sarma isim 1 . Sarmak işi. 2 . Saran, içine alan şey, zarf. 3 . askerlik Çevirme. 4 . Lahana, pazı ve üzüm yaprağının ha...
sarma
isim
1 . Sarmak işi.
2 . Saran, içine alan şey, zarf.
3 . askerlik Çevirme.
4 . Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek.
5 . madencilik Bir ayakta alınan paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk.
6 . sıfat Sarılarak yapılan:
"Sarma yay."- .
Ballı Tahinli Sarma Tarifi
Kestaneli Lahana Sarma Tarifi
Kilit Sarma Nedir?
SARMA a. Sarmak eylemi.
*El sant. ipliklerin yan yana sıralanarak desen yüzeyini örtmesini sağlayacak biçimde yapılan işleme, (işlenecek kısma tersten batırılarak yüze alınan iğne desenin öteki kenarından kumaşa batırılır ve ilk ipliğin hemen dibinden yüze çıkarılır; aynı işlem sürdürülerek desen yüzeyi doldurulur. Alttaki kumaşın görünmemesi için iğnenin sık aralıklarla batırılması gerekir. Eski türk işlemelerinde sık görülen sarma işi, beyaz işin de temel işleme iğnelerindendir.) [Sarma işi de denir.] || Dolgu sarma, desenin içini ve kenarlarını oyulgama dikişiyle işledikten sonra yapılan sarma. (Bu biçimde yapılan sarma daha kabarık ve dolgun durur.) || Yarma sarma, işlenecek desen yüzeyini bölümlere ayırıp ayrı ayrı sararak yapılan sarma işi. (Daha çok geniş yüzeyli desenlere uygulanır.)
*Foto, ve Sine. Bir kamerada ya da bir fotoğraf makinesinde filmin olağan akışı dışında bir yanda toplanması.
*Mad. oc. Galeri tavanının altına gelecek biçimde demir direkler ya da ağaç dikmeler üzerinde açılmış yuvalara arına dik ya da koşut olarak yerleştirilen metal ya da ağaç tahkimat öğesi. (Kazı şantiyelerinde tavanı konsol olarak taşıyabilmek için eklemli sarmalar [art arda bağlanabilen ve kazı arınma dik olan sarmalar] ve teieskopik sarmalar [yürüyen tahkimatın ön sarmalan] kullanılır.)
*Mak. san. İki parçanın göreli hareketinin, aralarındaki sürtünmenin artması nedeniyle durması; bu durumda, hareket nedeni ortadan kalkmamışsa, kilitlenmeyi artıran bir biçim değiştirme oluşur.
*Mutf. Yaprak dolmasının öteki adı. (Yaprak sarması da denir.) || Yassıltılmış eti, sebze, lop yumurta vb. üzerine sararak hazırlanan biçimine verilen ad. || ilkbahar sarması, ince doğranmış deniz ürünlerini, tavuğu, soğan, soya, salata, nane yap rağını vb. pirinç galetasına sararak hazırlanıp mayhoş bir sosla soğuk olarak yenen yemek. (Vietnam mutfağı.)
*Spor. Her tür güreşte yapılan bir oyun. (Yerde uygulanır. üstteki güreşçi ayağını alttaki rakibinin ayakları arasına sokarak onu sırtüstü çevirmeye çalışır. Tek ayakla yapılana tek sarma, iki ayakla yapılana çift sarma denir.) || Sarmadan çevirme, sarma takılan güreşçinin rakibine uyguladığı karşı oyun. (Oyuncunun sarma yönündeki
kolunu, rakibin aynı yöndeki kolunun iç tarafından geçirip ensesinden tutarak ters tarafa çevirmesine dayanır.) || Sarmadan dönme, sarma takılan yerdeki güreşçinin, rakibin sarma ile aynı yöndeki kolunu belinden geçirip yakalayarak, ayağının da yardımıyla üste çıkması. || Sarmadan kalkmak, sarma takılan güreşçinin rakibinin aynı yöndeki ayağını sağ eliyle, sağ elini de sol eliyle tutup dizini yere dayayarak kalkması. || Sarmayı sökmek, sarma takılan güreşçinin rakibinin sarma taktığı ayağını yakalayarak sarmadan kurtulması.
*Teknol. Birbirine sürtünen iki metal yüzey arasında, bunların birinden kopan metal parçacıkların öbürünü az çok derin biçimde çizerek, ısınmaya, sonra da yüzeylerin birbirine kaynamasına neden olması şeklinde ortaya çıkan mekanik kaza. (Sarma bir yağlama hatasından ya da çalışma sırasında genleşmeyle sıkışmaya neden olan yetersiz bir aralıktan lanır.)
*Tekst. Çapraz sarma düzeneği, levende sarma sırasında, levende ya da kılavuz silindire gelgit hareketi veren düzenek. (Çapraz sarma düzeneği, çözgü levendinin, kılavuz silindirinin ve tarağın karşılıklı hareket etmesini sağlayan bir dizi dişliden oluşur.) || Levende sarma makinesi, çözgüyü düzenli olarak tam ende ve iplik sıklığında dokuma levendine saran makine. || Masura sarma, atkı ipliğini masura üzerine aktarma. || Tambura sarma, bir kumaşı ölçme işleminden sonra tambur ya da ruloya sararak top yapma.
*Tüt. Puroların dışını tütün yaprağıyla kaplama işlemi. || Sigara sarma aleti, sigaraları elde sarmaya yarayan alet.
*Yerbil. Ters sürüklenmenin etkisiyle bir alt birimin, sürüklenmiş bir birimin alnını örtmesi.
* sıf. Sarılarak yapılan: Sarma yay Sarma çarşaf.
*Ed. Sarma uyak, dörtlüklerden oluşan şiirlerde kullanılan bir uyak biçimi; birinciyle dördüncü, İkinciyle üçüncü dizeler kendi aralarında uyaklıdır: abba. (Ûrn. “Her şey yerli yerinde" şiiri, A. H. Tanpınar.)
- Saraç. Sarma dikiş, saraçların sırımla, her atkının ortasından bir sarma yaparak gerçekleştirdikleri dikiş.
*Spor. Sarma burgu, serbest ve yağlı güreşte yerde uygulanan oyun. (Bir ayağı alttaki rakibin bacağının iç tarafından sokup dolamak ve çevirerek rakibi tuş yapmak esasına dayanır.)
*Süslem. sant. Sarma dal, tezhipte kullanılan, birbirine dolanmış stilize çiçek ve dallardan oluşan bezeme.
*El sant. ipliklerin yan yana sıralanarak desen yüzeyini örtmesini sağlayacak biçimde yapılan işleme, (işlenecek kısma tersten batırılarak yüze alınan iğne desenin öteki kenarından kumaşa batırılır ve ilk ipliğin hemen dibinden yüze çıkarılır; aynı işlem sürdürülerek desen yüzeyi doldurulur. Alttaki kumaşın görünmemesi için iğnenin sık aralıklarla batırılması gerekir. Eski türk işlemelerinde sık görülen sarma işi, beyaz işin de temel işleme iğnelerindendir.) [Sarma işi de denir.] || Dolgu sarma, desenin içini ve kenarlarını oyulgama dikişiyle işledikten sonra yapılan sarma. (Bu biçimde yapılan sarma daha kabarık ve dolgun durur.) || Yarma sarma, işlenecek desen yüzeyini bölümlere ayırıp ayrı ayrı sararak yapılan sarma işi. (Daha çok geniş yüzeyli desenlere uygulanır.)
*Foto, ve Sine. Bir kamerada ya da bir fotoğraf makinesinde filmin olağan akışı dışında bir yanda toplanması.
*Mad. oc. Galeri tavanının altına gelecek biçimde demir direkler ya da ağaç dikmeler üzerinde açılmış yuvalara arına dik ya da koşut olarak yerleştirilen metal ya da ağaç tahkimat öğesi. (Kazı şantiyelerinde tavanı konsol olarak taşıyabilmek için eklemli sarmalar [art arda bağlanabilen ve kazı arınma dik olan sarmalar] ve teieskopik sarmalar [yürüyen tahkimatın ön sarmalan] kullanılır.)
*Mak. san. İki parçanın göreli hareketinin, aralarındaki sürtünmenin artması nedeniyle durması; bu durumda, hareket nedeni ortadan kalkmamışsa, kilitlenmeyi artıran bir biçim değiştirme oluşur.
*Mutf. Yaprak dolmasının öteki adı. (Yaprak sarması da denir.) || Yassıltılmış eti, sebze, lop yumurta vb. üzerine sararak hazırlanan biçimine verilen ad. || ilkbahar sarması, ince doğranmış deniz ürünlerini, tavuğu, soğan, soya, salata, nane yap rağını vb. pirinç galetasına sararak hazırlanıp mayhoş bir sosla soğuk olarak yenen yemek. (Vietnam mutfağı.)
*Spor. Her tür güreşte yapılan bir oyun. (Yerde uygulanır. üstteki güreşçi ayağını alttaki rakibinin ayakları arasına sokarak onu sırtüstü çevirmeye çalışır. Tek ayakla yapılana tek sarma, iki ayakla yapılana çift sarma denir.) || Sarmadan çevirme, sarma takılan güreşçinin rakibine uyguladığı karşı oyun. (Oyuncunun sarma yönündeki
kolunu, rakibin aynı yöndeki kolunun iç tarafından geçirip ensesinden tutarak ters tarafa çevirmesine dayanır.) || Sarmadan dönme, sarma takılan yerdeki güreşçinin, rakibin sarma ile aynı yöndeki kolunu belinden geçirip yakalayarak, ayağının da yardımıyla üste çıkması. || Sarmadan kalkmak, sarma takılan güreşçinin rakibinin aynı yöndeki ayağını sağ eliyle, sağ elini de sol eliyle tutup dizini yere dayayarak kalkması. || Sarmayı sökmek, sarma takılan güreşçinin rakibinin sarma taktığı ayağını yakalayarak sarmadan kurtulması.
*Teknol. Birbirine sürtünen iki metal yüzey arasında, bunların birinden kopan metal parçacıkların öbürünü az çok derin biçimde çizerek, ısınmaya, sonra da yüzeylerin birbirine kaynamasına neden olması şeklinde ortaya çıkan mekanik kaza. (Sarma bir yağlama hatasından ya da çalışma sırasında genleşmeyle sıkışmaya neden olan yetersiz bir aralıktan lanır.)
*Tekst. Çapraz sarma düzeneği, levende sarma sırasında, levende ya da kılavuz silindire gelgit hareketi veren düzenek. (Çapraz sarma düzeneği, çözgü levendinin, kılavuz silindirinin ve tarağın karşılıklı hareket etmesini sağlayan bir dizi dişliden oluşur.) || Levende sarma makinesi, çözgüyü düzenli olarak tam ende ve iplik sıklığında dokuma levendine saran makine. || Masura sarma, atkı ipliğini masura üzerine aktarma. || Tambura sarma, bir kumaşı ölçme işleminden sonra tambur ya da ruloya sararak top yapma.
*Tüt. Puroların dışını tütün yaprağıyla kaplama işlemi. || Sigara sarma aleti, sigaraları elde sarmaya yarayan alet.
*Yerbil. Ters sürüklenmenin etkisiyle bir alt birimin, sürüklenmiş bir birimin alnını örtmesi.
* sıf. Sarılarak yapılan: Sarma yay Sarma çarşaf.
*Ed. Sarma uyak, dörtlüklerden oluşan şiirlerde kullanılan bir uyak biçimi; birinciyle dördüncü, İkinciyle üçüncü dizeler kendi aralarında uyaklıdır: abba. (Ûrn. “Her şey yerli yerinde" şiiri, A. H. Tanpınar.)
- Saraç. Sarma dikiş, saraçların sırımla, her atkının ortasından bir sarma yaparak gerçekleştirdikleri dikiş.
*Spor. Sarma burgu, serbest ve yağlı güreşte yerde uygulanan oyun. (Bir ayağı alttaki rakibin bacağının iç tarafından sokup dolamak ve çevirerek rakibi tuş yapmak esasına dayanır.)
*Süslem. sant. Sarma dal, tezhipte kullanılan, birbirine dolanmış stilize çiçek ve dallardan oluşan bezeme.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR