac-ı himmet, yardıma muhtaç. || Muhtac-ı izah, açıklama gerektiren. || Muhtac-ı muavenet, yardım edilmesi gereken. || Muhtac-ı mülahaza, üzerinde düşünülmesi gereken: "Buradan beyaz, küçük, pembe tırnaklı, mavi damarlı bir çift elin geçtiği muhtac-ı mülahaza değildi" (H. Z. Uşaklıgil). || Muhtac-ı sadaka, sadakaya ihtiyacı olan. || Muhtac-ı tarif, tanımlanması gereken.
1. Bir şeye muhtaç, çok gereksinim duyduğu bir şeyden yoksun olan kimse için kullanılır: Bir dilim ekmeğe muhtaç. Hiçbir şeye muhtaç değilim. Bu çocuk sevgiye muhtaç.
2. Birini muhtaç etmek, bir kimseyi, gereksinim duyduğu bir şeyi başka birisinden sağlamak zorunda bırakmak ya da gereksinim duyduğu bir şeyden yoksun bırakmak: istediğim parayı vermeyip beni onlara muhtaç ettiniz. Birini bir dilim ekmeğe muhtaç etmek. || Muhtaç olmak, bir şeye gereksinme duymak.
♦ sıf. ve a. Yoksul, fakir: Muhtaçlara yardım kampanyası açmak. Muhtaç birine yardım etmek.
—Esk. Muhtac-ı beyan, açıklanması gereken. || Muhtac-ı himaye, koruma gerektiren. || Muhtac-ı himmet, yardıma muhtaç. || Muhtac-ı izah, açıklama gerektiren. || Muhtac-ı muavenet, yardım edilmesi gereken. || Muhtac-ı mülahaza, üzerinde düşünülmesi gereken: "Buradan beyaz, küçük, pembe tırnaklı, mavi damarlı bir çift elin geçtiği muhtac-ı mülahaza değildi" (H. Z. Uşaklıgil). || Muhtac-ı sadaka, sadakaya ihtiyacı olan. || Muhtac-ı tarif, tanımlanması gereken.
Kaynak: Büyük Larousse
Belediyeler yardıma muhtaç insanlara ne gibi yardımlar yapar?
YORUMLAR