Iskemle isim (sanda'lye) Arapça ¹andaliyye 1 . Arkalıklı, kol koyacak bölgeleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası: "O...
Iskemle
isim (sanda'lye) Arapça ¹andaliyye
1 . Arkalıklı, kol koyacak bölgeleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası:
2 . (mecaz) Makam, koltuk, mevki:
isim (sanda'lye) Arapça ¹andaliyye
1 . Arkalıklı, kol koyacak bölgeleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası:
"Odalarda mobilya namına, uzun, kısa yuvarlak bir sürü masayla sandalyeden başka bir şey yok."- E. M. Karakurt.
2 . (mecaz) Makam, koltuk, mevki:
"Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben birazcık iskemle vehminden doğan telakki ediyorum."- H. E. Adıvar.
Birleşik Sözler
- iskemle kavgası
- elektrikli iskemle
- kolçaklı iskemle
- engelli sandalyesi
Rüyada Iskemle Görmek
Iskemle nedir, adını nerden almıştır?
Plastik masa ve iskemle iyi mi temizlenir?
Iskemle - Iskemle Nedir - Iskemle Hakkında
Vincent Van Gogh'un Vincent'in sandalyesi adlı resmi
Iskemle, oturmak için kullanılan bir eşyadır. Çoğu zaman bir kişinin oturabileceği ebatta olup, çeşitli şekillerde ve malzemelerle yapım edilebilmektedir. Aslolan olarak dört ayağı, oturma kısmı ve sırt kısmı bulunmaktadır. Yetişkinler için ve çocuklar için değişik boyutları mevcuttur. Bulunulan mekana ve buna bağlı olarak ihtiyaç duyulan işlevine bakılırsa değişik stillerde, görsel, biçimsel özelliklerde ve değişik materyallerle üretilebilmektedir.
Vikipedi
SANDALYE a. (ar. şandali, santal ağacından yapılmış sandalye'den şandaliyye).
1. Arkalıklı, yanlarında kolu olmayan oturma eşyası: Bir iskemle çekip oturun. (Bk. sun seçimlerde iskemle sayısını artırdı.
2. Iskemle kavgası, bir mevki, bir makam elde etmek ya da onu başkasına kaptırmamak uğruna gösterilen çaba; koltuk kavgası.
*Cez. huk. Elektrikli iskemle, ABD'nin kirdi eyaletlerinde, ölüm cezasına çarptırılmış hükümlünün, elektrikle öldürülmesi için oturtulduğu aygıt; ölüm cezası.
*Çoc. bak. Mama sandalyesi, önünde bir tablası bulunan, iskeleti ahşap ya da metal borulardan yapılmış ve oturulan kısmı bir lazımlıkla donatılmış yüksek çocuk sandalyesi.
*Org. kim. Sikloheksanın yerleşme biçimlerinden biri.
*Tip. Hasta sandalyesi, hareket edemeyen hastaları taşımaya yarayan ufak tekerlekli koltuk. || Engelli sandalyesi, yürüyemeyen, özürlü hastalar için yapılmış olan ve onların kendi başlarına hareket edebilmelerini elde eden koltuk.
*ANSİKL. Mobc. En eski sandalyeler Mısır'da yapılmıştır. Ayaklar ve bu tarz şeyleri birleştiren öğeler bir çok kez kedigillerin pençelerine benzetilirken, arkalıklar dıştan içe doğru çukurlaştırılmış ve hafifçe eğikleştirilmiştir; tahta boyanmış ya da abanoz, fildişi, metal benzer biçimde kıymetli nesneler kakılarak süslenmiştir. Yunan-roma sandalyelerinin çukur arkalıklı olduğu, ayakların yay biçiminde büküldüğü çeşitli tasvirlerden anlaşılmaktadır. Ortaçağda, birçok oturma eşyası vardır fakat bunlardan hiçbiri gerçek anlamda sandalyeye benzememektedir. Taşınabilen, dirsekliği bulunmayan, fakat arkalıklı “sgabello†XV. yy.'da İtalya'da ortaya çıktı. XVII. yy.'ın başlangıcında arkalık, alçak ve hafifçe eğikti. Tornada tespih ya da örgü biçimi verilen ayaklar birbirlerine H biçiminde kirişlerle bağlanmaktaydı. En fazlaca kullanılan ağaç cevizdi. Bundan bu şekilde döşemeler durağan(durgun) bir şekilde iskelete tespit edildi ve arkalıkla oturma bölümlerini tümüyle kaplayacak şekilde deri ya da kumaştan (ipek, kadife, halıyı çağrıştıran dokumalar) yapılmış oldu. Hasır sandalyeler de üretildi. 1650'ye doğru, yüksek, büyük arkalık ortaya çıktı. X biçiminde ayak bağlantıları H biçimindeki kirişlerin yerini aldı; örgü ve tespih biçimindeki ayaklar yerlerini parmaklık dikmesini çağrıştıran öğelere bıraktı. Kullanılan tahta yalnızca tornada işlenmekle kalmıyor, elle yontulup yaldızlanabiliyordu; cevizin yanında gürgen ve meşe de kullanılmaya başladı. XVIII. yy.'da iki yenilik dikkat çekicidir: zarif eğrilerin ortaya çıkması ve iskemle iskeletinin ilkin kayıt sonrasında da arkalık bölümünde gizlenmeden bırakılması. Hem de arkalık alçalmış, rahata düşkünlükle beraber oturma yeri derinleştirilmiştir; ayakları birbirine bağlayan kirişler ortadan kalkmış hasır kullanımı yaygınlaşmıştır Kullanılan ağaçlar nene aynıdır ve gürgen bir çok kez boyanır ya da yaldızlanır. Kayıt bölümünde arkalıkta ve ayaklarda eğik çizgiler, Louis XV üslubunun olmazsa olmaz bir özelliğidir. Oymalı süslemeler varlıklı fakat ölçülüdür, döşeme gereçleri kıymetli kumaşlardan seçilir (saten, muare, kadife damasko; Beauvais ve Aubusson duvar halıları). Louis XVI üslubu, düz çizgileri ve koşut yivleriyle daha yalındır fakat büyük bir şekil çeşitliliği dikkati çeker. Aynı dönemde oval ve yuvarlak sandalyeler de üretilmiştir. Maun ağacı kullanımı yaygınlaşır. imparatorluk süreci sandalyeleri daha hantaldır ve Louis-Philippe ile restauration üsluplarının da benimsediği gondol biçiminde arkalıkları vardır Maun en fazla kullanılan ağaçtır. Napolöon III üslubu ise tüm üsluplara sahiplenmiş, eski örnekleri kopya ederek hantal, kapitone sandalyeler üretmiştir. Ne Art nouveau (1900) ne de "Arts deco†(1920-1930) kopyacılık anlayışının egemenliğine son verebilmiştir. Günümüzde iskemle akılcı, hafifçe, kolayca taşınabilen bir mobilyadır ve yapımında ahşabın yanı sıra, metal borular ve plastik maddeler kullanılmaktadır.
Geleneksel türk ev döşemesinde divan, sedir, yer minderi vb. kullanılıyor, yiyecek, yer sofrasında yeniyordu. Önceleri batı yanlısı çevrelerde, bilhassa saray ve konaklarda rağbet gören iskemle, Cumhuriyet döneminden sonrasında yaygınlaşmaya başladı, giderek başlıca ev eşyaları içinde yer aldı.
1. Arkalıklı, yanlarında kolu olmayan oturma eşyası: Bir iskemle çekip oturun. (Bk. sun seçimlerde iskemle sayısını artırdı.
2. Iskemle kavgası, bir mevki, bir makam elde etmek ya da onu başkasına kaptırmamak uğruna gösterilen çaba; koltuk kavgası.
*Cez. huk. Elektrikli iskemle, ABD'nin kirdi eyaletlerinde, ölüm cezasına çarptırılmış hükümlünün, elektrikle öldürülmesi için oturtulduğu aygıt; ölüm cezası.
*Çoc. bak. Mama sandalyesi, önünde bir tablası bulunan, iskeleti ahşap ya da metal borulardan yapılmış ve oturulan kısmı bir lazımlıkla donatılmış yüksek çocuk sandalyesi.
*Org. kim. Sikloheksanın yerleşme biçimlerinden biri.
*Tip. Hasta sandalyesi, hareket edemeyen hastaları taşımaya yarayan ufak tekerlekli koltuk. || Engelli sandalyesi, yürüyemeyen, özürlü hastalar için yapılmış olan ve onların kendi başlarına hareket edebilmelerini elde eden koltuk.
*ANSİKL. Mobc. En eski sandalyeler Mısır'da yapılmıştır. Ayaklar ve bu tarz şeyleri birleştiren öğeler bir çok kez kedigillerin pençelerine benzetilirken, arkalıklar dıştan içe doğru çukurlaştırılmış ve hafifçe eğikleştirilmiştir; tahta boyanmış ya da abanoz, fildişi, metal benzer biçimde kıymetli nesneler kakılarak süslenmiştir. Yunan-roma sandalyelerinin çukur arkalıklı olduğu, ayakların yay biçiminde büküldüğü çeşitli tasvirlerden anlaşılmaktadır. Ortaçağda, birçok oturma eşyası vardır fakat bunlardan hiçbiri gerçek anlamda sandalyeye benzememektedir. Taşınabilen, dirsekliği bulunmayan, fakat arkalıklı “sgabello†XV. yy.'da İtalya'da ortaya çıktı. XVII. yy.'ın başlangıcında arkalık, alçak ve hafifçe eğikti. Tornada tespih ya da örgü biçimi verilen ayaklar birbirlerine H biçiminde kirişlerle bağlanmaktaydı. En fazlaca kullanılan ağaç cevizdi. Bundan bu şekilde döşemeler durağan(durgun) bir şekilde iskelete tespit edildi ve arkalıkla oturma bölümlerini tümüyle kaplayacak şekilde deri ya da kumaştan (ipek, kadife, halıyı çağrıştıran dokumalar) yapılmış oldu. Hasır sandalyeler de üretildi. 1650'ye doğru, yüksek, büyük arkalık ortaya çıktı. X biçiminde ayak bağlantıları H biçimindeki kirişlerin yerini aldı; örgü ve tespih biçimindeki ayaklar yerlerini parmaklık dikmesini çağrıştıran öğelere bıraktı. Kullanılan tahta yalnızca tornada işlenmekle kalmıyor, elle yontulup yaldızlanabiliyordu; cevizin yanında gürgen ve meşe de kullanılmaya başladı. XVIII. yy.'da iki yenilik dikkat çekicidir: zarif eğrilerin ortaya çıkması ve iskemle iskeletinin ilkin kayıt sonrasında da arkalık bölümünde gizlenmeden bırakılması. Hem de arkalık alçalmış, rahata düşkünlükle beraber oturma yeri derinleştirilmiştir; ayakları birbirine bağlayan kirişler ortadan kalkmış hasır kullanımı yaygınlaşmıştır Kullanılan ağaçlar nene aynıdır ve gürgen bir çok kez boyanır ya da yaldızlanır. Kayıt bölümünde arkalıkta ve ayaklarda eğik çizgiler, Louis XV üslubunun olmazsa olmaz bir özelliğidir. Oymalı süslemeler varlıklı fakat ölçülüdür, döşeme gereçleri kıymetli kumaşlardan seçilir (saten, muare, kadife damasko; Beauvais ve Aubusson duvar halıları). Louis XVI üslubu, düz çizgileri ve koşut yivleriyle daha yalındır fakat büyük bir şekil çeşitliliği dikkati çeker. Aynı dönemde oval ve yuvarlak sandalyeler de üretilmiştir. Maun ağacı kullanımı yaygınlaşır. imparatorluk süreci sandalyeleri daha hantaldır ve Louis-Philippe ile restauration üsluplarının da benimsediği gondol biçiminde arkalıkları vardır Maun en fazla kullanılan ağaçtır. Napolöon III üslubu ise tüm üsluplara sahiplenmiş, eski örnekleri kopya ederek hantal, kapitone sandalyeler üretmiştir. Ne Art nouveau (1900) ne de "Arts deco†(1920-1930) kopyacılık anlayışının egemenliğine son verebilmiştir. Günümüzde iskemle akılcı, hafifçe, kolayca taşınabilen bir mobilyadır ve yapımında ahşabın yanı sıra, metal borular ve plastik maddeler kullanılmaktadır.
Geleneksel türk ev döşemesinde divan, sedir, yer minderi vb. kullanılıyor, yiyecek, yer sofrasında yeniyordu. Önceleri batı yanlısı çevrelerde, bilhassa saray ve konaklarda rağbet gören iskemle, Cumhuriyet döneminden sonrasında yaygınlaşmaya başladı, giderek başlıca ev eşyaları içinde yer aldı.
Kaynak: Büyük Larousse
Rüyada Iskemle Görmek
Iskemle nedir, adını nerden almıştır?
Plastik masa ve iskemle iyi mi temizlenir?
YORUMLAR