Savaş Nedir?

SAVAŞ TüRLERİ ŞUNLARDIR 1 -Politik 2 -Ekonomik 3 -Teknolojik 4 -Ruhsal 5 -Askeri gücün caydırıcı yönü. Soğuk Harp Sıcak Harp G...


SAVAŞ TüRLERİ ŞUNLARDIR
1 -Politik

2 -Ekonomik




3 -Teknolojik

4 -Ruhsal

5 -Askeri gücün caydırıcı yönü.

Soğuk Harp Sıcak Harp Genel Harp Hususi Harp



1- Gayri nizami Harp

a-Gerılla Harekatı

b-Kurtarma vekaçırmaharekatı

c-Yeraltı harekatı



2 -Ruhsal Harp

-İç güvenlik Harekatı


harp

isim, askerlik



1 . Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı savaşım, harp, cenk.

2 . Uğraşma, kavga, savaşım.

3 . Hayvanların birbirleriyle yapmış olduğu savaşım:

"Kartallarla leyleklerin savaşı."- .

4 . Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen savaşım:

"Veremle harp."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller


harp açmak (ya da duyuru etmek)

Birleşik Sözler

  • harp alanı
  • harp düzeni
  • harp gemisi
  • harp sebebi
  • iç harp
  • kimyasal harp
  • ruhsal harp
  • sıcak harp
  • soğuk harp
  • çete savaşı
  • gerilla savaşı
  • meydan savaşı
  • sinir savaşı
  • uzay savaşı
  • yıldız savaşı






  • Soğuk harp nedir?


  • Mustafa Kemal Atatürk'ün harp taktiği nedir?


  • Soğuk Harp sonrası küresel sistemin evreleri arasındaki farklılaşma nedir?





Harp
.Org Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi





Halklar ya da devletler arasındaki silâhlı, örgütlü savaşım. Yeryüzünde yaşamaya başladıkları ilk günlerden bu yana insanoğlu, iktidar sağlama, yaşama alanı bulma, servet edinme, ideolojik baskı, güvenlik, bağımsızlık vb. çok çeşitli amaçlar için birbirleriyle dövüştüler. Son yüzyıllara gelene kadar savaşlar belli askerî güçlerle ve oldukça dar alanlar içinde yapılmış oldu. Uygar toplumların yarattığı kitlesel ordular ve tahrip gücü yüksek silâhlar ise savaşları, karşı tarafın kayıtsız şartsız teslim olması ya da bütünüyle yok edilmesi amacını taşıyan, onun ekonomisinin ve nüfusunun tümünü hedef alan bir savaşım biçimine dönüştürdü.


Yeryüzünde ilk savaşlar, aynı av ya da otlak alanı için savaşım eden rakip göçebe kabileler içinde çıktı. Bu savaşlara her iki kabilenin tüm erkekleri katılırdı. Toplulukların tarımla uğraşmaya başlayıp yerleşik düzene geçmesiyle bu durum değişti. Ziraat için lüzumlu nüfus savaşın haricinde tutuldu. Kabilenin yaşama alanının dış saldırılardan korunmasını şef ve yönetimindeki bir askerî grup üstlendi. Daha geniş bir yaşama alanı, daha büyük bir egemenlik ya da daha çok zenginlik istekleri, savaşların yaygınlaşması sonucunu doğurdu. Bu da daha örgütlü bir askerî güce gereksinim duyulmasına yol açtı. İ.Ö. 11. yüzyılla 8. yüzyıl içinde iyi donatılmış ve disiplinli bir ordusu olan kavimler büyük toprakları işgal ettiler. Yunan ve Roma uygarlıkları döneminde savaşlar daha karmaşık bir yapı kazanmıştır ve derhal bütünüyle sömürgeler edinme amacına yöneldi. Ek olarak deniz gücüyle de desteklenen ordu, ülkelerin haricinde uzak bölgelere gönderildiler.


Feodal düzenin yargı sürdüğü Orta Çağ'da Avrupa'nın askerî gücü sınırı olan, yönetsel ve ekonomik lara dayanan minik kuvvetler biçiminde bölünmüştü. Esas olarak soyluların oluşturduğu ve eğitimsiz milis güçleriyle desteklenen zırhlı süvarilerden meydana gelen bu minik ordular sebebiyle savaşların boyutları da küçüldü. Öte taraftan aynı dönemde doğuda merkezî halde örgütlenmiş İslâm devletleri ve bilhassa Osmanlı İmparatorluğu, kuvvetli ordularına dayanarak geniş topraklar fethettiler. Orta Çağ'da Avrupalılar tarafınca oluşturulan Haçlı orduları ise bu devrin klasik Avrupa askerî gücünün haricinde bir örnek meydana getirir. Orta Çağ'ın sonuna doğru barutun kullanılmaya başlanması ve ustalaşmış ücretli askerlerin sayısındaki artış, savaşların niteliklerini tekrardan değiştirdi. Top, tüfek benzer biçimde alev ateş silâhların kullanılması harp taktiklerini büyük seviyede etkiledi. Bu nedenlerle Otuzyıl Savaşları (1618-1648) Almanya'nın büyük bir bölümünün tahrip olmasıyla sonuçlandı. Bundan sonrasında birçok ülke, iyi eğitilmiş ve donatılmış tertipli ordular kurdu. Savaşlar, eğitilmiş insan gücünün korunması amacıyla bir kez daha belli alanlarla sınırlandı. Mecburi askerlik kavramıysa Fransız devrimi ve Napoléon savaşlarıyla ortaya çıktı. Yurt savunması amacıyla ülke erkeklerine askerlik görevi mecburi kılındı. Endüstri devriminin savaşlar üstündeki ilk tesirleri Amerikan İç Savaşı esnasında ortaya çıktı. Demiryolları, askerî harekâtı kolaylaştırırken, alev ateş silâhlar askerin harp enerjisini artırdı. Amerikan İç Savaşı, iktisat ve sivil halk üstündeki etkisiyle ilk topyekûn harp oldu. I. Dünya Savaşı ise her iki tarafta milyonlarca kişinin askere alınmasına ve tank, tayyare, denizaltı benzer biçimde yeni silâhların geliştirilmesine niçin oldu. Savaşan tarafların tüm insan gücü ve ekonomik larıyla katılmış olduğu bu harp çok büyük yıkıma ve can yitirilmesine yol açtı; ortalama 10.000.000 asker ve bir o denli da sivil öldü; savaşın maliyetiyse 337 milyar doların üzerine çıktı. II. Dünya Savaşı'nın kayıpları daha da büyük boyutlardaydı; can kaybı 17.000.000 asker, 43.000.000 sivil ve maliyet 1.384 milyar dolardı. Silâh sanayiindeki teknolojik gelişme ve sivil hedeflerin bombalanması stratejisi daha ilkin benzeri görülmemiş bir yıkıma yol açtı. Dresden, Hamburg, Hiroşima, Nagasaki ve daha birçok şehir yerle bir edildi. Günümüzdeyse nükleer silâhların bulunmasıyla, topyekûn harp artık dünyanın topyekûn tahribi anlamını taşımaktadır. ülkeler içinde, bilhassa Doğu ve Batı blokları içinde silâhlanmanın sınırlandırılmasına ilişkin süregelen görüşmelere ve pazarlıklara rağmen tüm dünya devletleri, güçlerinin yettiğince silâhlanmayı sürdürmektedirler. Nükleer silâhlara ek olarak kimyasal ve biyolojik silâhlar da geliştirilmektedir. Bilimsel araştırmalara ayrılan kredilerin üçte biri askerî amaçlı olanlara harcanmaktadır. Her dört bilim adamından biri direkt doğruya, iki bilim adamından biri de dolaylı olarak askerî amaçlı araştırmalar üstünde iş yapmaktadır. Askerî harcamaların miktarıysa her 15 yılda bir iki katına çıkmaktadır. Her ne kadar askerî değişen teknolojinin müdafa amacıyla geliştirildiği ileri sürülmekteyse de, dünyada ABD, Almanya ve Fransa'nın başını çekmiş olduğu bir grup ülke, her yıl teknolojisi geri ülkelere milyarlarca dolarlık silâh satmaktadır. Ayrıca uzay mevzusunda meydana getirilen çalışmaların büyük bir bölümünü de askerî amaçlı olanlar meydana getirmektedir. Bugün dünyadaki nükleer silâh stoklarının 100.000 megatona yaklaştığı sanılmaktadır. Bir başka deyişle, yeryüzünde şahıs başına 27 ton dinatimin gücüne eş nükleer silâh bulunmaktadır. Yalnızca 0,5 kilo. dinamitin bir insanı öldürmeye yeteceği düşünülürse, şahıs başına düşen nükleer patlayıcının, bir insanı 54.000 kez yok edecek oranda olduğu anlaşılır. Son yıllarda nükleer silâhlarda sınırlandırmaya gidilmesi, hatta asla kullanılmaması yolunda girişimler yoğunluk kazanmaktadır.









Dünyanın en uzun devam eden savaşı 1338 senesinde başlamış 1453 senesinde bitmiştir.

İnsanlık tarihindeki savaşların en uzunu tam 116 yıl devam eden İngiltere - Fransa Savaşıdır ve tarihe Yüz Yıl Savaşı olarak geçen, dünyanın en uzun devam eden savaşı 1338 senesinde başlamış 1453 senesinde bitmiştir. Fransa harpte galip gelmiş olarak topraklarını İngiliz işgalinden kurtarmıştır.

Savaşın Türkler için önemi : Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da rahat ilerlemesine ve Fetret Devri'nde bir saldırıya uğramamasını elde etmiştir.


SAVAŞ a.

1. Devletler içinde silahlı çatışma. (Harp, devletler arasındaki karşılıklı ilişkiler bütününde olmasıyla birlikte; onların üçüncü devletlerle ilişkilerinde de hususi kuralların uygulanmasını gerektirir. Gerekçeli bir harp bildirimi ya da ültimatom ile adım atar, çarpışmalara son veren bir ateşkesle ve ilke olarak, harp durumuna son veren bir sulh antlaşmasıyla biter.) [Bk. ansikl. böl. Uluslarar. huk.]

2. Bu çatışmayı (mücadeleyi) yönetme sanatı. (Harp olgusunun toplumbilimsel incelemesi daha çok pole- moloji terimiyle belirtilir)

3. Gruplar, ülkeler içinde kanlı bir çatışmaya dönüşmeyen her tür savaşım: Ekonomik harp. Propaganda savaşı.

4. insanoğlu arasındaki kavga, düşmanlık: Aralannda harp tamamlanmamış olmazdı.

5. Bir şeyi elde etmek, bir davayı korumak için çaba sarfetmek, bir kötülüğü yenmek, bir güce karşı durmak vb. için büyük bir dirençle sürdürülen eylemlerin tümü; savaşım, savaşım: Özgürlük savaşı. Alkolle harp. insanoğlunun doğaca savaşı. Bir hastalıkla harp. Enflasyonla harp.

6. (Tamlayan olarak) silahlı mücadeleye yarayan; ona ilişkin: Harp giysisi. Harp gemisi. Harp edebiyatı. Harp tazminatı.

7. Harp açmak, harp duyuru etmek, bir ya da birden çok devletle savaşmak için harp durumunun gerektirdiği koşullar içine girmek; negatif bir şeyi, bir durumu ortadan kaldırmak için uğraşmak, eylemde bulunmak: Cehalete, yoksulluğa harp açmak.


*Ask. Harp durumu, bir ya da birden çok devlete harp açan bir devletin içinde bulunmuş olduğu durum. || Harp meydanı, alanı, savaşın gerçekleştiği yer. || Harbe girmek, harbe adım atmak. || Mukaddes harp, dinsel amaçlarla meydana getirilen harp. || Meydan savaşı * MEYDAN. || Nükleer, biyolojik, kimyasal harp ya da özetlemek gerekirse NBC savaşı, nükleer, biyolojik ve kimyasal silahların kullanıldığı harp türü. || Soğuk harp, iki düşman ülke arasındaki düşmanlıktan lanan, silahlı çatışmaya varmaksızın uzun süre devam eden internasyonal gerginlik (bu deyim 1948 “Prag darbesi"nden bu yana kullanılmaktadır); iki şahıs ya da grup içinde, şiddete başvurmaksızın sürdürülen düşmanlık ya da gerginlik durumu. || Topyekün harp, XIX. yy.'da, pangermanizm kuramcıları tarafınca tasarlanan, ulusun tüm etkinliklerini kapsayan ve düşmanın yok edilmesini hedefleyen harp türü.


*Ask. havc. Harp uçağı, bir tabanca sistemiyle (toplar, makineli tüfekler roketatarlar, güdümlü mermiler) donatılan ve uçaklar arası çarpışmalarda ya da yerdeki hedeflere meydana getirilen hücumlarda kullanılan tayyare.


*Öy. Harp oyunu, tarihsel ya da düşsel savaşları öykünmek eden, oyun kurallarının strateji ve taktik ilkelerine gore belirlendiği topluluk oyunu. (Bk. ansikl. böl.)


*Sey. oy. Harp oyuncuları, osmanlı şenliklerinde gerçek ya da düşsel savaşları canlandıran oyuncular. (Bk. ansikl. böl.)


*Tar. Harp otomobili, Antikçağ savaşlarında kullanılan iki ya da dört tekerlekli, üstü açık otomobil. (Bk. ansikl. böl.)


*Ziraat. Biyolojik harp, insanlarca istenmeyen canlılara (nebat asalakları, hastalık taşıyıcı böcekler, kemirgenler, vb) karşı onların naturel avcılarından ya da asalaklarından, ya da direkt doğruya canlı orga- nizmalarca üretilen maddelerden yararlanılarak ziraat bitkilerini müdafa yöntemi. (Bk. ansikl. böl.) || Karma harp, parasal açıdan güçlük yaratmayacak bir halde, kimyasal ve biyolojik savaşın birlikte ve mantıklı kullanımıyla, zararlıların çoğalmasını sınırlamayı amaçlayan müdafa yöntemi. (Bk. ansikl. böl.)


*Uluslarar. huk. Harp suçu, harp hukuku kurallarının çiğnenmesiyle oluşan kabahat. (Bk. ansikl. böl.) || Harp tazminatı, bir savaştan sonrasında, maddi ve manevi zararlara karşılık olmak suretiyle yenilen devletlerin yenen devletlere ödedikleri tazminat.


*Uluslarar. huk. ve Anayas. huk. Harp hali, bir ülkenin harp içindeki durumu; harp durumu. (Bk. ansikl. böl.)


*Uluslarar huk. ve Ask. Harp tutsağı, harpte tutsak alınan asker şahıs. (Düşman silahlı kuvvetlerine mensup olanlar ve silahlı çatışmaya katılanlar haricinde kalan kişiler esir alınamaz Tulsak almanın amacı, bu kişilerin tekrardan harbe katılmalarını önlemektir. Harp tutsaklarına insanca davranılması mevzusunda internasyonal sözleşmeler yapılmıştır. 1949 Cenevre sözleşmesi, harp tutsaklarının haklannı ve esir alan devletin yükümlülüklerini detaylı bir şekilde belirler.) [Savaş esiri de denir.]


*ANSİKL. Ask. tar Atın (ve arabanın) harpte kullanılması (İ.Ö. XVIII. yy.) ve alev ateş silahın ortaya çıkması (İ.S. XIV. yy.) içinde geçen üç binyıl süresince harp, şok ile hareketin, insan ile hayvan (at, fil) kas gücünün bir araya getirilmeye çalışmış olduğu bir çarpışma niteliğindeydi. Siyasal ve toplumsal yapılarla birlikle çarpışma şekilleri de gelişti (harp otomobilleri birliği, falanj, roma lejyonu, bizans okçusüvarileri, moğol hafifçe süvarileri).

Harp alanında alev ateş silahlar ortaya çıkınca, karmaşık bir sorunla karşılaşıldı: şok, hareket ve ateş, harpte iyi mi bir araya getirilmeliydi? Sadece yüzyıllar süresince ateş, -topların ve kişisel silahların, madenleri işleme tekniğinin ilerlemesine bağlı olan gelişmelerindeki yavaşlık göz önünde bulundurulursa-, bir destek unsur olarak kaldı. Ateşin üstünlüğü, silahlar süratli, isabetli ve uzağa ateş etmek benzer biçimde üç niteliği aynı anda bir araya getirebildikleri ve bilhassa silahların tasarım ve üretimleri XIX. yy.'daki endüstri patlamasından yararlandıkları vakit kendini gösterdi, iyice artan ateş gücü, hareketi engelledi ve savaşları hareketsiz ve kanlı bir karşılıklı çatışmaya dönüştürdü (Birinci Dünya savaşı). Sadece modern savaşların bir başka özelliği, yüz yılı aşkın bir süre ilkin ortaya çıktı. Fransız devrimi' nin eşiğinde Guibert.tüm yurttaşların iştirak etmesi sağlanacak olursa savaşın kalite değiştireceğini ileri sürmüştü. Devrim önderleri, “yeni harbe yeni öğreti" icap ettiğini anladılar Saint-Just, savaşma yöntemleriyle savaşımın siyasal içinde ne olduğu arasındaki mecburi uyumu açıklıkla ortaya koydu. Buna gore sonucu coşkun ve alev ateş bir savaşanlar yığını belirliyordu, zira bu yığın dinamik bir ideolojiden hız alıyordu.

Fransız devrimi ve İmparatorluk savaşları, peşinden Birinci Dünya savaşı, sava- şanlann tüm larını seferber etme lerine yol açtıkları için kitlesel savaşlar, bütünsel savaşlar niteliğini taşıyorlardı. Birinci Dünya savaşı'nda ekonomi, maliye ve endüstri gücü, insan yiyen, malzemeye doymayan ve ateş güçleri birbirlerini etkisizleştirdikleri için netice alacak durumda olmayan bir savaşı sürdürmenin olmazsa olmaz koşulu durumuna geldi.

Motor, kara kuvvetlerinin motorize olması ve makineleşmesi, deniz kuvvetlerinin yeni olanaklarla donatılması ve hava kuvvetlerinin kurulmasıyla, harekete tekrardan öncelik kazandırarak savaşların görünümünü değiştirdi. Bunun üstüne, harekât alanlarının dünya genelinde genişlemesi ve yalnız savaşanlara değil, tüm halka yönelik harp riskleri ortaya çıktı. Halkların morali ve tutumsal altyapı, silahlı kuvvetlerin yok edilmesi kadar öncelik kazanmıştır.

Bir terör ve yığınsal öldürme silahı olan nükleer silahla beraber ortaya çıkan mahşeri harp görünümü üstüne, 1945'ten itibaren bu silahın kullanılmasından hep kaçınıldı ve nükleer tabanca, bir caydırma silahı olarak kaldı. Sadece yüksek derecede bilimsel bir kalite taşıyan bu tabanca, savaşın hazırlanmasında teknik etkenin çok büyük önceliğini gözler önüne serdi ve askeri güçle ekonomi, maliye ve endüstri enerjisini her zamandan daha çok özdeşleştirdi.


*Fels. Fransız devrimi'ne kadar harp, felsefe açısından sadece iktidarı ele geçirme ve koruma aracı olarak düşünüldü. Mesela Machiavelli şöyleki der: “Öyleyse bir hü- kümdann harp olgusundan ve askeri örgütlenme ve disiplinden başka hiçbir amacı, düşünülecek ve önemsenecek hiçbir şeyi olmamalıdır; zira kumanda edenlere özgü tek sanat budur ve öylesine kuvvetli bir sanattır ki, doğuştan hükümdarların iktidarda kalmalarını sağlamış olduğu benzer biçimde, bir çok kaz bayağı insanların da iktidarı ele geçirmelerine yarar; buna karşılık, hükümdarların kendilerini askerlikten çok dünya zevklerine verdikleri vakit, devletlerini yitirdikleri görülmüştür†(Hükümdar, [il Principe], 14). Bu görüşe gore yalnız amaç, şu demek oluyor ki iktidar önemlidir; harp ve savaşan insanoğlu, araçtan başka bir şey değildir Bu görüşle Rous- seau'da da karşılaşılır; Rousseau da savaşı, yalnızca, insanları alet benzer biçimde kullanarak bir devleti yıkma aracı olarak görür: "Demek ki harp, insandan insana değil, devletten devlete bir ilişkidir ve bu ilişki içinde kişiler, insan hatta yurttaş olarak değil, asker olarak; yurdun üyeleri olarak değil, savunucuları olarak ve sadece bir tesadüf sonucu düşman durumuna gelirler" (Cemiyet sözleşmesi [Du contrat social], 1,4). D'Alambert'in düşüncesi daha da serttir Ona gore “siyasetin insanları aldatma sanatı olması benzer biçimde, harp sanatı da onları öldürme sanatıdır." (Essai sur les eİements de philo- sophie [Felsefe öğeleri üzerine deneme], 6). Bununla beraber bu düşünceler vasıtasıyla, felsefenin harp ve politika içinde saptadığı bağ da görülmektedir. Fransız devrimi'nin yol açmış olduğu dönüşümler ve Na- polöon savaşları, bu bağları daha da pekiştirdi. Hegel'e gore harp yalnız iktidarın alınıp korunmasını sağlamakla kalmaz, hem de toplumsal bağlılığı da sürdürür. Hakkaten de hükümetin “düşünen somut tinin ta kendisi" olarak, bir toplumun tümünü oluşturan parçaların bağlılığını ve birliğini sağlamasına karşılık, servet ve refah edinimi bu bağlılığı tehlikeye düşürür. Bu durumda hükümet için harp, “birliğin dağılıp gitmesini ve tinin yok olmasını önlemek olanağını elde eden şeydir"; öyleki “zevk, toplumsal birliğin dağılmasına yol açarken, harp bu birliğin tekrardan kurulmasını sağlar†(Tinin görüngübilimi [Phâ- nomenologie des geistes], 2,6, "Tin").

Harp üstüne düşünme, Clausevvitz'le beraber bütünselleştirici olmaya yöneldi. Clausevvitz şöyleki der: "Harp, daha geniş çapta bir düellodan başka bir şey değildir" (Harp üstüne [Vom Kriege], 1.1). Bu düellonun amacı, "... başkasını kendi buyruğu altına almaktır; aslolan ve ilk niyeti ise, hasmı hiçbir direnişte bulunamayacak bir duruma getirmek için yenmektir" (ay. ypt.). Bununla beraber, başkasının kendi irademize bu uydurulması, siyasal bir ereğe yönelik siyasal bir durumun sonucundan başka bir şey değildir; öyleyse harp da "siyasetin başka araçlarla sürdürülmesi"nden başka bir şey değildir (ay. ypt., 1,24); siyasete bağlanan harp, bir sanat ya da bilim değil, bir "toplumsal varoluşun bir parçası [...], büyük çıkarların kanla sonuca bağlanan bir çatışmasıdır ve diğeri çatışmalardan yalnızca bu bakımdan aynlır Sa/aşı bir çıkarlar çatışması olan ticarete benzetmek, herhangi bir sanata benzetmekten daha doğrudur; [...] (harp) siyasete daha da çok benzeı; zira politika de [...] büyük seviyede bir tecim olarak kabul edilebilir" (ay. ypt-, 2,3).

Marx ve Engels'i, örneksiz katkısını önemle belirttikleri Clausevvitz'in yapıtında aslolan ilgilendiren şey, kuşkusuz harp, ekonomi ve politika arasındaki bu ilişkidir Maraçılığa gore harp, devletler içinde meydana getirilen ve belirli tutumsal ve siyasal hedeflere yönelik silahlı bir savaşımdır. Marx ve Engels, şöyleki yazarlar: "Rekabet savaşımının yürütülüp bir sonuca bağlanmasını, son aşamada savaşlar ve bilhassa deniz savaşları sağladı†(Alman ideolojisi [Deutsche ideologie], 1). Engels, şöyleki der: "Eskiden yalnızca tecavüzlerin öcünü almak ya da yetersiz duruma gelen bir toprağı genişletmek için meydana getirilen harp, artık yalnızca soygun ereğiyle yapılmaya başlandı ve devamlı bir endüstri kolu durumuna geldi†(Ailenin, hususi mülkiyetin ve devletin kökeni [Der Ursprung der Familie des Privatei-gentums und der Staats], 9).

Harp üstündeki marxçı fikir, haklı savaşları haksız savaşlardan ayıran Lenin'in ve bilhassa Mao Zıdong'un tezleriyle sürdürüldü. Mao şöyleki yazar: "Biz haklı savaşlardan yana ve haksız savaşlara karşıyız. Tüm devrimci savaşlar haklı ve tüm karşı devrimci savaşlar haksızdır†(Çin devrimci harbinde strateji problemler, 1 aralık 1936). Sadece bu durum, marxçılığa gore sonsuz bir halde sürmez; savaşlar, tutumsal ve siyasal derslik sömürüsünden lanır; bundan dolayı: “insan toplumunun gelişmesi, sınıfların ve devletin ortadan kalkmasına yol açmış olduğu vakit, savaşlar da ortadan kalkacaktır. [...] Bu dönem, insanlığın sonsuz sulh süreci olacaktır" (ay.ypt)


*Sonbahar. sant. Harp, Tarihöncesi dönemden başlayarak sanat yapıtlarına mevzu oldu. Eski Mısır; Asur, Yunanistan ve Roma'da konusunu savaştan alan yapıtlar üretildi. Ortaçağ'ın ve Rönesans'ın tezhipçileri, ressam ve heykelcileri de bu temayı işledi. Le- onardo da Vinci'nin Anghiari, Michelange- lo'nun da Cascina savaşı için Horansa senyörlerinin siparişi üstüne yaptıkları eskizler Tiziano'nun Cadore savaşı (Dukalar sarayı, yitik) ya da Rubens'in Amazonlarin savaşı (Münih pinakoteki) ünlüdür. XVII. yy.'da Fransa'da harp tablosu ayrı bir tür haline geldi: Vfeın der Meulen, Callot, Jearı-Baptiste Martin, J. Parrocel bu türden yapıtlar verdiler. XVIII. yy. için Charles Parrocel, Casanova, Loutherbourg, Rene LEnfarrt, Napoleon süreci için de Louis David, Gros, Göricault'nun adları sayılabilir Delacroix' nın Haçlıiarin İstanbul'a girişi, Horace lfernet, Meissonnier, Detailte, Rochegrosse'un tablolarından da söz etmek gerekir. Dunoyer de Segonzac ve Luc Albert Moreau, Birinci Dünya savaşı'nı askerin gözüyle resimlediler; Verdun cehennemi, Otto Dix'in dehşet verici ofortlanyla tasvir edildi.


*İkonogr Eskiler savaşı, miğferli, zırhlı, saçları dağınık, elinde çevresini alevler içinde bırakan bir meşale tutan Bellona olarak canlandırmışlardır. Bruegel, harp alegorisi Dulle Griet (Anvers) için bu simgeyi kullandı. Gümrükçü Rousseau'nun Harp'ı (ya da Ihtilaf) [1894 Bağımsızlar salonu] yabanıl çiğliğiyle benzer bir anlayış ortaya koyar Le Brun, Versailles'daki Harp salonu'nda Bellona imgesini kullandı. Callot'nun (Savaşın sefaletleri) ve Goya'nın (Savaşın* felaketleri) tüyler ürpertici bir gerçekçilikteki gravür dizileri, zaman içinde alegorik bir kıymet kazanmıştır. Otto Dix'in 1914-1918' deki harp meydanlarını ele almış olduğu gravürlerde, Goya'da olduğu benzer biçimde vahşet, çarpıcı bir düzeye ulaşır. Buna karşılık Gromaire, Harp'ı (1925, Paris kenti Art moderne müzesi), kıyameti bekleyen sessiz güç olarak, siperlerde oturmuş askerlerle yansıtır. Picasso Guernica' yı gerçekleştirmiş oldu (1937); Vietnam savaşı bilhassa Fransa'da, Jeune Peinture salonu sanatçılarının esin membaı oldu.


*Oy. Harp oyunları 1959'da ABD Birleşik Devletleri'nde ortaya çıktı. Oyun kare ya da sekizgen biçiminde bölmelere ayrılmış ve bir harp alanı haritasını betimleyen bir tabla üstünde düşman orduları temsil eden piyonlar ve bir ya da birden çok zarla oynanır. Harp oyunu, geçmişte meydana getirilen savaşları incelemek ve geleceğin savaşlarına hazırlanmak için XIX. yy.'da askerler tarafınca geliştirilmiş olan kriegspiel'in siviller için hazırlanmış bir biçimidir ve amacı yalnızca hoşça zaman geçirtmektir.


*Sey. oy. OsmanlI şenliklerinde yalancı savaşlar, şenliğin mühim öğelerinden birini oluşturuyordu. Bu harp oyunlarında kimi kez suda, kimi kez karada dekor olarak hazırlanan kaleler ya da gemilerde, oyuncular iki gruba ayrılıyor; evvelinde hazırlanmış vakalar dizisine uygun olarak gerçek ya da düşsel bir savaşı canlandırıyorlardı. Savaşlar, çoğu zaman OsmanlIlar ile hıristiyanlar ya da OsmanlIlar ile İranlIlar içinde geçiyor, Osmanlılar'ın zaferi, düşmanın esir alınması ve kaleye bayrak dikilmesiyle sonuçlanıyordu.


*Tar: iki tekerlekli harp otomobilleri tarihte ilk kez Mezopotamya'da görüldü (İ.Ö. III. bin-yıl). Ur ve Kargamış'ta meydana getirilen kazılarda kağnı tekerleği biçiminde iki ya da dört tekerlekli ağır harp arabalannı betimleyen kabartmalar gün ışığına çıkanldı. Bu ara- balann tahtadan olan gövdeleri hayvan derileriyle kaplıydı, iû. İli. binytl'ın oıtalann- da arabalann oku, daha öncesi dört tekerlekli araçlann düz okuna gore değişmeye başladı. Daha kolay yol alma ve daha büyük hız elde etme amacıyla, bunian çeken dört atın sırtına koşum kayışlan takıldı. Bu gelişmeler sonunda Eski Dünya'nın tarihinde büyük ehemmiyet taşıyan bir harp aracı hayata merhaba dedi.

İlk Mezopotamya harp arabalannda bir mızrakçıyla bir sürücü olmasına rağmen, aracın direkt harbe katılmış olduğu münakaşaya açıktır. Gerçekte harp arabalan harp alanlanna ivedilikle asker yetiştirmek için yapılmış oldu. İ.Û. 1435'te Mısırlılar tekerlekleri ispitti ve sandığı kavisli harp arabalan yaparak bunian ilk kez Mitanni halkına karşı giriştikleri harpte ön saflarda kullandılar. Yüzyılın sonlanna doğru tekerlekleri dört ispitti hafifçe harp arabalan tüm Ortadoğu'da kullanıldığı benzer biçimde, Girit'te ve Anadolu'da da yaygınlık kazanmıştır. Anadolu'da Hititler'in Erken İmparatorluk döneminde kullandıkları harp arabalan çok hafifçe ağaçtan yapılır ve iki at tarafınca çekilirdi. Hız ve manevra kabiliyeti yüksek olan bu arabalann her birinde, ortada sürücü, bir yanda uzun mızrak ve yayla donatılmış vurucu, öte yanda hücum eden düşmana kalkanla karşı koyan koruyucu olmak suretiyle üç savaşçı bulunurdu. Hititler harp otomobillerinden çoğu zaman düz alanlarda meydana getirilen savaşlarda yararlanırlardı. Hitit kralı Muvattalis Mısır firavunu Ramses H'ye karşı giriştiği Kadeş savaşı'nda ordusunu 3 500 harp otomobiliyle donatmıştı. Geç Hitit döneminde de harp otomobilleri imparatorluk döneminde olduğu benzer biçimde iki attı ve iki tekerlekliydi ve gene her tekerleğin altı ispiti vardı. Sadece, evvelkinden değişik olarak otomobillerde biri sürücü, diğeri de okçu olmak suretiyle iki savaşçı bulunurdu. Asur harp arabalannın da Hititter'de olduğu benzer biçimde çok hafifçe ağaçtan yapılmış bir sandığı, altı ispitti iki tekerleği, değişik halde otomobile koşulu üç ya da dört atı vardı. Urartu harp otomobilleri da Asurlular'ınki benzer biçimde iki tekerlekli olmakla beraber at koşum takınılan çok süslüydü.

Şang hanedanı süreci mezarlarında meydana getirilen kazılardan çıkanlan tunç harp otomobili levhaları ve at koşumları, otomobil yapımının Çin'e İ.Û. XIV. yy.'da girdiğini gösterir. iû VIII. yy.'da kullanıma giren yunan harp arabalannın tekerlekleri dört ispittiydi ve tekerlekler durağan(durgun) durumdaki arka dingile bağlıydı. Bu otomobiller çoğu zaman yalnızca ortadaki ikisinin koşum kayışlanyla bağlı olduğu dört at tarafınca çekilirdi. Harp ara- balannı Batı Avrupa'ya ve Britanya adala- nna Keltter tanıttı (İ.Û. V. yy.). Kelt arabalannın beden meydana getirilen Yurıanlılar'ınkinden oldukça ağırdı. Kabartmalarla süslü otomobil sandığı ve oku, tekerlekler ve dingil bütünüyle metaldi. Keltter bu yan yana dört atlı arabalan İ.S. IV. yy.'a kadar kullandılar.

Arabalannı geliştirerek önceleri yalnız savaşlarda kullanan Romalılar, hemen sonra bunian koşu alanlarında, otomobil yarışlarında kullanıma sokunca, arabacılık Roma' da daha da ehemmiyet kazanmıştır. Yarış amacıyla meydana getirilen roma arabalan iki, üç ve dört atlı olduğu benzer biçimde, kimi zaman on at koşumlu darılan bile vardı, imparatorluk döneminde köpekler ve devekuşları tarafınca çekilen yarış otomobillerine da rastlandı, imparatorluk parçalandıktan sonrasında Bizans diye de anılan Doğu Roma'ya sıçrayan harp otomobilleri yarışı merakı, bu devletin günlük yaşamında kimi vakit ayaklanmalara bile niçin dacak kadar mühim bir yer tuttu.


*Tanm.

•Biyolojik harp. Eski Çin'de turunçgil bahçelerini çeşitli zararlılardan korumak için karıncalar kullanılırdı. 1760'larda, çekirgelerle savaşmak için Hindistan' dan bir kuşun (Acridotheres trisis) Mauritius adasına sokulması benzer biçimde bazı göz kamaştırıcı başanlar bir yana, bu tekniğin tam bir kabul görmesi için XIX. yy.'ın sonlannı beklemek gerekti.

Böcekbilimdeki ilerlemelerden başka, bu devrimin temelinde iki ana etmen yatar:

ekonomik beklentilerin önemi (geniş çapta sanayi bitkileri üretiminin başlaması) ve bazı zarariılann bir yerden başka yere taşınmasını kolaylaştıran dünya ticaretindeki süratli gelişme Bunlann naturel düşmanlannın bulunmadığı bölgelere girmesi bazı yerlerde tanm bitkileri için gerçek bir afet oldu. Avustralya'da yaşayan bir kırmızböceği (İcerya purchasi) 1868'de Kaliforniya'ya sokulur sokulmaz turunçgil bahçelerini kısa sürede silip süpürdü. Dirençli asma çeşitleri üreterek, Avrupa bağlarını filoksera belasından kurtaran ameri teli böcekbilimci C. V. Riley, Avustralya'dan bu kırmızböceğinin çeşitti naturel düşmanlan getirtmiş ve bunlar arasından bir uğurböceğini (Novkıs car dinalis) seçerek yetiştirmiştir. Bu uğurbö- ceklerinin çiftçilere dağıtılması, turunçgil bahçelerini kurtardı. 1874'ta bir başka uğurböceği, yaprak bitleriyle savaşmak için, Ingiltere'den Yeni Zelanda'ya gönderildi.

Bazı dikkate kıymet başanlara karşın, bilhassa İkinci Dünya savaşı'ndan sonrasında, D.DI benzer biçimde kısa sürede büyük başarı kazanan pestisitterin kullanım alanına girmesi, biyoloji ve çevrebilim mevzusunda kafi bilgiye haiz olunmaması sebebiyle bazı yanlış uygulamaların yapılması (bir zararlının birbiriyle etkileşen düzinelerce düşmanı olabilir), biyolojik savaşın gelişimini yavaşlattı.

Kimyasal maddelerin yaygın olarak kullanılması sonucu, zararlılardan daha çok, onların naturel düşmanlannın yok edilmesi sakıncası ortaya çıkınca 1960'lı yıllarda biyolojik harp tekrardan ivme kazanmıştır. Tüm dünya araştırmacılarının ortaklaşa iş yapmasını sağlamak amacıyla. Internasyonal biyolojik harp örgütü (U.BSÛ.) bu yıllarda kuruldu.

•Biyolojik savaşın değişik şekilleri.

1. Asalak ya da avcı böcekleri salıverme Bu teknik korunacak alanlara, yalnız yeni ortama uyum sağlayarak çoğalabilen azca sayıda bireylerin sokulmasını öngörür. Salıverilecek organizmalar evvelinde laboratuvar- da kütte halinde yetiştirilerek de kullanılabilir ve bu takdirde yararlı türlerin fabrikalarda üretilmesi gerekir SSCB'de milyonlarca hektar tahıl ve pancar tarlası, bir fabrikanın günde milyonlarca ürettiği trikogramlar (trichogramma) kütle halinde salıverilerek korunmaktadır. Aynı zarkanattı böcek Fransa'da, mısır güvesiyle savaşmak için sınai çapta üretilmektedir. Bir sinek de (Lixophaga diatraeae) tropikal bölgelerde şekerkamışı delgi böceğine karşı aynı şekilde kullanılmaktadır

2. Özüyle öldürücü harp. Bir türün kendine karşı kullanılmasıdır. Bunun için başlıca 2 teknik kullanılır:

*çiftleşme kabiliyetleri kaybolmayan, fakat, ışınlamayla kısırlaştırtıp salıverilen adamların yavaş yavaş naturel popülasyondaki üretken adamların yerini alması.

*öldürücü gen taşıyıcı bireyler seçilerek bunların hedef alınan popülasyona sokulması. Birinci teknik, 1960'lı yıllarda Curaçao adasında, sığıriann derilerini delerek buraya yumurtalarını bırakan bir sinekle savaşmak için kullanılmıştır

3 Mikrobiyoloji yöntemleriyle harp Zararlıları yok edecek mikroorganizmalann (bakteri, virüs, mantar) kullanılmasını öngörür, lirtıllann açlıktan ölmesini elde eden Bacil- lus thuringiensis, ormanlarda çam keseli tırtıllarıyla savaşmak için kullanılır Bu bakteri, Kaliforniya'da sebze asalaklarına karşı da kullanılmaktadır Tavşanlarda bir virüs hastalığı olan miksomatoz, bu kemirgenle savaşmak için, Avustralya'ya sokulmuştur.

4. Feromontann kullanımı. Böceklerin pek çoğunca salgılanan ve bireyler içinde uzaktan haberleşme-iletişim oluşturmayı sağlamış olduğu kısa sürede anlaşılan bu maddeler biyolojik harp bağlamında yakından İncelenmektedir Ûrneğin, çok minik oranda feromon, bazı böcek türlerinde, erkekleri, kilometrelerce uzaktan, yok edilecekleri tuzaklara çekmeyi sağlar.

5 Belirli hastalıklara dirençli nebat çeşitlerinin seçilmesi.

*Karma harp. Tesir düzeyi, yalnız pestisit kullanımına bağlı etkilerle yalnız biyolojik harbe bağlı etkilerin toplamını aşar. Geleneksel kimyasal harpte kullanılan miktar

lardan daha minik dozlarda uygulanan pestisitler, yalnız zararı olan popülasyonu gûçsüzleştirmeyi sağlayarak onların naturel ya da sonradan sokulmuş düşmanlarının etkinliğini artınr. Her geçen gün gelişen bu harp yöntemi, bozulmuş olan nebat sıhhat koşullarını düzeltmeyi başarmıştır. Ziraat bitkileri zararlılarının evrimini çok iyi bilmeyi, ortak organizmaların en uygun çevrebilimini muhteşem olarak tanımayı gerektiren bu çok ileri teknik, kimyasal uygulama zamanını saptamayı mecburi kılar.


*Uluslarar. huk. Harp hukukunun temel kurallan, derlenmiş sözleşmelere (1899 ve 1907 Lahey sözleşmeleri) ya da hususi sözleşmelere (Boğucu, zehirleyici gazlarla bakteriyolojik silahlann yasaklanmasına ilişkin 1925 Cenevre protokolü, Hasta ve ya- ralılann durumu hakkında 1929 Cenevre sözleşmesi, 1949 Cenevre sözleşmeleri, vb) dayanır Bu kurallar savaşın, göreceli olarak, insancıllaştınlması amacını taşırlar, denebilir: en acımasız kabul edilen silahlann (nükleer silahlar haricinde) yasaklanması. sivillerin korunması, harp tutsaklanrıa fena davranmama.

İlke olarak, savaşan devletler içinde hukuki, diplomatik ve sözleşmelerle kurulmuş ilişkiler kesilir (iki taraflı antlaşmalar sonlanmış olur); düşman devletin vatandaşları sınırdışı edilebilir, hapsedilebilir ya da onların mallarına elkorıabilir.

Savaşan devletle üçüncü devletler arasındaki ilişkiler, tarafsızlık ilkesine dayanır üçüncü devlet savaşdışı kalmak istiyorsa tarafsızlığını belirtmeli ve buna uymalıdır Yansız devlet, bilhassa savaşan devletlerden biri ya da diğeri tarafınca harp enerjisini artıncı sayılan mallan savaşan devletlere satmamak zorundadır.


•Harp suçu. Harp hukuku kurallannı çiğneyenler hem kendi devletleri tarafınca hem de savaşan karşı devlet tarafınca cezalandırılabilirler. Bu tür suçlar bilhassa ikinci Dünya savaşı sonrasında ABD, SSCB, İngiltere ve Fransa içinde meydana getirilen 8 ağustos 1945 tarihindeki Londra sözleşmesinde ele alındı. Harp suçuyla suçlandırılan alman ve japon yöneticiler Nürnberg ve Tokyo mahkemelerinde yargılandılar ve ağır cezalara çarptınldılar.


*Uluslarar. huk. ve Anayas. huk. Harp halinin tanınması, üçüncü bir devletin bir ülke içindeki çarpışan hükümet güçleriyle isyancılar içinde yansız kalacağını belirten davranışıdır; böylelikle yönetime karşı ayaklanan taraf internasyonal bir statü kazanmış olur. Bunun sonucu olarak, savaşan taraflar kimi güvencelerden ve harp hukukuna dayanan kimi haklardan yararlanırlar.

Harp hali deyimi iç hukukta, bir hükümetin kendisine karşı ayaklanan bir gruba harp yasalannı uygulayacağını belirtmesiyle ortaya çıkan durum için de kullanılır.

Kaynak: Büyük Larousse




Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı savaşım, muharebe, harp, cenk.

Uğraşma, kavga, savaşım.

Hayvanların birbirleriyle yapmış olduğu savaşım.

Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen savaşım.

Bir toplumun başka bir topluma, isteğini benimsetme amacıyla tüm olanakları ve güçleriyle yaptıkları tertipli hücum.

Silahlı çatışma.

iki taraf teşkilat, ülke ya da ülkeler topluluğu içinde meydana gelen silahlı vuruşma, cenk, muharebe, harb. doğuş, kavga. savaşım uğraş





  • Soğuk harp nedir?


  • Mustafa Kemal Atatürk'ün harp taktiği nedir?


  • Soğuk Harp sonrası küresel sistemin evreleri arasındaki farklılaşma nedir?




 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Savaş Nedir?
Savaş Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/savas-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/savas-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content