Mutfak nedir? Tarih süresince mutfağın gelişimi, değimi, Türklerde mutfak nasıldı? Hakkında bilgi. MUTFAK Evlerde, hastane, okul benzer bi...
Mutfak nedir? Tarih süresince mutfağın gelişimi, değimi, Türklerde mutfak nasıldı? Hakkında bilgi.
MUTFAK
Evlerde, hastane, okul benzer biçimde yerlerde, yemeklerin pişirildiği yere «mutfak» denir. Çağımızda, dünyanın pek çok yerlerinde mutfaklar yemeklerin rahatça hazırlanıp pişirilebileceği, sofra takımlarının yemekten sonrasında yıkanıp temizlenebileceği özellikler taşıyan ufak, kullanışlı birer oda şeklinde yapılmaktadır. Çağıl mutfaklarda muhakkak bulaşığın yıkanacağı bir musluk, ocağın konacağı bir set, bu ocağın üstüne gelecek şekilde yapılmış bir «davlumbaz» (ocak etekliği), sofra takımlarının yerleştirildiği raflar, dolaplar, çekmeceler, yiyeceklerin pişirilmeden ilkin üstünde hazırlanabileceği ufak bir masa, yiyecek kokularının eve yayılmadan giderilmesi için bir pencere bulunmaktadır.
Mutfak eşyaları da zamanımızda pek çok yeni özellikler kazanmış, en kullanışlı şekle getirilmiştir. Bu tür durumlar bundan böyle plâstik, alüminyum benzer biçimde kolay temizlenen, kırılma tehlikesi olmayan maddelerden yapılmaktadır.
Mutfak için seçilen renkler de açık pembe, mavi, yeşil benzer biçimde, iç açıcı renklerdir. Çağıl mutfakların lüks olanlarında ise ev halkının yiyecek yiyebilmesi için plâstik masalar, iskemleler, şık perdeler, hattâ çiçek, çiçeklik, biblo benzer biçimde süs eşyaları dahi mevcuttur. Avrupa ve ABD şehirlerinin birçoğunda, bulaşıkların yıkandığı hususi makinalar, elektrik ocakları, telefon, pek çok yeni aletler kullanılmaktadır.
Mutfaklar, şimdiki kullanışlı, rahat şekli alıncaya kadar türlü ülkelerde değişik safhalar geçirmiş, eskiden kasvetli, yorucu bir yerken bugün bundan böyle iç açıcı ve işlerin kolayca görüleceği sempatik birer oda halini almıştır.
Tarihte Mutfak
Eskiçağlarda, zenginlerin evinden başka tüm evlerde mutfak diye ayrı bir yer yoktu. Yemekler, ev halkının toplandığı, oturmuş olduğu büyük sofada pişirilirdi. Bir süre sonra halk, evlerinin önündeki avluda, açık havada yiyecek pişirmeye başladı. Şark vatanlarında, pek çok yerlerde gene yemekler böyle pişirilmektedir.
Evlerde yiyecek pişirmeye mahsus ayrı bir odanın kullanılmasına VII. yüzyılda başlanmıştır. Ama, bu tür şeyler salonların tarafındaki ufak bir hücreden ibaretti, ocak, tekne benzer biçimde şeyleri yoktu. Sonradan yiyecek odalarının yakınında mutfaklar yapılmaya başlandı. Mutfağın yanma da erzak koymak için kiler işi görecek ufak hücreler yaptılar. Romalılar’ da hamamları da mutfakların içinde olur ve mutfağın ocağı ile ısınırdı. Pompei evlerinden anlaşıldığına gore bu tür şeyler mutfaklarına büyük ekmek fırınları, ufak pasta fırınları dahi yapmışlardı.
Ortaçağ’da mutfaklar eskiye gore oldukça değişmiş olduğu halde gene de kasvetli yerlerdi. Bu zamanlarda yapılmış mutfakların yeri toprak olurdu. Ocakların bacası yoktu. Dumanlar tavanda açılmış bir delikten dışarı çıkardı. Mutfak işlerini görmek için pek çok hizmetçiler, uşaklar çalıştırılırdı, çünkü mutfağa su taşımak, ateş yakmak ağır işlerdi. Ortaçağ’da etler, açık havada pişirilirdi, çünkü mutfakta çok duman olur, buna bir çare bulunamazdı. Mutfakta kullanılan eşyalar ise ağır madenlerden yapılmıştı. Ama varlıklı evlerinde gümüş mutfak eşyası kullanılırdı.
Türkler’de Mutfak
Son zamanlara gelinceye kadar Türk evlerinin mutfakları evin haricinde yapılırdı. Bir takım ufak evlerde alt katta, bahçeye çıkıntılı olarak yapılmış mutfaklar bulunurdu. Saraylarda, konaklarda ise daima adam aşçılar kullanıldığı için mutfak, binadan oldukça uzakta, bahçe içinde olurdu. Bunların bazıları türlü yemeklerin hazırlanması için ayrı ayrı bölümden meydana gelir, her bölümde ayrı bir aşçı çalışırdı. Meselâ Topkapı Sarayı‘nın mutfağı bu şekilde pek çok bölmelerden meydana gelmiştir. Mutfak kısımları, «ethane», «sebzehane», «börekhane», «tatlıhane» benzer biçimde isimler alırdı.
Minik evlerin mutfakları ise, yerden belli bir miktar yüksekçe bir set üstüne yapılmış büyük, kemerli bir ocaktan meydana gelirdi. Bu ocağın içi tencere, kazan koymaya mahsus taştan bölmelerle ayrılırdı. Bu bölmelerin içinde odun yakılır, yemekler odun ateşi ile pişirilirdi.
Sonradan Türk evlerinde «maltız» denilen ıskaralı kömür ocaklarının kullanılmasına başlandı. Zamanımızdaki çağıl evlerde ise yemekler havagazı ocaklarında pişirilmek-iir.
Mutfak evin can damarıdır diyebiliriz. Bundan dolayı, sıhhat kurallarına en fazla dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan yerlerden biridir. Mutfak, kolayca havalandırılabilecek bir durumda olmalı, iyi aydınlatılmalıdır. Ev hanımı, orada çalışırken, her aradığını kolayca bulabilmeli, masalar fazla eğilmeden iş görülebilecek bir yükseklikte olmalıdır. Yiyecek maddeleri kapalı kablarda bulunmalı, böceklerden korunmalıdır.
YORUMLAR