Şans TDK, Türk Dil Kurumu isim Fransızca chance 1 . Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, ba...
Şans
TDK, Türk Dil Kurumu
isim Fransızca chance
1 . Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek:
2 . Bir olayın olabilirliği.
3 . Bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
TDK, Türk Dil Kurumu
1 . Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek:
"Bir hafta içinde kayıplar ve kazanmalarla şansım değişti."- R. H. Karay.
2 . Bir olayın olabilirliği.
3 . Bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- şansa bırakmak
- şansa kalmak
- şansı dönmek
- şansı yaver gitmek
- şans tanımak
Birleşik Sözler
- şans oyunu
- çifte şans
- kör şans
Şans oyunları da kumara girer mi, dinde hükmü nedir?
Çifte Şans Nedir?
Şans Oyunu Nedir?
ŞANS a. (fr. chance, lat. cadentia, cade- re, düşmek'ten).
1. Bir olayın (özellikle mutlu bir olayın) olabilirliği, olasılığı: Başarı şansınız çok az. işe alınma konusunda fazla şansınız yok.. Tasarısını gerçekleştirme şansı oldukça yüksek.
2. Tümüyle rastlantısal ya da açıklanamayan kimi olayların nedeni olarak görülen güç; talih, kader: Şans ona yardım etti. Bu araştırmada hiçbir şey şansa bırakılmadı.
3. iyi şans: Şansına güvenmek.
4. Bir kimsenin iyi bir rastlantı sonucu kavuştuğu elverişli durum: Ona rastlamam bir şans oldu. Ben o şansa sahip olamadım.
5. (Bir kimseye) şans gülmek, şans ondan yana olmak. || Bir kimseye şans dilemek, bol şans!, onun başarılı olmasını dilemek. || (Bir kimseye) şans getirmek, uğur getirmek. || Şans oyunu, kazanılması rastlantıya bağlı oyunların (piyango, spor toto, loto vb.) genel adı; talih oyunu. || Bir kimseye bir şans (daha) tanımak, ona başarması için bir olanak (daha) vermek, bir fırsat (daha) tanımak: Lütfen ona bir şans daha tanı. || Şansa kalmak, olması, gerçekleşmesi için çok az bir umut ya da olasılık bulunmak. || Şansın açık olsun, şans senden yana olsun. || Şansını denemek, başarmaya, kazanmaya çalışmak. || Şansı dönmek, bir kimsenin talihi iyiyken kötü, kötüyken iyi gitmeye başlamak: ikinci oyunda şansı döndü ve kazanmaya başladı. || Şansı yaver gitmek, bir işte, bir girişimde şanslı olmak, onu başarmak: Şansımız yaver gitti de ilk otobüste yer bulduk.
*Astrol. Şans noktası, genellikle yükselen burç başlangıç kabul edilerek izdüşümü çıkarılan bazı yayların bitim noktası. (Manilius on iki şans noktası belirlerken, Ptolemaios tek bir şans noktasını, servet şans noktasını belirler ki, bu da yükselen burcu başlangıç kabul ederek, gezegenin yörünge hareketi doğrultusundaki ay uzanımını [hem gündüz, hem gece] bularak elde edilir. Bu astrolojik etken, girişimlerin somut sonuçları, lar ve koşullardaki değişmelerle ilgilidir.)
*Oy. Şans oyunları, kişisel beceri gerektirmeyen, yalnızca rastlantıya dayanan oyunlar. (Barbut, rulet, kılıç tombala vb oyunlar birer şans oyunudur.)
1. Bir olayın (özellikle mutlu bir olayın) olabilirliği, olasılığı: Başarı şansınız çok az. işe alınma konusunda fazla şansınız yok.. Tasarısını gerçekleştirme şansı oldukça yüksek.
2. Tümüyle rastlantısal ya da açıklanamayan kimi olayların nedeni olarak görülen güç; talih, kader: Şans ona yardım etti. Bu araştırmada hiçbir şey şansa bırakılmadı.
3. iyi şans: Şansına güvenmek.
4. Bir kimsenin iyi bir rastlantı sonucu kavuştuğu elverişli durum: Ona rastlamam bir şans oldu. Ben o şansa sahip olamadım.
5. (Bir kimseye) şans gülmek, şans ondan yana olmak. || Bir kimseye şans dilemek, bol şans!, onun başarılı olmasını dilemek. || (Bir kimseye) şans getirmek, uğur getirmek. || Şans oyunu, kazanılması rastlantıya bağlı oyunların (piyango, spor toto, loto vb.) genel adı; talih oyunu. || Bir kimseye bir şans (daha) tanımak, ona başarması için bir olanak (daha) vermek, bir fırsat (daha) tanımak: Lütfen ona bir şans daha tanı. || Şansa kalmak, olması, gerçekleşmesi için çok az bir umut ya da olasılık bulunmak. || Şansın açık olsun, şans senden yana olsun. || Şansını denemek, başarmaya, kazanmaya çalışmak. || Şansı dönmek, bir kimsenin talihi iyiyken kötü, kötüyken iyi gitmeye başlamak: ikinci oyunda şansı döndü ve kazanmaya başladı. || Şansı yaver gitmek, bir işte, bir girişimde şanslı olmak, onu başarmak: Şansımız yaver gitti de ilk otobüste yer bulduk.
*Astrol. Şans noktası, genellikle yükselen burç başlangıç kabul edilerek izdüşümü çıkarılan bazı yayların bitim noktası. (Manilius on iki şans noktası belirlerken, Ptolemaios tek bir şans noktasını, servet şans noktasını belirler ki, bu da yükselen burcu başlangıç kabul ederek, gezegenin yörünge hareketi doğrultusundaki ay uzanımını [hem gündüz, hem gece] bularak elde edilir. Bu astrolojik etken, girişimlerin somut sonuçları, lar ve koşullardaki değişmelerle ilgilidir.)
*Oy. Şans oyunları, kişisel beceri gerektirmeyen, yalnızca rastlantıya dayanan oyunlar. (Barbut, rulet, kılıç tombala vb oyunlar birer şans oyunudur.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR