Orhan Veli'nin şiirlerindeki zihniyet, dil, yapı, tema, gelenek özellikleri nedir?

Orhan Veli'nin şiirlerindeki zihniyet, dil, yapı, tema, gelenek özellikleri nedir? Orhan Veli ,Varlık dergisinde yayımlanan i...

Orhan Veli'nin şiirlerindeki zihniyet, dil, yapı, tema, gelenek özellikleri nedir?
Orhan Veli ,Varlık dergisinde yayımlanan ilk ürünlerinde, aslında “Saf Şiirciler “anlayışıyla yazar. Hatta hece vezni değil aruz vezniyle yazdığı bir iki şiir bile olur. Yani hem halk şiiri hem divan şiirine vakıftır.


Orhan Veli ,bu eski şiir anlayışını 1937 yılından itibaren bırakır ve gündelik yaşam sahnelerinin yer aldığı şiirler yazmaya başlar. Bu şiir anlayışı başta Yahya Kemal olmak üzere bir çok kurallı şiir yazan şairleri kızdırır.Bunun üzerine yazdıkları şiirin savunmasını yapacağı “Garip “adlı bir önsöz yazar ,burada “Garip Şiiriâ€nin ilkelerini de belirtir.



  • Vezinli kafiyeli şiirde hayır.
  • Edebi sanatlara hayır.
  • Burjuvaziye hayır.
  • Eski biçimlere hayır.
  • Duygusallığa hayır
  • Şairaneliğe hayır.
Bunların ötesinde öyle bir cümle yazar ki bu önsöz en çok diğer genç şairleri etkiler. Bu söz şudur; ‪iir, bütün özelliği söylenişinde olan bir söz sanatıdır. Yani tümüyle anlamdan oluşur.Anlam insanın beş duyusuna değil,kafasına seslenir.Bir gün gelecek,şiir yalnızca kafayla okunacak,edebiyat da böylece yeni bir yaşama kavuşacak.â€

Orhan Veli Kanık kendisi gibi düşünen Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday'la birlikte bu ilkelerle yeni bir oluşum başlatmış olur: Garip Akımı.

Altın Dişlim

Gel benim canımın içi,gel yanıma

İpek çoraplar alayım sana

Taksilere bindireyim

Çalgılara götüreyim seni

Gel,

Gel benim altın dişlim

Sürmelim,ondüla saçlım,yosmam;

Mantar topuklum,bobsitilim,gel

O.Veli Kanık


Şiirde dönemin zihniyeti, o dönemdeki kadınların moda anlayışları verilirken,toplum tarafından eleştirilen kadın tipine Orhan Veli'nin bakışını da görmüş oluyoruz. İlginçtir kiâ€bobsitil†sözcüğü Atilla İlhan tarafından garip anlayışına mensup kişilere taktığı bir isimdir. Orhan Veli şiirde aynı zamanda kendisini beğenmeyen ,küçük gören ,alay edenlere de bu kadın tiplemesiyle karşılık vermiştir.â€ondüla saç†ifadesi şiir için garip gelmiş hep eleştirilmiştir.


Orhan Veli'nin şiirlerinde bütün anlayışı öyle hakimdir ki tek bir mısrayı çıkardığınızda şiir anlamını tamamen kaybeder.Onun gücü†Var olanı†yazmaktan gelmiştir.

Orhan Velinin Şiirlerinde Kullandığı Dilin Özellikleri

Cumhuriyet döneminin bir başka önemli şahsiyeti olan Orhan Veli de, Batı şiirinin yanı sıra halk şiiri unsurlarından da beslenmiş güçlü bir şairdir. Orhan Veli halk edebiyatı türlerinden türkülerin etkisinde kalarak, halk deyimlerini

ustaca kullanmış ve biçim olarak da halk şiiri biçimlerini deneyerek yine şiirlerini bu disipline yaklaştırmıştır.


Orhan Veli'nin :

Çocuk gönlüm kaygılardan azâde

Yüzlerde nur, ekinlerde bereket,

At üstüne mor kâküllü şehzâde

Unutmaya başladığım memleket

Şakağımda annemin sıcak dizi

Kulağımda falcı kadının sözü

Göl başında padişahın üç kızı

Alaylarla Kaf Dağı'na hareket.


şiiri halk şiirinin etkisini açık bir şekilde gözler önüne seren örnek şiirlerdendir. “Masal†olan şiirin adı bile halk edebiyatının etkisini çağrıştırmaktadır. Şiir hece ölçüsüyle yazılmıştır ve halk edebiyatına özgü motiflerle yüklüdür.

Halk şiirine yaklaştığı şiirlerden biri de mani dörtlüklerinden oluşturduğu “Delikli Şiirâ€dir.

Kullandığı temalar




Her şeyin şiire konu edinilebileceğine inanan Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk şiirine yaptığı en büyük katkılardan biri de bu inançlarını eserlerinde uygulamaları oldu.[94] Bunun için de ilk olarak sıradan insanı kendilerine konu edindiler. Böylece, eski şiirlerdeki kahramanlaştırılan ideal insan tipinin yıkılmasını sağladılar. Divan şiirinde insan, aşkın arayıcısı olan kusursuz ve soyut bir varlık; Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Akif gibi şairlerin eserlerinde toplumu için mücadele eden bir kahraman iken Orhan Veli'nin şiirlerinde gündelik sorunların peşinde koşan sıradan bir vatandaştı.[94] Örneğin Kitabe-i Seng-i Mezar şiirinin kahramanı olan Süleyman Efendi, hayattaki en önemli sorunu nasır olan, Allah'ın adını sık anmasa da günahkar sayılmayan, varoluş problemi yaşamayan bir adamdı.[95] Süleyman Efendi'yle ilgili olarak Orhan Veli: “Ben hayatı sadelik içinde geçmiş basit bir adamın hayatından bahsetmek istedim. Acayiplik olsun diye yazmadım şiiri, neşretmeden evvel de bu kadar yadırganacağını tahmin etmiyordum.†dedi. Nasırı önemseyip edebiyata soktuğu için eleştirenlere ise şu cevabı verdi: “Hayatından daha büyük manevi ızdırapları olmayan bir insan için nasırın mühim olduğunu telakki ediyorum.â€


Toplum eleştirisi teması da Orhan Veli tarafından sık sık kullanıldı.[96] Fakat şair, bu konuyu kendisinden önce bu türün örneklerini veren Namık Kemal, Nazım Hikmet ya da Tevfik Fikret gibi isimlerin aksine ironi ve parodi tekniklerini kullanarak işliyordu. Hardalname, Cımbızlı Şiir, Vatan İçin, Bedava ve Kuyruklu Şiir'in örnek olarak verilebileceği şiirlerinde sadece durum tespiti yapıp herhangi bir ideolojiyi savunmaması sebebiyle sanatçı burjuva şairi olmakla da suçlandı


Orhan Veli Dedikodu, Söz, Tahattur, Şanolu Şiir, Sereserpe, Eski Karım, Aşk Resmigeçidi gibi pek çok şiirinde ise aşk ve cinsellik konusunu işledi. Öte yandan çocukluk şairin hem Garip öncesi hem de Garip döneminde sık sık kullandığı temalardan biriydi. Bu temanın örnekleri arasında Ağaç, Kuş ve Bulut, Rüya, Robenson sayılabilir. Sanatçının çocuk algısıyla yazdığı şiirlerde duygu tonu diğer şiirlerine göre çok daha fazladır.


Şairin işlediği diğer temalar arasında yaşama sevinci (Ne Kadar Güzel, Sokakta Giderken, Güzel Havalar, Birdenbire), savaş (Bizim Gibi, Tereyağı, Gangster), yolculuk (Yolculuk, Seyahat) gelir. Talât Sait Halman'a göre varolmanın ve yaşamın sevincini Türk edebiyatına sistemli olarak yerleştiren isim Orhan Veli olmuştur.[79] Ayrıca, Kanık, Nedim ve Yahya Kemal ile birlikte Türk şiirinin sayılı İstanbul şairlerinden biri kabul edilmektedir.

Şiir gerçekliğini Orhan Veli nasıl vermiştir?

Garip ya da Birinci Yeni[1], Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas alır. 1941'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rifat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar. Kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı. Şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. O güne kadar “seçkin†bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular. Konuşma dilini şiire dahil ettiler; “nasır†gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Halk deyişlerini şiire aktardılar. Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk Edebiyatı içinde tepki toplayan Garip Akımı, ancak günümüzde anlaşılabildi.


Garipçiler, Garip adlı kitaplarına yazdıkları önsözde, Türk şiirini katı kurallara bağlı ve doğallıktan uzak bulduklarını belirtmişlerdir. Garipçilere göre bu durumun temel nedeni hece, uyak, aruz gibi kalıpların şiirde vazgeçilmez sanılmasıydı.

Garip akımını takip eden şairler bir türlü düzgün para kazanamamıştır. Kaderleriyle baş başa kalmışlardır. Genelde yalnız olarak hayata gözlerini yummuşlardır.

Orhan Veli Hangi geleneğe bağlı kalmıştır?

Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. “Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak†amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu.[6] Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.[7] Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.[8]

Şairin Yaşamından Yetiştiği Ortamdaki İzler

Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi. Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı.[6] Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.[6] Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu “üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair†olarak tanımladı.

Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli “tek tür†şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır.[12] Oktay Rifat bu durumu “Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi.†ve “Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı.†sözleriyle açıkladı.

BAKINIZ



Perşembe, 04 Ağustos 2016 - 20:59





  • Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiirinde yaygın olarak yer alan zihniyet nedir?


  • Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiirindeki ahenk unsurları nedir?


  • Orhan Veli'nin ''Anlatamıyorum'' şiirinde uyak kullanılmış mıdır?




Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.


Orhan Veli ,Varlık dergisinde yayımlanan ilk ürünlerinde, aslında “Saf Şiirciler “anlayışıyla yazar. Hatta hece vezni değil aruz vezniyle yazdığı bir iki şiir bile olur. Yani hem halk şiiri hem divan şiirine vakıftır.


Orhan Veli ,bu eski şiir anlayışını 1937 yılından itibaren bırakır ve gündelik yaşam sahnelerinin yer aldığı şiirler yazmaya başlar. Bu şiir anlayışı başta Yahya Kemal olmak üzere bir çok kurallı şiir yazan şairleri kızdırır.Bunun üzerine yazdıkları şiirin savunmasını yapacağı “Garip “adlı bir önsöz yazar ,burada “Garip Şiiriâ€nin ilkelerini de belirtir.



  • Vezinli kafiyeli şiirde hayır.
  • Edebi sanatlara hayır.
  • Burjuvaziye hayır.
  • Eski biçimlere hayır.
  • Duygusallığa hayır
  • Şairaneliğe hayır.
Bunların ötesinde öyle bir cümle yazar ki bu önsöz en çok diğer genç şairleri etkiler. Bu söz şudur; ‪iir, bütün özelliği söylenişinde olan bir söz sanatıdır. Yani tümüyle anlamdan oluşur.Anlam insanın beş duyusuna değil,kafasına seslenir.Bir gün gelecek,şiir yalnızca kafayla okunacak,edebiyat da böylece yeni bir yaşama kavuşacak.â€

Orhan Veli Kanık kendisi gibi düşünen Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday'la birlikte bu ilkelerle yeni bir oluşum başlatmış olur: Garip Akımı.

Altın Dişlim

Gel benim canımın içi,gel yanıma

İpek çoraplar alayım sana

Taksilere bindireyim

Çalgılara götüreyim seni

Gel,

Gel benim altın dişlim

Sürmelim,ondüla saçlım,yosmam;

Mantar topuklum,bobsitilim,gel

O.Veli Kanık


Şiirde dönemin zihniyeti, o dönemdeki kadınların moda anlayışları verilirken,toplum tarafından eleştirilen kadın tipine Orhan Veli'nin bakışını da görmüş oluyoruz. İlginçtir kiâ€bobsitil†sözcüğü Atilla İlhan tarafından garip anlayışına mensup kişilere taktığı bir isimdir. Orhan Veli şiirde aynı zamanda kendisini beğenmeyen ,küçük gören ,alay edenlere de bu kadın tiplemesiyle karşılık vermiştir.â€ondüla saç†ifadesi şiir için garip gelmiş hep eleştirilmiştir.


Orhan Veli'nin şiirlerinde bütün anlayışı öyle hakimdir ki tek bir mısrayı çıkardığınızda şiir anlamını tamamen kaybeder.Onun gücü†Var olanı†yazmaktan gelmiştir.

Orhan Velinin Şiirlerinde Kullandığı Dilin Özellikleri

Cumhuriyet döneminin bir başka önemli şahsiyeti olan Orhan Veli de, Batı şiirinin yanı sıra halk şiiri unsurlarından da beslenmiş güçlü bir şairdir. Orhan Veli halk edebiyatı türlerinden türkülerin etkisinde kalarak, halk deyimlerini

ustaca kullanmış ve biçim olarak da halk şiiri biçimlerini deneyerek yine şiirlerini bu disipline yaklaştırmıştır.


Orhan Veli'nin :

Çocuk gönlüm kaygılardan azâde

Yüzlerde nur, ekinlerde bereket,

At üstüne mor kâküllü şehzâde

Unutmaya başladığım memleket

Şakağımda annemin sıcak dizi

Kulağımda falcı kadının sözü

Göl başında padişahın üç kızı

Alaylarla Kaf Dağı'na hareket.


şiiri halk şiirinin etkisini açık bir şekilde gözler önüne seren örnek şiirlerdendir. “Masal†olan şiirin adı bile halk edebiyatının etkisini çağrıştırmaktadır. Şiir hece ölçüsüyle yazılmıştır ve halk edebiyatına özgü motiflerle yüklüdür.

Halk şiirine yaklaştığı şiirlerden biri de mani dörtlüklerinden oluşturduğu “Delikli Şiirâ€dir.

Kullandığı temalar




Her şeyin şiire konu edinilebileceğine inanan Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk şiirine yaptığı en büyük katkılardan biri de bu inançlarını eserlerinde uygulamaları oldu.[94] Bunun için de ilk olarak sıradan insanı kendilerine konu edindiler. Böylece, eski şiirlerdeki kahramanlaştırılan ideal insan tipinin yıkılmasını sağladılar. Divan şiirinde insan, aşkın arayıcısı olan kusursuz ve soyut bir varlık; Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Akif gibi şairlerin eserlerinde toplumu için mücadele eden bir kahraman iken Orhan Veli'nin şiirlerinde gündelik sorunların peşinde koşan sıradan bir vatandaştı.[94] Örneğin Kitabe-i Seng-i Mezar şiirinin kahramanı olan Süleyman Efendi, hayattaki en önemli sorunu nasır olan, Allah'ın adını sık anmasa da günahkar sayılmayan, varoluş problemi yaşamayan bir adamdı.[95] Süleyman Efendi'yle ilgili olarak Orhan Veli: “Ben hayatı sadelik içinde geçmiş basit bir adamın hayatından bahsetmek istedim. Acayiplik olsun diye yazmadım şiiri, neşretmeden evvel de bu kadar yadırganacağını tahmin etmiyordum.†dedi. Nasırı önemseyip edebiyata soktuğu için eleştirenlere ise şu cevabı verdi: “Hayatından daha büyük manevi ızdırapları olmayan bir insan için nasırın mühim olduğunu telakki ediyorum.â€


Toplum eleştirisi teması da Orhan Veli tarafından sık sık kullanıldı.[96] Fakat şair, bu konuyu kendisinden önce bu türün örneklerini veren Namık Kemal, Nazım Hikmet ya da Tevfik Fikret gibi isimlerin aksine ironi ve parodi tekniklerini kullanarak işliyordu. Hardalname, Cımbızlı Şiir, Vatan İçin, Bedava ve Kuyruklu Şiir'in örnek olarak verilebileceği şiirlerinde sadece durum tespiti yapıp herhangi bir ideolojiyi savunmaması sebebiyle sanatçı burjuva şairi olmakla da suçlandı


Orhan Veli Dedikodu, Söz, Tahattur, Şanolu Şiir, Sereserpe, Eski Karım, Aşk Resmigeçidi gibi pek çok şiirinde ise aşk ve cinsellik konusunu işledi. Öte yandan çocukluk şairin hem Garip öncesi hem de Garip döneminde sık sık kullandığı temalardan biriydi. Bu temanın örnekleri arasında Ağaç, Kuş ve Bulut, Rüya, Robenson sayılabilir. Sanatçının çocuk algısıyla yazdığı şiirlerde duygu tonu diğer şiirlerine göre çok daha fazladır.


Şairin işlediği diğer temalar arasında yaşama sevinci (Ne Kadar Güzel, Sokakta Giderken, Güzel Havalar, Birdenbire), savaş (Bizim Gibi, Tereyağı, Gangster), yolculuk (Yolculuk, Seyahat) gelir. Talât Sait Halman'a göre varolmanın ve yaşamın sevincini Türk edebiyatına sistemli olarak yerleştiren isim Orhan Veli olmuştur.[79] Ayrıca, Kanık, Nedim ve Yahya Kemal ile birlikte Türk şiirinin sayılı İstanbul şairlerinden biri kabul edilmektedir.

Şiir gerçekliğini Orhan Veli nasıl vermiştir?

Garip ya da Birinci Yeni[1], Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas alır. 1941'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rifat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar. Kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı. Şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. O güne kadar “seçkin†bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular. Konuşma dilini şiire dahil ettiler; “nasır†gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Halk deyişlerini şiire aktardılar. Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk Edebiyatı içinde tepki toplayan Garip Akımı, ancak günümüzde anlaşılabildi.


Garipçiler, Garip adlı kitaplarına yazdıkları önsözde, Türk şiirini katı kurallara bağlı ve doğallıktan uzak bulduklarını belirtmişlerdir. Garipçilere göre bu durumun temel nedeni hece, uyak, aruz gibi kalıpların şiirde vazgeçilmez sanılmasıydı.

Garip akımını takip eden şairler bir türlü düzgün para kazanamamıştır. Kaderleriyle baş başa kalmışlardır. Genelde yalnız olarak hayata gözlerini yummuşlardır.

Orhan Veli Hangi geleneğe bağlı kalmıştır?

Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. “Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak†amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu.[6] Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.[7] Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.[8]

Şairin Yaşamından Yetiştiği Ortamdaki İzler

Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi. Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı.[6] Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.[6] Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu “üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair†olarak tanımladı.

Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli “tek tür†şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır.[12] Oktay Rifat bu durumu “Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi.†ve “Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı.†sözleriyle açıkladı.

BAKINIZ



Perşembe, 04 Ağustos 2016 - 20:59









Orhan Veli ,bu eski şiir anlayışını 1937 yılından itibaren bırakır ve gündelik yaşam sahnelerinin yer aldığı şiirler yazmaya başlar. Bu şiir anlayışı başta Yahya Kemal olmak üzere bir çok kurallı şiir yazan şairleri kızdırır.Bunun üzerine yazdıkları şiirin savunmasını yapacağı “Garip “adlı bir önsöz yazar ,burada “Garip Şiiriâ€nin ilkelerini de belirtir.

Bunların ötesinde öyle bir cümle yazar ki bu önsöz en çok diğer genç şairleri etkiler. Bu söz şudur; ‪iir, bütün özelliği söylenişinde olan bir söz sanatıdır. Yani tümüyle anlamdan oluşur.Anlam insanın beş duyusuna değil,kafasına seslenir.Bir gün gelecek,şiir yalnızca kafayla okunacak,edebiyat da böylece yeni bir yaşama kavuşacak.â€

Orhan Veli Kanık kendisi gibi düşünen Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday'la birlikte bu ilkelerle yeni bir oluşum başlatmış olur: Garip Akımı.









Orhan Veli Kanık'ın Eserlerinde Ele Aldığı Konular


Kanık'ın ilk şiirleri, Necip Fazıl, Ahmet Muhip, Ahmet Hamdi ve Cahit Sıtkı kuşağına bağlıdır. Bu eserler, içerik, biçim, dil ve tarz olarak klasik ve geleneğe bağlı olarak yazıldılar. Daha sonraki çalışmalarının aksine şiirlerinde uyak da kullanan Orhan Veli ayrıca benzetmelere ve sıfatlara geleneksel bir şekilde yer verdi. Ölüm, doğa, rüya, zaman, aşk gibi temaların işlendiği bu dönem eserlerinde hiç ironiye rastlanmaz. Şair henüz kendine ait bir dil geliştiremediği için şiir anlayışı ve mısra yapısında Baudelaire'in; konu, işleyiş, dil ve üslupta ise Necip Fazıl'ın etkisi altındaydı.



Gün Doğuyor, Oaristys, Ebabil, Eldorado, Kurt, Zeval gibi eserlerini içeren ilk dönem şiirlerinde şair, yalnız ve mutsuz bir kişinin yaşamını anlattı, acılarını, isteklerini, aşklarını dile getirdi. Orhan Veli eski şiirlerinde akıldan çok duyguya, gerçeklikten çok romantikliğe, toplumsallıktan çok bireyselliğe önem verdi. Bu açıdan da Kanık'ın edebiyat dünyasına girişi okuduğu ve sevdiği yabancı şairlerin etkilenerek ve Türkiye'de onları takip eden şairlerin arasına katılarak oldu.


Dönemin şiirlerinden farklı yapıtlar ortaya koymaya karar veren Orhan Veli, ilk olarak ölçü ve uyağı daha sonra ise tasviri, şairaneliği, hayali, süsü ve zekâ oyunlarını şiirinden çıkarttı. Sadelik ve basitliği önemseyen sanatçı, duygudan çok akla önem vermeye başladı. Halkın kullandığı kelimeleri tercih etmeye başlayan Kanık hayat karşısında kötümser, ironik, ümitsiz, inançsız görünmektedir. Yeni şiirlerinin temaları ise çoğunlukla tabiat, insan, aşk, çocukluk, savaş, hayat, sarhoşluk ve seyahat oldu





  • Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiirinde yaygın olarak yer alan zihniyet nedir?


  • Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiirindeki ahenk unsurları nedir?


  • Orhan Veli'nin ''Anlatamıyorum'' şiirinde uyak kullanılmış mıdır?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Orhan Veli'nin şiirlerindeki zihniyet, dil, yapı, tema, gelenek özellikleri nedir?
Orhan Veli'nin şiirlerindeki zihniyet, dil, yapı, tema, gelenek özellikleri nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/orhan-velinin-siirlerindeki-zihniyet.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/orhan-velinin-siirlerindeki-zihniyet.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content