Nadide ödat (na:di:de) Farsça nÂ¥d³de Azca görülür, görülmedik, seyrek görülen: "El işi olmasına karşın el değmeden yapılm...
Nadide
ödat (na:di:de) Farsça nÂ¥d³de
Azca görülür, görülmedik, seyrek görülen:
ödat (na:di:de) Farsça nÂ¥d³de
Azca görülür, görülmedik, seyrek görülen:
"El işi olmasına karşın el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı."- C. Uçuk.
Nadide Sultan
NADİDE sıf. (fars. nâ-, olumsuzluk eki ve dîde'den nâ-dide).
1. Azca bulunan, seyrek görülen şey için kullanılır: Nadide bir çiçek.
2. Benzersiz, kıymetli, seçkin bir kimse, bir şey için kullanılır: Nadide bir insan. Nadide bir gerdanlık.
1. Azca bulunan, seyrek görülen şey için kullanılır: Nadide bir çiçek.
2. Benzersiz, kıymetli, seçkin bir kimse, bir şey için kullanılır: Nadide bir insan. Nadide bir gerdanlık.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR