Salik Ödat salik Arapça; sÂ¥lik (sa:lik) Bir yola giren, bir yolda giden. TDK Salik İslam Ansiklopedisi Sülük eden...
Salik
Ödat
salik
Arapça; sÂ¥lik
(sa:lik)
Bir yola giren, bir yolda giden.
Ödat
salik
Arapça; sÂ¥lik
(sa:lik)
Bir yola giren, bir yolda giden.
TDK
Salik
İslam Ansiklopedisi
Sülük eden, yola koyulan demekÂtir. Tasavvuf terimlerinden biridir. Bir tarikate giren, bir şeyhe bağlanan kimseyi ifade eder.
Birazcık daha açarÂsak şu şekilde denir:
Mutasavvıflara gore dinin bir dışyüzü, bir de içyüzü varÂdır. Tanrı emirlerinin ve inançlarının tümü şeriat'tır. Bunların içyüzü haÂkikattir. Tanrı emirlerinin dış yüzünÂden iç yüzüne gidiş yoluna tarikat deÂnir. Şeriatten hakikate giden bu yola girmeye, koyulmaya "sülük" denir. Bu yola koyulan hiç kimseye de "sâlik" denir. Mürid de aynı anlamda kulÂlanılır.
İslam Ansiklopedisi
Sülük eden, yola koyulan demekÂtir. Tasavvuf terimlerinden biridir. Bir tarikate giren, bir şeyhe bağlanan kimseyi ifade eder.
Birazcık daha açarÂsak şu şekilde denir:
Mutasavvıflara gore dinin bir dışyüzü, bir de içyüzü varÂdır. Tanrı emirlerinin ve inançlarının tümü şeriat'tır. Bunların içyüzü haÂkikattir. Tanrı emirlerinin dış yüzünÂden iç yüzüne gidiş yoluna tarikat deÂnir. Şeriatten hakikate giden bu yola girmeye, koyulmaya "sülük" denir. Bu yola koyulan hiç kimseye de "sâlik" denir. Mürid de aynı anlamda kulÂlanılır.
Sâlik, bazı edeplere uymak zorundadır. Bunlar öncesinden belirlenÂmiştir. Bunlara riayet etmezse girdiÂği yolda ilerleyemez. Bu edepler şöyledir:
1- Sâlik daima ve mekânda kendini tanrısal denetim altında hissetÂmelidir.
2- Günah işlemekten çekinmeyenÂlerin yanında bulunmamalıdır.
3- Bekâr olan sâlik nefsini oruç tutmakla terbiye etmelidir.
4- Dünya ve ahiret menfaatleri çaÂtıştığında âhiret menfaatini tercih etÂmelidir.
5- Daima abdestli bulunmaya çaÂlışmalıdır.
6- Azca yemeli, azca konuşmalı, azca uyumalıdır.
SALİK sıf. (ar. sülük tan satik). Esk.
1. Bir yola giren, bir yol tutan: "Sâlik irince kemâle şu şekilde bir i Yüreğin yaş bağrını kan eylemiş" (Niyazi, XVII. yy.).
2. Salik olmak, bir yola girmek: "Bulmaz cihanda zevk u safa-yı feragati I Şehrâh-ı aşka ez dil ü can salik olmayan" (V. K. Beyatlı).
*Tasav. Bir tarikata bağlanarak Tanrı katına doğru ilerlediğine inanılan şahıs. (Bk. ansı kİ. böl.)
*ANSİKL. Tarikat yolunda çoğu zaman dört aşama bulunmuş olduğu kabul edilir: Tarikata gönlü ısınan ve bu yola koyulmak isteyene talip, tarikata bağlanana mürit, bu yolda aşama aşama ilerleyene salik, amaçlarının en yüksek derecesine ulaşana da vâsıl denir. Bu son aşamaya salik, sadece ilm el-yakin, ayn et-yakin ve hakk el-yakin isminde olan bilgi (marifet) aşamalarından geçerek ulaşabilir. Bu bilgi düzeyine ulaşan salike arif de denir. Salikin bu manevi seyahat esnasında uyması ihtiyaç duyulan birçok kaide (erkân ve adap) vardır. Her durumda Tanrı'nın denetimi altında bulunduğunu bilmek, günahkârlardan (fasık) uzak durmak; nefsini oruç tutmak, açlık ve susuzluk benzer biçimde gönüllü yoksunluklarla (mahrumiyet) eğitmek (terbiye etmek), devamlı aptesti olmak, azca konuşmak (kıllet-i kelam), azca yiyecek (kılleti taam), azca uyumak (kıllet-i menam), tarikatın gerektirdiği ve şeyhinin uygun görmüş olduğu ezkâr ve evradı aksatmamak, salikin uyması ihtiyaç duyulan kurallardan başlıcalarıdır.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Bir yola giren, bir yol tutan: "Sâlik irince kemâle şu şekilde bir i Yüreğin yaş bağrını kan eylemiş" (Niyazi, XVII. yy.).
2. Salik olmak, bir yola girmek: "Bulmaz cihanda zevk u safa-yı feragati I Şehrâh-ı aşka ez dil ü can salik olmayan" (V. K. Beyatlı).
*Tasav. Bir tarikata bağlanarak Tanrı katına doğru ilerlediğine inanılan şahıs. (Bk. ansı kİ. böl.)
*ANSİKL. Tarikat yolunda çoğu zaman dört aşama bulunmuş olduğu kabul edilir: Tarikata gönlü ısınan ve bu yola koyulmak isteyene talip, tarikata bağlanana mürit, bu yolda aşama aşama ilerleyene salik, amaçlarının en yüksek derecesine ulaşana da vâsıl denir. Bu son aşamaya salik, sadece ilm el-yakin, ayn et-yakin ve hakk el-yakin isminde olan bilgi (marifet) aşamalarından geçerek ulaşabilir. Bu bilgi düzeyine ulaşan salike arif de denir. Salikin bu manevi seyahat esnasında uyması ihtiyaç duyulan birçok kaide (erkân ve adap) vardır. Her durumda Tanrı'nın denetimi altında bulunduğunu bilmek, günahkârlardan (fasık) uzak durmak; nefsini oruç tutmak, açlık ve susuzluk benzer biçimde gönüllü yoksunluklarla (mahrumiyet) eğitmek (terbiye etmek), devamlı aptesti olmak, azca konuşmak (kıllet-i kelam), azca yiyecek (kılleti taam), azca uyumak (kıllet-i menam), tarikatın gerektirdiği ve şeyhinin uygun görmüş olduğu ezkâr ve evradı aksatmamak, salikin uyması ihtiyaç duyulan kurallardan başlıcalarıdır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR