SANAYİLEŞMEK gçz. f. 1. Endüstri özelliği kazanmak, endüstri yöntemleriyle yürütülmek: Sanayileşen üretim kolları. 2. Sanayinin ege...
SANAYİLEŞMEK gçz. f.
1. Endüstri özelliği kazanmak, endüstri yöntemleriyle yürütülmek: Sanayileşen üretim kolları.
2. Sanayinin egemen olduğu bir ekonomiye haiz olmak: Sanayileşen bölgeler.
*ikt. Azca sanayileşmiş, yeterince sanayileşmemiş bir bölgeye, bir ülkeye denir.
*Inş. Sanayileşmiş mimarlık, sanayileşmiş yapım, önüretimli bileşenlerle meydana gelen mimarlık, yapım.
*Topbil. Sanayileşmiş cemiyet, toplumsal ilişkileri bir endüstri iktisadına bakılırsa belirlenen cemiyet tipi. (Bu cemiyet çoğu zaman kentsel bir yoğunlaşma, eğitim ve gelir düzeyine dayanan toplumsal bir tabakalaşma, yaşama düzeyinde genel bir yükselme, ailede bir daralma, devletten bir uzaklaşma ve gönüllü dernekleşmelerin artan bir ehemmiyet kazanmasıyla belirginleşir.)
*Uluslarar. ikt. Yeni sanayileşmiş ülkeler, internasyonal iş uzmanlaşmasının etkisiyle son on senelik dönem içinde GSMH'ları süratli bir gelişme gösteren (yılda % 6-7 dolayında) gelişme yolundaki ülkeler. (Bk. ansikl. böl.)
sanayileştirmek ettirg. f.
1. Bir etkinliği sanayileştirmek, o etkinliğe endüstri özelliği kazandırmak: Kimi üretim kollarını sanayileştirmek.
2. Bir ülkeyi, bir bölgeyi sanayileştirmek, endüstri yöntemlerini uygulamak, endüstri araçlarıyla donatmak.
*San. Tekrardan sanayileştirmek, önceleri endüstri bölgesiyken bu hususi durumunu yitirmiş bir bölgeye, bir ülkeye çeşitli endüstri kollarının tekrardan girmesini sağlamak.
*AnSİKL. Uluslarar. ikt. Bu ülkelerin yabancı sermayeler yardımıyla çokuluslu işletmelerin teknolojisine bakılırsa gerçekleşen sanayileşmeleri, temelde bazı geleneksel kesimlere özgü kalmaktadır (dışsatım amacıyla üretim icra eden tekstil, metalürji, demir-çelik). Bu yüzden, bu ülkelerin sanayice gelişmesi gerçekte, sanayileşmiş uluslara daha bağımlı duruma gelmeleri sonucunu doğurmaktadır.
1. Endüstri özelliği kazanmak, endüstri yöntemleriyle yürütülmek: Sanayileşen üretim kolları.
2. Sanayinin egemen olduğu bir ekonomiye haiz olmak: Sanayileşen bölgeler.
*ikt. Azca sanayileşmiş, yeterince sanayileşmemiş bir bölgeye, bir ülkeye denir.
*Inş. Sanayileşmiş mimarlık, sanayileşmiş yapım, önüretimli bileşenlerle meydana gelen mimarlık, yapım.
*Topbil. Sanayileşmiş cemiyet, toplumsal ilişkileri bir endüstri iktisadına bakılırsa belirlenen cemiyet tipi. (Bu cemiyet çoğu zaman kentsel bir yoğunlaşma, eğitim ve gelir düzeyine dayanan toplumsal bir tabakalaşma, yaşama düzeyinde genel bir yükselme, ailede bir daralma, devletten bir uzaklaşma ve gönüllü dernekleşmelerin artan bir ehemmiyet kazanmasıyla belirginleşir.)
*Uluslarar. ikt. Yeni sanayileşmiş ülkeler, internasyonal iş uzmanlaşmasının etkisiyle son on senelik dönem içinde GSMH'ları süratli bir gelişme gösteren (yılda % 6-7 dolayında) gelişme yolundaki ülkeler. (Bk. ansikl. böl.)
sanayileştirmek ettirg. f.
1. Bir etkinliği sanayileştirmek, o etkinliğe endüstri özelliği kazandırmak: Kimi üretim kollarını sanayileştirmek.
2. Bir ülkeyi, bir bölgeyi sanayileştirmek, endüstri yöntemlerini uygulamak, endüstri araçlarıyla donatmak.
*San. Tekrardan sanayileştirmek, önceleri endüstri bölgesiyken bu hususi durumunu yitirmiş bir bölgeye, bir ülkeye çeşitli endüstri kollarının tekrardan girmesini sağlamak.
*AnSİKL. Uluslarar. ikt. Bu ülkelerin yabancı sermayeler yardımıyla çokuluslu işletmelerin teknolojisine bakılırsa gerçekleşen sanayileşmeleri, temelde bazı geleneksel kesimlere özgü kalmaktadır (dışsatım amacıyla üretim icra eden tekstil, metalürji, demir-çelik). Bu yüzden, bu ülkelerin sanayice gelişmesi gerçekte, sanayileşmiş uluslara daha bağımlı duruma gelmeleri sonucunu doğurmaktadır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR